Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    İstanbul rantla mı büyümeli, insan sermayesiyle mi?
    Esen Çağlar 02 Mayıs 2011
    Harvard Üniversitesi'nin bir yıllık eğitim ücreti, Boston'da kişi başına gelirin yüzde 70'i kadar. Koç veya Sabancı Üniversiteleri'nden birinin yıllık eğitim ücreti ise İstanbul'da kişi başına gelirin tam yüzde 160'ı. İstanbul'un durumunun gelir adaletsizliğinin zaten büyük sorun olduğu ABD'den bile kötü olması düşündürücü. Aradaki makas, lise düzeyinden yuvaya inerken daha da artıyor. [Devamı]
    "Ufuk ötesi" bilgiler ve seçmen davranışı
    Hasan Ersel, Dr. 02 Mayıs 2011
    Türkiye'deki pek çok gösterge, toplum olarak yaşadığımız çalkantılı yılların etkisiyle ufkumuzun da kısa olduğunu gösteriyor. Şu sıralarda Türkiye için 2023 hedeflerinden söz etmek moda oldu. AKP de CHP de uzun dönemli hedefler koyarak ülkenin geleceğini düşündüklerini kamuoyuna göstermeye çalışıyorlar. Siyasal partilerin bu yönde çaba göstermiş olmaları, görebildiğim kadarıyla basında olumlu karşılandı. Acaba bunları duymak seçmenlerin oy verme davranışını nasıl etkiler? Bence pek az. Açıklamaya çalışayım: [Devamı]
    Hilal-i Ahmer yararına işler (mi?)
    Fatih Özatay, Dr. 30 Nisan 2011
    Piyasa normları dışında Hilal-i Ahmer yararına 'sosyal normlar' çerçevesinde görevlerimiz var. Sosyal bilimlerde birey davranışları çok önemli. Çoğu iktisatçı, bireylerin tam da öyle davrandıklarına inanmasa da, bazı modeller oluşturup olan biteni anlamak açısından yararlı gördüğü bir varsayım yapıyor. Mesela, tüketicilerin beklenen faydalarını en çoğa çıkarmayı amaçladıkları varsayılıyor. [Devamı]
    Kötü yönetim maliyetlidir
    Güven Sak, Dr. 29 Nisan 2011
    Küresel ölçekte, iç pazarı büyük ülkelere gösterilecek ilgiden Türkiye de nasiplenebilir. Birleşme ve devralmalar artabilir. Dunder Mifflin, The Office TV dizisindeki kâğıt şirketinin adıdır. Olaylar orada geçer. Eskiden 'Emret Başbakanım' vardı. Şimdilerde 'The Office' dizisini izliyoruz. Sizi bilmem ama ben John Cleese'in 1970'lerden kalma 'Fawlty Towers' dizisini hâlâ zaman zaman yeniden izliyorum. Konu hep aynı: Yönetici son derece önemlidir. Yönetimin becerisi, bir şirketi ya da ülkeyi vezir de eder, rezil de. Bir bütün olarak ülkemizdeki yönetim becerisi konusunda neler düşündüğümü epeydir yazıyorum. Yakında dün açıklanan pek çılgın proje konusunda ne düşündüğümü de anlatacağım. Bana pek hüzün verici geldi. Bugün ülkemizdeki yönetim becerisi eksikliğini önümüzdeki dönemde hı [Devamı]
    Murat Yetkin'e yanıt
    Fatih Özatay, Dr. 28 Nisan 2011
    Merkez Bankası'nın çabasına anlayışla yaklaşmak, bu çabalara destek verilmesi halinde ise karamsar olmamak gerekiyor.Sayın Murat Yetkin dünkü 'Siyaset yolları kime açık?' başlıklı yazısında sabah 09.00 uçağına binmek üzere Esenboğa Havaalanı'na giderken yaşadığı trafik çilesini anlatmış. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun arabasının iki arkasındaki arabadaymış. 06 CHP 001 plakalı aracın hiç siren çalmadan, trafik eskortu almadan, herkesle birlikte adım adım ilerlemesine bakarak içinde Sayın Kılıçdaroğlu'nun olmadığını düşünmüş. Ben de aynı yolda, aynı saatte, aynı çileyi çekiyordum. Benim aracım, o aracın bir ara bir arkasında, bir ara da hemen yanında seyrediyordu. Aynı düşünceye ben de kapıldım. Ancak havaalanında Sayın Kılıçdaroğlu'nu görünce yanıldığımı anladım; arabanın içindeymiş. [Devamı]
    Nasıl oluyor da oluyor? Para politikası - 1
    Fatih Özatay, Dr. 27 Nisan 2011
    Bugün güncel bir konu ile 'Nasıl oluyor da oluyor?' dizisine devam ediyorum: Dizinin bu bölümü para politikası üzerine. Elbette para politikası çok 'genel' bir başlık. Ben daha çok enflasyon hedeflemesi ve küresel krizden sonra enflasyon hedeflemesi rejimine yönelik yapılan eleştiriler üzerinde duracağım. [Devamı]
    Fikri takip: Kredi artışı yavaşlıyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 26 Nisan 2011
    Yeni politika ile amaçlanana ulaşılamamış olduğu anlaşılıyor. Ancak birkaç haftalık veriye daha ihtiyaç var. Merkez Bankası (MB) yeni para politikası çerçevesinde, lira cinsi zorunlu karşılık oranlarını geçen hafta aldığı kararla kısa vadeli mevduatlar için arttırdı. Bu, Eylül 2010'dan başlayarak aynı doğrultuda alınan altıncı karar. Böylelikle kredi artışı frenlenmek isteniyor. Bunun, iki temel amaçtan biri olan finansal istikrar amacına ulaşılması için gerekli olduğu düşünülüyor. Konu hakkında çok sayıda yazı yazdım. Temel soru şuydu: Enflasyon hedeflemesi uygulayan bir merkez bankası, bankaların yükümlülüklerinin ortalama vadesi kısa iken ne ölçüde zorunlu karşılık oranlarını arttırarak kredi genişlemesini yavaşlatabilir? [Devamı]
    Türkiye, 3G içinde neden yok?
    Güven Sak, Dr. 26 Nisan 2011
    2006'dan sigara yasağı dışında AB ile ilgili başlayıp da biten bir reform ben hatırlamıyorum.En son yazıya "Dünyada ülkeler ikiye ayrılır: Ağırlıklı olarak içinde bulundukları yüzyılın meseleleri ile uğraşan ülkeler ile geçmiş yüzyılların meselelerinden başını bir türlü alamayan ülkeler" diye başlamıştım. Küresel şirketler artık yalnızca ucuz işgücünü değil, iyi müşterileri de takip etme eğilimindeydi. Şimdi bu durumda, bizim şirketlerimize yönelik hızlı bir birleşme ve devir alma atağı beklemek gerekir miydi? 19. yüzyıl gündemini bir türlü halledemeyen Türkiye'nin küresel şirketler için hedef konumuna yerleşebilmesinin zor olacağının altını çizmeye çalışıyordum. Geçen yazıda, kısaca "hayır" demiştim. Bugün müsaadenizle yola devam edeyim. [Devamı]
    CHP'nin ekonomik açılımı üzerine bir değerlendirme
    Esen Çağlar 25 Nisan 2011
    Bu ülkede ekonomi politikalarına ve büyüme sorularına kafa yoranlar için herhalde Nisan 2011'in ikinci yarısı gibi bir dönem, güneş tutulması misali, beki 10-20 senede bir ancak gelir. Türkiye, soğuk savaşın sona ermesinden sonra, belki de ilk defa ekonomi politikalarının geleceğini yüksek dozda tartışmaya başlıyor. Büyüme konusunun önemi, 2023'e giderek daha az zaman kalırken, geçmiş on yılların yavaşlığını telafi etmek için bu seçimde daha fazla gündeme geliyor. [Devamı]
    Endeks saplantısı-2
    Fatih Özatay, Dr. 23 Nisan 2011
    Bazı üniversitelerde, akademisyenlerin performansları ölçülürken dikkate alınan önemli unsurlardan biri, nitelikli bilimsel yayındır. Geçen cumartesi kaldığım yerden devam ediyorum. Kısa özet: Akademisyenler yaptıkları çalışmaları başkalarıyla paylaşmak üzere bilimsel dergilere yollarlar. Bu, kimse zorlamasa da, zaten araştırmacı ruhlu bir akademisyenin severek yaptığı bir iştir. Öte yandan, akademisyenlerin bazı unvanları alabilmeleri için yayın yapmış olmaları gerekir. Bazı üniversitelerde, akademisyenlerin performansları ölçülürken dikkate alınan önemli unsurlardan biri de nitelikli bilimsel yayınlardır. [Devamı]