Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Bölünmüşlük
    Fatih Özatay, Dr. 09 Aralık 2015
    Bu yıl ekonomi dalında Nobel ödülünü alan Angus Deaton bir arkadaşıyla birlikte yeni yayınladığı çalışmasında önemli bir bulguya dikkat çekiyor. Orta yaştaki beyaz Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vatandaşları için ‘de’ beklenen ortalama yaşama süresi düşmekteymiş. Özellikle eğitim düzeyi düşük olanlarda bu olgu daha belirginmiş. “Beyaz ABD vatandaşları için ‘de’ “diyorum çünkü zaten siyah ABD vatandaşlarının ortalama hayat beklentisi beyazların oldukça altında.ABD’de beklenen ortalama yaşam süresinin bazı Avrupa ülkelerinde beklenen ortalama yaşam süresine göre daha az olmasının temel nedeni olarak çoğu araştırmacı beyazlarla siyahlar arasındaki bu farkı gösteriyorlarmış. Oysa diyor, başka bir Nobel ödüllü Stiglitz, Deaton’un son bulgusu farklı ve çok önemli bir gelişmeye işaret ediyor. [Devamı]
    Paris’te eriyen buzullar tehlikenin farkına varmamızı sağlar mı?
    Güven Sak, Dr. 07 Aralık 2015
    Geçen gün Paris’te Sorbonne Üniversitesi civarında yürürken, kendimi bir enstalasyonun içinde buldum. Danimarkalı-İzlandalı sanatçı Olafur Eliasson, Paris’teki Pantheon Meydanı’na, tam Pantheon’un girişine, Grönland’dan toplanan, 12 adet kopmuş buzul parçasını bir daire şeklinde dizmiş. Serginin adı Ice Watch Paris. Aralarında dolaşıp, elinizi eriyen buzul parçalarının üzerinde dolaştırabiliyorsunuz; tadına bakmak da mümkün : tuzlu değiller.  Bir yandan hem soğuğu hissedip, hem de bu buzulların kimbilir hangi yüzyıldan kalma olduklarını düşünüp ürperiyor, öte yandan da erimekte olduklarına bakıp üzülüyorsunuz. Üzüntü, alıştığımız dünyanın erimekte olmasına herhalde. Zaten buzullar da alıştıkları yerde değiller. Grönland’dan buraya getirilmişler. Bir nevi bağlamından kopartılmış alıntı gibi [Devamı]
    Türkiye artık nüfusu 80 milyonu aşkın yeni bir ülkedir
    Güven Sak, Dr. 04 Aralık 2015
    Suriye meselesi, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında uzun bir süredir kapalı olan iletişim kanallarını yeniden açtı. Sayın Başbakanımız en son Brüksel’de aile fotoğrafına davet edildi. Ortaya yeni bir durum çıktı. Ben Türkiye’den bu duruma gösterilen tepkileri manasız buluyorum. Gördüğüm kadarıyla ortada iki tür tepki var: Kimileri, “Bakın milyonlarca Suriyeli mülteci oraya gitmesin, burada kalsın diye bize para veriyorlar. Türkiye, Avrupa’nın sınır bekçiliğini üstleniyor” diyor; kimileri de“ Avrupa Birliği hatasını anladı. Avrupa’nın kapıları, Türklere açıldı.” Ben her iki tepkiyi de yersiz buluyorum. Bugün derdimi anlatmak isterim. Ne yapacağınıza karar vermenin ilk aşaması, herhangi bir değerlendirmenin ilk adımı, ortadaki vakıayı anlamaya çalışmaktır. Durumu anlamadan analiz yapılmaz. [Devamı]
    Sovyet mirası: ‘Rus propaganda makinesi’
    Nihat Ali Özcan, Dr. 04 Aralık 2015
    Rusya-Türkiye ilişkileri, hava sahası ihlalleri ve Rus uçağının düşürülmesiyle iyice gerildi. Rus tarafı gerilimi her geçen gün yeni alanlara taşıyor. Ekonomik ilişkiler askıya alınırken, kendi vatandaşlarının Türkiye’ye, Türklerin de Rusya’ya gidişlerine engel olacak yeni uygulamaları hayata geçirdi. Son hamle ise, Soğuk Savaş günlerinde sıkılıkla kullandığı örtülü operasyon yeteneğini sahaya sürmek oldu. Örtülü operasyon geleneksel istihbarat faaliyetidir. Lehte ya da aleyhte propaganda da bu alanın uygulamalarından biridir. Tıpkı ekonomik, finansal operasyonlar gibi. Nitekim Putin gibi istihbaratçı geçmişi olan birinin Türk tarafına uygulayacağı stratejiyi bu çerçevede oluşturması hiç de sürpriz değil.Rus Savuma Bakanlığı karargâhında yapılan basın toplantısı, propaganda savaşının açık [Devamı]
    Turgut Özal reformları olmasa Türkiye bugün nasıl olurdu?
    Güven Sak, Dr. 03 Aralık 2015
    Türkiye’nin kişi başına milli geliri 1980 yılında 1500 dolar civarındaydı. 2002’de 3300 dolara ancak varmıştık. 2007’den beri 10 bin dolar etrafında dolanıp duruyoruz. Bir tek Türkiye’ye bakınca önemli bir mesafe aldığımız açık. Ama bugün isterseniz meseleye daha geniş bir açıdan bakalım. Yandaki ilk grafik, Türkiye, Güney Kore, Mısır ve İran’ın cari dolar bazında kişi başına milli gelirlerinin 1960’dan günümüze nasıl seyrettiğini gösteriyor. Bugün buradan başlayayım müsaadenizle ve hemen aklımdaki soruyu sorayım: Turgut Özal reformları olmasa Türkiye bugün nasıl olurdu? Gelin birlikte düşünelim. [Devamı]
    Velev ki ekonomik reform yaptık
    Fatih Özatay, Dr. 02 Aralık 2015
    1 Kasım seçiminden hemen sonra ‘istikrar’ üzerine bir yazı yazmıştım. Amacım ‘istikrar’ın illa iyi bir şey olmayacağına dikkat çekmekti; olumsuz da olabilirdi istikrar. Ne yazık ki son gelişmeler Türkiye’de kötü anlamda bir istikrarın oluşmakta olduğuna dair yeni kanıtlar sundu. Şehitler, sokağa çıkma yasakları, çatışmalar, toplumsal barışı savunan Tahir Elçi’nin öldürülmesi, Can Dündar’ın ve Erdem Gül’ün yaptıkları haberden ötürü tutuklanmaları. Şiddetin ve baskının hakim olduğu bir istikrar açık ki özlenen bir istikrar değil.Yine defalarca bu köşede yer aldı. 1) Türkiye’ye yatırım yapmak için gelen uzun vadeli yabancı sermaye (doğrudan yabancı yatırımlar) son yıllarda baş aşağıya gidiyor. Buna karşılık yurtdışına giden yerli sermaye miktarı artıyor. 2) Özel sektörün yatırım harcamaları 2 [Devamı]
    Nedir bu Paris’teki COP21 toplantısı?
    Güven Sak, Dr. 01 Aralık 2015
    Ben 2014 yılında Pekin’deyken gökyüzü mavi, hava pırıl pırıl ve güneşliydi. Etrafta hafif bir esinti vardı. Trafik pek rahattı. Tahmin edersiniz ki o havada Çin Seddi’nde dolaşmak büyük bir zevkti. Geçenlerde bir Çinli dostuma Pekin izlenimlerimi anlatıyordum. “Ya evet” dedi nazik bir biçimde, “biz ona Pekin’de APEC mavisi diyoruz.” Haklıydı. Ben Pekin’deyken orada APEC Zirvesi toplanmıştı. Geçenlerdeki G20 Antalya Zirvesi’nin Asya ve Pasifik için olanı. Toplantı dumanlı bir havada geçmesin, her gelen Pekin’i pek bir sevsin diye kamu daireleri kapatılmış, çalışanlara izin verilmiş, fabrikalar durdurulmuş, kente girişlerde tek-çift plaka uygulamasına geçilmişti. Yoksa Pekin’de değil mavi gökyüzü görmek, caddenin karşısındaki binanın siluetini seçebilmek bile mümkün olmazmış. Ben, ilk o vaki [Devamı]
    Bizdeki iş imkânı AB ülkelerinde yok
    Nihat Ali Özcan, Dr. 01 Aralık 2015
    AB-Türkiye zirvesinde kendisini içeriden biri hissettiğini söyleyen Davutoğlu, “Bütün liderler Türkiye’yi övdü. Psikolojik olarak ortam çok değişmiş görünüyor” dedi. Davutoğlu, “Mülteci sorunu olmasaydı da biz geri kabul anlaşmasını imzalayacaktık” diye konuştu Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel’deki temaslarından duyduğu memnuniyeti, “AB-Türkiye ilişkisi ilk defa ete kemiğe büründü” diye özetledi. Davutoğlu, AB’nin Türk vatandaşlarına vize muafiyeti tarihini öne çekmesi konusunda da “Mülteci konusu olsa da olmasa da vize muafiyeti ön şarttı. Mülteci sorunu olsaydı olmasaydı da biz geri kabul anlaşmasını imzalayacaktık. Onlar da biliyorlar ki Türkiye’den AB’ye gidiş durdu. Kaçak Türk işçi diye bir kavram kalmadı. Türkiye’nin sağladığı iş imkânları AB’de yok” dedi. [Devamı]
    Türkiye inovasyon dedikodusu yaparak zenginleşemez
    Güven Sak, Dr. 30 Kasım 2015
    Türkiye’nin kişi başına milli geliri 1980 yılında 1500 dolar civarındaydı. 2002’de 3300 dolara ancak varmıştık. 2007’den beri 10 bin dolar etrafında dolanıp duruyoruz. Çin’de ise kişi başına milli gelir 1980 yılında 200 doların altındaydı. Malum çok sayıda Çinli var. 2002’de Çin’de kişi başına 1140 dolar olan milli gelir, 2014 itibariyle 7500 dolar oldu. Çinlilerin performansı yanında Türklerinki pek de parlak durmuyor doğrusu. 1980’de onlar bizim üçte birimiz kadardılar. Sonra Deng Şiaoping güneye indi. Türkiye, Turgut Bey reformlarına başladı. Grafiğe bakarsanız iyi gittik. Ama 2002 yılında Çin’in kişi başına geliri oldu Türkiye’nin üçte biri kadar. Sonra geldik bugüne. Biz 10 bin dolara takıldık, Çin 2014 itibariyle 7500 dolar oldu. Bu, oldu bitti.. Şimdi dünü bırakıp bir de geleceğe ba [Devamı]
    ‘Türkiye’de başbakan olmanın kaderi zorluk’
    Nihat Ali Özcan, Dr. 30 Kasım 2015
    Başbakan Davutoğlu, Brüksel yolunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tahir Elçi cinayeti ve Rus uçağının düşürülmesi örneklerini veren Davutoğlu “Türkiye idare bakımından zor bir ülke. Her an bir olayla karşılaşabiliyorsunuz” dediAB-Türkiye Zirvesi için Brüksel’e giden Başbakan Ahmet Davutoğlu, uçakta, Tahir Elçi’nin öldürülmesinden Rusya ile yaşanan krize, AB ile ilişkilerden Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına kadar birçok sıcak başlıkla ilgili sorularımızı yanıtladı. Davutoğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:-AB İLE BAŞKA BİR DÖNEM BAŞLIYOR: Ziyaretin bugünlerde olması planlanmıştı ama güzel bir tevafukla hükümet kurulduktan sonra geliyoruz. Reform hükümeti. Türkiye’de reformlar hep AB süreciyle irtibatlandırılmıştır. İnşallah önümüzdeki hafta acil eylem planımızı ve eylem planım [Devamı]