Suriye sorunu ve cevabını arayan sorular...
23 Eylül 2016
Suriye, sahada hız kazanan gelişmelerin yanı sıra Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM ziyaretiyle yeniden gündemin ön sıralarına taşındı. Türkiye’nin cevabını bulması gereken beş önemli soru masada duruyor.İlk olarak, güvenli bölgeden söz etmek gerekiyor. Teorik olarak güvenli bölge iki farklı fonksiyona sahiptir. Savaş devam ederken sivillerin her türlü saldırıdan korunması ve/veya muhalif silahlı grupların “gerilla savaşını” sürdürebilmesi için ihtiyaç duyduğu “korunaklı geri bölge’ye” dönüşmesi. Zihinleri kurcalayan soru şu: Uçuşa yasak bölge kurulacaksa temel fonksiyonu bunlardan hangisi olacak? ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Ankara’nın “uçuşa yasak bölge”ye aynı anlamı yükleyip yüklemediklerini bilmiyoruz. Dahası, Rusya bu fikirden hiç hoşlanmayabilir. İkinci konu, PYD/PKK’nın bölg
[Devamı]
Asıl sorunla yüzleşmemek
21 Eylül 2016
Yılın ilk yarısına ilişkin açıklanan son veriler ne yazık ki 15 Temmuz darbe girişiminden epey önce bu köşede yer alan “duvara toslamak üzereyiz” sevimsiz kehanetine uygun bir ekonomik gelişmeyi yansıtıyor. Bayramdan önce yılın ikinci çeyreğine ilişkin GSYH verileri, dün ise haziran dönemi işgücü verileri açıklandı. Önce “taze” gelişmeden söz edeyim.Nisan döneminde (mevsimlik hareketlerinden arındırılmış) işsizlik oranı yüzde 9.9 düzeyindeydi. Mayıs döneminde yüzde 10.3’e, haziran döneminde ise yüzde 10.9’a sıçradı. Bu üç dönemde işgücüne katılım oranında bir artış yok; yani işgücüne katılım oranı arttığı için işsizlik artmıyor. İstihdam azaldığı için artıyor. Veride bir yanlışlık yok ve dolayısıyla revize edilmeyecekse gerçekten çok yüksek bir artış. Haziran dönemi verisi mayıs-haziran-te
[Devamı]
Yeniden Suriye...
20 Eylül 2016
Suriye’de siyasi ve askeri manzara bazı bölge ve konularda sabit hale gelirken, bazılarında hızla değişiyor. Türkiye’nin desteklediği ÖSO’nun güneye doğru ilerlemesinde olduğu gibi.
[Devamı]
Fransa, tabak çanakta bildiğimiz plastik kullanımını yasakladı
19 Eylül 2016
Dünya büyük bir hızla değişiyor. Biz değişenin ardından bakakalma ihtimalimizi her gün biraz daha artırmak için yoğun çaba harcıyoruz. Bugünlerde Türkiye’deki firmalar dünyada neler olup bittiğine bakacaklarına, kendi tedarik zincirlerinin herhangi bir parçası, yurt içindeki ucu bucağı belirsiz terör soruşturmalarından birine takılmış mı diye bakıyorlar. Ama vaziyet son derece değişken. Geçenlerde bir dostum, sonradan sıkıntı olmasın diye yabancı davetlere cevap vermeden önce, ilgili makamlara yurt dışına çıkış yasağının olup olmadığını sormuş. Cevap pek hoş: “Şimdilik yok ama listeler sürekli değişiyor, onun için emin olmak zor.” Şirketlerimiz için de vaziyet böyleyken böyle.
[Devamı]
Yeni dönem PKK ile mücadeleye dair notlar -3-
16 Eylül 2016
Arap Baharı, Suriye sorunu, DAEŞ ve FETÖ ile mücadelenin PKK’ya ciddi avantajlar sağladığı kesin. Bütün bu olumsuzluklara rağmen devlet, PKK ile mücadelede orantısız güce, kaynaklara ve meşruiyete sahip. Bu durum “kesin başarının” garantisi değildir. Bu nedenle, siyasilerin, karar alıcıların bazı hususlarda dikkatli olmaları işin maliyetini azaltabilir.
[Devamı]
Yeni dönem PKK ile mücadeleye dair notlar -2-
13 Eylül 2016
PKK ile mücadelenin başarısı, öğrenen liderler, bireyler ve kurumlara sahip olmakla mümkün. Geçmişin tecrübeleri, alan disiplini, değişimin nitelikleri ve yönünün doğru tespiti işe yarayabilir.
[Devamı]
Yeni dönem PKK ile mücadeleye dair notlar -1-
09 Eylül 2016
Başbakan Binali Yıldırım, geçen hafta sonu Diyarbakır ve Çukurca ziyaretlerinde PKK ile mücadele stratejisinde değişiklik yapıldığını söyledi. Anlaşılan mücadele dört ayaktan oluşuyor. İlki, PKK ile kararlı askeri/polisiye mücadele ve inisiyatifin geri alınması. İkincisi, ekonomik ve sosyal hamlelerle bölge halkının kalbinin kazanılması. Üçüncüsü, dış politika değişikliğiyle PKK üzerinde doğrudan, dolaylı baskı kurmak. Son olarak, genel kamuoyu desteğini devam ettirmek.
[Devamı]
G20 kendini yeniden icat edebilecek mi?
08 Eylül 2016
G20 artık işlevini yitirdi mi? Bu aralar uluslararası arenada bu soruyu giderek daha çok duyuyorum. Bunu söyleyenler ardından lafı hemen küresel büyüme konusuna getiriyorlar. Küresel büyüme son altı yıldır, 1990-2007 ortalamasının altında seyrediyor. Neden karşılaştırmayı 1990-2007 yıllık ortalama büyümesi ile yapıyorlar? Gayet basit bir nedenle: Küresel kriz 2008’de Amerikan finansal piyasalarından başladı. Haliyle, dünya tarihi 2008 öncesi ve sonrası diye ikiye ayrıldı. İşte böyle bakarsanız, küresel büyüme ortalaması hala kriz öncesi uzun dönem büyüme ortalamasının altında. Türkiye’de de tam beş yıldır vaziyet aynı. Türkiye, 1990-2007 ortalaması ile kıyaslarsanız, tam beş yıldır ortalamanın altında bir hızla büyüyor. 1990-2007 yanlış dönem derseniz, d Türkiye için durum yine değişmiyor.
[Devamı]
Türkiye Varlık Fonu (2)
07 Eylül 2016
Geçen hafta Türkiye Varlık Fonu A.Ş. kurulmasına dair kanun hakkında bir yazı yazmıştım. Bugün, kanunun gerekçesini de dikkate alarak kaldığım yerden devam ediyorum. Baştan belirtmemde yarar var: Kanunun gerekçesi okunduğunda gerekçenin bir “kafa karışıklığını” yansıttığı hissediliyor. Bu kafa karışıklığından kurtulup Varlık Fonu’nu sağlıklı değerlendirebilmek için özellikle şu noktanın altını özenle çizmekte yarar var:
[Devamı]
‘Fırat kalkanı’ ve iki soru? Ne kadar sürer, ne kadar kuvvet gerekir? -2
06 Eylül 2016
DAEŞ Türkiye sınırından sürüldü. Muhtemelen harekât önümüzdeki günlerde/haftalarda güney istikametinde ilerleyecek. Sonuçta DAEŞ’ten alınan bölge genişlerken, daha fazla nüfus ÖSO’nun denetimine girecek. Bu durum siyasi tablonun değişmesi ve harekât ihtiyaçlarının artması anlamına geliyor.
[Devamı]