Arşiv

  • Temmuz 2024 (2)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    G-20’nin odağını tekrar değiştirme vakti geldi
    Güven Sak, Dr. 31 Ağustos 2013
    St. Petersburg’daki G-20 Zirvesi’ne bir haftadan az kaldı. 20 devlet başkanı sekizinci kez bir araya geliyor. Geçen gün, Moskova Ekonomi Lisesi ve Toronto Üniversitesi Munsk G-20 Araştırmaları Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği zirve öncesi konferans için Moskova’daydım. Herkes, Zirve gündeminin Suriye’deki gelişmelere temas etmesi gerektiği konusunda hemfikir. Zirve, Suriye’de krizin tırmandığı bir dönemde yapılacak. Ayrıca, Zirve’nin ev sahibi Rusya, Suriye hakkında güçlü ve ana eğilime ters görüşlere sahip. Peki, G-20 Zirvesi’ni hep siyasi meseleler mi şekillendirecektir? Aynı görüşte değilim. Bana kalırsa burada bir fırsat bulunmaktadır. G-20, dünyanın en büyük ekonomilerinin liderlerinin bir araya gelerek küresel gelişmeleri tartışmasına olanak veren bir forum. Her şeyden önce, çalkan [Devamı]
    Neden geçici değil?
    Fatih Özatay, Dr. 31 Ağustos 2013
    Merkez Bankası'nın aldığı ve almadığı kararların temel nedeni öyle sanıyorum gerginliklerin geçici olacağı saptaması. Peki, geçici mi bu gerginlikler? Doların yıl sonunda 1,92 liranın altına düşeceği tahmini’nin mevcut uluslararası gerginliklerin geçici olacağı hissiyatına dayandığını belirtmiştim. Merkez Bankası’nın aldığı ve almadığı kararların temel nedeni öyle sanıyorum ki bu saptama. Peki, geçici mi bu gerginlikler? 1 Bu türden hareketler, yani kısa zamanda keskin faiz ve kur artışları geçmişte de gözlendi: Mesela 2004’te, 2006’da ve son olarak 2011’in ikinci yarısında. Kalıcı olmadılar. Bir süre sonra bu hareketler durdu. 2- Bu seferki hem eskiye benziyor hem daha farklı: ‘Eskiye benziyor’; çünkü arkasındaki temel neden yine ABD Merkez Bankası’nın (FED’in) parasal sıkı [Devamı]
    Ortadoğu yanarken petrol fiyatı neden zıplamıyor?
    Güven Sak, Dr. 30 Ağustos 2013
    Ortadoğu, Amerika için eskisi kadar önemli değil. Çin için önemli. Ödevini yapmayan Türkiye için ne yazık ki hâlâ önemli. Geçenlerde, BBC televizyonunda seyrettiğim bir programı yeniden hatırladım. Tom Friedman’ın, Amerikan New York Times gazetesindeki son yazılarından birini okuyordum. Yazıdaki soru, tam başlıktaki soruydu: “Ortadoğu yanarken petrol fiyatları neden zıplamıyordu?” Eskiden olsa fiyatlar iki katına yükselirdi. 100’lerde dolanan fiyat 200’e doğru hareketlenirdi. Ama şimdi kimse o kadar da rahatsız değil. Yazıyı okurken, ben, o, yıllar önceki programda Zeki Yamani’nin söylediği sözleri hatırladım: “Taş devri etrafta taş kalmadığı için sona ermedi” demişti deneyimli politikacı, “Petrol devri de etrafta petrol kalmadığı için sona ermeyecektir”. Galiba bir devrin sonuna [Devamı]
    Dolar yıl sonunda 1,92 liranın altına iner mi?
    Fatih Özatay, Dr. 29 Ağustos 2013
    Merkez bankası başkanlığı bir zanaattır; algoritmalara dayanarak değil, bilgelik ile yürütülür. Dolar yıl sonunda 1,92 liranın altında olursa şaşırmayın.” Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı salı sabahı ekonomi kanallarından canlı yayımlanan konuşmasında böyle diyordu. ‘Ekonomi ne işe yarar?’ sorusu, Erdem Başçı’nın bu konuşmasından üç gün önce New York Times’da yayımlanan bir makalenin başlığında yer alıyor. ‘Ekonomi’den kasıt bir ülkenin ekonomisi değil, bir disiplin olarak ekonomi. Makalenin iki yazarı da felsefe profesörü: Alex Rosenberg ve Tyler Curtain. Bir dizi tartışmayı tetikleyen bu makalenin can alıcı saptamalarından biri şöyle: “Ekonominin sorunu, bir bilim dalında olması gereken temel özelliğe sahip olmaması. Tahminlerindeki doğruluk payı artmıyor. Oysa mesela fizik [Devamı]
    Dünkü açıklamalar
    Fatih Özatay, Dr. 28 Ağustos 2013
    Dün hem iki önemli veri açıklandı hem de Merkez Bankası (MB) Başkanı bazı açıklamalarda bulundu. MB’nin temmuz ve ağustos ayında faize ilişkin aldığı (almadığı) kararlar, MB’nin piyasalarda birkaç aydır yaşanan gerginliğin geçici olduğunu düşündüğü izlenimini veriyordu. Zira piyasadaki faiz yükselişine karşın, son iki Para Politikası Kurulu toplantısında ancak toplantıdan toplantıya değiştirilebilen ve dolayısıyla daha kalıcı olan politika faizi artırılmamıştı. Bunun yerine faiz koridorunun üst sınırı yukarıya çekilmişti. [Devamı]
    Boş övgü (yeniden)
    Fatih Özatay, Dr. 27 Ağustos 2013
    Sorun şu ki Türkiye zaten yıllardır 'büyük ekonomi' sıralamasında 17'nci ya da ona yakın bir yerdeydi. Stephen Grosz bir psikanalist. Bu yıl yayımladığı ilk kitabı (The examined life: How we lose and find ourselves? Mercek altındaki hayat: Kendimizi nasıl kaybediyoruz ve nasıl buluyoruz? Norton Yayınevi) en çok satan kitaplar arasına girmeyi başardı. Kitabının üçüncü bölümünde ölçüsüz övgü düzmenin istenmeyen sonuçlar doğurabileceğine değiniyor. 1998 yılında iki uzman 10-11 yaş grubu için bir deney yapmış. Deneklere çözmeleri için matematik problemleri verilmiş. İlk problem setinin çözümleri değerlendirildikten sonra öğrencilerin bir kısmına “Çok iyiydin, çok zekisin”, bir kısmına ise “Çok iyiydin, bayağı çaba göstermişsin” övgüsünde bulunulmuş. Sonra aynı öğrencilere daha zor o [Devamı]
    Türkiye'nin ufku neden bu kadar dardır?
    Güven Sak, Dr. 27 Ağustos 2013
    Şimdi zaten zor olan işimizi daha da zorlaştıracak, daralmış olan ufkumuzu daha da daraltacak bir sürecin içinden geçiyoruz. Türkiye’nin dünyanın son derece sınırlı bir bölgesiyle iletişim içinde olduğuna geçen hafta işaret etmiştim. Bu hafta devam edeyim. Bir süreden beri, farklı ülkelerin içinde faal oldukları alanın çapını merak ediyorum. Böyle bakarsanız, ortalama ihracat menzili en düşük olan ülke Türkiye gibi duruyor. Bir nevi nefesi en dar olan ülke Türkiye bana sorarsanız. Sınırlarımızın çok fazla dışına çıkamıyoruz rakamlara bakarsanız. Benim, dünyanın son derece sınırlı bir bölgesiyle iletişim halindeyiz dediğim hadise tam da bu aslında. Ama mesele yalnızca bu kadarla da sınırlı değil, Türkiye yalnızca nefesi en dar olan ülke değil; aynı zamanda, son on yılda nefes darl [Devamı]
    Filistin’de son şans mı?
    Güven Sak, Dr. 24 Ağustos 2013
    Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail ile Filistin Oslo Anlaşması’nı imzaladığında 58 yaşındaydı. Görüşmeler 20 yıl önce karara bağlanmıştı. O zamanlar Filistin Yönetimi yaklaşık beş yıllık geçici bir süre için küçülen bir devlet organı olarak oluşturulmuştu. Nihai statü görüşmelerinin en geç 1996’da başlaması bekleniyordu. Anlaşma, her biri savaşçı liderler olan Yaser Arafat ve İzak Rabin tarafından imzalanmıştı. Bir başka savaşçı lider Ariel Şaron 2003 yılında, Anlaşma’nın onuncu yıldönümünde, süreci yeniden canlandırma girişiminde bulundu. Gelin görün şimdi neredeyiz… Nihai statü görüşülmedi. Geçici Ulusal Yönetim hala duruyor. Arafat yok, Rabin yok, Şaron yok. İsrail-Filistin çatışmasının müzakereyle çözülmesine yönelik Kerry süreci başlarken, Mahmud Abbas artık 78 yaşında. Geç [Devamı]
    İdeolojik dış politika ekonominin başına bela mı?
    Fatih Özatay, Dr. 24 Ağustos 2013
    Yabancı bir fon yöneticisi olsanız, tüm komşularıyla sorunlu olan ve de ABD tarafından 'kınanan' bir ülkeye yatırım yapmakta gönülsüz olmaz mısınız? Perşembe günü lira, euro ve dolar karşısında belirgin biçimde değer kaybetti. On yıl vadeli Hazine tahvilinin faizi yüzde 10’a ulaştı. İki yıl vadeli hazine tahvilinin faizi ise yüzde 9,5’i aştı. Borsada ise keskin bir düşüş yaşandı. Cuma günü sabah saatlerinde kur ve faiz artışı durmuş ancak bir düşüş olmamıştı. Borsa endeksinde ise çok küçük dalgalanmalar yaşanıyordu. Bu tür hareketler ilk defa olmuyor Türkiye’de. 2001’de de oldu, 2004’te, 2006’da ve son yıllarda da... Fakat bu sefer ‘can sıkan’ bir ayrıntı var. Yanılma dileğiyle paylaşmak istiyorum bu ayrıntıyı. Şu satırlar Murat Yetkin’in perşembe günkü yazısından alınma: “Mısı [Devamı]
    Niye kimse Türkiye'ye güvenmiyor?
    Güven Sak, Dr. 23 Ağustos 2013
    Dün yaşadığımız ferahlık Amerikan Merkez Bankası'nın son dönemde yaptıklarındandı. Bugün yaşayacağımız sıkıntılar da onun eskisi gibi davranmamasından olacaktır. Geçenlerde bir fon yöneticisi ile yaklaşık bir saat konuştum. Türkiye ekonomisi ile ilgili sohbet edelim demişti. Halbuki konu öyle dört başı mamur iktisat muhabbeti çıkmadı. Son derece yalın bir sorusu vardı: “Türkiye, liranın hızla değer kaybetmesini mi faizlerin hızla yükselmesini mi tercih eder?” Bir nevi, kırk katır mı kırk satır mı gibi yani. Soruyu merkez bankası ne yapar diye de sormadı. İşini biliyordu. “Hükümetiniz ne yapar?” dedi. Tek merak ettiği mesele buydu. Liranın hızlı değer kaybını sessizce seyir mi edersiniz, korkup faizleri hızla yükseltir misiniz? Ülke parasının hızlı değer kaybına yönelik Türk has [Devamı]