Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Kim Kim'i ister?
    Fatih Özatay, Dr. 20 Aralık 2011
    Kuzey Kore halkı, bunca yıldır kendilerini açlıktan ölmeye mahkûm eden bu dikta rejiminden nasıl oluyor da kurtulamıyor. Siyah bir aba giymiş siyah küt saçlı bir kadın elindeki kâğıdı ağlayarak okuyordu Kuzey Kore televizyonunda. Okuduğu, lideri Kim Jong İl’in ölüm haberiydi. Kuzey Kore televizyonundan bu sahneyi aktaran televizyon kanalı, az önce yine aynı ülkeden askeri bir geçit törenine yer vermişti. Kazadımı yürüyen, sert ifadeli yüzlerce asker liderlerini selamlıyorlardı. Bir sonraki sahnede ise Kim Jong İl’in önünden nükleer başlık taşıyan füzeler geçiyorlardı. [Devamı]
    Yeni anayasa olmadan inovasyon olmaz
    Güven Sak, Dr. 20 Aralık 2011
    Yeni anayasada 'gerçekçi olup imkansızı' istemeliyiz. Türkiye dünyanın onuncu büyük ekonomisi olacaksa böyle olacaktır. Yeni anayasa ile ekonomide yenilikler sürecinin birbirine bağlı olabileceğini hiç düşündünüz mü? Dünya Bankası’nın hazırlayıp, yayımladığı Dünya Yönetişim Göstergeleri tam da bunu söylüyor. Ne gördüğümü size de anlatayım. Karar elbette size kalmış. Ama bana kalırsa, bu memlekette, yeni anayasa olmadan, inovasyon olmaz. Bakın neden olmaz? [Devamı]
    Yeni bir ekonomik program gereksinimi (5)
    Fatih Özatay, Dr. 19 Aralık 2011
    Eğitim düzeyi ve kalitesi ile üretim ve ihracatın teknolojik düzeyinde ciddi bir iyileşme gerekiyor. Yeni bir ekonomik program gereksinimi’ dizisine dönüyorum. Diziye büyüme-işsizlik ilişkisi ile başlamış, büyüme-cari işlemler açığı ve Türkiye’nin tasarruf açığı sorunu ile devam etmiştim. Bugün bir başka önemli sorunumuzu ele alıyorum. [Devamı]
    Kaliteli yönetişim için yeni bir anayasa gereklidir
    Ozan Acar 16 Aralık 2011
    İlkokulda öğretilenlerden tutun emekli olmak için gerekli şartlara kadar, hayatın her aşamasında bağlı olduğumuz kurallarda, yürürlükteki 1982 Anayasası’nın ruhu vardır. Normlar hiyerarşisi, sosyal ve iktisadi ilişkilerimizde uymak zorunda olduğumuz kanun, tüzük ve yönetmeliklerin anayasayla çelişmemesi gerektiğini söyler. Kuralların değiştirilmesi mümkün olsa da anayasaya uygunluğu ilkesi sabittir. Dolayısıyla, Türkiye’nin kurumsal altyapısında yapılabilecek reformların sınırlarını belirleyen temel metin yine anayasadır. [Devamı]
    Maynard'ın uyarısını unutmayın
    Güven Sak, Dr. 16 Aralık 2011
    Türkiye'nin beni en şaşırtan yanı dengesizliklerle dolu her dönemden servet biriktirerek çıkmasıdır. Türkiye ekonomisi 2011’in ilk dokuz ayında yüzde 9,6 büyüdü. Aynı dönemde Çin yüzde 9,4, Hindistan ise yüzde 7,4 oranında büyüdü. İlk on ülkenin sekizi Çin, Hindistan ve onların tedarikçileri. Kalan ikisi ise nevi şahsına münhasır ülkeler: Türkiye ve İsrail. Şimdi lafı uzatmadan ilk soruya geçeyim: Türkiye’nin 2011’in ilk dokuz ayında yüzde 9,6 büyümesi iyi midir? El cevap: Her tür büyüme elbette iyidir. Sel gider, kum kalır. Her büyüme ekonomide servet ve kaynak birikimine katkıda bulunur. İkinci soru şudur: 2011 yılının hızlı büyümesi, 2012 yılının da büyüme açısından iyi geçeceğine mi işaret etmektedir? El cevap: Hayır. Üçüncü soru: Peki, 2011’de büyüme ile artan servet ve kaynak birikim [Devamı]
    FED aynı Avrupa'ya bakacağız
    Fatih Özatay, Dr. 15 Aralık 2011
    2012 sonuna kadar FED'den bizim gibi ülkelerden sermaye çıkışını tetikleyecek politika değişikliği beklememek gerekiyor. Amerikan Merkez Bankası (FED), dünkü toplantı sonrasındaki açıklamada, ekonominin ılımlı bir büyüme sürecinde olduğunu, buna karşılık işsizliğin hâlâ yüksek bir düzeyde seyrettiğini belirtti. Küresel finansal sistemdeki sıkıntıların bu ılımlı büyüme sürecini tersine çevirme riskine dikkat çekti. Enflasyonun ise kontrol altında olduğuna vurgu yaptı. [Devamı]
    Dış finansman ve 2012 büyümesi
    Fatih Özatay, Dr. 14 Aralık 2011
    Son günler çok hareketliydi. Önce Avrupa Bankacılık Kurumu (EBA), arkasından ise Avrupa Merkez Bankası (ECB) bazı kararlar aldılar. Perşembe akşamı başlayan ve sonucu merakla beklenen Avrupalı liderler toplantısı cuma sabahının erken saatlerinde bitti. Pazartesi günü ise hem üçüncü çeyreğe ilişkin büyüme verilerini hem de ekim ayı ödemeler dengesi verilerini öğrendik. Tüm bu bilgi akışını "2012'de Türkiye'nin büyüme oranı ne olabilir?" sorusu çerçevesinde ele alacağım. [Devamı]
    Kriz, Türkiye 25'i teğet geçti
    Güven Sak, Dr. 13 Aralık 2011
    Yıllık cirosu 1 milyar dolar civarında olan ve yılda ortalama yüzde 250 büyüyen bir şirket beş yıl sonra acaba ne olur? Geçenlerde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’nin öncülüğünde, Türkiye’nin en hızlı büyüyen 25 şirketi açıklandı. Listeye giren şirketleri http://bit.ly/rqTiWL adresinden görebilirsiniz. Listedekiler 2008- 2010 yılları arasında en hızlı büyüyen şirketler. Bu üç yıl içinde, Türkiye 25’in ortalama yıllık büyüme hızının yüzde 250 olduğunu biliyor muydunuz? Peki, bu şirketlerin toplam yıllık cirolarının yaklaşık 1 milyar dolar olduğunu duydunuz mu? İstihdam ettikleri kişilerin sayısının yüzde 143 artarak yaklaşık 5000’e yükseldiğinden haberdar mısınız? Ben bunların yeterince konuşulmadığını düşünüyorum. Bu hafta size Türkiye 25 şirketlerinden biraz bahsedeyim [Devamı]
    2012'de büyüyebilecek miyiz?
    Fatih Özatay, Dr. 13 Aralık 2011
    2012 yılında büyümenin yüzde 1-3 aralığında olması makul görünüyor. Dün, yılın 3. çeyreğinde yüzde 8,2 büyüdüğümüzü öğrendik. İlk çeyrek için daha önce yukarıya doğru güncellenen büyüme verisi bir kez daha ve aynı yönde güncellendi (yüzde 12). Böylelikle yılın ilk dokuz ayında 2010’un aynı dönemine kıyasla yüzde 9,6 büyüdüğümüz ortaya çıktı. Önce iki saptama yapayım. [Devamı]
    Dünyanın ilk 10 ekonomisinde kaldırımlar böyle mi olur?
    Esen Çağlar 12 Aralık 2011
    Son yedi günün üçünü İstanbul’da, ikisini Paris’te, ikisini de Ankara’da geçirdim. Bu aralar ne zaman Ankara dışına çıksam, aklıma pek az bildiğim bir konu olan şehircilikle ilgili sorular geliyor. Paris’te geçirdiğim iki gün sonunda aklımda kalan temel soru ise “Paris, şehir ise Ankara nedir?” oldu. [Devamı]