Faiz sabit kaldı; ama likidite azaldı
Burcu Aydın Özüdoğru, Dr.
25 Mayıs 2024
Bu haftanın en önemli gündemi Merkez Bankasının Para Politikası Kurulu Kararıydı. Merkez Bankası beklendiği üzere faiz oranlarını değiştirmedi. Politika faiz oranını %50 ile korudu. Yine beklendiği üzere, Para Politikası Kurulu Karar metninde yer alan en önemli konu; Türk lirasına dönüş sürecinde artan likidite fazlası ile yabancı kredilerin cazibesine yönelik idi. Biz de TEPAV bünyesinde her PPK toplantısı öncesinde yayımladığımız Değerlendirme Notu çerçevesinde bu riskleri ele almıştık. Yabancı kredilerdeki artışın Türk Lirası krediye erişim imkanlarının kısıtlı olması ile stabil kur ve yüksek faiz patikasına bağlı olarak ortaya çıkan faiz arbitrajı motivasyonlarıyla arttığına değinmiştik. TCMB bu hafta aldığı kararda, yabancı para kredinin her ne motivasyonla alındığına bakmaksızın, sor
[Devamı]
Kur korumalı mevduatın maliyeti
Fatih Özatay, Dr.
07 Eylül 2023
✔ Lira cinsi KKM, Hazine’de iken doğrudan bütçeye yük getiriyordu. TCMB’ye geçince bu sefer dolaylı yoldan yük getiriyor. Tuzu kuru KKM sahibine bütçeden önemli bir gelir transferi yapılınca gelir dağılımını bozucu bir politika olarak karşımıza çıkıyor. Hangi ülkede? Çalışanların yarısından fazlasının asgari ücrete çalıştığı ülkede.
[Devamı]
Sürprize yer var mı?
Fatih Özatay, Dr.
25 Ağustos 2023
Döviz cinsinden (ve dövize endeksli) finansal varlıklara olan talebin temelinde yatan nedenle doğru dürüst mücadele etmeden, o ürünlere olan talebi ortadan kaldıramazsınız. Olsa olsa şekil değiştirtirsiniz. Bugün o talebi bir miktar düşürseniz bile çok geçmeden yine artar. Bu tür varlıklara olan talebin temel nedeni ne? Elbette, Türkiye’nin riskini kısa sürede 200-250 baz puana indirecek, bir süre sonra da 100’lere yaklaştıracak bir istikrar ve yeniden yapılanma programının olmaması. Böyle bir program olsa, zaten sermaye girişi başlayacak, döviz kuruna değerleme baskısı oluşacak ve enflasyon çarpıcı biçimde düşecek. Bu süreçte lira nominal olarak değerlenmesin diye, TCMB ihalelerle döviz satın alacak; rezervini yükseltecek.
[Devamı]
Aşırı döviz cinsinden borçlanmanın yıkıcı sonuçları
Fatih Özatay, Dr.
26 Temmuz 2023
Hazine ve Maliye Bakanlığı geçtiğimiz hafta sonuna doğru haziran ayı kamu borç verilerini açıkladı. Merkezi yönetim borcunun yüzde 67’si döviz cinsinden. Bu, çok yüksek bir oran. Üstelik, 2001 krizinden hemen önceki ve sonraki zirve değerlerden daha da yüksek. Döviz cinsinden ya da Kur Korumalı Mevduat (KKM) gibi döviz kuruna endeksli borç önemli bir sorun. Koşullara göre borçlanma bileşimini geçici olarak değiştirmek başka, yüksek enflasyon ve düşük faiz nedeniyle kendi parasıyla borçlanamayıp başkasının parası cinsinden borçlanmak zorunda kalmak başka. Burada sorun, bu tür borçlanmanın ekonomideki bozuklukların bir sonucu olarak süreklilik kazanması.
[Devamı]
IMF’nin ekonomi reçetesi nasıl olurdu?
Burcu Aydın Özüdoğru, Dr.
22 Temmuz 2023
Seçim sonrasında vergi artışlarıyla beraber ekonomide acı reçeteyi görmeye başladık. Seçim öncesinde hem iktidar hem de muhalefet tarafından kapılar kapatılan IMF ile mutabakat sağlasaydık bugün nasıl bir tablo olabilirdi?
[Devamı]
Kısa vadeli avansa yeşil ışık yakmamak gerekir
Fatih Özatay, Dr.
12 Temmuz 2023
Son vergi gelirlerini artırıcı düzenlemeler ve Kur Korumalı Mevduattan (KKM) gelecek yükün TCMB’nin üzerine yıkılması sonrasında, 2023 yılı bütçe açığının alabileceği değerler hakkında üç aşağı beş yukarı görüş birliği var. Mesela eski DPT Uzmanı ve TCMB Araştırma Genel Müdürü Zafer Yükseler, pazar günü sosyal medyada kısa bir not paylaştı. Bu çalışmaya göre 2023 bütçe açığının 1,26 trilyon liraya ulaşabileceğini tahmin ediyor. Bir başka uzmanın, Atılım Üniversitesi Maliye Bölümü öğretim üyesi Hakan Yılmaz’ın konu hakkında hazırladığı raporun bir özeti dün Mehmet Kaya tarafından gazetemizde yayımlandı. Hakan Yılmaz da hemen hemen ayını düzeyde bir açık tahmin ediyor: 1,3 trilyon lira. Peki, vergi düzenlemeleri ve KKM transferi yapılmasaydı bütçe açığı ne düzeye çıkacaktı? Gazetemizdeki hab
[Devamı]
Sürdürülemez durumu savunmak da neyin nesi?
Fatih Özatay, Dr.
05 Nisan 2023
Nasıl oluyor da bazı iktisatçılar kur korumalı mevduat (KKM) sistemini savunuyorlar? Savunuyorlar, çünkü miladı KKM’nin uygulamaya konulduğu tarihten itibaren başlatıp, “KKM olmasaydı kur nasıl da artacaktı?” savından yola çıkıp, “KKM sayesinde Hazine’nin düşük faizle borçlanabildiğine” kadar gidiyorlar. Daha da ileri gidip, bu sayede kamu borcunun GSYH’ye oranının düşmesinden destek alıyorlar.
[Devamı]