Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    TOKİ modeli 1930'lardan kalmadır
    Güven Sak, Dr. 10 Temmuz 2012
    Neden niyetler halis bile olsa TOKİ modelinden hayırlı bir iş çıkmaz? Ani sel baskınları geçen hafta Rusya ve Türkiye’de can aldı. Samsun’da 12, karşı taraftaki Krymsk’te ise 170 kişi hayatını kaybetti. Krymsk, 2014 Kış Olimpiyatları’nın yapılacağı Soçi’ye yakınlığı nedeniyle gündemdeydi. Samsun’daki sel baskını, TOKİ’yi yeniden tartışma gündemine taşıdı. Ben, TOKİ’nin yani Toplu Konut İdaresi’nin, son dönemdeki 1930’lardan kalma devletçiliğimize en güzel örnek olduğunu düşünüyorum. Hâkimin, savcının, avukatın ve de polisin aynı olduğu bir sistemden adalet çıkar mı? Çıkmaz. Aynı mantıkla tasarlanmış TOKİ’den de hayırlı iş çıkmaz. Neden niyetler halis bile olsa TOKİ modelinden hayırlı iş çıkmaz? Birincisi, TOKİ kentsel arsa üretimi, imar düzenlemesi ve de müteahhitlik faaliyetle [Devamı]
    Müslümanlar yeterince ticaret yapmamaktadır
    Güven Sak, Dr. 07 Temmuz 2012
    Eskiden İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin toplantılarına katılmaktan keyif alırdım. Artık almıyorum. İşadamları zoraki oradalarmış gibi hissediyorum. [Devamı]
    Geçici altın ihracatı ve büyümemize etkisi
    Fatih Özatay, Dr. 07 Temmuz 2012
    İlk çeyrekte bir milyar dolar daha az altın ihraç etseydik büyüme oranımız yüzde 3,2 yerine yüzde 2,6 olacaktı. İç talepteki gelişmeler, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) verileri açıklanmadan önce bu köşede oldukça çok sayıda yazıda yer alan analizi haklı çıkardı. Çeşitli göstergelerin ima ettiği gibi yılın ilk çeyreğinde bir yıl öncesine kıyasla iç talep sadece yüzde 0,9 oranında büyüdü. Buna karşılık, net dış talebin büyümeye katkısı beklediğimden yüksek oldu ve GSYH yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,2 büyüdü.  İhracat belirleyici [Devamı]
    Siyasal reformlar iktisadi büyüme ve kalkınma için de gerekli
    N. Emrah Aydınonat, Dr. 06 Temmuz 2012
    Gelişmekte olan ülkeler konusunda yorum yapan uzmanlar, bu ekonomilerin kısa vadeli gelişmelere odaklanmak yerine daha uzun vadeli bir perspektifle hareket etmeleri gerektiğini söylüyor. Geçen hafta TEPAV’da yapılan toplantıda Dünya Bankası uzmanları da, TEPAV analisti Ozan Acar da, Radikal ekonomi yazarı Uğur Gürses de benzer şeyler söylediler. Yapısal reformların gerekliliğine vurgu yaptılar [*]. Bundan iki hafta önce ise ünlü iktisatçı Daron Acemoğlu TEPAV’daydı ve iktisadi ve tarihsel bir perspektiften bakarak uzun dönemli büyüme ve kalkınma için ne tür yapısal reformlar yapılması gerektiğini anlattı [*]. Artık herkesin bildiği iktisadi politika araçlarının (teşvikler, Ar-Ge yatırımları, mali disiplin, makroekonomik istikrar vb.) tek başına çok da anlamlı olmadığını, asıl belirleyici o [Devamı]
    'Türklerde zaman mefhumu vardır'
    Güven Sak, Dr. 06 Temmuz 2012
    Bölgesel rol üstlenmeye karar verenlerin, taşra kahvesi muhabbeti seviyesini aşmaları gerekir. Geçen gün Barselona’da, Türkiye ve Kuzey Afrika ile iş yapan bir şirket yetkilisiyle konuşurken işte tam böyle dedi. “Sen Türksün diye söylemiyorum. Bir Türk belli bir saate randevu veriyorsa o saatte orada olur. Türklerde zaman kavramı gelişmiştir.” Ben önce şaşırdım. Doğrusu ya böyle bir tespiti beklemiyordum. Bende pek zaman ve mekân mefhumu yoktur mesela. Ama bakın dışarıdan daha farklı görünüyoruz. Bizimle iş yapanlar bizi başkaları ile kıyaslayınca böyle görüyorlar. Belki de kiminle ticaret yapıyorsanız sonunda onun gibi oluyorsunuz. Türkiye dış ticaretinin yarısından fazlasını AB ülkeleri ile yapıyor. Gide gele, alışveriş yapa yapa sonunda bizler de onlar gibi oluyoruz galiba. Ac [Devamı]
    Eğlenceli bir tartışma
    Fatih Özatay, Dr. 05 Temmuz 2012
    Türkiye 2012'de Orta Vadeli Program'daki yüzde 4 hedefine yakın büyüyebilir. Bu da benim yumuşak iniş tanımıma uygun. Sertlik’ ve ‘yumuşaklık’ göreli kavramlar. 2012’nin ilk çeyreğine ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla verileri açıklanınca, bir süredir rafa kaldırılan o eğlenceli tartışma yeniden gündemimize girdi: Acaba Türkiye ekonomisinde gözlenen yavaşlama bir ‘yumuşak iniş’ şeklinde mi gerçekleşiyor, yoksa ortada ‘sert bir iniş’ mi var? Ebette “İndikten sonra ha sert biçimde inmiş ha yumuşak biçimde inmiş” diyebilirsiniz. Haklısınız; sonuçta 2012’nin ilk çeyreğinde büyüme oranımız yüzde 3.2 oldu. Oysa bir yıl öncesinde yüzde 11.9 düzeyindeydi; açık biçimde bir ‘iniş’ var.  Potansiyel büyüme [Devamı]
    Oldukça yumuşak bir iniş
    Fatih Özatay, Dr. 03 Temmuz 2012
    Büyüme oranı belirgin biçimde düşüyor; ama korkulduğu gibi sert bir düşüş yok, yumuşak iniş var. Dün 2012’nin ilk çeyreğine ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) verileri açıklandı. Yıllık büyüme oranı ilk çeyrekte yüzde 3,2 oldu. 2011’in ilk çeyreğinden itibaren yıllık büyüme oranları (yüzde olarak) sırasıyla şöyle: Birinci çeyrek 11,9, ikinci çeyrek 9,1, üçüncü çeyrek 8,4, dördüncü çeyrek 5,2 ve son olarak 2012’nin ilk çeyreği yüzde 3,2. Büyüme oranı belirgin biçimde düşüyor; ama korkulduğu gibi sert bir düşüş yok, yumuşak iniş var. Hatta bu durumu başlıktaki gibi ‘oldukça yumuşak iniş’ olarak da tanımlamak mümkün. [Devamı]
    Türkiye'ye 80 Mısır'a 5 MANGO
    Güven Sak, Dr. 03 Temmuz 2012
    Türkiye'nin bölge ülkelerine başka gözle bakabilmek için veri derlemesi önem taşıyor. "Düzen kurucu olduk" demekle olunmuyor. MANGO giyim ürünleri tasarlayan, üreten ve satan bir İspanyol şirketi. 1984 yılında kurulmuş. Dünya çapında 2494 mağazası var bu günlerde. Bu mağazalardan 80 tanesi Türkiye’de. Mısır’da ise yalnızca 5 adet MANGO mağazası var. Türkiye’nin nüfusu 75 milyon, Mısır’ınki ise 80 milyon civarında. Ama bakın Türkiye’de daha çok MANGO mağazası var. Ayrıca her iki ülkedeki MANGO’ların çalışma biçimleri de birbirine benzemiyor. Geçen gün dünyada ülkeler ikiye ayrılır: Milletini zenginleştirenler ve zenginleştiremeyenler demiştim. Milletini zenginleştirenler dünyayla daha fazla iç içe oluyorlar. Her iki haftada bir, dünyanın çeşitli yerlerindeki, 2494 mağazasında vitr [Devamı]
    Suriye ve Altın Kural
    Güven Sak, Dr. 30 Haziran 2012
    Her zaman olduğu gibi bu sıralarda da Türkiye’nin çevresinde bir hayatta kalma mücadelesi devam ediyor. Güneyde, Suriye’de bir mücadele sürüyor. Neredeyse bir nesilden fazla İranlı hayatta kalma mücadelesinin içinde büyüdü. Tabi, İsrail’i de unutmamak lazım. Hatta bu resme Putin’in Rusyası da eklenebilir. Bu mücadele hissiyatı Türklerin de yakından bildiği bir histir. Türkiye Cumhuriyeti varoluşsal bir tehdit üzerine kurulmuş, İmparatorluk tarihe karışmıştır. Bizim buralarda politikaları şekillendiren şey korkudur. İktidardaki liderler, gözleri kendilerinin olanı almaya niyeti olanların üzerinde, kazançlarını sağlamlaştırmak için umutsuz bir mücadele içerisindedir. (Chiozza ve Goemans’ın Leadership and International Conflict – Liderlik ve Uluslararası Uzlaşmazlıklar isimli kitabını okumanı [Devamı]
    Ankara metrosu inşaatının düşündürdükleri
    Fatih Özatay, Dr. 30 Haziran 2012
    Ekonomi politikası tasarlayanların ve uygulayanların 'gelecekteki bütçe açığı' sorununa dikkat etmelerinde yarar var. Kamu borçlarının yüksekliğinden doğabilecek belaları anlatmak artık çok kolaylaştı. Uzun uzun açıklamalara girişmeden, kestirmeden, Yunanistan’ın ya da İtalya’nın başına gelenlere bakın demek mümkün artık. Başlangıçta kamu borcu yüksek olmasa da ekonomide kamu kesimiyle ilgili gibi görünmeyen başka alanlardaki derin sorunların, mesela bankacılık sektöründeki kırılganlıkların bir gün aniden nasıl kamunun sorunu haline dönüşebileceği ve kamu borcunun zıplayıp o büyük belalara nasıl bir ülkeyi açık hale getirebileceği için ise İspanya ‘hoş’ bir örnek.  ‘Örtük’ yükümlülük [Devamı]