Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Onca gürültüden temiz sinyal elde etmek (2)
    Fatih Özatay, Dr. 01 Aralık 2012
    Veri azlığı kötü bir şey ama her zaman tersi doğru değil. Çok fazla veri kafa karıştırabiliyor. Veri azlığı kötü bir şey; karanlıkta karar almak zorunda bırakabiliyor ekonomik birimleri. Ama her zaman tersi doğru değil. Çok fazla veri kafa karıştırabiliyor. Son yazım üzerine bazı mektuplar aldım. Hasan Ersel Hocam, Nobel ödülü sahibi Arrow’un kendisine söylediği bir sözü aktarıyor: “Fazla bilgi yararlı değil, kafa karıştırdığı için zararlıdır.” Eren Ocakverdi ve Cevdet Akçay mektuplarında ‘gürültüden temiz bir sinyal elde etmek’ çabasının ne denli zorlu olduğuna dikkat çekiyorlar. Yayımladıkları raporları yakından izliyorum. Bu raporların bir özelliği de yorumlanması güç bazı verileri daha rahat yorumlanabilir hale getirme uğraşları. Gürültüden doğru sinyali yakalamaya çalışıyor [Devamı]
    Onca gürültüden temiz sinyal elde etmek
    Fatih Özatay, Dr. 29 Kasım 2012
    Veri bolluğu, bol 'gürültü' de yaratıyor. 'Gürültüden temiz bir sinyal elde etmek' ise zor zanaat. Bir aralar müthiş bir ‘veri fakiri’ idi Türkiye. Özellikle büyümeye ilişkin veriler için geçerliydi bu fakirlik. Milli gelir sadece yıllık olarak yayımlanıyordu. Aylık veri olarak sadece elektrik üretimi, çimento üretimi gibi veriler vardı. “Bakın, hükümetimizin ilk yılında şu kadar ton daha fazla çimento ürettik” gibi açıklamalar yapılırdı. İleriye yönelik anket verileri ise hiç yoktu. [Devamı]
    Yılın son çeyreğinde kıpırdanma yok
    Fatih Özatay, Dr. 28 Kasım 2012
    Geçen hafta dördüncü çeyreğin ilk yarısına ilişkin bazı gözlemlerde bulunmuştum. Bu hafta başında iki önemli veri açıklandı. Bunlardan ilki Merkez Bankası'nın yayınladığı 'reel kesim güven endeksi'. Bu endeks, özel yatırım harcamaları hakkında önemli ipuçları veriyor. Endeksteki yıllık yüzde değişimlerin ulaştığı tepe noktalarının tarihleri ile dibe vurduğu dönemlerin tarihleri, özel yatırımların tepe ve dip noktalarının tarihlerinden önce geliyor. Bu anlamda, özel yatırım harcamaları için öncü bir gösterge sayılabilir güven endeksi. [Devamı]
    Şeffaflığın peşinden (4)
    Fatih Özatay, Dr. 27 Kasım 2012
    Merkez Bankası'nın, kredi artış oranının, farklı dış koşullara bağlı olarak nasıl bir yol izleyebileceğini öngördüğünü bilmiyoruz. [Devamı]
    Şeffaflığın peşinden (3)
    Fatih Özatay, Dr. 24 Kasım 2012
    Enflasyon ve faiz haddi bekleyişleri daha doğru oluşturulabilirse MB'nin kendisine verilen görevine ulaşması daha kolay olur. Merkez Bankası’nın (MB) artık birden fazla hedefi var. Mesela birkaç gün önce Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, liranın yabancı para birimleri karşısındaki reel değerinin (reel kurun) belli bir düzeye gelmesi halinde müdahale edeceklerini belirtti. Kredi artış oranının ise yüzde 15 düzeyinde olmasını istedikleri defalarca söylendi. Merkez Bankası, cari işlemler açığının düşürülmesi amacıyla özellikle 2010 sonları Ağustos 2011 arasında bir dizi önlem aldı ve amacını net biçimde açıkladı. Zaman zaman büyümeye ilişkin kaygıları nedeniyle de politika duruşunu değiştirebileceğini belirtti. Enflasyon hedefi ise hep süregeldi. [Devamı]
    Japonya'dan Türkiye'ye çıkan ders
    Fatih Özatay, Dr. 22 Kasım 2012
    Ağırlıklı olarak dış talebe cevap veren bir üretim yapısı olunca üretiminin düşmesi de kaçınılmaz oldu. Japonya’nın yılın ilk on ayındaki ihracatı 2011’in aynı dönemindeki ihracatına kıyasla yüzde 2,3 oranında azalmış. Bu düşüşün iki nedenle gerçekleştiğini belirtiyor uzmanlar. Birincisi, Avrupa içinde bulunduğu zorlu ekonomik koşullar nedeniyle dışarıdan eskisi kadar mal ve hizmet satın alamıyor. İkinci neden olarak ise hem Çin ekonomisinin eskisine kıyasla biraz daha düşük bir hızla büyümesi hem de Çin ile Japonya arasındaki gerilimin tırmanması gösteriliyor. Mesela Japonya’nın ekim ayında Euro Bölgesi’ne ihracatı yüzde 20,1, Çin’e ise yüzde 11,6 oranında azalmış. [Devamı]
    Dördüncü çeyreğin ilk yarısı
    Fatih Özatay, Dr. 21 Kasım 2012
      Ekonomi yılın ilk yarısında yüzde 3.1 oranında büyüdü. Üçüncü çeyrekteki büyümenin muhtemelen bu düzeyin biraz altında kaldığı anlaşılıyor. Mevcut göstergeler yavaş büyümenin ekim ayında da sürdüğüne işaret ediyor. Kasım ayının tümüne ilişkin ise henüz bir görüş belirtmeye yarayacak veri yok elimizde. [Devamı]
    Şeffaflığın peşinden (2)
    Fatih Özatay, Dr. 20 Kasım 2012
    Çok amaçlı bir merkez bankası var. Amaçlara ait bir öncelik sıralaması var mı? Varsa, sıralama koşullara göre değişiyor mu? Yüksek cari işlemler açığı ve ağırlıklı olarak kısa vadeli borçla finanse edilmesi, finansal istikrara bir tehdit oluşturuyordu. Bazı önlemler alındı. Cari işlemler açığı düştü. Ancak şu andaki cari açık düzeyini, 2007 ya da ne bileyim 2005’te rüyamızda görseydik korkardık. Ama sonuçta cari açık azaldı. Artık 2011’e göre daha az cari açığımız var. [Devamı]
    Notumuz yine de artar mıydı?
    Fatih Özatay, Dr. 17 Kasım 2012
    İşsizlik oranımız 10,5 düzeyinde olsaydı Fitch yine de kredi notumuzu 'yatırım yapılabilir' düzeye çıkarır mıydı? [Devamı]
    Şeffaflığın peşinden (1)
    Fatih Özatay, Dr. 15 Kasım 2012
    Para politikasına ilişkin bazı modalar eskir ve yerlerini yenilerine bırakırken şeffaflaşmadan vazgeçilmiyor. Son kırk-elli yıla bakılınca, piyasa ekonomilerinde para politikası uygulamasının önemli değişikliklere uğradığını hemen görmek mümkün. Mesela bir aralar merkez bankalarının ekonomideki para miktarını belli bir dönemde ne oranda arttıracaklarını önceden açıkladıkları bir para politikası uygulaması modaydı. Sonra koşullar değişti, bu tür bir ‘parasal kontrol’ uygulaması terk edildi. Yerini, enflasyon hedeflemesi denilen bir para politikası çerçevesi aldı. [Devamı]