Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    2014'te ekonomimiz (2)
    Fatih Özatay, Dr. 12 Aralık 2013
    Yüzde 3,5 dolaylarında büyüme makul görünüyor. Net sermaye girişlerinde daha şiddetli azalma ve faizlerde daha belirgin yükseliş elbette büyümeyi aşağıya çeker. Sıra 2014’e ilişkin büyüme tahminimde. Daha önce verdiğim temel senaryo geçerli olursa, 2014 büyümesinin 2013’tekinden daha düşük olacağını tahmin ediyorum. Salı günü açıklanan üçüncü çeyrek gayri safi yurtiçi hasıla rakamlarına göre, 2013’te büyüme oranımızın yüzde 4’e çok yaklaşacağı anlaşılıyor; yüzde 4 diyelim. 2014 büyümesi muhtemelen yüzde 3,5 dolaylarında kalacak. Gerekçelerim aşağıda.  Büyümeyi 2013’e kıyasla daha yükseğe çekecek unsurlar: Listenin başında ihracat geliyor. Temel senaryo altında, 2013’te büyümeyen Avrupa Birliği’nin (AB) 2014’te yüzde 1,3 oranında büyüyeceği varsayımı vardı. Toplam ihracatımızın [Devamı]
    2014’te dövizden sakınmakta fayda vardır
    Güven Sak, Dr. 12 Aralık 2013
    Ben 2014’ün eldekini kollama dönemi olduğunu düşünüyorum. Bu yıl dövizden özellikle sakınmakta fayda vardır. Gelin bakın nasıl ve neden? Dünyada ortalamanın üzerinde büyüyen ekonomileri ikiye ayırmak mümkün: Cari işlemler fazlası verenler ve cari işlemler açığı verenler. Çin, Almanya, Kore ve İsveç cari işlemler fazlası veriyorlar. Cari işlemler açığı verenler listesinde ise Türkiye ve Uruguay var. Evet, Uruguay. Geçenlerde “Uruguay kadar bile olamadık” dedim diye manasız laflar işittim.Demek ki anlatamamışım. Bir daha anlatayım, müsaadenizle. Türkiye de, Çin de 2010 ve 2011’de benzer oranlarda büyüdü. Kore 2010’da yüzde 6’larda kalmıştı. Biz ondan bir yüzde 30 daha hızlı büyüdük. Uruguay ise 2010 ve 2011’de yüzde 8,9 ve yüzde 6,5 büyüdü. Türkiye kadar olmasa da, Kore’den daha [Devamı]
    Üçüncü çeyrekten tüm yıla
    Fatih Özatay, Dr. 11 Aralık 2013
    Üçüncü çeyreğin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) rakamlarını dün öğrendik. Ayrıca ilk iki çeyreğe ilişkin verilerde çok küçük bir düzeltme yapıldı. Durum şöyle: Birinci çeyrekte yüzde 3 oranında artan GSYH, ikinci çeyrekte yüzde 4.5, üçüncü çeyrekte ise yüzde 4.4 oranında yükseldi. Böylece, yılın ilk dokuz ayında, bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla, yüzde 4 oranında büyümüş olduk. Hatırlarsanız yeni açıklanan Orta Vadeli Program’da 2013 büyümesi, eski tahminin biraz altına çekilerek yüzde 3.6’ya indirilmişti. İlk üç çeyrekteki büyüme son tahminin üzerinde. [Devamı]
    Öcalan neden bu kadar rasyonel?
    Nihat Ali Özcan, Dr. 10 Aralık 2013
    Her ne kadar Hükümet kamuoyuna doğrudan açıklamış olmasa da, PKK sorununu dönüştürerek çözmeyi amaçladığı açık. “Barış sürecine” devamlı vurgu yapılıyor olması ise günün sonunda varılacak “politik hedefi” şimdilik tartışma dışında tutuyor. Oysa en az süreç kadar varılacak nokta da önemli. Ancak bu aşamada “muhayyel politik resmin” sınırları, içeriği ve derinliği muğlak görünüyor. Fakat genel hatları ile bunun bir “güç paylaşımı” olacağı da artık bir sır değil. “Güç paylaşımı” teklifi işi bitirir mi? Etnik bir sorunda güç paylaşımının sınırları, içeriği, derinliği ve genişliği; elbette sorunun geldiği aşamaya, zamana, mekâna ve ülkenin politik kültürüne bağlı olarak değişebilmektedir. Ancak sadece böyle bir teklifte bulunmanın tek başına çatışmaları siyasi zemine taşımaya yetmeyeceği [Devamı]
    2013 büyümesi
    Fatih Özatay, Dr. 10 Aralık 2013
    2013 için resmi büyüme tahmini olan yüzde 3,6'nın rahatlıkla gerçekleşeceği, hatta yüzde 4'e yaklaşabileceği söylenebilir. Gelecek yıla ilişkin enflasyon tahminimi verdim. Sırada gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyüme tahminim var. Büyümeye ilişkin asıl merak ettiğimiz, 2014’te bu yılın büyümesinin üzerine çıkıp çıkmayacağımız. Ancak henüz 2013’e ilişkin sadece ilk yarının büyüme oranını biliyoruz (yüzde 3,7). Bir de üçüncü çeyreğe ilişkin GSYH büyümesi bu yazı yayımlandığında belli olmuş olacak. Dolayısıyla 2013’ü de tahmin etmek gerekiyor. Ekim ayı sanayi üretim verisi dün açıklandı. Önce onu değerlendirmek istiyorum. Aylık veriler çok oynak; yanıltıcı olabiliyorlar. Mesela eylül ayında sanayi üretimi çok yüksek bir oranda büyüdü, ekimde ise azaldı. Aylık veriler yerine üçer [Devamı]
    İstanbul'a üçüncü köprünün inovasyona ne faydası vardır?
    Güven Sak, Dr. 10 Aralık 2013
    Hizmet olsun diye köprü yapılmaz. Herhalde bir yerlerde birileri hepimize ait olan paraları harcarken bize dönecek yararlarla ilgili bir hesap yapıyordur. Üçüncü köprünün ne faydası var diye tartışamadan köprü yapılıyor bile. Biraz önce İstanbul’a inerken havadan gördüm. Herhalde oydu. Ağaçlar kesiliyor. Bir karar verilmiş. Herhalde bazı değerlendirmeler yapılmış. Ama bakın biz daha onların ne olduğunu bilmiyoruz. Ben yaman merak ediyorum. Mesela, bu üçüncü köprü inovasyon sürecine nasıl bir katkıda bulunacak? Daha yaşanabilir bir İstanbul’a bizi yaklaştırıp, daha yürünebilir bir şehir mi yapacak İstanbul’u acaba? Türkiye’nin büyüme sürecine bu yatırımın acaba ne tür bir katkısı olacak? Hani ille de her projenin iktisadi bir getirisi olsun, büyüme sürecine katkıda bulunsun diye [Devamı]
    Kendi yağı ile kavrulma dönemi artık bitti
    Güven Sak, Dr. 09 Aralık 2013
    “1980’li yıllardan 2000’li yılların başına Türkiye’de ne değişti?” diye sorsalar, ben sanayi Anadolu’ya otoyollar vasıtasıyla yayıldı derdim. Daha önce sanayi aktivitesi birkaç eski merkezle sınırlıydı. Sonra sanayi İstanbul’dan, İzmir’den, Adana’dan uzaklaşmak için hareketlendi. İstanbul Sanayi Odası’nın en büyük 1000 sanayi kuruluşu listesine bakarsanız, son otuz yıldaki hareketi inceleyebilirsiniz. Peki, bugün bu hareketin neresindeyiz? Bu hareketlenmenin sınırları neler? Bundan sonra nereye gider? Ben bu soruların cevaplarının artık otoyol haritası kadar,  illerin yetenek havuzlarında da gizli olduğunu düşünüyorum. Geldiğimiz noktada bir kentin sanayileşmesini ne kadar sürdürebileceği, yetenek havuzu açısından kendi yağı ile kavrulmayı bırakmasından geçiyor. Başka illerden [Devamı]
    Kendisi muhtacı himmet bir dede...
    Fatih Özatay, Dr. 07 Aralık 2013
    Statükodan hoşnut değiliz. Zengin ülkelerle aramızdaki gelir farklılığı ne yazık ki kapanmıyor. Ama statükoyu değiştirecek reform da yapamıyoruz. Machiavelli, 1513’te Prens adlı kitabında şunları söylüyor: “Gerçekten de yeni kurumların yapılandırılmasını yürütmekten daha güç, başarılması şüpheli ve tehlikeli bir girişim yoktur. Reform yapan kimse, eski kurumlardan faydalanan kişilerin düşmanlığını çeker ve yenilerinden faydalanacak kişilerden ise ancak sınırlı bir destek sağlar. Bu nedenle yeni kurumlara karşı olanlar saldırı fırsatı bulduklarında bunu partizanlık ateşiyle yaparlarken diğerleri reformcuyu yarım ağızla desteklerler. Sonuçta bu iki kesimin arasında kalan reformcu büyük tehlike altına girer.” (Doruk Yayınları, sayfa 47). Nobel Ekonomi Ödülü sahibi psikolog Daniel [Devamı]
    Türkler, Amerika'da doktora yapanlar arasında altıncı sırada
    Güven Sak, Dr. 06 Aralık 2013
    Biz Türkiye'de neden iyi yetişmiş gençlere yaptıkları eğitimin karşılığını hakkıyla veremiyoruz? Geçen gün Avrupa Kalkınma Bankası’nın (EBRD) 2013 yılı ‘Geçiş Dönemi’ (Transition) raporuna bakarken gözüme çarptı. Merak ettim. Amerika’dan temel bilim ve mühendislik dallarından doktora alanların sayısına bakarsanız, Türkiye, geçiş dönemi ülkelerini geçiyor. 2011 yılı itibariyle Amerika’da temel bilim ve mühendislik dallarında doktora alan Türkler her bir milyonluk nüfusta 90 civarında. Aynı oran Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti gibi geçiş dönemi ülkelerinde 30’u geçmiyor. Toplam sayıları 300’ü aşıyor. Gelişmiş ekonomilerde ise aynı oran 80 düzeyinde. Buna bakarsanız, Türkiye, iyi yetişmiş işgücü açısından kötü değil. Peki, öyleyse neden harikalar yaratamıyoruz? Neden inovasyon [Devamı]
    Kredi kartında taksit sınırlandırması finansal riski artırabilir
    05 Aralık 2013
    Malumunuz bir süreden beri kamuoyunda BDDK’nın kredi kartlarında taksitleri sınırlandırmaya ilişkin kararı tartışılıyor. BDDK ilgili düzenlemeleri 26 Kasım’da internet sitesinde taslak olarak duyurdu. Bu demek oluyor ki düzenlemelerin hayata geçmesi için çok kısa bir süre var. BDDK, yönetmelik taslaklarının gerekçesinde “yurtiçi tasarrufların artırılması, artan yurtiçi tasarrufların üretken yatırımlara yönlendirilmesi ve israfın azaltılmasını” amaçladığını belirtmiş. Yani, amaç “israf” boyutuna ulaşan taksitli tüketimi azaltmak ve böylece kredi kartı borçlarını düşürmek. [Devamı]