Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    'Küçük' sorunlar (4)
    Fatih Özatay, Dr. 03 Mayıs 2014
    Türkiye, eğitime ilişkin bir şeyler yapacaksa, uzun yapılacaklar listesinin üst sıralarına mutlaka bu sorunu yazmalı. İki lafın arasında “abla (abi) her şeyin başı eğitim” diyen bir ulusun çocuklarıyız. Eğitim düzeyimize bakınca, “nasıl oluyor da bunca eğitim vurgusu yapılan bir toplumda eğitimin düzeyi bu kadar düşük oluyor” diye düşünmeden edemiyor insan. Türkiye’de çok kötü doktora programları var. Lisans düzeyi bilgilerin anlatıldığı, o düzeyde kitapların okutulduğu programlardan doktora derecesi alınabiliyor. Sonra birkaç ‘uyduruk’ çalışma, bilemediniz üç denemeden sonra doçent olunuyor. Profesörlük, beş yıl sonra (bürokratik kadro sorunu çözüldükten sonra) otomatik. Sonra bu arkadaşlar kendi alanlarında yeni doktora derecesi dağıtıp, doçent adaylarının sınavlarına girip onları değerl [Devamı]
    Ankara'nın kapıları ya da inşaat için inşaat üzerine
    Güven Sak, Dr. 02 Mayıs 2014
    Ankara'nın beş giriş noktasında artık beş ayrı kapı var. Kapı diyorsam, bir nevi tak yani. Hazine garantileri tartışması açıldığından beri, “keşke bu garantilerle uçak filan yapacak olsaydık” diyorum. O vakit, elbette havaalanı inşaatı için de kaynak ayırmak gerekiyor. Ama biz havacılık endüstrisi büyüsün diye inşaat yapmıyoruz, inşaatı inşaat için yapıyoruz. Ne demek inşaat için inşaat? Anlatmak isterim. Ankara’nın beş giriş noktasında artık beş ayrı kapı var. Kapı diyorsam, bir nevi tak yani. Ankara’nın kemerleri demek de mümkün aslında. Yapılanlar, eskiden bayramlarda filan caddelere kurulan, yolu kaplayan kemerlere benziyor. Nasıl Paris’te Champs Elysees’nin batısında bir tane Arc de Triomphe (Zafer Takı) varsa, Yeni Delhi’de bir India Gate (Hindistan Kapısı) varsa, şimdi bizim Ankara’ [Devamı]
    Irak’ta seçim ve istikrar arayışı
    Nihat Ali Özcan, Dr. 02 Mayıs 2014
    Gündemde kamu-oyunu meşgul edecek çok sayıda iç ve dış gelişme var. Cumhur-başkanlığı seçimlerinden “paralel devletle” mücadeleye, PKK sorunundan gittikçe artan siyasi gerilime kadar oldukça uzun bir liste yapabiliriz.  Dış politikada ise, Alman Cumhurbaşkanı’nın ziyaretiyle başlayan tartışmalar, iç savaş beklentisinin arttığı Ukrayna ve maliyeti artan Suriye krizi gündemdeki yerini koruyor.  İstikrarsızlık sarmalında IrakBugünlerde gündemden düşmüş gibi görünse de, komşumuz Irak’ta önemli siyasi ve güvenlik sorunları yaşanıyor.Ülke, ABD işgali sonrasında ilk genel seçimlerini terör saldırıları eşliğinde gerçekleştirdi. Sonuçların alınması ve yeni hükümetin kurulması uzun zaman alacak. Nitekim 2010’da yapılan seçim sonrası hükümetin kurulması sekiz ay almıştı.Geçen seçimin ardında [Devamı]
    Çandarlı Limanı, 3'üncü köprüden daha fazla önemlidir
    Güven Sak, Dr. 01 Mayıs 2014
    Ben bu hafta başı İzmir’deydim. Bana, “Türkiye’nin şehirleri arasında kent ismini en çok hak eden hangisidir?” diye sorsalar, tereddütsüz İzmir derim. İzmir’in yaşanabilir bir şehir olduğunu düşünüyorum. Yaşanabilir şehir tanımım son derece basit: Bir bebek arabası ile sokaklarında şöyle yaklaşık bir kilometre dertsiz tasasız dolaşabileceğiniz şehri ben yaşanabilir bir şehir olarak görüyorum. İzmir bana işte öyle bir yer gibi geliyor. Sokaklarında dolaşılabilecek çocuk dostu bir kent olduğu kanaatindeyim. İzmirliler böyle bir şehirde yaşadıkları için hepimizden daha fazla mutlu olmalılar. Peki, İzmirliler mutlu mu? Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayımladığı, mutluluk anketi sonuçlarına göre İzmirliler Türkiye ortalaması kadar mutlu. Ne bir eksik, ne bir fazla. Önce bana garip gel [Devamı]
    Enflasyon cephesinde yeni bir şey yok
    Fatih Özatay, Dr. 01 Mayıs 2014
    Hedefe ne yazık ki bir türlü yaklaşmak mümkün olmuyor. Değişen bir şey yok. Dün Merkez Bankası’nca bu sene enflasyonun hedefin çok üzerinde kalacağı ama gelecek seneye hedefin (üç aşağı beş yukarı) tutturulacağı söylendi. Aynı tahmini geçen yıl ya da ne bileyim mesela iki yıl önce de duymuştuk. Hedefe ne yazık ki bir türlü yaklaşmak mümkün olmuyor. ‘Ne yazık ki’ diyorum; birkaç nedenle. Birincisi, şu ABD Merkez Bankası’nın meşhur kırılganlık araştırmasında incelenen 15 ülke arasında en yüksek enflasyona sahip ikinci ülkeyiz. Uluslararası finansal piyasalar tekrar gerginleşirse yine ‘kem gözlü’ olacağız; bir nedeni de işte bu yüksek enflasyon. İkincisi, ihracat pazarlarımızda maliyet dezavantajı yaratıyor yüksek enflasyon. Rekabet gücümüzü törpülüyor. Bunu gidermek için liraya değer kaybett [Devamı]
    İlk dört ayın değerlendirmesi
    Fatih Özatay, Dr. 30 Nisan 2014
    Yılın üçte biri geçti. Ekonomimizdeki gelişmeleri değerlendirmek ve bundan sonrası için daha önce verdiğim tahminlerde bir değişikliğe gerek olup olmadığını tartışmanın zamanı. [Devamı]
    Piketty Deliliğine Katkı (1)
    N. Emrah Aydınonat, Dr. 30 Nisan 2014
    Bir iktisat kitabı Amazon.com’un çok satanlar listesinde bir numarada. Kitap çıktığından beri herkes bu kitabı konuşuyor. Üstelik bu, popüler bir iktisat kitabı da değil. Evet, kolay okunsun, anlaşılsın diye özel bir çaba gösterilmiş ama tamsonuç olarak ciddi bir iktisat kitabından bahsediyoruz. Çok satanlar listesinde ilk 100’e girmesi hadi neyse de, yayınlanır yayınlanmaz birinci sıraya çıkması biraz acayip değil mi? Aslında değil. Açıklayayım. [Devamı]
    150 yıl sonra Piketty'den bir yeni Das Kapital
    Güven Sak, Dr. 29 Nisan 2014
    Piketty'nin gündeme getirdiği tartışmada üç hususun altını çizmek istiyorum bugün. En azından havası öyle. İlk Kapital basıldığında sene 1867’ydi. Yenisi daha bu yıl Mart ayında kitapçılarda göründü. İlk Kapital’i bir Alman, Karl Marx, yazmıştı. İkincisini, bir Fransız, Thomas Piketty, yazdı. Bu ara herkes onu tartışıyor. Kitap, amacına ulaşmış, gelir eşitsizliğini gündeme yerleştirmiş bulunuyor. Bir nevi 1980’lerden beri unuttuklarımızı bize hatırlatıyor. 1980’den beri ortalığı saran, “bölüşmek için önce üretmek gerekir” paradigmasının yerine “iyi üretimin ön koşulu iyi bölüşümdür” yaklaşımını yerleştiriyor. Hatta “iyi bölüşüm olmadan bundan böyle iyi üretim olmaz” da diyor. İkinci kitabın ismi de ilkine gönderme yapıyor: 21. Yüzyıl’da Kapital. Açtığı tartışma ve gündeme getirdiği tespitl [Devamı]
    'Küçük' sorunlar (3)
    Fatih Özatay, Dr. 29 Nisan 2014
    Kalitesiz kitapların ders kitabı olarak okutulmasını nasıl engelleyeceğiz? Tamam, üniversite ders kitaplarını basmadan önce bilimsel açıdan, Türkçe açısından, tablo-grafik-metin uyumu açısından ve pedagojik açıdan değerlendirecek hakemlik ve editörlük mekanizmasını kurduk. Bunları yapan yayınevlerine teşvik de verdik. Teşvik alan yayınevlerinin bu mekanizmayı sağlıklı biçimde işletip işletmediklerini de denetleyecek bir başka kontrol mekanizması kurduk. İş bitmiyor ki. İki sorun hala yanıt bekliyor: Kalitesiz kitapların ders kitabı olarak okutulmasını nasıl engelleyeceğiz? Kaliteli kitap yazacak bilim insanlarını nasıl kitap yazmaya teşvik edeceğiz?Cumartesi günkü yazım üzerine sevgili hocam Hasan Ersel telefonla aradı. Yaklaşık on yıl önce Yapı Kredi yayınlarının kaliteli üniversite ders [Devamı]
    Sizce Öcalan, kaç adım ilerisini görebilir?
    Nihat Ali Özcan, Dr. 29 Nisan 2014
    Yerel seçimlerin hemen ardından Türkiye, cumhur-başkanlığı seçiminin dip dalgalarını derinden hissetmeye başladı. Seçimde etkili olabileceğini düşünen tüm aktörler devredeler. Seçim sürecini fırsata çevirmek isteyen tüm aktörler gibi PKK cephesi de oldukça faal. Hamleler bir yandan uzun vadeli politik hedefler ile uyumlu, öte yandan da güncel taktik sorunları kazanıma çevirmeye odaklı.   Unvan sorunu: Müzakereci mi, terörist mi? Pazar günü Öcalan’ın İmralı’da “ziyaretçileri” vardı. Bu ziyareti diğerlerinden ayıran en büyük özellik, bu sefer ziyaretin yasa koruması altında gerçekleşmesiydi. Ancak ziyarete yasallık kazandıran düzenlemenin MİT yasası içinde yer almış olması Öcalan’ı pek memnun etmemiş olmalı. Çünkü yasa onu umduğu gibi “müzakereci” olarak değil, “terörist” olarak tan [Devamı]