Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Şu stok değişimi rakamları
    Hasan Ersel, Dr. 10 Temmuz 2009
    TÜİK'in yayınladığı GSYH büyüklüğünün bileşenlerinden birisi de Tablo'da verilen cari ve sabit fiyatla stok değişmeleri. 2009 yılının ilk çeyreğinde ciddi bir stok erimesi görünüyor. Cari fiyatlarla 15.4 milyar TL! Bunun önemini biraz daha vurgulayabilmek için aynı dönemdeki (üç aylık) cari fiyatlarla GSYH'ya oranlarsak yüzde -7,3 çıkıyor. Oysa 2008 yılının aynı döneminde bu oran sadece yüzde -1,8. Tabii, bu stok erimesi, GSYH'daki düşüşe de önemli katkı yapıyor. İnsanın aklına "ne oldu da 2009 yılının ilk çeyreğinde, ekonomide hem iç ve hem de dış talep daralırken, stoklar bu kadar eridi?" sorusu geliyor. Türkiye ekonomisinde 1998 sonrasına ilişkin yayınlanan stok serilerindeki davranışa baktığımızda her yılın üçüncü çeyreğinde ciddi bir stok birikmesi olduğu görülüyor. Bunu hasat nedeniy [Devamı]
    Çabuk unutuyoruz
    Fatih Özatay, Dr. 09 Temmuz 2009
    Son açıklanan veriler, beklendiği gibi ikinci çeyrekte de işlerin yolunda gitmediğini ortaya koydu. Haziran ayında ihracat 2008'in haziran ayına kıyasla yüzde 32.8 oranında azaldı. Mayıs ayı sanayi üretimi ise bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 17.4 oranında daha düşük bir düzeyde gerçekleşti. [Devamı]
    Bildiğimiz dünyada risk iştahı nasıl artar
    Güven Sak, Dr. 09 Temmuz 2009
    Adam Smith bu günlerde kısa süreliğine aramıza dönseydi, bundan yaklaşık iki yüzyıl önce ortaya koyduğu kehanetin gerçekleşmekte olduğunu düşünmez miydi? Düşünürdü. Ne demişti? Batı'nın Doğu'ya doğru uzanan ve Doğu için bir talihsizlik gibi duran ilerlemesinin sonunda Doğu'nun güçlenmesi ile sonuçlanacağını öngörmüştü. Netice kuvvetlerin eşitlemesi olacaktı. Bu günlerde yoksa tam da bunlar mı oluyor? Ne oluyor; ayaklar baş, başlar ayak mı oluyor? Aman Allahım, yoksa bildiğimiz dünyanın sonu mu geliyor? Belki de günün sorusu şu olmalıdır: Bildiğimiz dünyada risk iştahı nasıl artar? Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Nedir dünyanın problemi? Doğu'da, Çin'de ve Hindistan'da işler hiç de o kadar kötü gitmiyor. Özellikle Çin'le ilgili yapılan çalışmalar, çıkan haberler şunu [Devamı]
    Neden şimdi daha kötümserler
    Güven Sak, Dr. 07 Temmuz 2009
    Rüzgârın daha sert esmesinden midir? Yoksa birdenbire etrafı bulutların kaplamasından mı? Gelen haberlerin kötüleşmesinden mi? Yoksa analistlerin içini bir anda bir karamsarlığın kaplayıvermesinden midir? Ya da "atılan adımların akim kalmasından mıdır?" Daha bilinmez. Ama görünen şudur: Son bir aydır hava dönüyor. Etrafı daha negatif haberler sarıyor. Dünün "her şey yarın aniden iyi olacakmış gibi yapan" yeşil filiz muhabbeti yerini daha karamsar bir ortama bırakıyor. Daha bunun Türkiye ile doğrudan bir alakası yok elbette. Ama bakın bir alakası var. Çünkü yapılacak işler var. Gelin bugün neredeyiz diye bir durum tespiti yapalım. Önce Türkiye'deki durumu kataloglayalım, müsaadenizle. Biz şimdilik iktisadi kriz ile ilgilenmiyoruz buralarda. Dedik ya, biz galiba bu krizin kontrol [Devamı]
    Yangına körükle gitmek
    Fatih Özatay, Dr. 06 Temmuz 2009
    İki yazıdır ekonomi kitaplarının ilk bölümlerindeki ekonomi politikalarına saplanıp kalmanın nasıl da Türkiye'yi yanlış politikalara yönlendirdiğinden söz ediyorum. Aslında bu köşenin düzenli izleyenleri açısından yeni bir tema değil bu. Dönüp dolaşıp laf buraya geliyor. [Devamı]
    Rant hülyasıyla zenginlik sevdasından vazgeçip tasarruf ve yatırım yapmalıyız
    Hasan Ersel, Dr. 06 Temmuz 2009
    'Genç nüfusumuz, ekonomimiz güçlü, sahip olduğumuz potansiyel ve stratejik konumumuz' gibi argümanlarımız esasen tartışmaya açık argümanlar. Rant hülyalarıyla zengin olmayı bırakıp tasarruf ve yatırıma yönelmeliyiz. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olmak gibi bir niyeti var. Gerçi bu niyetinde ciddi mi onu anlamak biraz zor ama öyle olduğunu kabul edelim. Peki AB böyle bir ortak istiyor mu? Bu soruyu, bu günlerde Türkiye'de sorarsak galiba çoğunluk "Hayır, Türkiye'yi ortak olarak görmek istemiyorlar" diye yanıt verecek. "Neden istemiyorlar" sorusuna ise ayaküstü verilen yanıtların çoğunluğu özünde "bizi sevmiyorlar" biçiminde. Ama bu gerçek yanıt mı, lafı uzatmamak için mi söyleniyor belli değil. Herhalde her aklı başında insan, kimsenin "sevdiği için" birisiyle ortak olmaya kalkışm [Devamı]
    Patinaj senaryosu (2)
    Fatih Özatay, Dr. 05 Temmuz 2009
    2010 ve 2011'e ilişkin temel ekonomik senaryom 'patinaj' senaryosuydu. Perşembe günü bir miktar neden patinaj yapma ihtimalimizin yüksek olduğu üzerinde durdum: Bizim gibi ülkelere gelecek dış kaynak miktarı 2010'da da az olacaktı. Dış talebin, dolayısıyla da ihracatımızın toparlanması zaman alacaktı. Çok yüksek işsizlik düzeyi yaklaşan seçimler nedeniyle panik halinde tutarsız ekonomik kararlar alınması olasılığını yükseltiyordu. Artık 'yeni şeyler söylememiz lâzımken', tasarım özürlü olmamızın 'eskide' saplanıp kalmamıza yol açması beklenirdi. [Devamı]
    Rekor daralma ne anlama geliyor
    Hasan Ersel, Dr. 03 Temmuz 2009
    Salı günü TÜİK, ekonomimizin 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 13,8 daraldığını açıkladı. Merak edip, The Economist dergisinin (Haziran 27-Temmuz 3, 2009 sayısı) arka sayfasında verilen istatistiklere baktım "Bizim kadar daralan kimse var mı?" diye. Yokmuş. Bu sayfada 43 gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeye ilişkin istatistiksel bilgi var. GSYH'deki düşüş rekoru ciddi bir farkla bizde. Türkiye'ye en yakın oranda daralan ülkeler yüzde -10,2 ile Tayvan ve yüzde -10,1 ile Singapur. Ama bu ülkelerle bile aramızda epeyce fark var.  Anlaşılan gelişmekte olan ülkeler dünyasında bu krizden pek etkilenmeyen (Arjantin, Hindistan), az etkilenen (Brezilya, Güney Kore), çok etkilenen (Rusya, Tayland, Tayvan) ülkeler ve bir de Türkiye var. Bu dünyanın da kalanından kendimizi yalıtmayı becermişiz. Tesel [Devamı]
    2010 ve 2011: Patinaj senaryosu
    Fatih Özatay, Dr. 02 Temmuz 2009
    Herkesin çok büyük bir daralmanın gerçekleştiğini düşündüğü yılın ilk yarısına ilişkin milli gelir rakamları salı günü açıklandı. Beklendiği gibi oldu: Bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla yüzde 13.8 oranında küçüldük. Kamu tüketimi ve yatırımındaki çok önemli artışa karşın gerçekleşti bu küçülme. [Devamı]
    Seçimi hemen yaparsak, işimize odaklanabilir miyiz
    Güven Sak, Dr. 02 Temmuz 2009
    Bir küresel "başarı" öyküsüne daha imza attık. Türkiye ekonomisi 2009 yılının ilk çeyreğinde dünya küçülme rekorunu kırdı. Küçülme bu dönemde bütün dünyanın problemi ama bu kadar çok küçüleni yok. Üstelik yılın ilk çeyreğinde utanmadan büyüyen ekonomiler de var. Neden biz böyle olduk? 2001 krizinden sonra uygulanan programın getirdiği, göreli istikrar ile Gümrük Birliği anlaşmasının birleşmesi bizi hızla küresel ekonominin daha entegre bir parçası yapmıştı. Şimdi oradaki daralmayı şiddetle hissediyoruz. Biz istedik, daha fazla dünyalı olduk, şimdi ise ceremesini çekiyoruz. Parçası olduğumuz Avrupa pazarının hızla daralması da elbette bunda etkili. Ama bakın bir neden daha var: İktidar kavgasının getirdiği bir hareketsizlik de etkili, yerlerde sürünen performansımızda. Yöneticil [Devamı]