Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Enflasyonla mücadele yeniden ön planda mı?
    Fatih Özatay, Dr. 26 Nisan 2012
    Merkez Bankası'nın para politikasını sıkılaştırarak enflasyonu tekrar ön plana çıkarmasını yerinde adım olarak değerlendirmek gerekiyor. Bu satırlar gün ışığına çıktığında Merkez Bankası (TCMB) yılın ikinci enflasyon raporunu açıklayacak. Enflasyonun yüksek olduğu ve TCMB’nin sıkı sayılabilecek bir para politikası izlediği bu dönemde bu raporun özel bir önemi var. [Devamı]
    TCMB'ye eleştiriler
    Fatih Özatay, Dr. 25 Nisan 2012
    Merkez Bankası (TCMB) 2010'un sonlarından bu yana yeni bir para politikası uyguluyor. Bu yeni uygulama, temelde, küresel krizden alınan dersle sadece fiyat istikrarına odaklanmanın yeterli olmadığı, makro finansal istikrarı da sağlamaya çalışmak gerektiği saptamasından çıkıyor. Makro finansal istikrar, "hem finansal kurumların hem de finansal kurumların aracılık hizmetlerinden yararlananların risk alma iştahlarının ekonomik faaliyet düzeyindeki dalgalanmalarla paralel hareket etme eğilimlerinin ve dolayısıyla söz konusu dalgalanmaların şiddetinin azaltıldığı bir ortam" olarak tanımlanabilir. Bu çerçevede, "ekonomilerin hızla büyüdükleri dönemlerde, ekonomik birimlerin aşırı risk alma iştahlarını törpüleyecek, ekonomilerin yavaş büyüdükleri ya da küçüldükleri dönemlerde ise ekono [Devamı]
    Çocuğuna İngilizce öğretemeyen devlet i-Pad dağıtır
    Esen Çağlar 24 Nisan 2012
    Ben Almancayı devletimizin okullarında öğrendim. Orta ikide başladım, lise sona kadar seçmeli Almanca dersleri almaya devam ettim. Şimdi tek söyleyebildiğim şey “ih şiprehe doç niht.”[1] Bu engin Almanca bilgim bana herhangi bir kapı açmadı. Allahtan İngilizceyi hasbelkader öğrenmeyi başardım da Türkiye dışındaki dünya ile az çok bir bağlantı kurabildim. Almancayı becerememiş olmamın ise bana tek bir katkısı oldu: Türkiye’de İngilizce bildiğini sanan (veya özgeçmişine öyle yazan) ama İngilizcesi benim Almancamın ötesine maalesef geçemeyen ne kadar fazla sayıda insan olduğunu görmüş oldum. [Devamı]
    Yurtdışına kâr transferleri
    Fatih Özatay, Dr. 24 Nisan 2012
    Yurtdışına aktarılan kârlar, 2003'e kadar yılda 500 milyon doları bile bulmazken son dört yılda üç milyar dolaylarında gerçekleşiyor. Yabancı sermaye girişlerinin en çok istenilen biçimi, doğrudan yabancı sermaye yatırımları şeklindeki sermaye girişleri. Bunun da çeşitleri var. Yurtiçinde mevcut bir şirketi satın almak için gelen sermaye var, konut almak için gelen var, yeni fabrika kurmak için gelen var. İleri teknoloji getireni var, orta düzey bir teknoloji ile idare edeni var. Gayrimenkul satın almak için yurda gelenleri bir tarafa bırakıp, kalan doğrudan sermaye girişlerine bakınca ortaya çıkan resim şu: 2005’ten önce çok düşük düzeylerde olan sermaye girişleri bu tarihte önemli bir sıçrama gösteriyor. [Devamı]
    Ruslar, Everest'e ne zaman çıktı?
    Güven Sak, Dr. 24 Nisan 2012
    Girişimcilik söz konusu olduğunda, biz bir nevi, 'Hele bir başarılı olun, sonra görüşürüz' kültürüne sahibiz. Çin-Nepal sınırındaki Everest Dağı’nın yüksekliği 8848 metredir. Everest’e çıkmak her dağcının rüyasıdır. Bugüne kadar, bu amaçla, pek çok zirve çıkışı denemesi yapılmıştır. Bugüne kadar, zirve çıkışı denemelerinin bazıları başarılı olmuş, bazıları da başarısız kalmıştır. Everest çıkışları önemlidir ki, bunlar hakkında kitaplar ve filmler vardır. Başarılar kutlanır. Başarısız denemelerdeki çaba ise uzun uzun anlatılır. Biri hariç. Kimse 1952 yılındaki başarısız Rus çıkış denemesinden bahsetmez. Bugün, buralarda ve oralarda girişimcilik kültürü üzerine bir tespit yapayım, müsaadenizle. Sorum şudur: Neden yurt dışında son derece başarılı Ar-Ge çalışmaları yürüten Türkler me [Devamı]
    Neden Türkler bir türlü tasarruf edememektedir?
    Güven Sak, Dr. 21 Nisan 2012
    Sizce Türkiye ile Çin arasındaki temel fark nedir? Sorunun cevabı gayet basittir: Çin hem tasarruf oranı hem büyüme oranı yüksek olan bir ülkedir. Türkiye ise büyüme oranı yüksek, tasarruf oranı düşük bir ülkedir. Bu konudaki rakamlar oldukça açıktır. Peki, sonuç nedir? Şudur: Çin’in büyümesi yüksek cari işlemler fazlasına yol açmakta, Türkiye’nin büyümesi ise halihazırda rekor seviyede olan cari işlemler açığını daha da artırmaktadır. Dünya Bankası’nın son dönemde yayımladığı raporlardan biri bu konuyu ele almaktadır: Neden Türkler bir türlü tasarruf edememektedir? [Devamı]
    Teşvik, börülce ve göl soğanı meselesi
    Fatih Özatay, Dr. 21 Nisan 2012
    Teşvik sistemini, kullanılan teknoloji düzeyini ileriye götüren ve yenilikçiliği özendiren bir çerçevede düşünmekte yarar var. Teşvik işine bir de şöyle bakmakta yarar var. Bir yatırım yapıyorsunuz. Bu yatırım sonucunda kuracağınız tesiste üreteceğiniz ürünün size maliyeti, ortada teşvik falan yokken en fazla rakip ürünlerin maliyetleri kadar olmalı. Aksi halde kurduğunuz tesisin yaşaması ancak suni solunum ile mümkün olabilir. Teşvik sisteminin suni solunum makinesine dönüşmemesi gerekir. O makine kullanılarak, normal koşullar altında rekabetçi olmayan bir üretim sürecinin, suni olarak rekabetçi hale getirilmeye çalışılmasının ekonomi açısından bir yararı olmadığı açık. [Devamı]
    Sağlıkta da kıyakçılığın sonu ayakçılıktır
    Güven Sak, Dr. 20 Nisan 2012
    İdare'nin sağlık çalışanlarını hastaların önüne atan sorumsuz tavrı Dr. Ersin Aslan'ın hayatına mal olmuştur. Her tür popülizmin sonu felakettir. Sağlık sektöründe de iş böyledir. Türkiye’de sağlık sektöründe hizmet yelpazesinin kontrolsüz bir biçimde genişletilmesinin ben bir nevi popülizm olduğu kanaatindeyim. Gaziantep’te Doktor Ersin Aslan’ın hayatını kaybetmesine neden olan saldırı, sağlık sektöründeki popülizmde endazeyi kaçırmış olduğumuzun bir nişanesidir. Gelin bakın neden öyledir? [Devamı]
    Daha sık yüzde 7'nin üzerine çıkacak
    Fatih Özatay, Dr. 19 Nisan 2012
    Ek parasal sıkılaştırma daha sık uygulanacağına göre, 'gerçek politika faizi' de daha sık yüzde 7'nin üzerine çıkacak. Para Politikası Kurulu (PPK) dün toplandı. Yapılan açıklamadan ilk önemli alıntı şu: “... faiz oranlarının aşağıdaki gibi sabit tutulmasına karar verilmiştir: a) Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 5,75...” Tüm PPK kararlarında politika faizi olarak bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı gösteriliyor. Bu faiz 4 Ağustos 2011’den bu yana yüzde 5,75 düzeyinde; değişmiyor. Oysa Merkez Bankası (TCMB) en önemli raporlarında, mesela en son enflasyon raporunda, ekim ayından bu yana para politikasında önemli bir sıkılaştırmaya gidildiğini vurguluyor. ‘TCMB’nin politika faizi’ 4 Ağustos 2011’den bu yana sabitken Ekim 2011’den bu yana para polit [Devamı]
    TCMB'nin gerçek politika faizi ne?
    Fatih Özatay, Dr. 18 Nisan 2012
    Birinci nokta: Şu satırlar 27 Mart 2012'de yayınlanan son Para Politikası Kurulu Kararı'nın ilk paragrafından alınma: "Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile bankamız bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo-Ters Repo Pazarı'nda uygulanmakta olan faiz oranlarının aşağıdaki gibi sabit tutulmasına karar vermiştir: a) Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 5,75Ö" [Devamı]