Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    “Anadolu sırtlanları” “Anadolu aslanları”nın yaşam alanlarını mı daraltıyor?
    Serdar Sayan, Dr. 15 Temmuz 2015
    Türkiye’de kentsel rantın yaratılması ve dağıtılması süreci 2000’lere kadar, çok sayıda aktörün rol almasını gerektiren ve hem örgütlenişi hem de etkileri itibariyle büyük ölçüde yerel bir süreçti. 2002’den sonra art arda kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetleri döneminde ulusal ölçekte adım adım yeniden düzenlenirken,  kontrol ve yönetimi de fazlasıyla merkezileştirildi. Sonuçta da süreç, Türkiye ekonomisinin büyüme patikasını ve performansını etkiler hale geldi. Ortaya çıkan yeni büyüme modeli, doğal olarak kendi ekonomi politiğini yarattı:  İş dünyasındaki eski aktörlerin bazıları, küçülen rolleriyle sahnenin gerilerine çekilerek, yerlerini yeni aktörlere bıraktı. Sahnenin gerilerine çekilen oyuncular arasında 1980’de başlayan dışa açılma sürecinde, küçük taşra kentlerinde ihracat [Devamı]
    Yapısal reform şapkadan tavşan çıkarmak mıdır?
    Fatih Özatay, Dr. 15 Temmuz 2015
    'Yapısal reform' deyince şapkadan tavşan çıkarmayı anlar hale geldik. Şapkada tavşan olmayınca da 'yapısal reform' kavramının içi iyice boşaldı. Neredeyse her dakika başı 'bize yapısal reform lazım' denilince, kaçınılmaz olarak böyle oluyor.Bir tanıdığımın kuzeni, yoksulluk nedeniyle hiç dershaneye gitmeden fena olmayan bir derece elde etti son ÖSYM sınavında. Makine mühendisi olmak istiyormuş. Aile Ankara'da oturuyor; ama çocuğun puanı Ankara'daki devlet üniversitelerinin makine mühendisliği bölümlerine girmeye yetmiyor. Yakın illerdeki devlet üniversitelerinin makine mühendisliği bölümlerine ise puanı fazlasıyla yetiyor. Oysa başarı sıralamasındaki yeri ile çok daha iyi makine mühendisliği bölümlerine sahip olan birkaç vakıf üniversitesinin bazılarına girecek puanı var çocuğun. Kısacası [Devamı]
    Oh ne ala, Mualla
    Güven Sak, Dr. 14 Temmuz 2015
    Cep telefonu ve tablet bilgisayarlara Vestel vergisi getirilecekmiş. Bu sabah sosyal medyada başlayan #vestelvergisinehayır başlıklı kampanyadan benim anladığım bu oldu. Ekşi Sözlük’teki “Vestel’in ithal telefonlar için vergi talep etmesi” başlığı da 37 sayfayı bulmuş. Müsaadenizle bugün lafa buradan gireyim. [Devamı]
    Suriye’de Türkiye, ABD dansı
    Nihat Ali Özcan, Dr. 14 Temmuz 2015
    ABD, çıkarları söz konusu olduğunda, müttefiklerini bile nasıl göz ardı edebileceğini Suriye ve Irak’ta göstermeye devam ediyor.  Tıpkı İŞİD’e karşı PKK/PYD ile geliştirdiği işbirliğinde olduğu gibi. Obama, IŞİD’i çevreleme operasyonu için Türkiye’den istediklerini alamayınca daha kolay ikna ettiği yeni ve “sadık” partneri ile yola devam ediyor.ABD mevzuatı, devlet görevlilerine terör örgütleri ile doğrudan ilişkiyi yasaklıyor. Buna rağmen,  yönetim terör örgütü listesindeki PKK ile işbirliğini gün geçtikçe güçlendiriyor. Elbette resmi söylemde işbirliğinin öznesi PKK değil, şubesi PYD. İşin daha da karmaşık yönü, Türkiye’nin de PYD ile ilişkilerinde benzer çelişkilerin olması.  Aksi takdirde PYD başkanı Salih Müslim, Dışişleri Bakanlığı’nın davetlisi olarak Ankara ve İstanbul’da diplomati [Devamı]
    4G olmadan Sanayi 4.0 nasıl olacak da olacak?
    Güven Sak, Dr. 13 Temmuz 2015
    Ben Türkiye’de yakın geçmişte olup bitenlere baktığımda bir daldan dala hali görüyorum. Ortada derin bir tutarsızlık var bana sorarsanız. Bir yanda “aman inovasyona dayalı büyüme olsun, bu inovasyona dayalı büyüme çok önemli” diyenler var etrafta. Öte yanda, “4G’yi atlayalım sonra ileride hazır olunca doğrudan 5G’ye geçelim” diyenler. Bir nevi “Hoppala paşam, Malkara Keşan” durumu yani. Ben bu iki yaklaşımın aynı dünyaya ait olmadığı kanaatindeyim. Neden? [Devamı]
    Türkler neden birbirine güvenmez?
    Esen Çağlar 10 Temmuz 2015
    Acaba Türkiye koalisyon ile yönetilebilir mi? Bu aralar herkesin aklında bu soru var. Ben bu sorunun cevabının adına “güven” dediğimiz sihirli olguda yattığını düşünüyorum. Partiler birbirine güvenebilirse, koalisyon işler; güvenemezse sistem tıkanır. Mantık basit, nasıl birbirine güvenmeyen karı-koca evliliklerini sürdüremezse; birine güvenmeyen iki iş ortağı şirketlerini birlikte yönetemezse; birbirine güvenmeyen iki veya üç parti de koalisyon kurup ülkeyi maalesef yönetemez. [Devamı]
    4G ihalesindeki gecikme stratejik bir hatadır
    Güven Sak, Dr. 10 Temmuz 2015
    Baştan adını koyayım: Ben 4G ihalesindeki gecikmenin stratejik bir hata olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin fiber optik altyapısının yetersiz kalmasının da son 10 yılın stratejik hataları dizisine mutlaka eklenmesi gerektiğini düşünüyorum. İkincideki yetersizliğin birinci meseleyi gölgeleyecek kadar önemli olduğu kanaatindeyim. Türkiye, her boş yere beton dökme konusunda sergilediği kararlılığı, her yere cam lif döşeme konusunda göstermiş olsaydı, şimdi Sanayi 4.0 konusunda daha hazır bir altyapımız olurdu. Şirketlerimiz bu yeni bilgi işlem çağına, makinaların makinalarla konuşmaya başladığı bu yeni döneme daha kolay adım atarlardı. Ama şimdi böyle olmayacak. Bu bizim ilk stratejik hatamız değil elbette. Türkiye tarihi stratejik hatalarla doludur. Ben 4G ihalesindeki ertelemenin de, fiber op [Devamı]
    Türk vatandaşlarını Suriye’de savaştırmak
    Nihat Ali Özcan, Dr. 10 Temmuz 2015
    ABD öncü-lüğünde IŞİD’e karşı hava saldırıları devam ediyor. Karada ise PKK/PYD var. Sonuçta, bölgede askeri ve siyasi resim sürekli değişiyor.    Değişimden en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu söylemek abartı olmaz. Savaş,  ekonomik, sosyal, siyasi ve güvenlik açılarından gittikçe daha fazla maliyet çıkartıyor. Mültecilerden, kaybedilen pazarlardan, kapanan ticaret yollarından, savaşmaya gidenlerden, iç ve dış politikadan söz ediyoruz. [Devamı]
    Yunanistan buradan nereye gider?
    Güven Sak, Dr. 09 Temmuz 2015
    Yunanistan referandumunu yaptı. Katılımcıların yüzde 61’i Avrupa Birliği’nin istediği ekonomik istikrar paketine hayır dedi. Şimdi Yunanistan günlük güneşlik mi oldu? Hayır. Bankaları çalışmayan bir ülkede hayat normal olabilir mi? Olamaz. Ama zaten referandumdan önce de işler günlük güneşlik değildi. Yunanlılar tıpkı “Hangisi daha iyi?” diye önüne konan iki şişe şarabın ilkini tattıktan sonra, hiç tadına bakmadığı ikinci şişeyi “Bu daha iyidir” diye işaret eden Bektaşi’nin yaptığını yaptılar. Son 6 aydır yaşadıklarını düşünerek “Bundan daha kötüsü olamaz” dediler. Şimdi yeni bir döneme giriyoruz. Önce bir daha ne olduğuna bakalım, sonra ne olabileceğine de değineyim. [Devamı]
    Yeni (bir felaket) hikayesi: Lirayı euro karşısında sabitlemek
    Fatih Özatay, Dr. 08 Temmuz 2015
    Gazetemiz DÜNYA bir süredir “Türkiye’nin yeni hikayesi ‘euroya geçiş’ olabilir mi?” sorusunu çeşitli uzmanlara tartıştırıyor. Bu fasıldan geçen hafta “Yeni hikaye: Euroya geçmek mi demokrasi ve hukuk mu?” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Özü şöyleydi:“…Türkiye gibi makroekonomik istikrara yönelik sorunlarını bile henüz halledememiş ve düşük verimliliğe sahip ülkelerin, euroya geçmek ellerinde bile olsa euroya geçmemeleri gerekiyor. Kaldı ki euroya geçiş tek taraflı alınabilecek bir karar değil; bu mümkün değil çünkü. Önce Avrupa Birliği (AB) üyesi olacaksınız. Zaman geçecek ve bir dizi ön koşulu sağlayacaksınız ancak ondan sonra euroya geçiş ‘hakkınız’ oluyor. İşte bu noktada euroya geçişin bizatihi kendisi değil ama geçiş süreci önem kazanıyor. Bu sürecin başında AB üyesi olma koşulu bu [Devamı]