Arşiv

  • Temmuz 2024 (2)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    2023 Vizyonu yoksa Çukurambar mıdır?
    Esen Çağlar 25 Mart 2013
    Ankara’nın Çukurambar’ını biliyor musunuz? Ankaralıysanız biliyorsunuzdur. Ankaralı değilseniz, görseniz pek yabancı gelmezdi. Kentin ortasında, son 10 yılda kentsel dönüşüm geçirmiş bir gecekondu mahallesidir. Eski derme çatma evlerin yerinde, bugün koca koca binalar yer almaktadır. Kimisi lüks, kimisi ultralüküstür. TEPAV bu garip mahalleye 5 dakika mesafede olduğu için, Türkiye ekonomisinin dönüşümünü izlediğimiz yıllarda, Çukurambar’ın da dönüşümünü izledik. Memleket için orta gelir tuzağını tartışırken, hemen yanı başımızda bir mahallenin, hiç orta gelir tuzağına takılmadan, düşük gelirden yüksek gelire sıçramasına tanık olduk. [Devamı]
    Ilımlı bir toparlanmanın başlayıp başlamadığı şüpheli
    Fatih Özatay, Dr. 23 Mart 2013
    Yılın ilk çeyreğinde ekonomimizin ılımlı da olsa toparlanmaya başladığına dair hâlâ belirgin bir emare yok. Türkiye’nin döviz cinsinden yükümlülükleri ile alacakları arasında giderek açılan farka ilişkin bir diziye başlamıştım. Bugün ara veriyorum. Dün iki önemli veri açıklandı: Mart ayına ait kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi. Kapasite kullanım oranındaki (KKO) hareketler sanayi üretimindeki hareketlere ve dolayısıyla büyüme oranımıza ilişkin önemli ipuçları veriyor. Reel kesim güven endeksindeki değişimler ise özel yatırım hareketlerinin nasıl şekilleneceğini anlamamıza yardımcı oluyor. İkna edici değil Takvim etkisinden arındırılmış (çalışma günlerine göre düzeltilmiş) sanayi üretiminin yıllık artış oranı 2011’in ilk çeyreğinde yüzde 14,9 gibi çok yüksek [Devamı]
    İnsani Gelişme Endeksi’ne kulak versek bir taşla dört kuş vurabiliriz
    Efşan Nas Özen 22 Mart 2013
    Geçtiğimiz hafta 2013 İnsanı Gelişme Raporu ve raporla birlikte de 2012 İnsani Gelişme Endeksi (İGE) değerleri açıklandı. Türkiye her zamanki gibi endeks puanları sıralamasında ekonomik performansının oldukça altında bir yer buldu: Dünyanın on altıncı büyük ekonomisi olan ve önümüzdeki on yılda ilk ona girmeyi hedefleyen Türkiye, İnsani Gelişme Endeksi sıralamasında 90. sırada. [Devamı]
    gittigidiyor.com'dan inşaat sektörüne geçmek ne demek?
    Güven Sak, Dr. 22 Mart 2013
    Türkiye'de içinde inşaat geçmeyen, bir yanından inşaata değmeyen iş yapmak galiba mümkün değildir. Peki ama neden? gittigidiyor.com, Türk internet tarihinin iftihar kaynağıdır. İnternet tarihimizin ilkleri sayfasında adı hep anılacak bir internet sitesidir. Birincisi, memleketimizin ilk açık arttırma ile mal alma/satma sitesiydi. Yayınına 2001 yılında başlamıştı. 2011 yılında sitenin yüzde 93’ünü Amerikan alışveriş sitesi e-bay aldı. Satış rakamı, internet sitelerinde 217.5 milyon dolar olarak duyuruldu. İnternet tarihimizin rekoruydu. Peki, bu parayı alan gittigidiyor.com kurucuları ne yaptı? Geçenlerde Sabah gazetesinden okuduğum pek heyecanlı habere göre gittigidiyor.com kurucuları inşaat sektörüne girmek üzere bir şirket kurmuşlar sonra da Tekfen’in inşaat şirketini almaya ka [Devamı]
    Döviz açık pozisyonunun getirdiği kısıtlar
    Fatih Özatay, Dr. 21 Mart 2013
    Ekonomide döviz açık pozisyonu olduğu için aşırı kur artışıyla bilançolar bozulacak ve büyüme oranı düşecek. Döviz cinsinden yükümlülüklerin, döviz cinsinden alacaklardan çok fazla olduğu ekonomilerin sorunları üzerinde durmaya devam ediyorum. Bu ekonomik hastalık, politika seçeneklerinizi sınırlıyor. Mesela, enflasyonu düşürmeye çalışan bir para politikasının yanı sıra ülkenin rekabet gücünü korumak için paranızın reel değerini de gözetecek bir para politikası uyguluyorsunuz diyelim. [Devamı]
    3. Yılında Türk Konseyi
    Hüseyin Raşit Yılmaz 21 Mart 2013
    Son yıllarda Orta Doğu’da yaşanan siyasi ve toplumsal hareketlilik kamuoyunun dikkatini bu coğrafyaya yoğunlaştırdı. Odaklanılan coğrafyadaki dönüşüm sürecinin en sancılı bölümünün yanı başımızda cereyan ediyor olması da durumu perçinledi. Bu sebepledir ki; yakın dönemde gerçekleşen pek çok gelişme  gündemde önemine uygun yer bulamadı. Bahsolunan halin en belirgin örneklerinden biri, Soğuk Savaş sonrası dönemde Türk Dünyası ile ilgili sarf edilen tüm çabaların ortak ürünü olarak tanımlanabilecek Türk Konseyi’dir. Tam adı Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi olan yapı Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın kurucu üyelikleriyle Eylül 2010’da İstanbul’da resmiyet kazandı. Türk Konseyi’nin kurulması, evveliyatı göz önünde bulundurulduğunda, mühim bir eşiğin aşılması manasına [Devamı]
    İnternet trafiğinde kavşak olacak Türkiye’de “hız sınırı”…
    20 Mart 2013
    İnternete erişimi olan dünya vatandaşları olarak gittikçe daha çok "bağlantı" halinde olduğumuz aşikar. Ancak günlük pratiğimiz haline gelen internet kullanımında şartlar halen birbirinden epey farklı. Örneği, bize hiç benzemeyenden, İsveç'ten verelim: [Devamı]
    Net uluslararası yatırım pozisyonu açılıyor
    Fatih Özatay, Dr. 20 Mart 2013
    Merkez Bankası, Türkiye'nin uluslararası net yatırım pozisyonunu, yani dış varlıkları ile dış yükümlülükleri arasındaki farkı düzenli olarak yayınlıyor. Bu fark dış yükümlülükler lehine gelişiyor. Farklı bir ifadeyle, dış varlıklarımız dış yükümlülüklerimizin oldukça gerisinde kalıyor. Döviz kurundaki oynamalar bu nedenle Türkiye ekonomisi üzerinde önemli etkiler yapıyor. 2000 yılı sonunda uluslararası net yatırım pozisyonumuz eksi 98.3 milyar dolarmış. 2001 krizi ile birlikte 13 milyar dolar azalıyor. 2007 sonunda eksi 314 milyar dolar kadar net pozisyonumuz. Küresel krizin şiddetlenmesiyle birlikte 2008 yılı sonunda 114 milyar dolar azalıyor. İster biz yaratalım ister başkaları yaratsın, sonuçta kriz dönemlerinde net yatırım pozisyon açığımız önemli ölçüde kapanıyor. Farklı [Devamı]
    Ortalama 7 çocuk yapan Nijerli anneler dünya hakimiyeti (mi?) hedefliyor!
    Serdar Sayan, Dr. 19 Mart 2013
    Başbakanın bu ayın başında yaptığı Nijer ziyareti   [Devamı]
    Tedavi kolay değil
    Fatih Özatay, Dr. 19 Mart 2013
    Yüksek düzeyde bir açık döviz pozisyonu, ekonomik bir hastalık: Başkalarının bastığı paralar cinsinden borçlu oluyorsunuz. Döviz cinsinden borcun, döviz cinsinden alacaklardan çok fazla olduğu (açık döviz pozisyonu yüksek düzeyde olan) ekonomilerin sorunları üzerinde durdum son iki yazımda. Bu yazıların ikincisinde, döviz kurunun yurtiçi enflasyon ile enflasyon arasındaki fark kadar artmamasının (yerli paranın reel olarak değerlenmesinin) olumlu ve olumsuz etkilerinden söz ettim. Bu etkilerden sonuncusu oldukça ilginç; açık döviz pozisyonunun kendini beslemesine yol açıyor. Yerli paranın reel olarak değerli olması ve bunun uzunca bir süre devam etmesi, döviz cinsinden borçlanmayı özendiriyor. Süreç içinde daha fazla açık döviz pozisyonu ortaya çıkıyor. Sonuçta yüksek düzeyde bi [Devamı]