Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Şeffaf olmanın yararları
    Fatih Özatay, Dr. 12 Mayıs 2012
    Ne amaçlanıyorsa onu ve bu amaçlananın yan etkileri varsa onları da açıkça anlatmak gerekir. Türkiye’nin rekabet gücünü korumak amacınız vardır. Yabancı paralar karşısında liraya değer kaybettirmeyi tercih etmiş olabilirsiniz. Bunun enflasyonu arttırıcı etkisi olduğunu elbette biliyorsunuzdur. Rekabet gücündeki kazanım karşılığında enflasyondaki artışa katlanabileceğinizi düşünmüş olabilirsiniz. Sonuçta böyle bir politika bir tercihtir. Elbette bu tercihinizi doğru bulanlar olabileceği gibi yanlış bulanlar da olacaktır. Ben bu politikanızı beğenirim, bir başkası beğenmez. Sonuçta bunlar tartışılır. Komplo teorilerine başvurmadıkça, aksinin ispatlanamayacağı komplolar ileri sürülmedikçe, mesela “falanca istediği için...” ya da “baskıya dayanılamadı...” denilmedikçe, mümkün olduğu [Devamı]
    İthalat cephesinde yeni bir şey yok!
    11 Mayıs 2012
    Bu yazının başlığında “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” romanından esinlendim. Remarque’ın 1929’da yazdığı roman, Birinci Dünya Savaşı’nda savaşan Alman askerlerinin ruhen ve bedenen tükenişini ve savaşın anlamsızlığını gözler önüne seren ölümsüz bir eserdi. Yer küremiz, dünya savaşlarının ilkinden sonra çok büyük savaşlar gördü, acılar yaşadı. O günden bu yana her şey değişti. Savaşların anlamsızlığı ve kaybedenlerin hep masum insanlar olması dışında tabi ki. Neyse, savaş meselesini bırakalım da dönelim ekonomideki gelişmelere. [Devamı]
    Türkiye, Asya'dan pek negatif ayrışıyor
    Güven Sak, Dr. 11 Mayıs 2012
    Türkiye, Asya-Pasifik civarında, büyüme oranı yüzde 50 azalırken enflasyon oranı yüzde 50 oranında artacak tek ülke olacak. Bu ara biliyorsunuz Standard and Poor’s’a kızgınız. Önce Karadenizli Başbakanımız “Ben de seni tanımayrum” demişti. Hani aynı o fıkradaki gibiydi vaziyet: “Temel, Dursun’a borç vermiş. Bekle bekle geri gelmemiş. İma ederek, açıkça söyleyerek hatırlatmış. Yine tık yok. Sonunda dayanamamış. Bizim mahkemeler herhalde o vakit böyle değilmiş, mahkemeye başvurmuş. Şimdi olsa mahkemeye başvurmak alacağı alamamak için en garantili yol olduğu için hiç düşünmezdi tabii ki. Neyse, mahkeme günü gelmiş. Hâkim, Dursun’a ‘Utanmıyor musun?’ demiş, “Bak, bu arkadaşından borç almışsın, şimdi de paranın üstüne yatıyormuşsun. Üstelik çocukluktan beri arkadaşmışsınız”. “Yok canım” demiş D [Devamı]
    Açın şu perdeleri artık
    Fatih Özatay, Dr. 10 Mayıs 2012
    Bir kuruma övgü düzerken gözlerinin önündeki perdeyi hafifçe de olsa kaldırmayı denese bu övgü düzenler, daha yararlı olmayacak mı? Önce şunu makul görmek gerekiyor: Bir yıl ya da iki yıl enflasyon hedeften sapabilir. Hedefinizi açıkladığınız ve bu hedefe göre ücret artışlarını, faizlerini ve fiyat artışlarını belirlemelerini istediğiniz kesimlere sapmaların nedenlerini açıkladıktan ve bu sapmaları önlemek için elinizden geleni yaptığınıza onları ikna ettikten sonra bir sorun yok. [Devamı]
    Yunanistan ve Sırbistan’daki Seçimler Ne Getirdi?
    Erhan Türbedar, Dr. 09 Mayıs 2012
    6 Mayıs Pazar günü Yunanistan ve Sırbistan’da gerçekleşen seçimler dünya gündeminin önemli konuları arasında yer aldı. Her iki ülkedeki liderler seçim kampanyalarında, ekonomik durumun iyileştirilmesi yönünde vaatlerde bulundu. Sırbistan’daki seçim sonuçları mevcut siyasi tabloda büyük değişiklik yaratmadıysa da, Yunanistan seçimlerden sonra daha derin bir siyasi kriz içine kaymış oldu. [Devamı]
    Enflasyonla mücadele ertelemeye gelmez
    Fatih Özatay, Dr. 09 Mayıs 2012
    2010 sonunda yüzde 6.4 düzeyinde olan enflasyon, 2011 sonunda hedeflenenin 5 puan üzerine çıkarak yüzde 10.4 oldu. Nisan ayında ise yüzde 11.1'e yükseldi. Enflasyonun tekrar tek haneli düzeylere dönmesi bekleniyor. Ama yıl sonu için gerçekleşme tahminleri artık eskisine kıyasla daha yüksek: Yüzde 7.5-8.5 aralığında seyrediyor. Oysa hedeflenen değer yüzde 5.5, Merkez Bankası'nın (TCMB'nin) tahmini ise yüzde 6.5. Bu olumsuz durum, nasıl oldu da oldu? [Devamı]
    Yıkımdan yapıma nasıl geçilir?
    Güven Sak, Dr. 08 Mayıs 2012
    Yıkım için küçük bir ekiple, tek sesli bir icraat yeterliydi. Yapım için küçük ekip ve tek sesli icraat yetmez. Paul Krugman’ın yeni kitabı ‘Depresyonu hemen sona erdirin’ daha geçen hafta kitapçılara ulaştı. Osman Ulagay’ın yeni kitabı ‘Türkiye kime kalacak?’ ise evvelki hafta kitapçılara ulaşmıştı. İlkini pazar günü Kindle’ıma indirip, ikincisini ise hafta sonu alıp, okudum. Her iki kitap da buraya nasıl geldiğimizle değil, buradan nasıl çıkacağımızla ilgileniyor. Krugman, 2008 krizinden nasıl çıkacağımız meselesini dert edinmiş. Ulagay ise 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara gelmesiyle vites yükselten dönüşüm sürecinin, bundan sonraki evresine nasıl geçebileceğimizle ilgileniyor. Krugman da Ulagay da bugünle değil, yarınla ilgileniyorlar. Kâh bugün olup bitenl [Devamı]
    Bir başka açı yararlı olabilir
    Fatih Özatay, Dr. 08 Mayıs 2012
    Sonuçta fiyat istikrarı (enflasyonla mücadele) hâlâ her çağdaş merkez bankasının ulaşmaya çalıştığı temel amaçlar arasında. Merkez Bankası’nın (TCMB’nin) son iki enflasyon raporunun ilk grafiği aynı. Bu grafikle verilmek istenen mesaj TCMB açısından belli ki çok önemli. Bir önceki raporda ilk, son raporda ise ikinci sayfada yer alıyor bu grafik: TCMB’nin yeni para politikasını uygulamaya koyduğu Ekim 2010’dan itibaren liranın değerini on ülkenin parasının değeri ile karşılaştırıyor. Hepsi de birer yükselen piyasa ekonomisi olan bu ülkeler şunlar: Brezilya, Şili, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Meksika, Polonya, G. Afrika, Endonezya, Kore ve Kolombiya. Raporlarda yer alan grafiklerden önce grafiklere ilişkin şunlar söyleniyor: “... döviz kurunun iktisadi temellerden her iki yönde de [Devamı]
    Türkiye’de Tasarrufların Alternatifi Arsa Kapatmak mıdır?
    Esen Çağlar 07 Mayıs 2012
    Türkiye’yi takip eden iktisatçıların görüş birliğine sahip oldukları bir konu varsa o da tasarrufların azlığı sorunudur. İktisatçıların bazısı tasarruf azlığını düşük büyümenin bir sonucu olarak görüyor ve büyümeyi kısıtlayan diğer faktörler ortadan kaldırılırsa, tasarrufların kendiliğinden artacağını iddia ediyor.[1] Kimisi de tasarruf azlığını düşük büyümenin ana nedeni olarak görüyor ve büyüme hızımızı yüzde 4’lerden yüzde 8’lere çekebilmek için ön koşulun tasarrufları yükseltmek olduğuna inanıyor.[2] Ben hangi kampta yer aldığımı henüz bilmiyorum. Ama şuna giderek daha fazla inanıyorum: Türkiye’de kentlerin çarpık yapısı ile tasarruf oranları, dolayısıyla da büyüme problemi arasında kuvvetli bir ilişki var. Bu yazıda bu ilişki hakkındaki gözlemlerimi üç tespitle açmak istiyorum. [Devamı]
    Aşamalı para politikası
    Fatih Özatay, Dr. 07 Mayıs 2012
    Ara hedeflere ulaşılması bütünüyle yeni para politikası sayesinde olduysa enflasyon hedeflenenin 5 puan üzerine nasıl çıktı? İç mimar, bir ay önce bir mutfağa dolap takmak ve tezgâh yerleştirmek üzere gelip ölçü almış. Birkaç gün sonra da farklı yerleşim seçeneklerini e-posta ile yollamış. Böylece ilk hedef olan, mutfağın yerleşim planlamasının yapılması hedefine ulaşılmış. İki gün önce ise bir usta ile iki yardımcısı o mutfağın dolaplarını takmaya gelmişler. [Devamı]