Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Büyümeye ilişkin senaryolar
    Fatih Özatay, Dr. 14 Eylül 2011
    Son hafta içinde büyüme hızımıza ilişkin önemli veriler açıklandı. Önce temmuz ayına ait sanayi üretim endeksi, sonra da yılın ikinci çeyreğine ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) değerlerini öğrendik. Değerlendirmeye GSYH ile başlıyorum. İkinci çeyrekte bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 8,8 oranında büyüdük. Ayrıca, daha önce yüzde 8,9 olarak açıklanan 2010 büyüme hızı yüzde 9, yüzde 11 olarak açıklanan 2011 birinci çeyrek büyüme hızı ise yüzde 11,6 olarak yukarıya doğru güncellendi. Bu değerler, anketlerde ortaya çıkan ortalama büyüme öngörülerinden yüksek olsalar da şaşırtıcı değiller. Birkaç nedenle. [Devamı]
    Büyüme hızımız nereye?
    Fatih Özatay, Dr. 13 Eylül 2011
    Büyüme şaşırtmadı, ikinci çeyrek 'ısınma' tartışmasının yoğunlaştığı bir dönemdi ve Avrupa'da kriz şiddetlenmemişti. İkinci çeyreğe ilişkingayri safi yurtiçi hasıla verileri dün açıklandı. Bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 8.8 oranında büyüdük. Ayrıca daha önce yüzde 8.9 olarak açıklanan 2010 büyüme hızı yüzde 9, yüzde 11 olarak açıklanan 2011 birinci çeyrek büyüme hızı ise yüzde 11.6 olarak değiştirildi. [Devamı]
    Küresel kriz, ABD ve Bernanke
    Hasan Ersel, Dr. 12 Eylül 2011
    Bu tür krizlerde çöküş hızlı oluyor, dibe varılıyor, çıkış ise hem yavaş hem de dalgalı oluyor. Yaşamakta olduğumuz krizin gelişmiş ülkelerdeki iktisadi sistemin işleyişinde köklü değişikliklere yol açacağını, bu açıdan 1929'dan bu yana görülenlere benzemediğini düşünenlerdenim. Bu tür krizlerin özelliği, uzun sürmeleri. Uzun sürmekten kastettiğim de ekonomilerin istihdam ve gelir kayıplarını giderip kriz öncesi düzeye tekrar gelmeleri için gereken süre. Bu sürenin ilginç yönü de çöküş ve toparlanmanın benzer zaman aralıklarına dağılmamış olmazı. Çöküş hızlı oluyor, dibe varılıyor, çıkış ise hem yavaş hem de dalgalı oluyor. Dolayısıyla çıkış sürecinde yaşananlar topluma daha çok acı veriyor ve sarsıntı yaratıyor. 1929 krizinden çıkış süreci bu açıdan ilginç ama umarım kimse tekrarlamaya ka [Devamı]
    Yakınmamak için atılan adım var mı?
    Fatih Özatay, Dr. 10 Eylül 2011
    Sanayi üretiminde krizle birlikte düştüğümüz çukurdan çıktık ama ne ölçüde çıktığımız 'eh işte' şeklinde yorumlanabilir. Dün temmuz ayına ait sanayi üretim endeksi verileri açıklandı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırıldığında bir ay öncesine kıyasla şubat ayından bu yana düşen üretim, temmuz ayında yüzde 2,7 oranında yükseldi. Bu artış, ekonominin son aylarda yavaşladığına ilişkin genel söyleme uygun değil. Elbette birkaç aylık üretim değişmelerine bakarak kesin yargılara varmamak gerekiyor. Ama sonuçta oldukça yüksek bir aylık üretim artışı ile karşı karşıyayız. [Devamı]
    Gayrimüslimleri ülkeden göndermek kötü bir fikirdi
    Güven Sak, Dr. 10 Eylül 2011
    Bölgesel eşitsizlik Türkiye'nin önemli bir sorunudur. Örneğin, İstanbul Sanayi Odası'nın yayımladığı Türkiye'nin En Büyük Bin Sanayi Kuruluşu (ISO-1000) listesine bakın. Listede yer alan şirketlerin coğrafi konumlarını hiç incelediniz mi? Gelin ben anlatayım: Listede Türkiye'nin doğusundan hiçbir şirket yer almamaktadır. Daha doğrusu, ISO-1000 listesinde en az üç şirketi olan iller arasında Türkiye'nin doğusundan hiçbir bulunmamaktadır. Bu üzücüdür. [Devamı]
    Balkanlar’da Osmanlı İmgesi: Kosova Örneği
    Erhan Türbedar, Dr. 09 Eylül 2011
    Ağustos 2011'de Kosova gündemine damgasını vuran konulardan birisi, Kosova tarih kitaplarındaki Osmanlı ve Türk imgesine ilişkin tartışma oldu. Tartışmayı başlatan, Kosova'da temaslarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in, Kosova'daki tarih ders kitaplarından Osmanlı ve Türkler hakkındaki olumsuz ifadelerin çıkartılması gerektiği yönündeki sözleriydi. Bunun üzerine Türk-Arnavut ilişkilerini değerlendiren birçok yazı yazıldı, ayrıca konu canlı yayınlarda da tartışıldı. Arnavutlar'ın Osmanlı Devleti içindeki konumunu olumlu değerlendirenler var olduysa da, yazı ve tartışmalarda Osmanlı'ya ilişkin tarihi yanılgılarla dolu ifadeler ağır bastı. 26-27 Ağustos tarihlerinde Kosova'da resmi ziyaret için bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kosova tarihçilerinin soğuk savaş tarihçiliği v [Devamı]
    Politik istikrar, politika istikrarının garantisi değildir
    Güven Sak, Dr. 09 Eylül 2011
    İkinci nesil reformlar memlekette iş yapma biçimi ile yakından alakalı, kamu idaresinin yapısı ile birebir ilişkili reformlar. Türkiye dünyanın onuncu büyük ekonomisi olabilir mi? Elbette olabilir. Eğer bu hedef etrafında kilitlenebilir ve önceliklerimizi doğru belirleyebilirsek neden olmasın? Hükümetimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM), kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkararak kamu idaresinde düzenleme yetkisi aldığından beri ben bu yönde bir açıklama bekliyorum: "Türkiye'nin onuncu büyük ekonomi olabilmesi için önceliklerimiz aşağıdaki gibidir: (İlk Yüz Gün Programı Öncelikler Listesi). Bu önceliklere hızla ulaşabilmek için kamu idaresini tek bir hedef etrafında odaklamamız gerekmektedir. İlk yüz gün bu çerçevede son derece önemlidir. Seçimler sonrasında oluşan hükümetimizin [Devamı]
    Merkez Bankası'nın faiz aracı etkisizleştiriliyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 08 Eylül 2011
    Yeni para politikası, Merkez Bankası'nın temel aracını giderek zayıflatmakta mı olduğu sorusunu hep uyandırdı bende. 2002 başından küresel krizin şiddetlendiği 2008'in son aylarına kadar Merkez Bankası'nın temel politika aracı kısa vadeli faiz haddi idi. O dönemde, bankacılık sisteminde fon fazlası vardı ve dolayısıyla bu kısa vadeli faiz, Merkez Bankası'nın bankalardan gecelik vadede borç alma faiziydi. Küresel krizle birlikte, bankacılık sistemini rahatlatmak ve bankaların birbirleriyle korkmadan alışveriş yapmalarını sağlamak üzere farklı araçlar da devreye girdi. [Devamı]
    Nasıl oluyor da oluyor? Finansal krizler -3
    Fatih Özatay, Dr. 07 Eylül 2011
    Finansal krizlerin nedenlerini açıklamaya çalışan kuramlara değiniyordum. Bugün ikinci kuşak modellere ilişkin birkaç noktayı daha ele alacağım. Birinci kuşak modellerde, spekülatörlerin ellerindeki yerli para cinsinden mali varlıkları satıp elde ettikleri yerli parayı dövize çevirmek üzere atağa geçtikleri zaman, yani 'dövize hücum zamanı' belliydi. Modelin bu özelliği çok da inandırıcı değildi. Gerçek hayatta krizlerin ne zaman çıkacağını kestirmek mümkün değil. Olsa olsa bir ülkenin krize olan hassasiyetinin arttığını belirleyebiliyoruz. Ama krizin zamanını kestirmek gelişmiş bir müneccimlik yeteneği gerektiriyor. [Devamı]
    Enflasyon ve kredi arzı
    Fatih Özatay, Dr. 06 Eylül 2011
    Son aylarda iki enflasyon arasında yine ayrışma yaşandı. 2006'dan bu yana farkın sıfıra yaklaştığı başka dönemler de var; onlar da kalıcı olmamışlar ve fark tekrar açılmış. Kredi ve enflasyon velilerine ilişkin kısa bir değerlendirme yapacağım. Gıda fiyatlarındaki belirgin artışın etkisiyle ağustos ayında tüketici enflasyonu tahminlerin üzerinde arttı. Böylelikle yıllık tüketici enflasyonu yüzde 6,7'ye yükseldi. Merkez Bankası'nın temel enflasyon göstergeleri arasında özel bir önem verdiği I endeksindeki yıllık yüzde artış da son aylardaki artış eğilimini sürdürerek yüzde 6,2'ye çıktı, Merkez Bankası bu iki gelişmeyi de bekliyordu ve yakın zamanda yaptığı açıklamalarda bunu açıkça belirtmişti. [Devamı]