Fransa, tabak çanakta bildiğimiz plastik kullanımını yasakladı
19 Eylül 2016
Dünya büyük bir hızla değişiyor. Biz değişenin ardından bakakalma ihtimalimizi her gün biraz daha artırmak için yoğun çaba harcıyoruz. Bugünlerde Türkiye’deki firmalar dünyada neler olup bittiğine bakacaklarına, kendi tedarik zincirlerinin herhangi bir parçası, yurt içindeki ucu bucağı belirsiz terör soruşturmalarından birine takılmış mı diye bakıyorlar. Ama vaziyet son derece değişken. Geçenlerde bir dostum, sonradan sıkıntı olmasın diye yabancı davetlere cevap vermeden önce, ilgili makamlara yurt dışına çıkış yasağının olup olmadığını sormuş. Cevap pek hoş: “Şimdilik yok ama listeler sürekli değişiyor, onun için emin olmak zor.” Şirketlerimiz için de vaziyet böyleyken böyle.
[Devamı]
Avrupa Birliği olmadan Türkiye zenginleşemez
30 Mayıs 2016
Türkiye bundan 10 yıl önce orta gelirli bir ülkeydi. Şimdi de aynı yerde. Türkiye, dünya klasmanında hala orta gelirli bir ülke olarak kabul ediliyor. 15 yıldır çabalayıp duruyoruz ama sonuç ortada. Türkiye, orta gelirli ülkeler grubundan yüksek gelirli ülkeler grubuna geçemedi. Bir nevi sınıfta kaldı. Memleketin vasatı açısından bakarsanız durum böyle. Peki, il bazında baktığımızda ne görülüyor? 2001 yılından 2013 yılına, yalnızca 12 ilimiz orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna geçti. Nedir? Son 15 yıldır memleketin ancak beşte biri orta gelir tuzağını aşabilmiş.
[Devamı]
Yerel seçimler hiçbir zaman sadece yerel değil: Birleşik Krallık’ta yapılan yerel seçimlerde ne oldu?
24 Mayıs 2016
Geçtiğimiz günlerde, Birleşik Krallık’ta (BK) yerel seçimler yapıldı[1]. Bu seçim, Türkiye’nin yerel seçimlerinden farklı bir karakter taşıyor. Öncelikle BK’nin adadaki her parçası (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) için farklı türden seçimlerin aynı gün gerçekleştirildiğini söyleyelim. İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’da ulusal parlamento seçimleri yapılırken İngiltere’de belediye meclisleri ve belediye başkanının seçimle geldiği 18 şehirden Londra dahil dördünde belediye başkanlığı seçimleri gerçekleştirildi.[2]
[Devamı]
Çin’in yavaşlamasının getirdiği fırsatı da kaçırır mıyız?
23 Mayıs 2016
Yine kendimize özgü bir dizi meşguliyet bulduk. Bu ara onlara dalmış haldeyiz. Biz, bir işle ilgilenirken ötekilere bakamıyoruz. Tecrübe ile sabit. Bugünlerde doğrusu ya, dünyada neler olduğuna da bakamıyoruz. Türkiye, son günlerde önüne gelen gollük pozisyonların hepsini başarıyla kaçırdı. Vizenin kalkması, sayemizde zora girdi mesela. Yine olmayacak gibi duruyor. Gelin bakın nasıl oluyor?
[Devamı]
Avrupa Birliği ile vize serbestisi şimdi daha önemlidir
09 Mayıs 2016
Türkiye, Avrupa Birliği ile vize serbesti anlaşmasının önemini zaten yeterince kavrayamamıştı. Şimdi, içine girdiğimiz bu yeni konjonktürde vize serbestisi konusundaki etkileşim daha bir önem kazandı. Ama ben işin ehemmiyetinin bu memlekette hala iyi anlaşılamadığı kanaatindeyim. Yetkili açıklamalarını böyle görüyorum doğrusu. Gelin bir anlatayım.
[Devamı]
Peki, bu kez neden derin bir coşku hissetmiyoruz?
02 Mayıs 2016
Geçen hafta İstanbul’da Avrupa Birliği ile Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısı yapıldı. Avrupa Komisyonu’nun sanayiden sorumlu başkan yardımcısı ve üç ayrı komisyoner ile EIB, EBRD başkan yardımcıları İstanbul’daydı. Birkaç gün önce ise Komisyon başkanı ile Almanya başbakanı Gaziantep’teydi. İstanbul’da özel sektör ile birlikte görüşmeler şeklinde başlayan toplantılar daha sonra Ankara’da da devam etti. Bir nevi, Brüksel’de Türkiye ile uzaktan yakından ilgili herkes geçen hafta başı İstanbul ve Ankara’daydı. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye’nin Avrupa Birliği süreci bir yeni aşamaya giriyor. Ben bunun önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ama bizim tarafta derin bir coşku eksikliği görüyorum. Hâlbuki heyecan duymamız için ortada yeniden yeterince sebep var. Peki, biz bu kez neden böyle
[Devamı]
Yabancı yatırım olmadan teknoloji transferi olmaz
28 Nisan 2016
Ben bugünlerde Ankara’da her mahfilde teknoloji transferinin konuşuluyor olmasından rahatsız değilim. Daha açık bir ifadeyle her yerde üretimin yerlileştirilmesi (localisation) üzerine düşünülüyor olması, beni hiç rahatsız etmiyor. Türkiye, gecikmiş bir tartışmayı yapıyor. Bir nevi demiri tersine bükmeye çalışıyor. Daha önce akıl edememiş olduğunu şimdi düşünüyor. Ben bizim gibi ülkeler için inovasyonun öncelikle teknoloji transferi yapabilmek anlamına geldiği kanaatindeyim. Ancak sabah akşam lokalizasyon üzerine konuşunca lokalizasyonun ön koşulunun yabancı yatırım olduğunu gözden kaçırıyoruz gibi geliyor bana. Demiri tersine bükmeye çalışmak, hep böyle yanlış bir izlenim verilmesine neden olabilir. Dil ağrıyan dişe giderken ortaya yanlış bir izlenim çıkabilir. Avrupa Birliği süreci yenid
[Devamı]
Avrupa Birliği’nin Türkiye sevgisi
26 Nisan 2016
Başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa Birliği üyesi ülke Türkiye’ye karşı tarihte hiç olmadığı kadar “anlayışlı, nazik ve kibarlar”. Örneğin PKK operasyonları hakkında konuşmuyorlar ve sessizliklerini koruyorlar.
[Devamı]
Suriye krizi, Soğuk Savaş’tan beri Türkiye’nin başına gelmiş en iyi şeydir
17 Mart 2016
Bugünlerde milletçe moralimiz son derece bozuk. Başkent Ankara’da son 5 ayda 3 büyük terör saldırısı oldu. Canımız çok acıdı. Ama asıl ruhsal olarak çok yıprandık. Diyarbakır’dan gelen ölüm haberleri ve Halep görüntüleri zaten içimizi acıtıyordu. Ülkenin her tarafında iktisadi aktivitenin azalıyor olması da cabası. Bu aralar bütün felaketlerin arka arkaya bizi bulduğunu düşünüyoruz bir nevi. En azından ben etrafımda öyle bir ruh hali görüyorum. Bütün bu olup bitenlerden ise en çok Suriye krizini sorumlu tutuyoruz. Memleketteki coşku eksikliğinin önemli bir nedeni, bu felaketler arka arkaya bizi buluyor sendromu bana sorarsanız. Bugün bu nedenle, size aynı hadiseye farklı bir açıdan bakmanın da mümkün olduğunu anlatmak istiyorum. Böyle bakınca doğrusu ya, olaylar bir başka perspektife oturu
[Devamı]
6 milyar eurodan çok daha değerli
16 Mart 2016
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında Suriyeli mültecilere ilişkin görüşmeler sürüyor. AB tarafının öncülüğünü Almanya’nın yaptığı görüşmelerin önemli maddelerinden biri Türkiye’de kalacak mültecilere harcanmak üzere AB’den alınacak parasal yardım. Basındaki haberlere göre daha önce sözü edilen üç milyar euroluk yardımın altı milyar euroya yükseltilmesini teklif etmiş Türkiye.Altı milyar euro Türkiye’nin bir yıllık milli gelirinin yüzde 1’i bile değil. Sayısı üç milyona yaklaşan mültecilerin önemli bir kısmının okul yaşındaki çocuklar olduğunu dikkate alın. Bu çocuklara Türkiye’de kalacakları uzunca bir süre için eğitim verilmesi gerektiğini de yazın bir kenara. Altı milyar euronun (AB kabul ederse) birkaç yıla yayılarak ödeneceğini düşünün. Bu çocukların salt eğitim masrafları için bil
[Devamı]