Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    İşgücü piyasasına ilişkin bazı gözlemler
    Fatih Özatay, Dr. 16 Ocak 2014
    İşgücüne katılım oranımız Avrupa'nın sorunlu ülkelerine yakın bir düzeye aniden sıçrasaydı işsizlik oranımız ne olurdu? Dün ekim dönemine ait işgücü verileri açıklandı. Kriz sırasında işsizlik oranı yüzde 15’e kadar yükselmişti (yazıdaki tüm verilerin mevsim etkisinden arındırılmış olduğuna dikkatinizi çekerim). Nisan 2009’da ulaştığı bu zirveden kademeli olarak düştü ve Haziran 2012’de yüzde 8.9 ile 2005’in başından bu yana en düşük değerine indi. Bu sevindirici bir gelişmeydi, zira Ocak 2005’ten küresel krize kadar olan dönemde yüzde 10 civarında katılık gösteren bir işsizlik oranımız vardı.Üstelik işsizlik oranında ulaşılan o rekor düşük değer, işgücüne katılım oranının düşmesinden, yani işsiz olup iş bulma umudunu kaybedenlerin iş aramaktan vazgeçerek işgücünden çıkmalarından kaynaklan [Devamı]
    2013’te cari açığın finansmanından alınacak dersler
    Fatih Özatay, Dr. 15 Ocak 2014
    Kasım ayı ödemeler dengesi verilerini öğrendik. Durum şöyle: Cari açığımız 2011 yılında 75 milyar dolar ile rekor kırmıştı. 2012’de büyüme oranımızın son derece düşük bir düzeyde gerçekleşmesine bağlı olarak 48.5 milyar dolara kadar geriledi. 2013’te ise yine artış var. Kasım ayı itibarıyla son on iki ayın cari açığı 60.8 milyar dolar oldu. [Devamı]
    ABD enflasyonu hakkında da uzmanlaşacağız
    Fatih Özatay, Dr. 14 Ocak 2014
    ABD işgücü piyasasında hep beraber nasıl uzmanlaşmaya başladıysak, ABD enflasyonu için de bol bol ahkâm kesecek düzeye çıkacak gibi görünüyoruz. ABD Merkez Bankası’nın (FED) kararları Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor. Zira tasarruf oranımız çok düşük; uluslararası düzeyde ancak vasat sayılabilecek bir yatırım-milli gelir oranına ulaşmamız için bile yurtdışından borçlanmamız gerekiyor. FED’in parasal gevşemeyi önce azaltmak sonra da sıkılaştırmak yönde atacağı her adım, ABD’deki uzun vadeli tahvil faizlerini yükseltiyor. Bu koşullar altında ABD tahvilleri, riskleri daha yüksek olan ülkelerin tahvillerine kıyasla daha cazip hale geliyor. Finansal raporlarda beş riskli ülkeye özellikle işaret ediliyor. Bunların arasında Türkiye de var. ABD tahvillerinin Türkiye tahvillerine kıyasla daha [Devamı]
    'Yıldız ekonomimizin' parlaklığı kaç lümen?
    Fatih Özatay, Dr. 11 Ocak 2014
    Yıldız gibi parlayan ülkenin' parlaklığı tablodaki gibi ise, gelecekteki parlaklığı açısından vay haline. ABD Merkez Bankası’nın kararlarından olumsuz yönde en fazla etkileneceği tahmin edilen beş ülkeyi hatırlayacaksınız: Brezilya, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan ve Türkiye. Önemli makroekonomik göstergelerini karşılaştırmak oldukça öğretici. Hele karşılaştırmaya bir de ‘kontrol grubu’ ekleyince. Kontrol grubumda BRICK ülkelerinin sorunlu beşli içinde yer almayanları var: Çin, Kore ve Rusya. Tablo 1’de 2013 yılına ilişkin ortalama enflasyon, cari açık oranı, tasarruf oranı, kamu borcu oranı ve işsizlik oranı var. Cari açık, tasarruf ve kamu borcu oranları milli gelire oranlar. Veriler IMF ‘Dünya Ekonomik Görünümü’ veri tabanından alınma. 2013 olduğu için, büyük ölçüde Ekim 2013’te günc [Devamı]
    Melek meselesi...
    Fatih Özatay, Dr. 09 Ocak 2014
    İçinde bulunduğumuz ortamda, 'İstanbul fethedilirken rahiplerin meleklerin cinsiyetini tartışmalarına' benzedi. Kasım ayı sanayi üretim endeksi açıklandı. Bir yıl öncesine göre ekim ayında düşmüştü sanayi üretimi, kasım ayında arttı. Bu tür aylık oynaklıklar çok önemli değil; daha uzun dönemli eğilimlere bakmak gerekiyor. Son üç yılın ilk on bir aylarındaki yüzde sanayi üretim artışları şöyle: 2011: 10.7; 2012: 3.1 ve 2013: 2.7. Yıl içindeki gelişmelere bakınca, 2012’nin son aylarına kadar üretim artışının aşağıya doğru bir eğilim izlediği saptanıyor. O tarihten Kasım 2013’e kadar ise hafif bir yükseliş eğilimi var. 2011’de sanayi üretim artışı çok yüksek. Zaten aynı yıl gayri safi yurtiçi hasıla büyüme (GSYH) oranımız da çok yüksek bir düzeyde gerçekleşmişti. Asıl üzerinde durmak istediği [Devamı]
    Kur hareketlerine hassasiyet
    Fatih Özatay, Dr. 08 Ocak 2014
    Hatırlarsanız bu köşede defalarca iki önemli kırılganlığına dikkat çektim Türkiye ekonomisinin. Birincisi, tasarruf oranımız (toplam tasarrufumuzun milli gelirimize oranı) çok düşüktü. Hem yükselen piyasa ekonomilerine göre düşüktü hem de kendi geçmiş değerlerimize göre. İddialı olmayan bir yatırım düzeyini bile karşılamıyordu tasarruf oranımız. ‘İddialı olmayan’ derken, toplam yatırımımızın milli gelirimize oranının (yatırım oranının) yine yükselen piyasa ekonomilerine göre oldukça düşük olmasını kastediyorum. Birkaç rakam vereyim: 2008-2012 döneminde yükselen piyasa ekonomilerindeki ortalama yatırım oranı yüzde 31.1, bizde ise yüzde 20.3. Yükselen piyasa ekonomilerinin aynı dönemdeki ortalama tasarruf oranı yüzde 33, bizimki yüzde 14.3. Bu arada yatırım oranı ile tasarruf ora [Devamı]
    Biraz yağ, baharat, tuz falan... Lütfen...
    Fatih Özatay, Dr. 07 Ocak 2014
    Zenginleştirmek, Merkez Bankası'ndaki eski çalışma arkadaşlarım alınmasın ama para politikasını çorbaya çevirmek anlamına gelmiyor. Önce, 17 Aralık’tan bu yana olanları bir tarafa bırakalım. Sadece ABD Merkez Bankası’nın (FED) aldığı karar nedeniyle Türkiye’de -diğer bazı yükselen piyasa ekonomilerinde olduğu gibi- artan döviz kuruna odaklanalım. Kur artışı ekonomi politikanız açısından uygunsa bir sorun yok. Yok, ekonomi yönetimi olarak memnun değilseniz, karşı önlem alacaksınız. Ama bu önlem, ekonomi yönetiminin cari işlemler açığının çok yüksek bir düzeyde olduğundan şikâyet ettiği ve bunun ana nedeni olarak tüketim artışını gösterdiği bir ülkede, faiz haddini enflasyonun altında tutmak olamaz. FED kararı sonrasında Türkiye’de döviz kurunun artmasının nedeni ne? Mayıs 2013’teki FED açık [Devamı]
    Şikâyet edilen sorunu daha da çetrefilleştirmek
    Fatih Özatay, Dr. 04 Ocak 2014
    Mevduat ve tahvil gibi tasarruf araçlarına yatırım yapmanın reel bir getirisi olmadı; tüketimi özendirdik. Rivayet odur ki olaylar şöyle gelişmiş: Çağırmışlar 100 tane dürüst iktisatçıyı. Farklı ülkelerdenmiş her biri. Fazla vaktinizi almayacağız; sadece kısa bir soruya yanıt vermenizi istiyoruz demişler. Soru şöyleymiş: [Devamı]
    Günah çıkarma (2)
    Fatih Özatay, Dr. 02 Ocak 2014
    2013'ün ilk dört ayında, her ay Türkiye'ye ortalama 10 milyar dolar net sermaye gelmişken, izleyen beş ayda bunun beşte biri kadar giriş oldu. Neredeyse bir buçuk ay önce, 23 Kasım’da ‘Günah çıkarma (1)’ başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Günah çıkarma faslı, 2012’nin sonunda yazdığım bir yazı ile ilgiliydi. Yazıda, 2013’te ekonomimizi etkileyecek en önemli dışsal koşulların neler olabileceğini içeren bir temel senaryo vardı. O senaryoda, Türkiye ekonomisini Mayıs 2013’ten itibaren önemli ölçüde etkileyen ABD Merkez Bankası’nın (FED) üçüncü parasal genişleme hakkındaki kararına ilişkin bir değerlendirme yoktu. 23 Kasım’daki yazımın sonu “Özeleştiri yapmak zamanı. Yakında…” şeklinde bitiyordu. Haftada üç gün köşe yazısı yazdığım dikkate alındığında, ‘yakında’nın yaklaşık bir buçuk ay sonra [Devamı]
    2013 nasıl geçti, 2014 tahminlerini güncellemek gerekiyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 01 Ocak 2014
    2013’ün ekonomik açıdan bu denli gerilimli geçmesi beklenmiyordu. 2012 sonunda 2013’e ilişkin yapılan senaryolarda en büyük risk olarak, ABD’nin mali uçuruma düşerek ekonomisi henüz toparlanmadan kamu harcamalarını sıkılaştırmak zorunda kalması ve Avrupa’nın yeniden krize girmesi görünüyordu. Üçüncü risk unsuru ise Suriye’ye ilişkin belirsizliklerdi. [Devamı]