Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Sadece denklem mi?
    Fatih Özatay, Dr. 20 Mayıs 2010
    Avrupa Birliği'nde yaşananların mali kuralın kuru bir formülden ibaret olmadığını göstermiş olması gerekiyor. Öyle ya, avro bölgesindeki ülkelerin kamu borçlarının ve bütçe açıklarının milli gelirlerine oranlarının aşamayacakları iki üst sınır var. Buna karşın, bu sınırlar çoktan aşıldı; üstelik bazı ülkeler için bu olgunun arkasındaki tek neden küresel kriz de değil. Yunanistan örneğinde olduğu gibi, küresel krizden çok önce o çizgiler aşılmıştı. Üstelik bazı ülkelerde rakamlar makyajlanarak yapılmış bu iş. Öte yandan şöyle de bir durum var: AB'nin iki kuralını denklem halinde yazınca pek 'havalı' durmuyorlar. Kurallardan bir tanesini alarak bakalım bu hava meselesine. Borç oranı yüzde 60'ın altında kalmalı diyor bu kural. Bir harf (b mesela), bir matematik terimi (< küçüktür [Devamı]
    Yunanistan borç takasına ne zaman gider
    Güven Sak, Dr. 20 Mayıs 2010
    Yunanistan'da kamu maliyesinin problemli olduğunu zaten bilmiyor muyduk? Biliyorduk. Peki, ne oldu da, ortalık şimdi karıştı da daha önce karışmadı? Bugünlerde Avrupa'nın üzerinde dolaşmaya başlayan kamu borcu hayaletini neden bugünlerde fark ettik? Dikkat ediyor musunuz, esasen, ortadaki risklerde bir artış olmuyor. Risk tahammülü azalıyor. Bilançolarda birdenbire riske karşı duyarlılık artıyor. Peki, ama nasıl oluyor da, oluyor? Düne kadar hiç kimsenin gözünü kırpmadan taşıyabildiği riskler neden birden taşınamaz hale geliveriyor? Bu soruyu tatmin edici bir biçimde yanıtlamadan, Yunanistan krizinin Brady Planı benzeri bir borç takası olmadan çözülemeyeceği tartışmasına girmek galiba zorlaşıyor. İsterseniz önce bir soruya bakalım, ondan sonra da geçen hafta açtığımız Brady Pla [Devamı]
    'Mali kural'ın uygulanmasına ilişkin bir öneri
    Hasan Ersel, Dr. 19 Mayıs 2010
    'Mali kural' 2011 bütçesiyle birlikte yürürlüğe girecek. Dolayısıyla seçimin olacağı yılda Türkiye'de mali kural yürürlükte olacak. Bunun önemli ve olumlu bir değişiklik olduğu açık. Ancak öte yandan da riskli bir durum. Çünkü, verilerin özellikle (milli gelir rakamlarının) yayımlanmasındaki gecikme olgusu göz önüne alındığında, hedefler ile sonuçların karşılaştırılması gecikecek. Bu durumda da maliye politikasına ilişkin olarak zihinlerde doğan soruların yanıtlanması, kuşkuların giderilmesi hiç de kolay olmayacak. Bunun sonucu ise iktisadi karar birimlerinin algıladıkları belirsizliğin, olabileceğinden daha fazla olması. Öte yandan, 2011 yılı, pek de rahat bir yıl olacağa benzemiyor. 2010 yılında ekonominin yüzde 5 dolaylarında büyümesi pek şaşırtıcı olmayacaktır. Ne de olsa, 2 [Devamı]
    Son iki krizde kur ve ihracat
    Fatih Özatay, Dr. 17 Mayıs 2010
    Yunanistan'ın sorunlarının artık mali disiplin ve dış kredi desteği ile çözülemeyeceğini savunan çok sayıda iktisatçı var. Bu görüşün arkasındaki temel neden, açıklanan plan uygulansa bile Yunanistan ekonomisinin 2010'da küçüleceği ve bu nedenle borcunun milli gelire oranının daha da yükseleceği. Bu nedenle, eninde sonunda borcunu yeniden yapılandırmak zorunda kalacağı düşünülüyor komşunun. Bu sorunu en aza indirgemek için ekonomisinin büyümesi gerekiyor. İç talebin daraldığı bir ortamda ekonomisinin tekrar büyüyebilmesi için Yunanistan'ın dışarıya daha çok mal satması lazım. Kısa vadede bunu gerçekleştirmesinin iki yolu var. Birincisi, maliyetleri aşağı çekecek anlaşmalar yapmak; mesela ücretleri düşürmek. Siyaseten yapılabilirliği, adalet duygusu falan bir tarafa, Yunanistan'ı [Devamı]
    Mali kural ve KİT
    Hasan Ersel, Dr. 17 Mayıs 2010
    Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan, 11 Mayıs 2010 günü, 'mali kural' konusundaki tamamlanan çalışmalar hakkında etraflı bilgi verdi. Mali kural uygulamasına geçilmesini çok olumlu karşıladığımı daha önce de belirtmiştim. Görüşümü koruyorum. Mali kuralın önemi ve gizemi yazılan denklemde değil, uygulama başarısında. Bu nedenle uygulamaya ilişkin açıklamalar bana daha önemli geliyor. Bu yazıda en önemli nokta olmamasına rağmen, bir örnek olmak üzere, 'kamu iktisadi teşebbüsleri'ne (KİT) ilişkin düzenleme ele alınıyor. [Devamı]
    Son iki krizde kur ve GSYH
    Fatih Özatay, Dr. 16 Mayıs 2010
    'Son iki krizde' dizime dönüyorum. Bugünkü konu reel kur hareketleri. Paramızın reel olarak ne ölçüde değer kaybettiği ve bunun ne ölçüde ihracat artışına ve dolayısıyla GSYH büyümesine yardımcı olduğuna bakmak istiyorum. Önce her iki krizdeki enflasyon etkisinden arındırılmış (reel) kur hareketlerini karşılaştıracağım. Daha sonra bu krizlerde gerçekleşen GSYH ve reel kur hareketlerini birlikte vereceğim. Ayrıntılar yazının sonunda. Sonuçlar şöyle: 2001 krizinde paramız reel olarak son krize kıyasla çok daha fazla değer yitirmiş: 2001'de krizden sonraki üçüncü çeyrekte endeks değeri 70'e düşerken, son krizde en düşük değer 88 dolaylarında (Grafik 1). 2001 krizinde, bu dip noktasından sonra paramız hızlı bir biçimde değer kazanmış. Ancak 2002'nin ikinci çeyreğinde ortaya çıkan s [Devamı]
    Ivan Prado İsrail'e neden giremedi?
    Güven Sak, Dr. 15 Mayıs 2010
    Haber geçen hafta İsrail'in Haaretz gazetesindeydi. Buna göre İspanyol Ivan Prado, Ben Gurion Havaalanı'ndan geri çevrilmişti. Ivan Prado, habere göre, İspanya'nın ünlü palyaçolarından biriydi. Amacı ise zaten İsrail'de dolaşmak filan değildi. Prado, Filistin'in başkenti Ramallah'a gitmek istiyordu. Ramallah'ta bir Uluslararası Palyaçolar Konferansı düzenlemek niyetindeydi. Bu amaçla ilgililerle görüşecekti. İnternet sitelerinde konuyla ilgili yorumlar muhtelifti: Bir taraftan 'etrafta bu kadar palyaço varken, bir tanesinin daha İsrail'e ve Ramallah'a girmesinin engelleniyor olması' trajik bulunuyordu. Öte yandan ise Prado'nun anti-İsrail görüşlerine dikkat çekiliyordu. Bulabildiklerim ise hep İsrail kaynaklı internet siteleriydi, onu da ifade edeyim. Arapların bu konuyla ilgil [Devamı]
    ECB Başkanı'nın zor durumu
    Fatih Özatay, Dr. 13 Mayıs 2010
    Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Trichet'in yerinde olmak ister miydiniz? Olan biteni izleyenlerin büyük çoğunluğunun bu soruya yanıtı sanırım olumsuz olacaktır. Küresel kriz sürecinde, adamcağız sonradan geriye aldığı dahası tam tersini yapmak zorunda kaldığı kaç tane açıklama yaptı? Çetelesini tutmadım elbette; ama çok sayıda. En sonuncusunu ekonomi kanalları sabah sabah alt yazı ile duyuruyorlardı. Sabah mahmurluğu işte, tam aklımda kalmadı. Ama 'ECB bağımsızdır, bağımsız kalacak' mealinde bir şeydi. Komikti. Avrupa Birliği'nin (AB) büyük liderlerinin hafta sonu apar topar bir araya gelmeleri sonucunda ortaya çıkan plan pazartesi günü büyük sevinç gösterileriyle karşılandı dünya piyasalarında. Önemli borsalar bir coştu ki sormayın. Çok değil, 24 saat geçmedi ki coşku yerini [Devamı]
    'Mali Kural' açıklamasının zamanlaması son derece doğrudur
    Güven Sak, Dr. 13 Mayıs 2010
    Avrupa'nın üzerinde hâlâ bir hayalet dolaşmaktadır: Borç krizi hayaleti. Nasıl operasyonel hale getirileceği, ne işe yarayacağı daha tam anlaşılamayan trilyon dolarlık tedbir paketlerine rağmen Batı cephesinde değişen bir şey yoktur. Trilyon dolarlık kurtarma paketinin tek operasyonel sonucu Avrupa Merkez Bankası'nın Yunan devlet iç borçlanma senetlerini (DİBS) ikinci el piyasalarda almak için hareketlenmiş olmasıdır. Bu da bir şeydir ama daha ortada sorunlu ülkelerin kamu maliyesine yönelik yapısal bir adım yoktur. İşte bu ahval ve şerait içerisinde, evvelki gün, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan'ın bir basın toplantısı ile açıkladığı "Mali Kural Kanunu" taslağı Avrupa'da gelişmekte olan krizin Türkiye'ye etkilerini sınırlandırmaya yönelik doğru bir adımdır [Devamı]
    Yoksa bu Yunanistan 'Brady Planı'nın ilk adımı mıdır?
    Güven Sak, Dr. 11 Mayıs 2010
    Yunanistan krizinin tüm 'Euro Bölgesi'ne bulaşmasını engellemek için artık ciddi bir adım atıldı. 110 milyar euroluk ilk paket yetmedi. Şimdi 440 milyarı Avrupa Birliği üyesi ülkelerden 60 milyarı komisyondan ve 250 milyarı IMF'den olmak üzere 750 milyar euroluk bir paket daha geldi. Böylece ABD'nin paketinden daha büyük, yaklaşık 1 trilyon dolarlık bir likidite sağlama paketi açıklanmış oldu. Peki, ne oldu? Şimdi Yunanistan krizi çözülmüş mü oldu? Portekiz artık tehlikede değil mi? İspanya'nın problemleri artık yok mu oldu? Hayır. Hepsi yine ortada. Ama bu problemler artık dev aynasında görünmüyorlar. Avrupa Birliği, 'Euro Bölgesi'ni toparlamak için bu paketle birlikte zaman kazanmış oldu. Krizin büyük bir hızla bölgenin tümüne yayılmasını engelleyecek tedbirler alınmış oldu. Ş [Devamı]