Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    İhraç pazarlarımızda çeşitlenme var mı?
    Fatih Özatay, Dr. 22 Nisan 2010
    Bu köşede, pazartesi günü, 2001 krizi ile küresel kriz sırasında gerçekleşen ihracat hareketlerinin çok farklı oldukları sonucuna ulaşılmıştı. 2001 krizinde (reel) mal ve hizmet ihracatımızda bir düşüş gerçekleşmemişti. Oysa şu sıralar toparlanmakta olan ihracatta son krizin başlangıç döneminde önemli bir düşüş gerçekleşti. Bu toparlanmaya karşın, ihracatın krizden önceki zirve değerinin hala altında seyrettiğini de hatırlatayım. İhracatımızın bundan sonra izleyeceği yol ekonomimizin büyüme hızının alacağı büyüklük açısından temel belirleyicilerden biri olacak. Mal ihracatımızın yaklaşık yarıya yakın bir kısmı Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere yönelik. Yapılan tahminler AB'nin toparlanma hızının yavaş olacağını gösteriyor. Açık ki ihracatımız açısından olumsuz bir olgu bu. Ek [Devamı]
    Kayıtdışılıktan haberdar olmak isteyen küçük ilanlara baksın
    Güven Sak, Dr. 22 Nisan 2010
    Kayıtdışılıktan haberdar olmak isteyenin Hürriyet küçük ilanlara bakması yeter. Türkiye'de yaygın bir kayıtdışı iktisadi aktivite vardır. Bunu görmek için öyle uzun uzun rapor filan yazmak gerekmez. Hele hele Sayın Başbakan'ın çıkıp 'biz zaten kayıtdışı işçi çalıştıranları biliyoruz' demesine de gerek yoktur. Esasen Hürriyet gazetesinin küçük ilanlar bölümüne bakan herkes memlekette sosyal güvenlik sistemine kayıt ve gerekli ödemeler yaptırılmadan işçi çalıştırıldığını bilir. Bu durum, memleketin ayıbı olmaya hâlâ devam etmektedir. Ancak ortada bir başka gerçek daha vardır. Toplam işgücünün her yıl artan bir bölümü artık Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamına dahil olmaktadır. 2002'den 2010'a kapsama alanına girenlerin sayısı yaklaşık yüzde 50 artmıştır. Türkiye ekonomisi son 8 [Devamı]
    Kriz askeri harcamaları azaltır mı
    Hasan Ersel, Dr. 21 Nisan 2010
    Geçen hafta Ömer Madra bir soru sordu: "Yunanistan'ın bu kriz nedeniyle aldığı önlemler çerçevesinde askeri harcamalarını azaltacağını bekliyor musun?" Bu soruya, 'evet' diye yanıt veremedim. Oysa 19 Nisan 2010 günü yazdıklarım Yunanistan için de geçerli. Hem kamu harcamalarını kısması hem de elindeki kaynakları gelişme üzerinde en olumlu katkılar yapacak alanlara yöneltmesi gerekiyor. Ama yine de Yunanistan'ın askeri harcamalarında köklü bir azaltma yapmasını zor görüyorum. Bunun temel nedeni; hemen her ülkede, askeri harcamaları kısmanın zor, artırmanın ise kolay olması. Bu da askeri harcamaların bir kamusal mal olan 'ulusal savunma hizmeti'nin sağlanması için yapılması. Kamusal mallar, iki özellikleriyle tanımlanırlar. Bu mallardan bir kişinin yararlanması bir başka kişinin [Devamı]
    İşsizlik oranı tahminleri
    Fatih Özatay, Dr. 20 Nisan 2010
    Son günlerde olumsuz veriler ardı sıra yağmaya başladı. Olumsuzluğun doruk noktasını çarşamba günü açıklanan işsizlik rakamları oluşturdu. Açıklanan veriler yeni nüfus kestirimlerine dayanıyor. Sadece iki döneme ait işsizlik verisi açıklandı: 2008 ve 2009 Ocak. Durum gerçekten vahim: Bir yıl öncesine kıyasla işsizlik oranında 3.9 puanlık artış var. Şimdilik yeni rekorumuz yüzde 15.5. Tarım dışını ele alırsanız bu oran yüzde 19 olarak karşımıza çıkıyor. İşsizlik oranındaki yükseliş şüphesiz esas olarak üretimdeki büyük düşüşten kaynaklanıyor. Bir de teknik neden var ve daha çok kriz dönemlerine özgü: Kriz döneminde aile bütçesine katkıda bulunmak üzere işgücüne katılım artıyor. İşgücü piyasasında uzmanlaşmış iktisatçılar özellikle kadınlar arasında bu eğilimin yaygın olduğunu beli [Devamı]
    Odalardan Başbakan'a yüzde 80 evet
    Güven Sak, Dr. 20 Nisan 2010
    Ben geçen perşembe Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) oda ve borsa yönetimleri ile yaptığı toplantıyı baştan sona izledim. Doğrusu ya benim toplantıdan edindiğim izlenim, gazete manşetlerinden farklıydı. Odalardan Sayın Başbakan'ın teklifine yüzde 80 evet vardı. Ama bakın nasıl bir evet vardı? Türkiye'nin en önemli meselesi işsizliktir. Peki, geldiğimiz noktada, bu alanda, ekonominin bir an önce ve hızla toparlanmasına dua etmek dışında alınabilecek somut bir tedbir, atılabilecek sürdürülebilir bir iktisadi adım yok mudur? Eğer ortada somut bir tedbir alternatifi yoksa o vakit, meseleye, artan ümitsizlik nedeniyle sosyal dayanışma açısından bakmaktan başka bir yol kalmaz. Yapılabilecek olan tek atımlık olur ama yine de bir yol bulunur. En azından seçime kadar bulunur. [Devamı]
    İki krizin ihracat öyküsü
    Fatih Özatay, Dr. 19 Nisan 2010
    Yolculuğumuza devam ediyoruz: Bugün sıra küresel kriz ile 2001 krizi sırasında yaşanan ihracat gelişmelerinde. Bu karşılaştırmaların amacı sadece geçmişi incelemek değil. En önemli amacı da değil. Önümüzdeki dönemin olası gelişmeleri hakkında ipucu elde etmek asıl amaç. Bakalım yolculuk sonunda ileriye yönelik çıkarsamalar yapabilmek mümkün olacak mı? Bugün ele aldığım ihracat verisi, sadece mal ihracatı değil. Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) hesaplarında yer aldığı şekliyle mal ve hizmet ihracatı. Bir anlamda Türkiye'nin döviz gelirlerinin toplamı. Bir diğer farklılık da, bu verilerin fiyat çeşitli kur hareketlerinden arındırılmış gerçek (reel) veriler olması. İlk grafikte, 2001 krizinden önce GSYH'nin ulaştığı tepe noktası (2000'nin son çeyreği) ile krizden sonra tekrar aynı n [Devamı]
    Krizden çıkmak ve kamu açıklarını düşürmek
    Hasan Ersel, Dr. 19 Nisan 2010
    Küresel kriz, yapacağını yaptı. Şimdilerde ikincil, belki de üçüncül etkilerini yaşıyoruz. Bu etkilerin yerel kalacağı varsayımı (ya da umudu) altında, krizden çıkış için neler yapılması gerektiği üzerinde durulmaya başladı. Galiba 2010 yılının gündeminde bu konu yer alacak. Ancak iktisat politikası yaklaşımlarında geçen yıla oranla bir fark var. 2009'da kriz ortamının yarattığı korku, dayanışma gereğini artırmış gibiydi, uluslararası işbirliği vurgulanıyordu. G-20'nin kendi kendine yeni sorumluluklar üstlenmeye kalkışması, IMF'nin etkinliğini artırmaya yönelik adımlar bu tutumun sonuçlarıydı. Bu yıl gözlediğimiz hava ise kriz öncesine benziyor. Herkes uluslararası işbirliğinden yana görünüyor ama sadece kendi sorunuyla uğraşıyor. Yunanistan krizinde takınılan tavır buna bir örn [Devamı]
    İki krizin dış kaynak öyküsü
    Fatih Özatay, Dr. 18 Nisan 2010
    Küresel kriz ile 2001 krizi sırasında yaşananları karşılaştırmaya devam ediyorum. Daha önce işsizlik, üretim ve enflasyon açısından bu karşılaştırmayı yapmıştım. İşsizlikteki yükseliş açısından iki kriz de aynıydı. 2001 krizinde işsizlik bir önceki döneme göre 3.5 puan kadar artarak yüzde 10.5 platosuna oturmuştu. Bu krizde yüzde 14'ler dolayına sıçradı. Artış aynı, ama düzey daha yüksek. Milli gelir açısından bakılınca da benzer hareketler vardı. Kriz öncesi tepe noktasından dip noktasına geçen süre her iki krizde de aynıydı. Krizden çıkış süresi ve biçimi de benzer görünüyor. Buna karşın tepe noktasından dip noktasına geçen sürede küresel krizde yaşanan üretim kaybı daha fazla oldu. Son krizde üretimin hızla düşüp işsizliğin bu kadar artmasına yol açan unsurlardan biri de şirke [Devamı]
    Merkez Bankası'nın açıklaması ne anlama geliyor?
    Fatih Özatay, Dr. 15 Nisan 2010
    Merkez Bankası (MB) dün önemli açıklamalarda bulundu. Yaptığı açıklamalar çerçevesinde para politikasında oluşacak değişiklikler şirketleri ve tüketicileri nasıl etkileyecek? Etkilemeyecek. Ortada bizleri ilgilendiren fazla bir şey yok. Ama ben yine de tartışmak istiyorum açıklamayı. Neden diye sorarsanız, elbette haklısınız; ama ekonomi sayfalarında bugünden itibaren bol bol tartışılacak, eksik kalmayayım istedim. Biraz da teknik bir yazı olacak. Af ola. Küresel krizin ekonomimizde oluşturduğu olumsuz etkilere yönelik ilk politika tepkisi MB'den gelmişti. Para otoritesi krize yönelik ilk önlemlerini 2008'in ekim ayında açıklarken, maliye politikası çerçevesinde ilk tepki 2009'un mart ayında geldi. Bu farklılığı not ederken şu gerçeğin de altını çizmek gerekiyor: Muhtemelen bu za [Devamı]
    Sizce bu kur nereye gider?
    Güven Sak, Dr. 15 Nisan 2010
    IMF'nin Küresel Finansal İstikrar Raporu'nu (Global Financial Stability Report) gördünüz mü? Raporu ve raporla ilgili değerlendirmeleri IMF'nin web sitesinden bulabilmek mümkün. Raporun öne çıkarılan tarafı ise, içinde bulunduğumuz süreçte, sermaye hareketleri ve döviz kurları konusunda içerdiği uyarılar, esas olarak bakıldığında. Söylenen esas itibariyle şu: Bugünlerde dünyamız kriz sonrası asimetrik bir toparlanma süreci ile karşı karşıya, bazı ülkeler diğerlerinden daha önce toparlanıyorlar. Bu durumda, normal dışı koşullarda ortaya çıkan likiditenin önceden toparlanan ve faiz oranı göreli olarak daha yüksek ülkelere doğru yönelerek, hızlı bir kur değerlenmesi ihtimaline karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. Mesaj aşağı yukarı böyle. Bir süre önce benzer bir noktanın üzerinde dur [Devamı]