Barzani’nin seçimi: Yugoslavya mı, Çekoslovakya mı?
07 Mart 2017
Birinci Körfez Savaşı’ndan beri Irak’ın parçalanma ihtimali hiç gündemden düşmedi. Arap Baharı’nın tetiklediği gelişmeler, Şii ağırlıklı Irak hükümetinin yanlış politikaları, DAEŞ tehdidi, Iraklı Kürtlerin “milli arzuları” Irak’la ilgili tartışmaları masada tutuyor. Üstelik “Kürt devleti” kadar Sünnilerin geleceği de tartışma konularından biri. Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, Bağdat gibi iç siyasette, ekonomide ve güvenlik alanlarında ciddi sorunlar yaşıyor. Ancak bu durum bağımsızlık fikrini gündemden düşürmüş değil. Bununla birlikte, reel politikanın gittikçe baskın olmaya başladığı da görülüyor. Barzani, son yaptığı açıklama ile Ortadoğu’daki mevcut durumu “Çekoslovakya ve Yugoslavya’nın dağılmasına” benzeterek “Doğu Avrupa halkları nasıl kendi devletlerine sahip olduysa Kürtlerin
[Devamı]
Geri planda kalan cephe: İran
21 Şubat 2017
İran yönetiminin Arap Baharı’nın ilk günlerinde kaygılı olduğu gözden kaçmıyordu. Ancak kısa süre sonra, İran, gelişmeleri avantaja çevirmeyi başardı. Özellikle de devletlerin çöktüğü, iç/sivil savaşların etkili olduğu ülkelerde. Bugün hemen her yerde İran’ın ayak izlerine rastlamak mümkün. Devlet dışı aktörlerin ön plana çıktığı iç savaşa duçar olmuş ülkelerde Şii topluluklar üzerinden nüfuzunu hissettiriyor. Şüphesiz ki bu gelişmelerde İran’ın örtülü operasyon kapasitesi kadar, küresel dengelerdeki değişim ve belirsizlik de etkili oldu.
[Devamı]
PKK ve Sincar meselesi
17 Ocak 2017
Türkiye anayasa değişikliğine odaklamış durumda. Ancak etrafımızda, önemsizmiş gibi görünen bazı gelişmeler olduğu bir gerçek. PKK’nın üs bölgesi haline gelmeye başladığı, zamanla kök salacağı Ezidilerin yaşadığı Sincar bölgesi bunlardan biri.Sincar’ı gündeme taşıyan, 2014 yaz başında DAEŞ’in saldırıları oldu. Zulme uğrayan, yüzyıllardır yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kalan Ezidilerin trajedisi medyada yer buldu. Peşmergenin ricatı, PKK’nın ise propaganda savaşının gereğini yapması, AB’nin mali desteği, HDP’li belediyelerin katkısıyla konu önce medyaya, ardından da siyasi arenaya taşındı. Son aşamada PKK, gelişmeleri hızla politik askeri kazanıma tahvil etti. Irak’ta koşullar ve öncelikler değiştikçe PKK’nın Sincar’daki varlığı tartışılmaya başladı.Sincar’ı önemli hale getiren b
[Devamı]
Yeni yılda Türkiye’nin terör sorunu (PKK) -1-
30 Aralık 2016
Maalesef Türkiye, 2016 yılını terör sorunlarıyla boğuşarak geçirmek zorunda kaldı. Çok sayıda insanımız hayatını kaybetti. Birçoğu yaralandı. Bir yandan PKK, bir yandan DEAŞ, bir yandan FETÖ ülkenin enerjisini boşa harcamaya, yaşama sevincini azaltmaya, motivasyonun kırmaya girişti. Böylesine ciddi bir sorunla baş edebilmek, ancak meseleyi soğukkanlılıkla ele almakla, gerçeklerle yüzleşmekle mümkündür.
[Devamı]
Halep: Bir umursamazlık, utanç ve zafer hikâyesi
06 Aralık 2016
Yine tarihin önemli ve ilginç tartışmalarına tanıklık ediyoruz. Sadece Türkiye’den değil, güneyimizdeki komşularımızdan söz ediyorum. Irak’tan pek heyecanlı “zafer” haberleri alamıyoruz. Nedense Musul’da süren DAEŞ operasyonu eskisi kadar medya gündeminde yer almıyor. Anlaşılan, bazı şeyler planlandığı gibi gitmiyor ve operasyonun hızı düşmüş durumda. İlginç olan, benzer sessizliğin ABD desteğinde Rakka’da yürütülen PKK/PYD operasyonu için de geçerli olması.
[Devamı]
Ankara’dan El Bab’a bakmak
02 Aralık 2016
Güneyimizde, Irak ve Suriye’de iç içe geçmiş karmaşık politik ve askeri mücadele devam ediyor. TOBB ETÜ’den Savaş Çalışmaları konusunda uzman Doç. Dr. Haldun Yalçınkaya sahada olup bitenlerin şimdiye kadar gördüklerimizden, bildiklerimizden çok daha farklı olduğunu ifade ediyor.
[Devamı]
Çankırı’dan Silopi’ye intikal...
08 Kasım 2016
Musul ve çevre-sinde geçmişte tecrübe ettiklerimize hiç benzemeyen bir savaş sürüyor. Emir komuta yapısı muğlak, motivasyonu farklı, niteliği değişik birliklerin, silahlı grupların savaşından söz ediyoruz.
[Devamı]
Mao’nun ruhu Kerkük’te dolaşırken...
25 Ekim 2016
Irak sorunuyla ilgilenen herkesin Musul operasyonuna odaklandığı bir anda DAEŞ, Kerkük’te sürpriz bir saldırı gerçekleştirdi. Binaları işgal eden militanlarla çatışmalar birkaç gün sürdü. Çok sayıda insan hayatını kaybetti ve yaralandı. Beklenmedik bu eylemin birden fazla çıktısı olduğu açık. DAEŞ’in “tek taşla birden fazla kuş vurmaya” giriştiğini söyleyebiliriz.Eylemin “askeri” etkisi oldukça öğretici ve bölgenin güvenlik sorunları açısından yol gösterici. Musul operasyonunda peşmerge önemli role sahip. Şehrin kuzeyini ve kuzeydoğusunu kuşatmış durumda. Çevredeki köy ve kasabaları ele geçirmeyi sürdürüyor. Ancak temas hattı hâlâ asıl muharebe sahasından uzak.Musul önlerinde önemli bir direnişle karşılaşmayan peşmerge ve perde arkasındaki ABD’li danışmanlar, DAEŞ’in Kerkük saldırısı ile “
[Devamı]
Musul harekâtının kamu diplomasisi boyutu
21 Ekim 2016
ABD askerlerinin düşük profil sergilediği Musul operasyonu şehrin çeperlerinde devam ediyor. Harekât öncesi gerek Birleşmiş Milletler gerekse diğer ilgililer şehirde kalan sivillerin hayatlarından endişe duyduklarını açıkladıklar. Nitekim bu kaygıları destekleyen çok sayıda emare var. Eğer DAEŞ şehri terk etmezse, küçük bir ihtimal, savaş sivillerin yaşadığı mekânlarda, dar sokaklarda, evlerde gerçekleşecek. Şehrin mimarisi taktik sürprizler için çok elverişli. Musul’un yatay genişliği, evlerin avlu duvarlarıyla çevrilmiş olması, çatışmaların insan yapımı bir labirentte yaşanacağını gösteriyor. Bu tablo çok sayıda sivil kaybı, savunan için avantaj, saldıran için dezavantaj demektir. Çatışma alanın fiziki avantajlarına, DAEŞ’in öğrenme yeteneği, taktiksel yaratıcılığı, güdüleri ve savaşta
[Devamı]
Musul, “mozaik” yapılar, mozaik gelecek
18 Ekim 2016
Musul harekâtı başladı. Harekâtın her aşamasında ABD’nin “kamu diplomasisine” gösterdiği özen dikkat çekici. Anlaşılan Afganistan ve Irak işgalinden bir hayli ders çıkartılmış. Bu çerçevede ABD’li görevliler, “davet edilen misafir ülke” statüsünün gereklerini hassasiyetle yerine getirmeye dikkat ediyorlar. “Davet eden hükümeti” ezmemeye özen gösteriyorlar. Resmi açıklamalarda sorumluluğun Irak hükümetine ait olduğunu söylerken, yetkilinin başbakan, operasyonun ana yüklenicisinin de Irak ordusu olduğu ifade ediliyor. Tıpkı Obama’nın DAEŞ’le Mücadele Özel Temsilcisi’nin “Harekât açıklamasını Irak Başbakanı yapacak” ifadelerinde olduğu gibi.“Kamu diplomasisinin” DAEŞ gibi sorunlarda silahlı mücadele kadar önemli olduğu bir dönemden geçiyoruz. Kırılgan, “mozaik” bir sorunla, “mozaik” müttefikl
[Devamı]