Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Seçimler ve çimler
    Serdar Sayan, Dr. 27 Temmuz 2011
    Her seçim (yahut tercih) aynı zamanda bir vazgeçiştir [Devamı]
    Neden daha kötü etkileniriz?
    Fatih Özatay, Dr. 26 Temmuz 2011
    2008'deki koşulların geçerli olması halinde o döneme kıyasla daha kötü etkilenecek olmamızın nedeni, artan kırılganlığımız. küresel krizin tüm şiddetiyle patlak verdiği günlerdeki dış koşullar şu anda yaşanıyor olsa Türkiye o döneme kıyasla daha kötü etkilenir. Neden? Sorunun yanıtına geçmeden önce o günleri kısaca hatırlamakta yarar var. [Devamı]
    Endişeye mahal yoktur
    Güven Sak, Dr. 26 Temmuz 2011
    Türkiye piyasalarında şu anda olup bitenlerin şimdilik Avrupa ile bir alakası yoktur, millidir. Endişeye mahal yoktur, çünkü ortada bir gariplik bulunmamaktadır. Fazla ısınan ekonomimizin termostat sistemi devreye girmiştir. Kur hareketi ile ekonomi kendiliğinden soğuyacaktır. Kontrolsüz büyüme hızı yavaşlayacaktır. Ancak tedirgin olmakta fayda vardır, çünkü artık yeni bir fiyat düzeyi ile yeni bir dünya kurulacaktır. Herkes bilançosuna göre bu yeni dünyada kendine bir yer edinecektir. Endişeye mahal yoktur ancak tedirgin olmak için pek çok neden vardır. Gelin bakın neden endişeye mahal yoktur ama tedirgin olmakta fayda vardır? [Devamı]
    Gereksiz demeçler
    Fatih Özatay, Dr. 23 Temmuz 2011
    Kafakarıştırıcı demeçler yerine, bu küresel koşullarda göze çok batarı kırılganlığımızı ortadan kaldıracak adımları atın. 1993'ün sonlarına doğru. Hazine, her hafta farklı vadede bono satmak için ihale yapıyor. Bir hafta üç ay, sonra altı ay, daha sonra da dokuz ay vadeli bono. Dördüncü haftada ise bir yıl vadeli tahvil. Kamunun borçlanma gereği oldukça yüksek. Bu nedenle yıllık ortalama enflasyon yüzde 66 düzeyindeyken bu ihalelere bankalardan gelen teklifler sonucunda ortaya çıkan borçlanma faizi % 80-90 aralığında geziniyor. [Devamı]
    Lefkoşa da “Tahrir’e çıkmalı”
    Güven Sak, Dr. 23 Temmuz 2011
    Bir süre önce söyle demiştim: "Ortadoğu'daki ülkeleri ikiye ayırmak mümkündür: Değişimi başlatmak için kendi Tahrir meydanlarında protesto gösterileri yapması gerekenler ve değişimi sandıkta sağlayabilenler". Mısır, Tahrir Meydanı modelini icat etmiştir. Kuzey Kıbrıs ise ikinci gruptadır. Öte yandan, hem Lefkoşa'da hem de Kahire'de bir hoşnutsuzluk hâkimdir. Her iki örnekte de sorunları doğrudan çözmek için kültürel değişime gerek vardır. Mısır bunu nasıl başaracağını bulmuş gibi görünüyor. Ancak Kıbrıs'ın daha fazla yol alması gerekiyor. Peki, Kıbrıs örneği seçim sandığının bir dönüşüm aracı olarak limitlerine ulaştığının göstergesi midir? Hiç sanmıyorum. [Devamı]
    Asfalt yoksa otomobil de olmaz
    Güven Sak, Dr. 22 Temmuz 2011
    Mısır ve Çad'da çekilmiş bu iki resim, bir ülkenin ithalat talebinin teknoloji içeriğini anlatan bir ders gibi. Bir süre önce Irak Kürdistanı'nda dolaşırken, en çok dikkatimi çekenlerden biri de, mahalle jeneratörleriydi. Eskiden Türkiye'de de böyle olduğunu, sonradan öğrendim. O aralar Radikal'de "Siz hiç mahalle jeneratörüne hat çektiniz mi?" diye yazmıştım da, eski bir dostum "Tabii, biz Yenipazar'da eskiden öyle yapardık" diye bir elektronik mektup attıydı. Altyapının bir ülkenin ithalat talebini nasıl etkileyebileceğini hiç düşündünüz mü? Gelin bakalım. [Devamı]
    Türkiye General Petraeus’un deneyiminden nasıl faydalanabilir?
    Nihat Ali Özcan, Dr. 21 Temmuz 2011
    Geçen hafta Türkiye'nin önemli bir ziyaretçisi vardı: ABD Dışişleri Bakanı Hillary Rodham Clinton. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte Boğaz'a karşı duruşları  oldukça etkileyiciydi. Bu adeta halka "müttefiklerin" güçlü işbirliği hakkında verilen bir mesaj gibiydi. Gündemleri yüksek ihtimalle oldukça yoğundu ve muhtemel konular Albay Muammer Kaddafi'nin mevcut durumu, Suriye sorunu, İran'a karşı füze kalkanı ve kötüleşen İsrail ile Türkiye ilişkilerinin yeniden canlandırılmasına yönelik atılabilecek adımlardı. [Devamı]
    Hırvatistan’da Üçlü Balkan Zirvesi
    Erhan Türbedar, Dr. 21 Temmuz 2011
    18 Temmuz 2011'de Sırbistan, Hırvatistan ve Bosna-Hersek cumhurbaşkanları üçlü zirve için Hırvatistan'ın Brioni adalarında biraraya geldi. Yayımlanan ortak bildiride, tarafların barışma sürecini sürdüreceği ve varolan sorunların çözümüne çalışılacağı belirtildi. Bunun dışında, AB'ye üyelik sürecinde karşılıklı siyasi ve teknik desteğin sağlanacağı, ayrıca bölgenin kalkınması doğrultusunda ortak altyapı projelerinin geliştirileceği de ifade edildi. Bu üç Balkan ülkesinin cumhurbaşkanları düzeyindeki üçlü zirvelerin, en az yılda bir sefer tekrarlanması üzerinde de uzlaşıldı. [Devamı]
    İşsizlik, bütçe ve kapıdaki kriz
    Fatih Özatay, Dr. 21 Temmuz 2011
    Ekonomik ısınmaya karşı alınan önlemleri, bazı tüketim mallarına yönelik vergi artışlarıyla destekleyebiliriz. Çeşitli ülkelerde yaşanan finansal krizlerden elde edilen bulgular, krizle birlikte artan işsizlik oranının eski düzeyine inmesinin, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) kayıplarının telafi edilmesinden oldukça sonra gerçekleştiğini gösteriyor. Tanınmış bir çalışmaya göre, bankacılık krizleri ile para krizlerinin birlikte gerçekleştiği finansal krizlerde, GSYH'nin kriz öncesi düzeyine gelmesi ortalama olarak 3.8 yılda gerçekleşiyor. İşsizlik artışı ise bu süreden en az bir yıl daha fazla sürüyor. [Devamı]
    Hızlı yurtiçi talep artışı ve yüksek cari açık
    Fatih Özatay, Dr. 20 Temmuz 2011
    Ekonomimiz, 2008'in ilk çeyreğinden itibaren her çeyrek potansiyeline yakın bir hızla büyüseydi ortaya çıkacak gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH), şu andaki GSYH değerinin belirgin biçimde üzerinde olacaktı. İki hafta önceki yazımda bu noktaya dikkat çekmiş ve "Gerçekten potansiyel büyüme hızımız yüzde 4.7 ise, potansiyelimizin hala altında olmamıza karşın neden bu kadar cari işlemler açığı veriyoruz?" diye sormuştum. [Devamı]