Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Tedavi kolay değil
    Fatih Özatay, Dr. 19 Mart 2013
    Yüksek düzeyde bir açık döviz pozisyonu, ekonomik bir hastalık: Başkalarının bastığı paralar cinsinden borçlu oluyorsunuz. Döviz cinsinden borcun, döviz cinsinden alacaklardan çok fazla olduğu (açık döviz pozisyonu yüksek düzeyde olan) ekonomilerin sorunları üzerinde durdum son iki yazımda. Bu yazıların ikincisinde, döviz kurunun yurtiçi enflasyon ile enflasyon arasındaki fark kadar artmamasının (yerli paranın reel olarak değerlenmesinin) olumlu ve olumsuz etkilerinden söz ettim. Bu etkilerden sonuncusu oldukça ilginç; açık döviz pozisyonunun kendini beslemesine yol açıyor. Yerli paranın reel olarak değerli olması ve bunun uzunca bir süre devam etmesi, döviz cinsinden borçlanmayı özendiriyor. Süreç içinde daha fazla açık döviz pozisyonu ortaya çıkıyor. Sonuçta yüksek düzeyde bi [Devamı]
    Bir garip dinamik
    Fatih Özatay, Dr. 16 Mart 2013
    Dış finansal piyasalar karışırsa açık döviz pozisyonu yüksek düzeyde olan ekonomiler oldukça olumsuz etkileniyorlar. Döviz kurunun yurtiçi enflasyon ile yurtdışı enflasyon arasındaki farkın üzerinde artmasının, yani yerli paranın reel olarak değer kaybetmesinin, ekonomik faaliyet düzeyi açısından zararlı etkilerinden söz ediyordum. Bu tür ekonomilerin temel özelliği şu: Döviz cinsinden toplam borç, döviz cinsinden alacak toplamına kıyasla oldukça yüksek. Elbette böyle bir ekonomide, bazı kesimlerin döviz cinsinden varlıkları borçlarına göre daha yüksek olabilir. Mesela ihracatçı şirketler için bu durum geçerli olacaktır. Ama önemli olan şu: Bir bütün olarak bakıldığında, yani tüm kesimlerin bilançoları toplulaştırıldığında, döviz cinsinden borçların döviz cinsinden alacaklara göre ne kadar [Devamı]
    Normalleşememek
    Fatih Özatay, Dr. 14 Mart 2013
    Kur artışını tetikleyici unsurların, bu ekonominin büyüme oranını ve işsizlik düzeyini olumsuz yönde etkilemesi kaçınılmazdır. Döviz kurunun artması ve bu artışın enflasyon oranının üzerinde olması; farklı bir ifadeyle yerli paranın reel olarak değer kaybetmesi, şüphesiz ihracatı arttırıcı bir etki. Elbette ihracatı etkileyen diğer unsurlar bu artışı telafi edecek yönde hareket etmiyorlarsa. Bu nedenle son tahlilde, büyüme oranı ile yerli paranın reel değeri arasına yakın bir ilişki var: Yerli paranın değeri reel olarak düştükçe büyüme oranı yükselecek. Ancak bu özellik ‘normal’ ekonomiler için geçerli. Açık ki ‘normal olmayan’ ekonomiler de var ve sayıları az değil. Bu ekonomilerde, yerli paranın reel olarak değer kaybetmesinin ekonomik faaliyet düzeyi açısından oldukça zararl [Devamı]
    Yine de zorunlu karşılıklar artırılacak gibi görünüyor
    Fatih Özatay, Dr. 13 Mart 2013
    Ekonomik büyümedeki mevcut gidişat karşısında kredi artış oranının gerçekten yüzde 15 düzeyinde sınırlanıp sınırlanmayacağını çok merak ediyorum. Bu merakın uyanmasının birkaç nedeni var. Birincisi, son günlerde yüzde 15 üst sınırında çok da ısrarlı olunmayacağını ima eden bazı açıklamalar yapıldı. Yüzde 15 çok katı bir üst sınır değilse, izin verilebilecek sınır ne? Yüzde 18 mi? 22 mi? Bilmiyoruz. İkinci neden büyümeyle ilgili ve zaten birinci nedeni oluşturan açıklamaları tetikleyen de büyük olasılıkla bu oldu. Aşağıda kısaca tartışacağım gibi büyümede gerilemenin sonuna muhtemelen geldik. Ama hem şubat ayı kapasite kullanım oranı hem de ocak ayı sanayi üretimi artışı, ekonomide belirgin bir büyüme sürecinin henüz başlamadığına işaret ediyorlar. İlk çeyrekte çok ılımlı bir [Devamı]
    Mısır ekonomisi
    Fatih Özatay, Dr. 12 Mart 2013
    Mısır için en tehlikeli göstergelerin başında bütçe açığı geliyor. 2012 sonu için tahmin edilen düzey milli gelirinin yüzde 10'u. 3-5 Mart tarihlerinde merkezi Kahire’de olan Ekonomik Araştırma Forumu’nun on dokuzuncu yıllık konferansındaydım. Bu yıl Kuveyt’te düzenlenen konferansın ana teması ‘ekonomik kalkınma ve İslamcı partilerin yükselişi’ idi. Üçüncü günkü genel oturumun konuşmacılarından biri de Mısır Cumhurbaşkanı Mohammed Morsi’nin ekonomi danışmanı olan Hussein El Kazzaz’dı. Kazzaz, daha önce üniversite öğretim üyesiymiş. Merakla bekliyordum konuşmasını; hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. Doyurucu bir şeyler söylemedi. Belki de konumu gereği rahat konuşamadı. Şu sıralar kalkınma ekonomisi yazınında ‘çok moda’ olan kurumsal yapının öneminden dem vurdu. Yeni [Devamı]
    Sanayi üretiminde ilk toparlanma sinyali
    Fatih Özatay, Dr. 09 Mart 2013
    Yüzde 4 hâlâ ulaşılabilir görünüyor. Ocak verisi sanayi üretiminde ılımlı bir toparlanmanın başlamış olabileceğini gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) sanayi üretim endeksini güncelledi ve 2010 temelli yeni bir seri yayımladı. Takvim etkisinden arındırılmış (çalışma günlerine göre düzeltilmiş) verileri alıyorum. Sanayi üretiminin yıllık artış oranı 2011’in ilk çeyreği ile 2012’nin ilk çeyreği arasında sürekli düşüş göstermişti. Sonra da geldiği düşük düzey etrafında yılın ilk üç çeyreğinde dalgalı bir seyir izlemişti. Dördüncü çeyrekte ise yine düşüş gözlenmişti. Durum rakamlarla şöyle (yazıda yer alan değerlerin hepsinin bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla artışları yansıttığını hatırlatayım): 2011’in ilk çeyreğinde yüzde 14.9 gibi çok yüksek bir artış vardı. 2012 [Devamı]
    Merkez Bankası ne yapabilir?
    Fatih Özatay, Dr. 07 Mart 2013
    Kredi artışının istenilen seviyenin üzerinde seyretmesi, zorunlu karşılık oranlarının yükseltilmesine devam edileceğini söylüyor bize. Merkez Bankası’nın (MB) hedeflediği üç değişkenin ikisi aylık, üçüncüsü ise haftalık olarak kamuoyuna duyuruluyor. Enflasyon ve reel kur endeksinin şubat ayı değerlerini bu hafta öğrendik. Ayrıca 22 Şubat ile biten haftanın kredi gelişmeleri de elimizde mevcut. MB şubat ayı Para Politikası Kurulu toplantısında aldığı kararların gerekçelerini 26 Şubat’ta yayımladı. Mevcut gelişmeleri bu gerekçeler çerçevesinde inceleyerek MB’nin ne yapabileceğine bakmak istiyorum. Hızlı kredi artışı Enflasyon: Şubat ayı enflasyonu yüzde 7, temel enflasyon ise yüzde 5,4 düzeyinde gerçekleşti; hem 2009’dan bu yana gerçekleşen ortalamalarından hem de ocak ayındak [Devamı]
    Dış ticaret ve enflasyon
    Fatih Özatay, Dr. 06 Mart 2013
    Altın ve enerji dışı ithalat, büyüme oranımızdaki düşüşe bağlı olarak, 2012'nin Kasım ayı dışında kalan tüm aylarında bir yıl öncesine kıyasla düşmüştü. Ocak ayında ise bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla altın ve enerji dışı ithalatta belirgin bir artış var: Aylık olarak yüzde 8.4, üç aylık olarak yüzde 4. Altın dışı ihracatımız da bir yıl öncesine kıyasla yüzde 9 oranında arttı. Son üç ayın ortalama altın dışı ihracatının bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla artışı ise yüzde 8.9 oldu. Enflasyon cephesinde pek bir değişiklik yok. Şubat ayında yıllık tüketici enflasyonu yüzde 7 düzeyinde gerçekleşti. 2009'dan bu yana yüzde 7.5 düzeyindeki ortalama etrafında bir aşağıya bir yukarıya doğru geçici eğilim değişiklikleri görüyoruz. Benzer bir durum temel enflasyon için [Devamı]
    Enflasyonda farklı bir gelişme yok
    Fatih Özatay, Dr. 05 Mart 2013
    Merkez Bankası liraya değer kaybettirmeye çalışırsa daha yüksek bir enflasyon gerçekleşecektir. Hem tüketici hem de temel enflasyonda bir süredir seyretmekte olduğumuz film devam ediyor. Kısa dönemli düşme ya da yükselme eğilimleri gözlememize rağmen biraz daha uzunca bir dönemi inceleyince bu eğilimler yok oluyor. Yerlerini bir ortalama etrafında dalgalanmaya bırakıyorlar. Şubat ayı verileri de benzer yönde çıktı: Yıllık tüketici enflasyonu yüzde 7 düzeyinde gerçekleşti. Oysa aralık ayında yüzde 6,2 düzeyindeydi; ondan yüksek. Geçen ay ise yüzde 7,3’tü; ondan düşük. 2009’dan bu yana etrafında salındığı ortalama ise yüzde 7,5. Ortalama yüzde 5,4 Enerji, gıda, alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ve tütün ürünleri dikkate alınmadığında, yani temel enflasyon göstergelerinden I en [Devamı]
    Kredi için kamuoyuna ek bilgi gerekiyor
    Fatih Özatay, Dr. 28 Şubat 2013
    Çeşitli aracı kurum, banka ve araştırma kurumlarının yayımladıkları raporlarda farklı kredi artış oranlarına rastlanıyor. Yurtiçi kredi artış oranı, para politikasının izlenmesi açısından çok önemli bir değişken haline geldi. Tıpkı tüketici enflasyonu ve reel kur endeksi gibi. Zira her üçü için de Merkez Bankası’nca şu veya bu biçimde ilan edilmiş hedefler var. Enflasyon hedefi zaten yasa gereği her yılbaşında açıklanıyor. Reel döviz kuruna ve kredi artış oranına ilişkin hedeflenen düzeyler ise çeşitli toplantılarda Merkez Bankası Başkanı tarafından açıklandı, ayrıca Merkez Bankası’nın bazı raporlarında da yer aldı. Tüketici enflasyonu her ay Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanıyor. Başka bir kurumca açıklanan tüketici enflasyonu yok. Merkez Bankası başka bir enf [Devamı]