Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Yabancı yatırım olmadan ileri teknoloji olmaz
    Güven Sak, Dr. 30 Mart 2015
    Türkiye 1980’lerde temel politika reformlarını gerçekleştirdi. Önce benzin sübvansiyonlarını kaldırdık. Sonra ekonomimizi dışa açtık. 1980 yılında 3 milyar dolar ihracat yapıyorduk, şimdi 130 milyar dolar ihracat yapıyoruz. 1980 yılında 3 milyar dolar ihracatın yüzde 90’ı tarım ürünleriydi. 1990’lardan beri Türkiye’nin ihracatının yüzde 90’ını imalat sanayi ürünleri oluşturuyor. Her şey oldu ama bu arada Türkiye’nin toplam ihracatı içinde ileri teknoloji ürünlerinin oranı yüzde 2’yi pek aşamadı maalesef. Neden? Türkiye, içinden küresel değer zinciri geçen bir ülke olamadığı için elbette. Türkiye’ye bu amaçla gelen yabancı sermaye hiç yok. [Devamı]
    James Taggart’ın bir ülkenin ekonomi politikasını yönlendirdiğini düşünebiliyor musunuz?
    Güven Sak, Dr. 27 Mart 2015
    Geçen hafta “Ülke şirket gibi yönetilebilir mi?” diye sormuştum. Tayyip Bey’in ortaya attığı meselenin iktisat açısından son derece ilginç bir tartışma olduğunun altını özellikle çizmiştim. Yazının sonuna doğru “Ayn Rand’ın Atlas Shrugged’ındaki iş adamlarının devlet yönettiğini düşünebiliyor musunuz?” diye de sormuştum. Hatta yazıyı Twitter’dan paylaşırken başlığı tam da böyle değiştirmiştim. Sonra Twitter’dan bir mesaj aldım. Buna göre, “Ayn Rand’ın cengaver kapitalistlerinin bu yazıyla ne alakası olabilirdi?” Ben çok alakalı olduğu kanaatindeyim. Gelin bir daha anlatayım. [Devamı]
    Irak, Suriye ve Yemen
    Nihat Ali Özcan, Dr. 27 Mart 2015
    Arap Baharı’nın ardından oluşan dip dalgaları Ortadoğu’yu sarsmaya devam ediyor. İran, sarsıntıların ortasında yeni fırsatlar arıyor. Bir yandan ABD/Batı ile ilişkilerini düzeltecek hamleler yaparken, bir yandan da bölgedeki tüm iç savaş ve çatışmalarda aktif rol oynuyor. [Devamı]
    Türkiye iklim değişikliği meselesini anlamıyor
    Güven Sak, Dr. 26 Mart 2015
    Türkiye’nin son derece kendi içine kapalı bir ülke olduğunun farkında mısınız? Dünyada neler olup bittiğini neredeyse hiç takip etmiyoruz. Dünyayla pek fazla ilgilemiyoruz. Etrafta neler tartışıldığını bilmiyoruz. Ama her ne hikmetse, dünyanın sürekli bizimle ilgilendiğini zannediyoruz. Herkes bize bakıyormuş gibi geliyor. Bunun aslında dünya ile bir ilgisi yok. Bu bizimle ilgili. Sırası gelince anlatırım ama bunun normal bir şey olmadığını bir not edeyim şimdilik. [Devamı]
    Fitch ne dedi? Merkez Bankası ne yapar?
    Fatih Özatay, Dr. 25 Mart 2015
    Fitch Türkiye’nin ne notunu değiştirdi ne de görünümünü. Açıklamasında para politikası açısından şu satırlar dikkat çekiciydi. “Piyasa baskısını azaltmak ve dış finansal istikrarı korumak için Merkez Bankası’nın 2013-2014’te faizleri keskin biçimde artırmasına yola açan gelişmelerin gösterdiği gibi, küresel risk alma iştahında oluşabilecek oynaklıklara karşı Türkiye’nin (koruyucu –ben ekledim) tamponları zayıf. ABD Merkez Bankası’nın para politikasını sıkılaştırmasıyla oluşacak yeni bir Türk finansal varlıklarının elden çıkarılması dalgası riski yüksekliğini koruyor; özellikle de Merkez Bankası kredibilitesi hakkındaki kaygılar sürmeye devam ederse. Seçimden sonra Merkez Bankası daha genişlemeci bir para politikası uygulamak için artan bir baskı altında kalırsa, politika uyumu ve kredibili [Devamı]
    Yeni başlayanlar için, Öcalan’ın ‘demokratik Türkiye’si
    Nihat Ali Özcan, Dr. 24 Mart 2015
    Öcalan, “barış çalışmaları uzmanı” olarak, hapishaneden Türkiye’yi “demokra-tikleştirme” çabalarını sürdürüyor. Dolmabahçe’de HDP temsilcisi tarafından okunan on madde ve nevruz açıklamalarıyla gündemi işgal etmeye devam ediyor. Öcalan’ın muhayyel Türkiye’sini anlamak için iki metne birlikte bakmak gerekiyor. Başka bir ifade ile, “laf cambazlığından” arındırılmış yeni Türkiye, etnik temelli -Türkler ve Kürtler- “konfederal” olarak tarif ediliyor. [Devamı]
    Önce bu bozgunda fetih rüyası sendromundan kurtulmamız lazım
    Güven Sak, Dr. 23 Mart 2015
    Şu Twitter’ın pek faydalı bir iletişim aracı olduğunu daha önce söylemiş miydim? Söylediysem bile bir daha söylemiş olayım. Bundan bir süre önce, neden şirketlerimizin yöneticileri işlerini iyi yaptıklarını zannederken aynı şirketlerin ne kadar etkin çalıştığına dair yapılan çalışmalar tam tersine işaret ediyor diye sormuştum. Hakikat, şirket yöneticilerinin kendileriyle ilgili hayallerinden farklıydı. Yazıyı yazdıktan sonra Twitter’dan “Dunning-Kruger sendromu :)” diyen bir mesaj aldım. Oturdum Dunning-Kruger sendromu nedir diye sosyal psikoloji dergilerine baktım. “Yok canım, bizdeki bu kadar da olamaz” diye düşünerek konuyu kafamdaki bekleme dosyalarından birine attım. Ama şimdi YGS 2015 sonuçları açıklandı. Hemen aklıma o uğursuz test geldi. Kendi kendime, bizdeki galiba hakikaten Dunn [Devamı]
    Bir ülke, şirket gibi yönetilebilir mi?
    Güven Sak, Dr. 20 Mart 2015
    Bir ülke, bir şirket gibi yönetilebilir mi? Ben Tayyip Bey’in geçen gün ortaya attığı meselenin iktisada yabancı olmayan, son derece ilginç bir tartışma çerçevesi olduğunu düşünüyorum. Açıklamaları duyunca, hemen Nobel ödüllü iktisatçı Profesör Paul Krugman’ın Harvard Business Review dergisinde yayımlanmış bir makalesini hatırladım. Makale 1996’da dergide yayımlandıktan sonra 2009’da Harvard Business Review Classics serisinde küçük bir kitapçık olarak da yayımlandı. Paul Krugman’ın 1996 makalesi “Ülke bir şirket değildir” (A country is not a company) başlığını taşıyordu. Bir ülkenin iktisat politikasını tasarlamakla bir şirketin büyüme stratejisini belirlemek arasındaki niteliksel farkı açıklıyordu. Pek güzeldi. Müsaadenizle, aşama aşama gideyim. [Devamı]
    PKK zafer mi kazandı?
    Nihat Ali Özcan, Dr. 20 Mart 2015
    Seçim yaklaştıkça PKK’nın dağdaki sorumlularının medyada görünürlükleri artmaya başladı. Bir yandan genel stratejinin gereklerini yerine getirirken, bir yandan da yaklaşan seçimlerde HDP için takviye kuvvet rolü oynuyorlar.  Yapılan açıklamalar analiz edildiğinde dört hedef olduğu görülüyor. Örgüt içi disiplini sağlamak, HDP’nin “yoldan” çıkmasına engel olmak ve gücün kimde olduğunu göstermek. Kamuoyunda, özellikle Kürtler arasında, “zafer kazanmış” algısıyla seçime gitmek. Üçüncüsü, Türkiye’ye “demokrasi” getirecek güç rolü oynamak. Bunu için, başkanlık dahil, yeni anayasal düzeni etkileyecek güç algısı yaratmak. Böylece daha geniş bir yelpazeden oy toplamak. Son olarak, uluslararası aktörlere Türkiye ve bölgede etkili oldukları mesajını vermek. [Devamı]
    Bu da Amerika’nın değerli yalnızlığı mıdır, nedir?
    Güven Sak, Dr. 19 Mart 2015
    İngiltere’nin Çin’in öncülüğünde kurulacak Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB)’na kurucu üye olarak başvurması, bu girişime karşı çıkan Amerikalıları tek başına bırakıyor. Daha önce bu girişime hayır diyen Avustralya, başlangıçtaki kararını gözden geçirmeyi düşündüğünü açıkladı. Güney Kore’nin de İngiltere’nin kararından sonra AIIB konusunu yeniden değerlendireceği yazılmaya başlandı bile. Neden? Kore, ihracatının yaklaşık yüzde 25’ini Çin’e yapıyor. Amerika’ya ihraç edilen malların toplam Kore ihracatındaki payı ise yüzde 10 düzeyinde. Ne oluyor? Ekonomi, seçenekleri değiştiriyor. [Devamı]