Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Sırbistan En Zengin İşadamını Tutukladı
    Erhan Türbedar, Dr. 25 Aralık 2012
    Sırbistan’ın en zengin işadamlarından biri olan Delta Grubu’nun sahibi Miroslav Mişkoviç, bazı şirketlerin özelleştirilmesi sürecinde kanuna aykırı davrandığı ve devlete 33 milyon Avroluk zarar verdiği şüphesiyle 30 günlüğüne tutuklandı. Neredeyse 20 yıl boyunca Sırbistan’ın dokunulmaz adamı olarak görünen Mişkoviç’in bazı siyasetçilere para ödediği ve bu yoldan iş hayatına siyasi destek sağladığı iddia ediliyor. Mişkoviç’in Bosna-Hersek ve Karadağ gibi ülkelerdeki yatırımlarının da inceleme altına alınması bekleniyor. Mişkoviç’in ve muazzam bir şekilde zenginleşmesine yardımcı olanların gerçekten suçlu bulunup bulunmayacakları, Sırbistan halkının cevabını beklediği temel soru haline geldi. [Devamı]
    2013'e doğru (4)
    Fatih Özatay, Dr. 25 Aralık 2012
    İyimser senaryoda yüzde 4 civarında kalması muhtemel büyümenin işsizlik oranımızı şu andaki düzeylerde katılaştırması beklenir. 2013’te ekonomik gelişmelerin bir süredir tartıştığım temel senaryo dışında da gerçekleşme olasılığı var elbette. Bugün sıra bu farklı senaryolarda. Kötümser senaryonun daha önce gerçekleşme olasılığı var; ilk onu ele alıyorum. [Devamı]
    Türkiye'yi kadınlar kurtaracak
    Güven Sak, Dr. 25 Aralık 2012
    Kadınlar bir an önce evden çıkıp çalışmaya da zaman ayırırlarsa Türkiye'yi kurtarabilirler. Haberi bu yıl Bloomberg’de görmüştüm: Japonya’da yetişkinler için bez satışları ilk kez bu yıl bebek bezi satışlarını geçti. Haberde, 60 yaşın üstündekilerin artan ağırlığının tüketici davranışlarını nasıl değiştirdiği anlatılıyordu. 2050’de Japonya’da nüfusun %36’sı 60 yaşın üstünde olacak. Şimdilerde yüzde 9 civarında. 2050’de 15-64 yaşları arasında olan çalışabilir nüfus, 1995’teki tepe noktası olan 87 milyondan 1945’lerdeki düzeyine, 54 milyona gerileyecekmiş. Bu durumda, Japonya önümüzdeki dönemde nasıl büyüyebilir? Çalışan sayısı azalacağına göre, normal şartlar altında milli gelirin küçülmesini beklemek gerekiyor. Ya azalan çalışanların verimlilikleri artacak ya da bir yol bulup -g [Devamı]
    Türkiye’nin sanayi kapasitesinin azalması kötü politika göstergesidir
    Güven Sak, Dr. 22 Aralık 2012
    Ne zaman Türkiye ekonomisinin son 10 yılı hakkında yorum yapmam istense aklıma “İki Şehrin Hikayesi” geliyor. Başlangıcını hatırlıyor musunuz? Şöyledir: "Zamanların en iyisiydi. Ve zamanların en kötüsüydü.” 1789 devrimindeki Paris’in Dickens atmosferi gibi, Türkiye de son on yıl içerisinde dönüşüm sürecine devam etmiştir. On yıl öncesinin temel meseleleri bütçe açıkları ve aşırı kamu borcuydu. Artık bunlar gündemde değildir. Seçim sandığı artık daha güçlüdür. On sene önce konuşulması mümkün olmayan konuları bugün tartışabiliyoruz. [Devamı]
    2013'e doğru (3)
    Fatih Özatay, Dr. 22 Aralık 2012
    Dışsal koşullar belirttiğim doğrultuda gerçekleşirse 2013'ün 2012'ye kıyasla daha iyi bir yıl olmasını bekliyorum. Sıra temel senaryoda, temel makro büyüklüklerimizin 2013’te nasıl şekillenebileceğini tartışmaya geldi. Önceden sonucu söyleyeyim: Dışsal koşullar son yazımda belirttiğim doğrultuda gerçekleşirse 2013’ün 2012’ye kıyasla daha iyi bir yıl olmasını bekliyorum. Kısacası, Orta Vadeli Program’ın yüzde 4 büyüme tahminini gerçekçi buluyorum. Ama dikkat: Temel senaryodaki kabullerimin gerçekleşmesi halinde gerçekçi. Sırayla büyüme oranımızı etkileyecek faktörleri ele alıyorum: [Devamı]
    İşyerinin değeri arsasından gelirse işin bereketi kalmaz
    Güven Sak, Dr. 21 Aralık 2012
    Arsa rantına dayalı rekabet, kapalı kapılar ardında yapılır. Anketlerde, belediyelerle ilgili yolsuzluk algısının artıyor olması boşuna değil. Perakende zincirlerinden birinin mağaza yöneticisi, sohbet esnasında, “Zamanımın önemli bir bölümü neyle uğraşmakla geçiyor tahmin edebilir misin?” diye sordu. Benim aklımdan, “Çevrede oturanların alışveriş davranışları üzerine analiz yapmak”, “Mağazanın en az stokla dönmesi için gereken tedbirleri almak”, “Mağazayı en az masrafla nasıl döndürürüm diye düşünmek” filan gibi alternatifler geçerken o, “Benim zamanım, bizim mağaza yakınlarındaki arsaların imar düzenlemelerini yakından takip etmekle geçiyor” dedi. “Neden?” diye bir parmak çocuk sorusu sordum. [Devamı]
    2013'e doğru (2)
    Fatih Özatay, Dr. 20 Aralık 2012
    2013'te ekonomimizi etkileyecek koşulların önemli bir kısmını biz kontrol edemediğimiz için farklı senaryolar gerekiyor. 2013’e ilişkin tahminleri, ekonomimizi etkileyecek koşullardan bağımsız oluşturmak mümkün değil. Bu koşulların önemli bir kısmını ise biz kontrol etmiyoruz. Bu nedenle farklı senaryolar oluşturmak gerekiyor. ‘Temel senaryom’ şöyle: [Devamı]
    2013'e girerken (3)
    Fatih Özatay, Dr. 19 Aralık 2012
    Sıra, dışsal koşulların 2013'te nasıl gelişeceklerine ilişkin senaryolarda. Aşağıda vereceğim dışsal koşulların biri dışında kalanların tümü yurtdışına ilişkin. Diğeri ise yurtiçi kredi artış oranına getirilen sınırlamayla ilgili. [Devamı]
    2013'e doğru (1)
    Fatih Özatay, Dr. 18 Aralık 2012
    Mevcut bilgiler çerçevesinde büyüme oranımızın yüzde 2,5 dolayında bir yerde gerçekleşeceği anlaşılıyor. [Devamı]
    Çalışacak erkek bulamayınca kadınları işe alıyoruz
    Güven Sak, Dr. 18 Aralık 2012
    Beğenseler de beğenmeseler de nüfusun yarısının enerjisini eve hapsederek zenginleşilemeyeceğini öğreniyorlar. OECD ülkeleri arasında kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 30’un altında kaldığı tek ülke Türkiye’dir. Hani iyidir ya da kötüdür diye söylemiyorum. Böyledir diye söylüyorum. Memlekette çalıştığını söyleyen kadın sayısı, ev kadını olduğunu söyleyenlerin sayısından az. Çalışanların sayısı 8 milyon, ev kadınlarının sayısı ise 12 milyon. Bu ne demek? Kadınlarımızın yüzde 60’ı evde oturup, dolma sarıyor ve televizyonların sabah kuşağını izliyorlar. Türkiye İstatistik Kurumu’nun anketlerine göre, evde oturmanın da kendi tercihleri olduğunu söylüyorlar. Acaba öyle mi? İşverenlerin, vaziyetin böyleyken böyle olmasında hiç mi günahı yok? Var. Ama artık değişiyor. [Devamı]