Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    2013'e girerken (3)
    Fatih Özatay, Dr. 19 Aralık 2012
    Sıra, dışsal koşulların 2013'te nasıl gelişeceklerine ilişkin senaryolarda. Aşağıda vereceğim dışsal koşulların biri dışında kalanların tümü yurtdışına ilişkin. Diğeri ise yurtiçi kredi artış oranına getirilen sınırlamayla ilgili. [Devamı]
    2013'e doğru (1)
    Fatih Özatay, Dr. 18 Aralık 2012
    Mevcut bilgiler çerçevesinde büyüme oranımızın yüzde 2,5 dolayında bir yerde gerçekleşeceği anlaşılıyor. [Devamı]
    Kredi mi faiz mi? (2)
    Fatih Özatay, Dr. 15 Aralık 2012
    Farklı kredi türleri için farklı artış oranlarını teşvik etmek, geleceğin cari açığı açısından daha iyi olan yatırım artışını tetikleyebilir. Son yazımın başlığındaki ‘Kredi mi faiz mi’ sorusunu biraz daha deşmem gerekiyor. Sözünü ettiğim yazımda, mevcut koşullarda, büyüme üzerinde asıl belirleyici olanın kredi hareketleri olduğunu söylemiştim. Öte yandan, önceki yazılarımda ‘Yoksa aslında işe yarayan sadece klasik faiz politikası mı’ sorusunu ileride tartışacağımı da söylemiştim. [Devamı]
    Kredi mi, faiz mi?
    Fatih Özatay, Dr. 13 Aralık 2012
    Kredi artış oranının üst sınırını arttırmadıkça, faiz indiriminin büyüme üzerinde çok etkili olmasını beklememek gerekiyor. Büyümeyi bir miktar arttırmak istediğimizi düşünelim. Türkiye’de hangisini tercih edersiniz: Kredi artış oranını sabit tutup faiz oranını düşürmek mi? Kredi artış oranını biraz daha yükseltmek mi? [Devamı]
    2013'e girerken (2)
    Fatih Özatay, Dr. 12 Aralık 2012
    Son on iki aylık cari açık Ekim 2011'de 78.4 milyar dolar ile rekora ulaşmıştı. Sonra sürekli azaldı ve bu ekimde 53.1 milyar dolara düştü. Salt cari açığın oluşturduğu risk açısından bakınca olumlu bir gelişme bu. Ayrıca, aynı dönemde 64 milyar dolarlık finansman gerçekleşti. Dolayısıyla, cari açığın oldukça üzerinde bir dış kaynak girişi var. [Devamı]
    Sürpriz yok, peki dördüncü çeyrek?
    Fatih Özatay, Dr. 11 Aralık 2012
    Yılın ilk üç çeyreğindeki durumdan çok farklı olmayacak dördüncü çeyrekteki durum; küçülme değil, düşük bir büyüme bekliyor bizi. Bu köşede onca ‘dedikodusunu’ yaptıktan sonra nihayet yüzleştik hazretle; üçüncü çeyreğin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) rakamları açıklandı. Neydi yaptığım dedikodu? Üçüncü çeyrek GSYH büyüme oranının, birinci çeyrekte gerçekleşenden düşük olan ikinci çeyrek büyümesinin de altında kalacağı idi. Öyle oldu. Yok, durun; ne güzel de bildim, değil. Beklediğimin de altında gerçekleşti üçüncü çeyrek büyümesi. Bu köşede dile getirmemiş olsam da yüzde 2,5 civarında bir büyüme bekliyordum; yüzde 1,6 oldu. Böylelikle yılın ilk dokuz ayında, bir yıl öncesinin aynı dönemine göre büyüme oranımız yüzde 2,6 olarak gerçekleşti. [Devamı]
    Klasikten vazgeçmek sürdürülebilir mi?
    Fatih Özatay, Dr. 08 Aralık 2012
    MB'nin yeni politikası istenilen amaca ulaşılmasını ya hiç sağlamadı ya da ihmal edilebilir düzeyde katkı yaptı. Merkez Bankası (MB), Ekim 2010’dan itibaren yeni bir para politikası uygulamaya başladı. Bu politikanın bir ayağı, lira cinsinden mevduatlar karşılığında bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda oldukları karşılık miktarlarının arttırılarak yurtiçi kredi artış oranının azaltılmasını hedefliyordu. Ekim 2010’dan itibaren zorunlu karşılık oranları arttırılmaya başlandı. Son kapsamlı artışlar Ocak ve Mart 2011’de yapıldı. Bu süreç, Nisan 2011’deki küçük ve az sayıdaki mevduat türünü kapsayan artış ile sona erdi. Kredi artış oranları, bu politika öncesinde -özellikle 2010’un ikinci ve üçüncü çeyreklerinde, çok yüksek düzeylere çıkmıştı. Mesela, lira cinsinden yıllık kre [Devamı]
    Velev ki o politika düşürmüş olsun
    Fatih Özatay, Dr. 06 Aralık 2012
    Kredi artış oranı, MB'nin kararlarının başlamasından bir yıl sonra, son kararından ise iki çeyrek yıl sonra düşmüştü. Yıllık enflasyon, tahminlere göre, bu arada Merkez Bankası’nın (MB) kendi tahminine göre de düşük bir düzeyde gerçekleşti kasım ayında. Bu olumlu gelişme sayesinde MB’nin rahat bir nefes aldığını düşünebiliriz. Öyleyse hem MB hem de MB ne politika uygulasa kendilerini onu savunmakla görevli hissedenler, bu görece rahat ortamda bazı eleştirileri hemen savunmaya geçmeden durup düşünebilirler. Dolayısıyla eleştiri bir işe yarayabilir. Bu durumda da “Eleştirinin makbulü iyi günde yapılandır” denilebilir. Bu arada not edeyim; zihnimin bir yerine önceden takılmadıysa sonuçta ben uydurmuş oluyorum bu özlü sözü. [Devamı]
    2013'e girerken (1)
    Fatih Özatay, Dr. 05 Aralık 2012
    2013'e girmemize az kaldı. Birkaç yazı 2013'e ilişkin değerlendirmelerime yer vereceğim. Ekonomik faaliyet hacmini 2012'de etkileyen faktörlerin 2013'te de belirleyici olacaklarını düşünüyorum. Bu nedenle, bu yazıda önce 2012'de büyüme oranımızın yüzde 3'ün biraz altında kalmasına yol açan bu belirleyici unsurları kısaca hatırlatıyorum. [Devamı]
    Zorunlu karşılık mı başka bir şey mi?
    Fatih Özatay, Dr. 04 Aralık 2012
    Zorunlu karşılık oranlarının iki kez düşürüldüğü son çeyrekte ise kredi artış oranında belirgin bir düşüş var. Merkez Bankası’nın kredi artış oranını düşürmek için aldığı kararların istenilen sonuçları sağladığı ısrarla söyleniyor. Merkez Bankası’nın hangi raporuna bakarsanız bakın, kredi artış oranını düşürmek amacıyla 2010’un ekim ayından itibaren (lira cinsinden mevduatlara uygulanan) zorunlu karşılık oranlarının yükseltilmeye başlandığı belirtiliyor. Son zorunlu karşılık oranı artışı Nisan 2011’de. Ağustos 2011’den itibaren Avrupa’daki olumsuz gelişmelere bağlı olarak risk alma iştahı azalıyor. 2011 yılında Merkez Bankası bir daha zorunlu karşılık oranını arttırmıyor; aksine 6 ve 27 Ekim’de düşürüyor. [Devamı]