Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Marquez’den sonra, Eduardo Galeano’yu da kaybettik.
    Güven Sak, Dr. 08 Temmuz 2014
    2009’da Chavez, Galeano’nun kitabını Obama’ya vermişti. Okuyup da sömürüyü öğrensin diye. Geçen ay bir nevi Latin Amerikalı kayıplar ayıydı. Önce Gabriel Garcia Marquez’i kaybettik. Ben, Yüzyıllık Yalnızlık’ı ilk okuduğumda lise öğrencisiydim. Büyüleyiciydi. Bu ara yeniden okusam diyorum. Ardından Eduardo Galeano’yu da kaybettik Ama fiziken değil manen. Sakın yanlış anlamayın, Galeano şimdilerde 73 yaşında. En son Arjantin’de bir kitap fuarındaydı ve orada o hepimizi şok eden açıklamayı yaptı. 2014 yılı Galeano’nun başyapıtı sayılan  “Latin Amerika'nın Kesik Damarları”nın ilk basımının 43’üncü yıl dönümüydü. İlk basımı 1971’de yapılan kitap, Türkçe dahil pek çok dile çevrildi ve 1 milyondan fazla satıldı. Galeano’ya o kitap hakkında ne düşündüğünü sordular, “Ben artık o kitabı açıp bakamıy [Devamı]
    Iraklı Kürtlerin güvenlik sorunları
    Nihat Ali Özcan, Dr. 08 Temmuz 2014
    Irak’ta devletin çöküşü, ülkenin bütünlüğünü tartışmaya açtı. Kürtler bağımsızlık arzularını hayata geçirebi-lecekleri tarihi bir fırsat yakaladıklarını düşünüyorlar. Bu görüş farklı siyasi mahfillerde ciddi destek ve kabul görüyor.  Irak ordusunun (Şia ordusu olarak da görülebilir) Kerkük’le birlikte Sünni bölgeleri terk edip kaçması, Kürtlere tarihi hedeflerini “sıfır maliyetle” gerçekleştirme imkânı verdi.    Başta Barzani olmak üzere Irak’lı Kürtler, Kerkük’e, daima “Kudüs” ayarında kutsallık atfederler. Kudüs’ün sadece tarihi bir arzunun sembolü olmadığını biliyoruz. Kudüs aynı zamanda uzun yıllar süren, şiddetle yoğrulmuş çatışma ve sorunların da kaynağıdır. Bu bağlamda Kerkük zaferin hazzı kadar acıların da kaynağı olabilir.   Bugünlerde Barzani Kerkük’te, Sünni aşiretlerin de [Devamı]
    Türkiye “İyi” Bir Ülke mi?
    N. Emrah Aydınonat, Dr. 07 Temmuz 2014
    Kendimizi dev aynasında görmeyi çok seviyoruz. Politikacılar, “en büyük biziz”, “bizden harikası yok”, “en güçlü, en kültürlü, en akıllı biziz” gibi sözlerle bizi havaya sokmayı seviyorlar. Dahası, başımıza ne gelirse “dış mihrakları”, “gelişmemizi çekemeyenleri” ve “harikalığımızdan rahatsız olanları” suçlayarak, diğer ülkelerin kötü, bizim ise çok iyi olduğumuz fikrini iyice beynimize kazıyorlar. Eğitim sistemimiz de bu algıya epeyce bir katkı yapıyor. Özetle, kendimizi aynada pek bir güzel, pek bir iyi görüyoruz. Dev aynasını bırakıp, gerçek aksimize baktığımızda ise moralimiz bozuluyor. Gerçekler istediğimiz gibi bir resim çizmemize izin vermiyor. [Devamı]
    2013 yılında yer değiştiren öğretmenlerin yüzde 47’si neden batıya doğru gidiyor?
    Güven Sak, Dr. 07 Temmuz 2014
    Sabancı Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Eğitim Reformu Girişimi (ERG), eğitim sistemimizin performansını sağlıklı bir biçimde değerlendirmemize imkân sağlayacak veriler üretiyor. Doğrusu ben bir OECD raporlarına bir de ERG raporlarına bakıyorum. Bizim memlekette politika kararları veriye dayalı analizler sonucunda verilmez, ezbere verilir. Bizim burada siyasetçi dediğiniz zaten doğuştan her konuyu ayrıntıları ile bildiği için, öyle rakamlara filan bakmaya ihtiyaç duymaz. Türkiye’de politika tasarımı dediğiniz, baştakinin aklına geliverenlere ilk bakışta mantıklı görünen gerekçeler uydurmak için rakamları eğip bükmektir. Hal böyleyken de rakamlara gereken özen gösterilmez. İşte ERG, eğitim politikaları alanında alışkanlıklarımızı değiştiriyor, ezberimizi bozuyor. Pek de iyi ediyor [Devamı]
    Kürt devleti kurulurken (2)
    Nihat Ali Özcan, Dr. 04 Temmuz 2014
    Barzani,  BBC’ye yaptığı açıklamada “Bundan sonra, bunun (bağımsızlığın) amacımız olduğunu saklama-yacağız” dedi ve ekledi, “Bizim, ülkenin yaşadığı bu trajik durumun içerisinde mi kalmamız gerekiyor? Bağımsızlığa karar verecek olan ben değilim. Halktır. Bir referandum yapacağız ve bu aylar içinde olacak.” Barzani’nin amacı ABD’nin Irak’ı bütün olarak muhafaza hedefi ile örtüşmüyor. ABD ısrarcı olsa da sahadaki gelişmeler bu fikrin her geçen gün zemin kaybettiğini gösteriyor. Yakın gelecekte ABD’nin fikir değiştirmesi sürpriz olmayacaktır. Değişimi dayatan sadece sahadaki gelişmeler değil ABD’nin yakın müttefiklerinin yaklaşımı.     Yerel sorun, küresel soruna karşı Irak’taki çatışmaların karakteri, geniş bir sahaya yayılmış olması ve istikrar maliyetinin yüksekliği umut kırıcı. [Devamı]
    Canlı iç talep, KOBİ’lerin uluslararasılaşmasını engelliyor.
    Güven Sak, Dr. 03 Temmuz 2014
    Dünya Bankası geçenlerde dış ticaret ile ilgili güzel bir rapor yayımladı. Adı “Yüksek Gelir Statüsüne Geçişte Dış Ticaretin Rolü”. Okumadıysanız edinip şöyle bir bakın derim. 2000’li yılların başında Türkiye’nin dünya ticareti içindeki payı binde 5 mertebesindeydi. 2012 itibariyle bu oran binde 8'lere doğru ilerledi. Bu ne demek? Türkiye’nin dünya ticareti içindeki payı son on yılda artmış demek. Yani şirketlerimizin rekabet gücü artmış ve dünya ticareti içindeki payımız yükselmiş. Bu da fena değil elbette. 1980’lerde başlayan ihracat hamlemiz bir sonuç vermiş gibi görünüyor. Ama rakamlara daha dikkatli baktıkça ortaya problemli bir resim çıkıyor. Türkiye, özellikle son on yıldır, memleketin ihracat kapasitesini bir üst aşamaya sıçratacak yapısal tedbirleri almamış gibi duruyor. İhracatım [Devamı]
    Dış şoklara karşı çok hassasız
    Fatih Özatay, Dr. 03 Temmuz 2014
    Arjantin, Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve Türkiye grubu içinde büyüme oranı en fazla düşen ülke Türkiye. Bu grubun ortalama büyüme kaybı ise 4.2 puan. Türkiye'nin üretim kaybı yine bu grubun iki katından fazla. [Devamı]
    Önümüzdeki dönemin temel ekonomik arayışı ne olmalı?
    Fatih Özatay, Dr. 02 Temmuz 2014
    Bir süredir, yükselen piyasa ekonomilerinin küresel kriz sırasında ve sonrasında yaptıkları üzerinde çalışıyorum. Peşinde olduğum temel soru, bu ülkelerin küresel krizin ekonomilerinde yarattığı tahribata nasıl ekonomi politikası tepkisi verdikleri. Açık ki böyle bir çalışmanın başlangıcında iki soruya yanıt vermek gerekiyor. Bir: Yükselen piyasa ekonomileri hangileri? İki: Bu ekonomiler küresel krizden nasıl etkilendiler? Bu ikinci sorudan, Türkiye’ye ilişkin bazı dersler çıkarmak istiyorum. Yükselen piyasa ekonomileri için herkesin üzerinde anlaştığı bir tanım yok. Gelişmekte olan ülkelerin bir alt kümesini oluşturuyorlar. Bu kategorinin ‘daha gelişmiş olan ülkeleri’ olarak tanımlanabilirler. IMF’nin dünya ekonomisine ilişkin yılda iki kez yayınlanan üç temel yayını var. Bu y [Devamı]
    Tüketim her zaman üretimi artırmaz
    Güven Sak, Dr. 01 Temmuz 2014
    Wall Street Journal Türkiye’yi izliyor musunuz? Ben bu Türkçe internet sitesini büyük bir zevkle izliyorum. Orada ekonomi gazeteciliği yapılıyor. Size de söylemiş olayım. Son zamanlarda güncel gelişmelerle ilgili olarak iktisatçılarla güzel söyleşiler de yayımlıyorlar. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nden Fatih Özatay ile yapılan söyleşi pek güzeldi. Geçenlerde ise Bilkent Üniversitesi’nden Refet Gürkaynak ile tam yerine denk gelen bir söyleşi yayımlandı. Sayın Başbakanımız geçen akşam yine ekonomi ile ilgili bir şeyler dedi. Malum bizim burada siyasetçi olmakla, köşe yazarı olmak hep birbirine karıştırılır. Köşe yazarı siyasete yön vermenin misyonu olduğunu sanır, Başbakan başta olmak üzere Bakanlar Kurulu’nun her üyesi de herhangi bir gelişmeyi yorumsuz bırakmanın görev ihlali old [Devamı]
    Kürt devleti kurulurken (1)
    Nihat Ali Özcan, Dr. 01 Temmuz 2014
    Koalisyon kuvvet-leri, 1991’de Saddam Hüseyin’i Kuveyt’ten çıkarttı fakat Bağdat’a gelmeden durdu. Ateşkes, muhayyel Kürt devletinin sınırlarını belirgin hale getirmişti. ABD, Irak’ı işgal ettiği 2003’te bu defa sınırlar biraz daha tahkim edildi. Siyasi nitelik ise bölgesel dengelerin etkisinde ve bağımsızlığa oldukça yakın “federasyon” olarak şekillendi. Her iki savaş, mütekâmil bir Kürt devleti kuramadı. Ama her hamle birbirini izleyen bir sürecin kilometre taşları oldu. Bugün oldukça farklı bir aşamanın eşiğindeyiz. Kürtler bağımsız bir devlete giden süreçte geri dönülmez bir noktaya geldiler. Ancak her şey “tereyağından kıl çeker” gibi kolay ve “mekanik” gelişmiyor.        Yıllar önce bir makalede Irak’ta Kürt devletinin kurulabilmesinin dört koşula bağlı olduğunu ileri sürmüştüm [Devamı]