Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Psikopat yetiştirmemek için
    Fatih Özatay, Dr. 25 Ocak 2007
    Taşımacılığımızın yüzde 92'si karayoluyla gerçekleştiriliyor. Buna karşın yol standardımızın iyi bir düzeyde olmadığı hep yazılıp çiziliyor. Kötü kalitenin bir göstergesi de bu alanda yapılan kamu harcamalarının milli gelire oranının düşüklüğü. Bu oran bize benzer ülkelerde yüzde 5-7 aralığında iken bizde 1.7 dolaylarında. Önemli bir fark var arada. Dünya Bankası'nın yatırım ortamı raporları kötü kalitenin bir başka göstergesine daha işaret ediyor. Mal taşıması sırasında oluşan kayıpların taşınan malın değerine oranı yine bizim gibi ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça yüksek.Elektrik kesintisi nedeniyle şirketler kesiminin uğradığı kayıpların cirolarına oranı yüzde 3.6 düzeyinde Türkiye'de. Gelin bu rakamı bazı ülkelerle karşılaştıralım: Çin'de yüzde 2, Brezilya'da yüzde 1.5, [Devamı]
    Eninde sonunda düşecek
    Fatih Özatay, Dr. 22 Ocak 2007
    Onca yılın 'kötü' makroekonomik politikalarının yarattığı tahribatın 'nadide çiçeklerinden' biri de 'dolarizasyon'. Tahribat artarken yerli paraya olan güven giderek azalıyor; yabancı para kullanımı yaygınlaşıyor.Dolarizasyon farklı biçimlerde karşımıza çıkabiliyor. Mesela bu sorunun yoğun biçimde yaşandığı bir ülkenin hazinesi yerli para cinsinden borçlanmakta zorlanıyor. Döviz cinsinden ya da dövize endeksli borçlanma tahvilleri çıkarmak durumunda kalıyor. Ya da tasarruf sahiplerinin döviz cinsinden mevduatları yerli para cinsinden mevduatlarına kıyasla giderek artıyor.Bu sürecin en belirgin özelliklerinden biri de döviz kurunun giderek çok önemli bir değişken haline gelmesi. Ekonomide alınan bütün kararlar üzerinde belirleyici oluyor kur. Herkes kurla yatıp kalkıyor. Ekonomi p [Devamı]
    Anlamsız bir yazı
    Fatih Özatay, Dr. 21 Ocak 2007
    Küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansa erişim sorunu üzerinde durdum son iki yazımda. Bugün kaldığım yerden devam ediyorum. Tüm dünyada bu tür işletmelerin ekonomi içinde büyük ağırlıkları var. AB'de tüm işletmeler içinde bu işletmelerin payı yüzde 90 dolaylarında. İstihdamın ise yüzde 70'ni yaratıyorlar. Türkiye'de 150 ve daha az sayıda işçi çalıştıran ve bilanço büyüklüğü 5 milyon doların altında olan işletmelerin toplam işletmelere oranı yüzde 99.3. Yaratılan istihdamın yüzde 77'si bu tür işletmelere ait. [Devamı]
    Piyasa mekanizması çalışmazsa...
    Fatih Özatay, Dr. 18 Ocak 2007
    Küçük ve orta ölçekli işletmelerin tüm işletmeler içindeki ağırlığı çok fazla. Türkiye'de de böyle, AB üyesi ülkelerde de. Bu oran yüzde 90'ların üzerinde. Bir rapora göre Avrupa'da küçük ve orta ölçekli işletmelerin çalıştırdığı ortalama kişi sayısı sadece beş. Toplam istihdama katkıları ise yüzde 70 dolaylarında. [Devamı]
    Küçükler krediye nasıl erişecek?
    Fatih Özatay, Dr. 15 Ocak 2007
    Dilime doladığım 'mikro reform' başlığı altında neler yapılabileceği konusunda aralıklarla yazılar yazdım bugüne değin. Gündem izin verdiğince. Sanırım vakti geldi bu konuya yeniden dönmenin. [Devamı]
    Bu takımın kalecisi neden gidip gol atmıyor? Batı'da öyle mi ama!
    Fatih Özatay, Dr. 14 Ocak 2007
    1960'ların ikinci yarısı. İstasyonun hemen yanı başında iki katlı ahşap bir bina. 1955 yılında eğitime başlayan bir okul. Altı tane açılmış tüm Türkiye'de. Biz, o zamanki ismiyle Konya Maarif Koleji olanındayız. [Devamı]
    Cumhurbaşkan-lığından başka sorun mu yok?
    Fatih Özatay, Dr. 11 Ocak 2007
    1970-2001 arasında ulaşabildiğimiz ortalama büyüme hızı sadece yüzde 3.9. Dönemi kısaltır, 1990-2001 yaparsanız, bu düzey yüzde 3'e düşüyor. Bundan sonra en az 10 yıl süreyle yüzde 7'ye yaklaşan bir büyüme hızı yakalarsak, AB üyesi ülkelerin o zamanki ortalama kişi başına gelir düzeylerinin yüzde 50'sine ulaşabileceğiz ancak. [Devamı]
    Enflasyon gelişmeleri ve 2007'ye ilişkin enflasyon tahminleri
    Fatih Özatay, Dr. 07 Ocak 2007
    Artık bıkkınlık vermeye başladı; ancak nasıl gelişeceği hakkındaki yapılan varsayımı belirtmeden ileriye yönelik çözümleme yapmak mümkün değil. 2007'nin çifte seçiminden bahsediyorum. İç siyasette gerginleşme olabileceği ve buna bağlı olarak piyasalarda kur ve faiz yükselişleri görülebileceği olasılığına gözümüzü kapatalım. Diğer bir ifade ile 'böyle bir riskin olmadığı' durumu düşünelim. Bu 'durum'da son haftalarda açıklanan veriler umut verici gelişmelere işaret ediyor. [Devamı]
    Büyüme yeniden hızlanıyor. Ya sonrası?
    Fatih Özatay, Dr. 04 Ocak 2007
    Güven ortamının devamı büyüme hızımızın düşmemesi için yaşamsal bir önem taşıyor. Bu ortamı sürdürmenin yolu hem mevcut ekonomik programı sürdürmekten geçiyor hem de iç siyaseti germemekten. Bu belirtilen iki koşul elbette her ekonomi için geçerli. Ama özellikle borcu yüksek olan ülkeler için daha bir geçerli. Çünkü hem yüksek borcu yaratan vaktiyle uygulanan kötü politikaların verdiği inanılmaz tahribat nedeniyle bu tip ülkeler kırılgan, hem de yüksek borcun bizatihi kendisi nedeniyle. [Devamı]
    2006'nın 'gör' dedikleri
    Fatih Özatay, Dr. 01 Ocak 2007
    Yılın son günü 2006'ya ilişkin bir şeyler yazayım diye oturdum bilgisayarın başına. Rakamlara boğmadan ne yazabilirim diye düşünürken, '2006'nın iktisadi açıdan en belirgin özelliği neydi?' sorusuyla işe başlayayım, arkası nasıl olsa gelir dedim. Nasıl 'arkaysa' bir türlü gelmedi. Aldı bir düşünce beni. 'Yahu, sahiden neydi?' [Devamı]