Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    İlaç ihracatında Türkiye neden nal topluyor?
    Güven Sak, Dr. 15 Şubat 2013
    Dünya ihracatındaki payımız binde birlerdedir. Türkiye, son on yılda sağlık endüstrisini dönüştürmekte başarısız kalmıştır. Sağlıkta dönüşüm programı 2003 yılında başladı. Geldik 2013 yılına. Bu süre içinde sağlık göstergelerinde göreli bir iyileşme oldu ama sağlık endüstrilerinde bununla uyumlu bir gelişme olmadı. 1930 model devletçilik anlayışı özel sektörün yaratıcı enerjisini harekete geçirmekte başarısız oldu. Bakın nasıl? Türkiye, dünyanın on altıncı büyük ilaç pazarı ama otuz üçüncü ilaç ihracatçısı. Dünya ilaç ihracatının binde birini yapabiliyoruz sadece. Meksika’nın payı bile binde 4, bizimki binde bir. Üretim yapmıyor muyuz? Yapıyoruz. İlaç ihtiyacımızın yüzde 65’ini kendimiz üretiyoruz. Ama oradan dışarıya bir şey satamıyoruz. Aynı durum, mesela medikal ürün ihracat [Devamı]
    Hangi 5? Hangi 6?
    Fatih Özatay, Dr. 14 Şubat 2013
    Hiçbir ülke sürekli olarak, mesela on yıl boyunca, bu düzeyde bir cari açık veremez. Yurtiçi tasarruf oranı son derece düşük bir düzeyde olunca ister istemez cari işlemler açığına finansman tarafından bakmak önem kazanıyor. Elbette böyle bir açıdan bakmak, dış pazarlardaki rekabet gücümüzü göz ardı etmek oluyor. Mesela, verimlilik, üretim maliyeti ve kur gelişmeleri dikkate alınmıyor. Keza, ihracat pazarlarımızdaki ekonomik durum (gelir artışı) ve yurtiçi talep gelişmeleri de analize dahil edilmiyor. Ama açık ki finansman tarafından bakmak, tüm bu çok önemli ‘diğer’ unsurların önemsiz oldukları anlamına gelmiyor. Sonuçta bir köşe yazısında bunların hepsini birden dikkate almaya da olanak yok. [Devamı]
    Kapitalizmin geleceği
    N. Emrah Aydınonat, Dr. 12 Şubat 2013
    Kapitalizmin sonu mu geldi? Bu soruya herkes kendi meşrebince cevap veriyor. “Oh sonu geldi!” diyen de var, “Kapitalizmden iyisi yok” diyen de. Ana-akım iktisatçıların çoğu küresel kapitalizmin sorunları olduğunu kabul ediyor, ama kapitalizmin yerine başka bir şey geleceğine de inanmıyor. Kapitalizmin yerine başka türde bir kapitalizm geleceğini düşünüyorlar (örneğin, bak. Rogoff 2011, Roubini 2011). Özetle, kapitalizmin bazı sıkıntıları olduğu neredeyse genel kabul görse de kapitalizmin alternatifinin “daha iyi bir kapitalizm” olduğu düşünülüyor. Sorun şu ki, bu daha iyi kapitalizmin nasıl bir şey olduğu konusunda bir fikir birliği yok. [Devamı]
    Zorunlu karşılık kararı zorlaşıyor
    Fatih Özatay, Dr. 12 Şubat 2013
    Sanayi üretimindeki son gelişmeler Merkez Bankası'nın zorunlu karşılıkları arttırma kararı almasını güçleştirebilir. 2012’nin son çeyreğinde sanayi üretimi bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla sadece yüzde 0,3 oranında arttı. Oysa büyüme açısından yılın en kötüsü olduğu düşünülen üçüncü çeyrekteki sanayi üretim artışı yüzde 2,7 düzeyindeydi. Büyüme oranımız açısından bunun anlamı şu: İlk dokuz ayda yüzde 2,6 oranında gerçekleşerek potansiyelinin çok altında kalan büyümenin, yılın tümü dikkate alındığında yüzde 2,3 civarında gerçekleşmesi olasılığı var. Üstelik bu olasılık az değil. Belirsizlikler azalacak Avrupa ve ABD’ye ilişkin belirsizliklerin azalması, risk algılamasını bir süredir belirgin biçimde azalttı. Ara sıra gelen olumsuz haberlerin bu havayı bozabilmesine karşı [Devamı]
    Geçmişi didikleyerek zengin olunmaz
    Güven Sak, Dr. 12 Şubat 2013
    2013 itibariyle Türkiye'de bir fizikçi, yurtdışına kapağı atmak veya ÖSS'ye girenlere ders vermek dışında ne yapabilir? Ancak geleceğini düşünen, geleceğini tasarlayabilir. Durmadan arkasına bakıp geçmişini didikleyen, kafasını kaldırıp etrafa bakmaya başlayıncaya kadar iş işten geçer. Ben son zamanlarda Türkiye’nin temel sorununun ileriye değil, geriye bakmak olduğunu düşünüyorum. Geçenlerde Nature dergisinde yayımlanan bir makale konuyu benim için yeniden canlandırdı. Buna göre dünya üzerinde ülkeler ikiye ayrılıyor: Geleceğe odaklananlar ile geçmişe takılanlar. Çalışma bir geleceğe odaklanma endeksi tarif ediyor. Merak edenler için söyleyeyim, biz halen geçmişe odaklananlar grubunda yer alıyoruz. Buyurun size gelecekten endişelenmek için bir neden daha. Makale, Google Trends v [Devamı]
    Terörizmin finansmanını önlemeye yönelik yasa FATF tavsiyeleriyle tam olarak uyumlu değildir
    Güven Sak, Dr. 09 Şubat 2013
    Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkında yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Ancak son dönemde Türkiye’de kötü bir üne sahip olmuş Finansal Eylem Görev Grubu (FATF)’nun beklediği yasa tam olarak bu değildi. [Devamı]
    Güzellemelerin zararları
    Fatih Özatay, Dr. 09 Şubat 2013
    Sanayi üretiminin en az arttığı çeyrek, son çeyrek oldu. GSYH artışı daha düşük olabilir. Aralık ayı sanayi üretimi açıklandı: Bir yıl öncesine kıyasla yüzde 3,8 düşüş var. Oysa kasım ayında yüzde 11,3 oranında artmış ve beraberinde neredeyse “Üretim kanatlandı” yorumlarını getirmişti. Türkiye’deki ekonomik gelişmeler için bazen öyle ilginç yorumlar yapılıyor ki insan hayrete düşüyor. Yok, hata yapmaktan söz etmiyorum. Açıklanan bir veri üzerine yapılan ‘ilginç’ yorumlar ile derdim. Bunlara belki ‘güzellemeler’ (halk edebiyatındaki coşku dolu, övgü içerikli sözler olarak alın lütfen) demek gerekiyor. Şu satırlar 29 Ocak tarihli yazımdan alınma: “Geçen hafta ocak ayına ait iki önemli veri yayımlandı: Kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi. Hatırlarsanız, kasım ayı s [Devamı]
    'Samsung diye bir yer mi var?'
    Güven Sak, Dr. 08 Şubat 2013
    Her tarafımızdan teşvik akıyor ama Vestel neden bir türlü Samsung gibi olmuyor? Sarp, daha yenilerde sekiz yaşına bastı. Artık okumayı da biliyor. Her gördüğü yazıyı okuyor. Geçen gün, Ankara’da, Konya-Samsun yolu üzerinde, yol tabelalarına bakarken işte tam da bu soruyu sordu. Azıcık şaşkın bir ses tonuyla “Samsung diye bir yer mi var?” dedi. İşte artık böyle bir çağdayız. Daha sekiz yaşındaki ufaklıkların Samsun’dan önce Samsung’u öğrendiği bir dönemdeyiz. Kore’nin Samsung’unu Galaxy S3’te Sugar Rush oyunundaki tekboynuzlardan filan tanımış oluyorlar. Türkiye’nin Samsun’unu ise daha bilmiyorlar. Bakın mesela Vestel öyle tam da hayatlarının içinde yer almıyor ama Samsung hayatlarının hemen parçası haline gelen ürünler üretiyor. Ürün çeşitliliği önem taşıyor. Bu aralar Sarp’ın “ [Devamı]
    Üç hedef açısından son durum
    Fatih Özatay, Dr. 07 Şubat 2013
    Gelecek toplantıya kadar lirada değerlenme eğilimi iyice belirginleşirse verilecek tepkinin dozu bir miktar artacaktır Gelin bugün Merkez Bankası’nın üç hedefindeki gelişmelere ve bu gelişmeler çerçevesinde verebileceği tepkilere bakalım. Önceden belirteyim: Merkez Bankası’nın ‘ne yapması gerektiği’ ile ilgili değilim. “Ne yapacak” sorusuna yanıt arıyorum. Enflasyon hedefi yüzde 5. Son yazımda enflasyon gelişmelerini değerlendirdim. Kısaca şu: Enflasyon şu anda hedefin oldukça üzerinde ancak 2009’dan bu yana geçen süredeki ortalamasına çok yakın. Ancak Merkez Bankası şimdilik yüzde 5,3 olan yıl sonu gerçekleşme tahminini değiştirmeye gerek görmüyor. Bu durumda enflasyona bir tepki beklememek gerekiyor Merkez Bankası’ndan. Kredi artış oranı İkinci hedef, yıllık kredi artış or [Devamı]
    Sağlıkta nerede kalmıştık?
    Selin Arslanhan Memiş 06 Şubat 2013
    Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başlamasının üzerinden 10 yıl geçti. Geçtiğimiz günlerde yeni Sağlık Bakanı’nın göreve başlamasıyla da, önümüzdeki 10 yıl için sağlıkta dönüşümün 2023 vizyonuyla devamı gündeme geldi. Peki 2003’teki programda açıklananlardan hangileri yapıldı, geriye neler kaldı? Sağlıkta önümüzdeki 10 yılın odağı ne olmalı? [Devamı]