Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Daha fazla tüketim daha fazla oy mu?
    Fatih Özatay, Dr. 19 Nisan 2014
    Tüketici kredilerinin milli gelire oranı 2002 sonundan 2013 sonuna tam 13.4 kat artıyor. Taksitli kredi kartlarının getirdiği ek avantajı da kullanarak, eskisine kıyasla daha yüksek tutarlı malları satın alma olanağına kavuştular. [Devamı]
    "Açıyorum barı, tabureleri aldım bile"
    Güven Sak, Dr. 18 Nisan 2014
    Türkiye'de mutluluğun haritası ile umudun haritası birbirine benziyormuş gibi duruyor. Ama aslında farklılar. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2002 yılından beri il düzeyinde veri yayımlamıyordu. Geçen gün ilk kez “İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyeti Anketi”nin sonuçlarını yayımladı. Seçim sonuçları ile beraber iyi gitti doğrusu. Bir sürü analiz yapabilmek mümkün hale geldi. TÜİK anketörleri 125 bin haneye girmişler ve 18 yaşın üzerinde 196 bin kişiyle konuşmuşlar. Sonuçlara bakınca ben Ömer Vargı’nın 1998 yılında seyrettiğim “Her Şey Çok Güzel Olacak” filmini hatırladım. TÜİK anketörlerinin konuştuğu her 100 kişiden 59’u mutlu olduklarını söylemişler. Ben, asıl önemli olan verinin, ankete katılanların yüzde 77’sinin gelecekten umutlu olmaları olduğu kanaatindeyim. Bu rakamlara bakınca söylenm [Devamı]
    Ukrayna ve örtülü operasyonlar
    Nihat Ali Özcan, Dr. 18 Nisan 2014
    Ukrayna’-daki siyasi ve askeri gelişmeleri canlı yayınlarla izlemeye devam ediyoruz. Ülke üç parçaya bölünmüş görünüyor. Bir kısım topraklar fiilen Rusya’nın kontrolünde. Bazı bölgelerde hükümet etkisini sürdürüyor. Geri kalan bölümde ise kameralar eşliğinde bir hâkimiyet tiyatrosu izliyoruz.   Oyun farklı karakterlerdeki eylemlerden oluşuyor. Karşılıklı, kontrollü sivil protestolar. Mizansen gibi görünen küçük çaplı askeri-polisiye operasyonlar. Askeri/yarı askeri gruplar arası pasifist güç gösterileri. Tabii ki bol bol siyasi açıklamalar. İçerideki bu tuhaf ve alışılmadık olayların yanı sıra dışarıda da rekabet var. ABD, AB ile Rusya bir yandan diplomatik görüşmeleri sürdürürlerken bir yandan da askeri manevralardan, ekonomik, diplomatik yaptırımlardan söz ediyorlar.   Üç ders [Devamı]
    İmalat sanayiinde, ithal girdi kullananlar daha hızlı büyüyor
    Güven Sak, Dr. 17 Nisan 2014
    Eskiden Türkiye’nin bir ödemeler dengesi meselesi olduğundan bahsederdik. Şimdilerde onu cari işlemler açığı meselesi olarak isimlendiriyoruz. Ben artık dolar açığı diyorum. Harcadığımız kadar dolarımız yok. Problemin özü ortada: Türkiye, kendi imkanları ile geçinemiyor. Hayatımızı idame ettirebilmek için yabancı kaynaklara ihtiyacımız var. Bir nevi, ödemelerinin tümünü yapabilmek için, her ay bankadan kredi kullanan tacir gibiyiz. İşimizi dışarıdan gelen kaynakla döndürebiliyoruz. Peki, idarecilerimiz meselenin farkında mı değil? Yok hayır, farkındalar. Ankara’da bu amaçla tasarlanan bir dizi program var. Mesela, imalat sanayiinde ithal girdi kullanımının azaltılması amacıyla tasarlanmış programlar var. Yerli üretim artsın, ithalat gereği azaltılsın istiyoruz. Dışarıdan dolarla [Devamı]
    Bileşimi bozup daha da kırılganlaşmak ister miydiniz?
    Fatih Özatay, Dr. 17 Nisan 2014
    Türkiye ekonomisinin yüzde 3'ün altında büyümesi riskinin temel nedeni ne MB kararları ne de BDDK kararları, uluslararası piyasalardaki gelişmeler. Son zamanlardaki bir ekonomi politikası tartışması önemli bir ayrıntıyı gözden kaçırıyor. Türkiye ekonomisinin bu yıl düşük bir oranda büyüme ihtimali var. Ekonomimize ilişkin zaten yüksek olan risk algılamasını daha da yükseltmeden düşük büyümeden kaçınmamız mümkün değil. Ya biz aldığımız önlemlerle bu düşük büyümenin bileşimini daha sağlıklı yapacağız (daha fazla tüketim yerine daha fazla yatırım) ya da aldığımız önlemleri ortadan kaldıracağız ve büyümenin bileşimi daha fazla tüketim daha az yatırım şeklinde olacak. Hangisini tercih ederdiniz? Sözünü ettiğim tartışma Merkez Bankası (MB) ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) [Devamı]
    Hesaba katılması gereken olgular
    Fatih Özatay, Dr. 16 Nisan 2014
    Şu günlerde Türkiye’de uygulanmak üzere kısa döneme ilişkin ekonomi politikası tavsiye eden, yani para ve maliye politikalarının şu ya da bu biçimde değiştirilmelerini öneren herkesin dikkate alması gereken bazı olgular var. Bunları hesaba katmadan, mesela faiz düşürün ya da kredi açma koşullarını kolaylaştırın demek istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Nedir bu olgular? [Devamı]
    Reel sektör hapşırırsa, banka nezle olur
    Güven Sak, Dr. 15 Nisan 2014
    Türkiye ekonomisinin 2014 ve hatta 2015 yıllarında yavaşlamasını beklemek gerekmektedir. Türkiye’nin ben bildim bileli hep bir ödemeler dengesi sorunu vardı. Dün vardı. Bugün de vardır. Sorunumuzu en veciz biçimde özetleyen Sayın Süleyman Demirel olmuştu. Sene 1977. Demirel, İkinci Milliyetçi Cephe hükümetinin Başbakanı. İşte o zaman, durumu, “70 cent (Amerikan kuruşu)’e muhtacız” diyerek pek güzel özetlemişti. Bugünlerde cari işlemler açığı meselesi dediğimiz, ödemeler dengesi sorununun özeti budur. Birkaç gün önce yayımlanan, IMF Küresel Finansal İstikrar Raporu, Türkiye’nin ödemeler dengesi sorununda son elli yıldır hiçbir değişiklik olmadığını pek güzel özetliyor. Mesele aynı meseledir ama sorunun kompozisyonu bu kez farklıdır. Sorun aynı sorundur ama bir nevi kenar süsü farklıdır. Dün [Devamı]
    Seçmen neden maziye bakıyor da son birkaç yıla bakmıyor?
    Fatih Özatay, Dr. 15 Nisan 2014
    Yanlış olan, cari fiyatlarla ölçülen milli geliri alıp, ortalama dolar kuruna bölüp dolar cinsinden milli geliri elde edip; bu yıl geçen yıla kıyasla şu kadar büyüdük demek. Çocuğunuz boyunu ölçtürdünüz (eskiden eczanede falan ölçülürdü); 1 metre dediler. Kaydettiniz. Aradan bir yıl geçti; evladınız boy attı. Aynı yerde bir daha ölçtürdünüz; 1.12 çıktı. Maşallah ‘herhalde büyük teyzesine’ çekmiş; ne kadar da uzamış dediniz. Çok pimpiriklisiniz: Ya yanlış ölçtülerse? Evde eskiden kalma usul, mezura ile bir de siz ölçtünüz. O, ne; 1.03 çıkıyor. Yahu ‘yoksa huyu benzemesin amcasına mı çekti ne?’ Yok yok, öyle değil çok şükür; mezurayı tüm yaz güneş altında unuttuğunuzu hatırladınız; sünmüş bayağı. Evet, Türkiye’nin kişi başına gelirini doğru ölçerseniz, 2008-2013 döneminde 1.12 kat arttı. Yan [Devamı]
    İstihbarat dünyası ve hoş geldin partisi
    Nihat Ali Özcan, Dr. 15 Nisan 2014
    Yerel seçim öncesi hükümet, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda değişiklik için düğmeye bastı. Seçim sonrasında konu hızla Meclis’e getirildi. Artık Meclis, kamuoyu ve medyada tartışmalar devam ediyor. Hükümet, değişen iç ve dış güvenlik ortamında stratejik ve taktik sürprizlerden kaçınmak için istihbarat hizmetlerinin etkili ve geniş çaplı üretilmesinin gerektiğine inanıyor. Ayrıca ülke çıkarlarının olduğu yerlerde “politik ve güvenlik ortamını biçimlendirmek” istiyor. Bunun için de MİT yasasında değişikliklerin şart olduğunu düşünüyor.      Resmi ve “ağ” muhalefetin yeni duruma itirazları var. Hükümetin endişelerinin geleneksel iç ve dış “stratejik sürprizler”den kaynaklanmadığını ileri sürüyorlar. Asıl amacının toplumu ve muhalefeti gözetlemek [Devamı]
    Var mı o niyet?
    Fatih Özatay, Dr. 14 Nisan 2014
    Notumuzun düşürülmesi riski var. Elbette bu bir kader değil. Tekrar ekonomimizi toparlayabiliriz. Toparlayabiliriz de önce bunun için niyet olması gerekir. Önümüzdeki birkaç yıllık dönemin zor geçeceği üzerine yazdığım yazının mürekkebi kurumadan Moody’s Türkiye’nin kredi notunun görünümünü negatife çevirdi. Not düşürmedi ama görünümün negatife çevrilmesi, mevcut koşullar altında notumuzun bir sonraki değerlendirmede düşürülmesi tehlikesini de beraberinde getiriyor. Bu koşullar neler?Birincisi, 17 Aralık’ta başlayan ve neredeyse yerel seçime kadar kesintisiz süren siyasi gerginlik. Şimdi bir miktar yatışmış görünse de önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve sonrasındaki genel seçim sürecinde benzer bir ortama düşmeyeceğimizin garantisi yok. Tek başına böyle bir gergin dönem bile notumuzu düşürebili [Devamı]