Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Merkez Bankası reel kur hakkında konuşarak risk mi alıyor?
    Fatih Özatay, Dr. 14 Kasım 2012
    Son yazımda liranın değerlenme baskısı altında kalması halinde Merkez Bankası'nın (MB) neler yapabileceğini tartışmaya çalışmıştım. Pazartesi günü, MB Başkanı böyle bir durumda faiz koridorunu ve politika faizini aşağıya çekebileceklerini söyledi. MB'nin bugüne kadar yaptıkları dikkate alındığında, faiz koridorunda indirim zaten ilk akla gelen politika tepkisiydi. Buna karşın, sözünü ettiğim yazımda politika faizinin düşürülmesi olasılığının şimdilik az olduğunu, enflasyonda düşüş belirginleşirse gündeme gelebileceğini belirtmiştim. Demek ki MB böyle düşünmüyor; politika faizinde küçük bir indirim olasılığını da dışlamıyor. [Devamı]
    Merkez Bankası'nın bundan sonraki adımları
    Fatih Özatay, Dr. 13 Kasım 2012
    Türkiye ve benzeri ülkelere yönelik döviz akımlarının güçlenmesinin önündeki tek engel ABD'nin 'mali uçurum' riski. Merkez Bankası’nın (TCMB) son Enflasyon Raporu’nun 12. sayfasından alıntı yapıyorum. Benzeri cümleler son Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti’nin 15. maddesinde de var: “Kısa vadeli sermaye akımlarında yaşanabilecek ivmelenme, hızlı kredi genişlemesi ve yerli para üzerinde oluşabilecek değerlenme baskısı ekonomimizdeki dengelenme sürecini yavaşlatabilecektir. Bu riskin gerçekleşmesi halinde TCMB, kısa vadeli faizleri düşük düzeylerde tutarken zorunlu karşılıklar gibi makro ihtiyati araçlarla sıkılaştırmaya gidebilecektir. Ayrıca rezerv opsiyon mekanizması da otomatik dengeleyici özelliğiyle finansal istikrarı dengeleyecektir”. [Devamı]
    Sanayi üretiminde bir sürpriz yok
    Fatih Özatay, Dr. 10 Kasım 2012
    Son çeyrekte toparlanma ihtimali elbette var ama toparlanma olacaksa bunun kasımdan önce olmayacağı anlaşılıyor. Bazen böyle oluyor; “Bir sonraki yazıda ele alacağım” diyorum, araya önemli bir konu giriyor, sözümü tutamıyorum. Bu yazıda, döviz kurunun olası seyri ve Merkez Bankası’nın olası politikası üzerinde duracağıma söz vermiştim; ileriye atıyorum. Nedeni şu: Perşembe günü açıklanan eylül ayı sanayi üretimi verisine ilk verilen tepki, ‘sürpriz’ şeklinde oldu. [Devamı]
    Obama, Fitch ve liranın değeri
    Fatih Özatay, Dr. 08 Kasım 2012
    Notumuzun 'yatırım yapılabilir' düzeye gelmesi ile döviz kuru düşüş, cari işlemler açığı ise artış baskısı altında kalacak. Yanıtının kolay olmadığını belirttiğim bir soru ile kapatmıştım son yazımı. Bundan sonra döviz kurunun nasıl bir yol izleyebileceğiydi o soru. Yazının ‘mürekkebi kurumadan’ iki gelişme oldu. Birincisi, yazıyı gazeteye yolladıktan birkaç saat sonra Fitch’ten not arttırımı haberi geldi; sorunun yanıtı bir miktar kolaylaştı. İkincisi, ABD’deki seçimin sonucu belli oldu; yanıtı zorlaştıran unsurlardan birinin değişmeden sürdüğü ortaya çıktı. [Devamı]
    Not artırımının düşündürdükleri
    Fatih Özatay, Dr. 07 Kasım 2012
    Son bir hafta içinde önemli gelişmeler oldu. Pazartesi günü kredi notumuz 'yatırım yapılabilir' seviyesine yükseltildi. Ekim ayı enflasyonu olumlu bir düzeyde kaldı. Bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla, eylül ayı ihracatımızda artış gerçekleşti. Buna karşılık TİM verilerine göre ekim ayında ihracatımız düştü. Altın ve enerji dışı ithalatımız ise eylül ayında yine bir yıl öncesinin aynı ayına göre azaldı. [Devamı]
    Kur ve temel enflasyon
    Fatih Özatay, Dr. 06 Kasım 2012
    Bundan sonra temel enflasyonun nereye gideceği sorusu, büyük ölçüde döviz kurunun nereye gideceği sorusu ile örtüşüyor. Ekim ayı enflasyonu şaşırtmadı: Hem tüketici enflasyonunda hem de bazı mal ve hizmetlerin fiyatları dışlanarak elde edilen temel enflasyonda (I göstergesi) düşüş var. Yıllık tüketici enflasyonu yüzde 7,8’e, temel enflasyon ise yüzde 6,1’e indi. Özellikle temel enflasyondaki aşağı doğru eğilim dikkat çekici: Nisan ayından bu yana 2,1 puan azalma var. [Devamı]
    Dayanıklı tüketim, tüketim mi?
    Fatih Özatay, Dr. 03 Kasım 2012
    Makroiktisatta kullanılan bazı modellerde, dayanıklı tüketim mallarına yapılan harcamalar, tüketim harcamaları sayılmıyor. Buzdolabı, çamaşır makinesi ve otomobil gibi dayanıklı mallara yapılan harcamalar tüketim harcamaları mı yatırım harcamaları mı? Uluslararası standartlara göre bu harcamalar tüketim harcamaları sayılıyor. Tüketim harcamaları arasında bir ayrım yapıldığında ise ‘dayanıklı tüketim’ harcamaları arasına konuluyorlar. [Devamı]
    Çifte karakterli göstergeler
    Fatih Özatay, Dr. 01 Kasım 2012
    Yılın üçüncü çeyreğindeki büyüme oranımız büyük ihtimalle ilk yarıda gerçekleşen düşük büyümenin de altında kaldı. Eylül ayı dış ticaret verileri dün açıklandı. Enerji ve altın dışı ithalatımız geçen yılın son ayından bu yana bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla hep daha düşük düzeyde gerçekleşiyor. Nedeni açık: Büyüme oranımız oldukça düşük bir düzeye geriledi, dolayısıyla ithalat gereksinmemiz azalıyor. Eylül ayında da bir değişiklik yok: Altın ve enerji dışı ithalatımız yüzde 3,6 oranında azaldı. Tek değişiklik, düşüş oranının son aylardakinden daha az olmasında. [Devamı]
    Son çeyreğe ilişkin ilk büyüme göstergeleri
    Fatih Özatay, Dr. 31 Ekim 2012
    Ekim ayındaki ekonomik faaliyet hacmi açısından çifte bayramdan önce önemli bilgi veren iki veri yayınlandı: Merkez Bankası'nın reel kesim güven endeksi ve sanayi sektöründe kapasite kullanım oranı. [Devamı]
    Ekim ayı da farklı değil
    Fatih Özatay, Dr. 30 Ekim 2012
    Ekimde sanayi üretiminde üçüncü çeyreğe kıyasla bir kıpırdanma yaşandığına ilişkin emare görmüyorum. Çifte bayramdan önce sanayi sektöründe ekim ayı kapasite kullanım oranı (KKO) açıklandı. Bayram havası nedeniyle olsa gerek bu veriye ilişkin finansal kurumların raporlarında olumlu değerlendirmeler gördüm. Olumlu değerlendirmeler mevsim hareketlerinden arındırılmış veriler kullanılarak bir önceki ay ile yapılan karşılaştırmaya dayanıyordu. Gerçekten de KKO eylül ayında yüzde 72,8 düzeyindeyken ekimde yüzde 73,1 olmuştu. Oysa çifte bayram havası nedeniyle gözden kaçan şuydu: Bu oran, potansiyelimizin oldukça altında büyüdüğümüz yılın ilk yarısındaki her iki çeyrekte gerçekleşen ortalama kapasite kullanım oranlarından düşüktü (Tablo 1). Bayram havası dışında bir neden aranacak olur [Devamı]