Arşiv

  • Temmuz 2024 (1)
  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)

    Nedir bu Türkiye’nin kamudan çektiği?
    Güven Sak, Dr. 01 Şubat 2016
    Ben Türkiye’nin temel meselesinin kamu kesiminin hantallığı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin büyük hayalleri var ancak Türkiye’nin bu hayalleri gerçekleştirebilme kapasitesi yok. Çünkü Türkiye’nin sonuç odaklı ve etkin bir biçimde çalışan bir kamu idare sistemi yok. O olmayınca ne kadar reform tasarlasanız boşa. Zira Türkiye’nin reform yapabilme kapasitesi yok. Reform yapabilmek için gereken altyapı bu memlekette bulunmuyor. Üstelik kimsenin oturup bu idare nasıl daha etkili bir biçimde çalıştırılabilir diye düşündüğü de yok. Bu temel meseleyi ele almadan, ağzımızdaki bu, “zaten memleketin hastanesi neyse postanesi de o’dur” tadını silebilmek ne yazık ki mümkün değildir. Müsaadenizle bugün bu konuya bir değineyim. [Devamı]
    PKK ile mücadelede ‘beklentileri yönetmek’
    Nihat Ali Özcan, Dr. 29 Ocak 2016
    PKK gibi uzatılmış politik-askeri strateji izleyen bir örgütle mücadele ediyorsanız istatistiklerden çok beklentilere odaklanmalısınız. Çoğu zaman halkın, siyasilerin ve basının beklentileri ile güvenlik güçlerinin bu beklentileri gerçekleştirme yetenekleri arasında bir makas vardır. Bu makas göz ardı edildiğinde, siyasi ve askeri liderler, kurumlar yıpranmaya başlar.Beklentiler ile gerçekleşebilecekler arasındaki uçurum dört sebepten dolayı ortaya çıkar. Mücadelenin süresi, zayiatın miktarı, masum insanların zarar görmesinin engellenememesi ve kesin zafer kazanmanın zorluğu.Çok sayıda polis ve asker, bir kaç şehirde üç beş yüz kişilik PKK’lı gruba karşı operasyon yürütüyor. Bu temizlik ne kadar sürebilir ki? Güç karşılaştırması polis, asker sayısı ve teknik gibi fiziki kapasite ile yapılı [Devamı]
    İran söz konusu olduğunda Türkiye’nin hiç mi şansı yoktur?
    Güven Sak, Dr. 28 Ocak 2016
    Geçenlerde bir yabancı yatırımcı bana böyle dedi. Soruyu soran, bir portföy yatırımcısıydı. Herkes gibi o da Türkiye’den yenilerde çıkmıştı. Şimdi geri gelmeden önce ortada bir pırıltı görmek istiyordu. Ama sağa baksa problem, sola baksa çatışma görüyordu. Bir türlü o pırıltıyı yakalayamıyordu. O nedenle sinirliydi. [Devamı]
    Karamsarım; ama bir de bana sorun neden karamsarım
    Fatih Özatay, Dr. 27 Ocak 2016
    Giderek karamsar oluyorum ve bu durumdan hiç haz etmiyorum. İçeriğine katılırsınız katılmazsınız ama sonuçta görüşlerini açıkladılar diye bir grup akademisyeni linç edemezsiniz. Böyle büyük bir linç kampanyasının ülkemde yaşanması elbette benim karamsarlığıma karamsarlık katıyor: Nereye gidiyoruz? Gitmiyor da zaten o korkulan yerde miyiz? Demokrasi düzeyimizin ne olduğu hakkında her geçen gün “başka kanıta ne gerek var ki?” biçiminde yeni kanıtlar ortaya saçılıyor. Karamsarlığımın temel nedeni bu.Mesleki açıdan da karamsarım. Dün Merkez Bankası’nın yılın ilk enflasyon raporuna ilişkin finansal yatırımcılarla toplantısı vardı. Dün sabah ekonomi kanalları o toplantıyı naklen yayınladılar. Öğlen, özelde para politikası, genelde de Türkiye ekonomisi hakkında finansal yatırımcılarla toplantım o [Devamı]
    PYD, PKK’nın neyi olur?
    Nihat Ali Özcan, Dr. 26 Ocak 2016
    ABD Başkan Yardımcısı Biden’a göre PKK terörist, PYD ise değil. AB ülkeleri de benzer görüşteler. Türkiye ise PYD’nin terörist olup olmadığı konusunda birkaç defa görüş değiştirdi. Şimdilerde PYD’nin  PKK’nın parçası ve terör örgütü olduğu kanaatinde. [Devamı]
    Çin’in Aralık ayı rezerv kaybı, Türkiye’nin toplam rezervine eşit
    Güven Sak, Dr. 25 Ocak 2016
    Dünyada daha önce hiç böyle bir dönem olmamıştı. Her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Amerikan ekonomisinin krize girmesi kadar, krizden çıkması da bir dert. Daha önce yoğun bakımda olan Amerikan ekonomisi, artık yoğun bakımdan çıkıyor. Bu arada olan bizim gibi ülkelere oluyor. [Devamı]
    Irak Kürt Bölgesi neden ‘bataklık’ olmamalı?
    Nihat Ali Özcan, Dr. 23 Ocak 2016
    Suriye ve Irak her geçen gün devlet olma niteliğini kaybediyor. Güvenlik zayıflamış, ekonomi çökmüş durumda; siyasi ve sosyal istikrarsızlık derinleşiyor. Meşruiyeti tartışmalı merkezi yönetimlerin yanı  sıra, devletimsi yapılara bölünmüş durumdalar.  Türk kamuoyunun PKK sorununa odaklandığı bu günlerde komşumuz, devletimsi Kuzey Irak Kürt Yönetimi ciddi sorunlarla boğuşuyor. Üstesinden gelememesi halinde, Türkiye için de ağır sonuçların doğacağı açık.Zayıf kurumlar, çöküntünün eşiğindeki ekonomi, uzlaşmaya uzak siyasi kültür tabloyu daha da ağırlaştırıyor. Üstelik jeopolitik konumu Kürt Bölgesel Yönetimi’ni müdahaleye açık hale getiriyor. Buna petrol fiyatlarındaki düşüş de eklenince krizden çıkış zorlaşıyor. İç siyaseti kilitleyen başkanlık tartışmaları ise Barzani ile Goran hareketini k [Devamı]
    “Tek isteğim güvenli ve bilime saygı duyulan bir yer”
    Güven Sak, Dr. 22 Ocak 2016
    Refaai Hamo, bana Fuad Aleskerov’u hatırlattı. Aynı şey değil tabii ama ortada dikkate alınması gereken bir örüntü var. Bana sorarsanız, Türkiye, hatalarından ders almayı bilmiyor. Bugün Refaai Hamo’nun hikayesinin neden içimi acıttığını sizinle paylaşmak isterim. [Devamı]
    Türkiye’de yeniler eskilerin yerini alamıyor
    Güven Sak, Dr. 21 Ocak 2016
    Sonunda Ar-Ge Reform Paketi ile daha ayrıntılı açıklamalar içeren bir metin ortaya çıktı. Meclisimize gelen kanun teklifindeki madde gerekçeleri neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu aşağı yukarı anlatıyor. Bugün müsaadenizle genel bir çerçeve çizeyim. Türkiye’nin ihtiyacı çerçevesinde bu madde gerekçelerine nasıl bakılabilir anlatmaya çalışayım. Sonra konunun kendisine de gelirim. [Devamı]
    Beş yıl daha fazla eğitim
    Fatih Özatay, Dr. 20 Ocak 2016
    Çeşitli defalar bu köşede yer aldı: Zengin ülkelerle aralarındaki gelir farklılığını belirgin biçimde azaltan ülkelerin ortak özelliklerinden biri eğitim düzeyi yüksek bir nüfusa sahip olmaları. Daha önce bu bulgu çerçevesinde Türkiye’nin göreli durumunu yansıtan tablolara yer vermiştim. Birkaç hatırlatma yapmakla yetineyim.Geçen yıl dönem başkanlığını yaptığımız G-20 ülkeleri içinde insanları (süre olarak) en az eğitim alan ülkeler Hindistan ve Türkiye. Hindistan’da on beş yaş ve üstü nüfus ortalamada 6,24 yıl eğitim görmüş. Bu süre Türkiye’de 7,05 yıl. Kore’de ise 12,05’e çıkıyor bu süre ve gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında bile oldukça yüksek bir değer bu. Mesela İngiltere’de 12,24, Almanya’da 10,27 yıl. Bu rakamların üzerinde azıcık düşünmek bile birkaç yıllık eğitim farkının ne [Devamı]