Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    2009 ve 2010 büyüme hızı
    Fatih Özatay, Dr. 29 Haziran 2009
    2009'un ilk çeyreğine ilişkin milli gelir rakamları salı günü açıklanacak. Çok yeni bir bilgi içermeyecek bunlar. Açıklanacak rakamların, yılın ilk çeyreğinde çok büyük bir oranda küçüldüğümüze işaret edeceğini herkes biliyor. Üstelik beklenen küçülme oranı da iki haneli.Daha önemlisi bundan sonra ne olacağı. [Devamı]
    Geleceğe kalkan son treni yakalayabilecek miyiz?
    Hasan Ersel, Dr. 29 Haziran 2009
    Dünyada mevcut sistemin işleyişindeki bazı sorunlar üzerine yapılan çalışmalarda epeyce yol alınmış görünüyor. Üstelik yalnızca mali alanda değil, toplumsal adaletsizlik ve çevre gibi sorunların çözümü için de adımlar atılıyor. Peki Türkiye, bu gelişmelerin neresinde?   Dünyanın gündemi ile bizimki pek birbirine uymuyor gibi görünüyor. Dünya giderek çok ciddi bir sorunlar yumağıyla karşı karşıya olduğumuz konusunda anlayış birliğine ulaşmakta. Birbiri ardından bu sorunların altından kalkabilmek için uzun soluklu bir bakış açısıyla neler yapılması gerektiğine ilişkin öneriler ortaya atılıyor. Geçen hafta bu yönde bir adım da Birleşmiş Milletler'den geldi. 24-26 Haziran 2009 tarihleri arasında New York'ta "Conference on the World Financial and Economic Crisis and Its Impact on Development" ( [Devamı]
    Başkalarının krizleri, bizim krizlerimiz
    Fatih Özatay, Dr. 28 Haziran 2009
    Bir ölçüde 2006'dan, ama çok daha belirgin olarak 2007'den beri ekonomi politikası açısından patinaj yapıyoruz. Mesela 2007'de bütçe açığımız yükselmeye başladı ve yaklaşan yerel seçimler nedeniyle 2008'de daha da arttı. Küresel krize pek avantajlı bir konumda girmedik.Bunların hepsi doğru. Doğru da sonuçta bu bizim krizimiz değil. Bizim çıkarmadığımız, ama şimdiki gibi 'doyasıya' yaşadığımız bir başka kriz daha var: 1998-1999 krizi. Gelin bugün o krizde başımıza gelenlere biraz bakalım. [Devamı]
    Çin'deki gelin kıtlığını çözemezsek küresel büyüme zor
    Güven Sak, Dr. 27 Haziran 2009
    Bu hafta Dünya Bankası'nın 2009 yılı Küresel Kalkınma Finansmanı raporu TEPAV'da tartışıldı. Buyurun size üç adet tespit: Birincisi, 2010 yılı 2009 yılından daha iyi olacak. İkincisi, 2010 yılının iyileşmesi 2009 yılının hasarını telafi edemeyecek. Üçüncüsü, küresel büyümenin kaynağı iç pazarlar olacak, özellikle Çin ve Amerikan iç pazarları. İsterseniz tam da bu noktadan daha eğlenceli bir konuya geçelim. Büyümenin kaynağı iç pazar olacak, bunun için geniş iç pazara sahip ülkelerin, başta Çin'deki tüketicilerin, daha fazla tüketmesi ve de daha az tasarruf etmesi gerekecek. Ama Haziran 2009'da yayımlanan bir çalışma, Çin'in yüksek iç tasarruf oranının son derece yapısal bir faktörden kaynaklandığını duyuruyordu. Çin'in yüksek tasarruf oranı giderek yükselen cinsiyet (erkek/kad [Devamı]
    Krizden çıkış kolay mı
    Hasan Ersel, Dr. 26 Haziran 2009
    İktisadi krize biraz da Türkiye dışından bakmayı denemekte yarar var diye düşünüyorum. Sorunum da kendi yarattığımız gündemin içine kendimizi hapis edip etmediğimiz! Aklımıza takılan sorulardan birisi iktisadi durumdaki bozulmanın devam edip etmediği. Şu "dip" sorunu.. Bu soru sadece bizde sorulmuyor. Ama bizde bu sorunun yanıtına verilen önem biraz abartılı. Kuşkusuz ekonomideki bozulmanın devam etmesi ile duraklaması arasında bir fark var ancak ekonomi "berbat" bir duruma gelmiş ve o noktaya yerleşip kalmışsa buna memnun olmak için de bir neden yok. Sanırım, dünyada hâkim olan görüş, kötüleşmenin ivme kaybettiği biçiminde. İyileşme olduğunu söyleyen pek yok galiba. Kötüleşmenin durduğunu savunanlar ise daha çok. Bu görüş bir dereceye kadar işe yarıyor olabilir. Şöyle ki: "Kötüleşme durmu [Devamı]
    Bizim şanssızlığımız, para politikasının şansı
    Fatih Özatay, Dr. 25 Haziran 2009
    Finansal kriz açısından bakıldığında en kötünün büyük olasılıkla geride kaldığı anlaşılıyor. Ancak istihdam ve büyüme açısından bakıldığında ise toparlanmanın oldukça uzun süreceği belirginleşiyor. Özellikle yurtiçi tasarruf miktarının yetersiz olduğu, bu nedenle yatırımların ve dolayısıyla büyüme hızının arzulanan oranda artırılamadığı bazı yükselen piyasa ekonomilerinde bu sorunun daha da ağırlaşması beklenir. [Devamı]
    2010'da neden temkini elden bırakmamak lazım
    Güven Sak, Dr. 25 Haziran 2009
    Bu hafta "2010 küresel anlamda bakıldığında nasıl bir yıl olur" sorusu üzerinde duruyorduk. Konuya, geçen hafta Reuters'a düşen bir haberle başlamıştık: IMF 2010 yılı küresel büyüme tahminini yukarıya doğru revize etmişti. Bu, IMF'nin beşinci 2010 yılı büyüme tahmini revizyonuydu. Nisan 2008'den beri tahminler, tam üç kez, hep aşağıya doğru gözden geçirilmişti. Şimdi ilk kez revizyon yukarıya doğruydu. Revizyonun boyutu son derece temkinliydi. IMF, 2010 için bir süre önce 1.89 diyordu. Şimdi yüzde 2,4 demeye başlayacak, ayrıca Dünya Bankası da yüzde 2 dedi. (Bu arada Dünya Bankası 2009 için Türkiye tahminini yüzde 5,5 küçülme olarak değiştirdi. Hatırlayın; TEPAV'ın Mart 2009'da açıkladığı 2009 yılı Türkiye büyüme tahmini de böyleydi.) Şimdi bu duruma göre, IMF'ye temkinli iyims [Devamı]
    2010 nasıl olur
    Güven Sak, Dr. 23 Haziran 2009
    Herkes iktisatçıları sevmemeye devam ediyor. Kabul edin kimse daha buradan nasıl çıkacağımızı bilmiyor. Bize bunu bir türlü söyleyemeyen iktisatçıları elbette sevmiyoruz. Ama bugünlerde havada yaygın bir umut kokusu var. Bakın bunu sağlam bir biçimde değerlendirmekte fayda var. 2010 yılına bakıp daha umutlu olunca ne demek isteniyor? Geçenlerde Reuters ekranına IMF'nin G-8 toplantısında açıklayacağı yeni 2010 büyüme tahmini düştü. Buna göre dünya milli geliri 2010 yılında yüzde 2,4 artacaktı. Gelin bugün bu rakamın ne anlama geldiğine bir bakalım ve 2010 yılı ile ilgili bir değerlendirme daha yapalım. [Devamı]
    Doğru politikanın oluşturduğu yanlışlık
    Fatih Özatay, Dr. 22 Haziran 2009
    Küresel krizin bundan sonra nasıl gelişeceğine ilişkin çoğu iktisatçının üzerinde anlaştığı nokta, artık en kötünün geride kaldığı şeklinde. Asıl anlaşmazlık, bundan sonra hangi hızla toparlanmanın gerçekleşeceği konusunda. Büyük olasılıkla en kötü geride kaldığına göre yavaş yavaş 'en kötü öncesi' dönemi masaya yatırmak zamanıdır şimdi. Para politikasıyla başlayayım. [Devamı]
    İktisatçılar boş ümit vermediler
    Hasan Ersel, Dr. 22 Haziran 2009
    Anadolu Üniversitesi'nin düzenlediği "Uluslararası Anadolu İktisat Kongresi" birçok ülkeden akademisyeni bir araya getirdi. Eskişehir ve üniversiteden etkilenen iktisatçılar, iktisat politikası konusunda ise gayet gerçekçiydiler.   Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü 17-19 Haziran 2009 tarihleri arasında "Uluslararası Anadolu İktisat Kongresi" başlıklı bir etkinlik düzenledi. Her şeyden önce bu kongreyi düzenleyen, emeği geçen herkesi kutlamak istiyorum. Gerçekten çok başarılı bir toplantıydı. Çok değişik alanlarda, çok sayıda ve farklı görüşleri yansıtan tebliğler sunuldu ve tartışıldı. Kendi hesabıma bu etkinliğe katılabilme fırsatını elde ettiğim çok memnun oldum. Katılabildiğim toplantılardan çok yararlandım, epeyce de öğrendim. (İki noktayı açayım: [Devamı]