Reform yapamamak (5)
17 Kasım 2014
Öyle reformlar var ki, uygulanabilseler politik destek alacaklar. Ancak uygulanma fırsatı bulamıyorlar; çünkü kaybedenler ve kazananlar önceden belli olmadıkları için desteklenmiyorlar. Büyük bir varsayım ama ne tür reformlar yapılmasının gerektiğinin bilindiğini düşünelim. Reforma başladıktan sonra milli gelirin (bir anlamda hepimizin gelirlerinin toplamının) zaman içinde izleyeceği yolun grafikteki gibi olduğunu kabul edelim.
[Devamı]
Reform yapamamak (4)
13 Kasım 2014
Reformun ilk döneminde eskisine kıyasla daha kötü bir duruma düşme olasılığı var. Büyüme oranınız eski dönemdekinin altına inebilir. O dönemde, anketler siyasi desteğinizin azaldığını gösterirse ne olacak?
[Devamı]
Açıklanan reform programı reform programı mı
12 Kasım 2014
Başlıkta sorduğum sorunun yanıtını baştan vereyim: Değil. Değil çünkü bir programın reform programı olması için ekonomimizi nasıl dönüştüreceğine dair somut politikalara yer vermesi gerekiyor. Ne yazık ki açıklanan kısmıyla yeni reform programı bu temel ilkenin uzağına düşüyor. Neden uzağına düştüğüne ilişkin somut örnekler vermeden önce bir başka ilke çerçevesinde ele alayım yeni programı.
[Devamı]
Reform yapamamak (3)
12 Kasım 2014
Bu ülkede reform yapmak zor. Ama imkânsız değil. Reform yapmak için öncelikle 'uçuk kaçık' bir ekibe ihtiyaç var. 'Siz nasıl tensip buyurursanız' ile reform olmaz. ‘Kalkınacağız’. Güzel. Peki, nasıl? ‘Kalkınarak!’ Kimse kusura bakmasın ama son açıklanan yapısal dönüşüm programının özü neredeyse böyle.
[Devamı]
Reform yapamamak (2)
11 Kasım 2014
'Pazar listesi' şeklindeki uzun reform listelerinden kaçınılması gerekiyor. Önemli olan, öncelikli reform alanlarının ve ilgili reformların siyasi olarak ne kadar yapılabilir olduklarının sağlıklı saptanması.
[Devamı]
Reform yapamamak (1)
10 Kasım 2014
Onuncu Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Programlarının 1. Paketi açıklandı. Reformun başlangıç tarihi var, bitiş tarihi var, kim sorumlu, kim destek olacak hepsi belli. Bu kadar somut, ya da büyüklerimizin diliyle bu kadar müşahhas olur yani. İyi de 'küçük' bir sorun yok mu? Neyi amaçlıyordu reform?
[Devamı]
Baskı meraklılarının bilgisine…
05 Kasım 2014
Ekonomimizin performansı iyi değil. Yüzde 3 civarında gelecek bir 2014 büyümesi herkesi sevindirecek. Oysa son 50 yılda ortalama büyüme oranımız yüzde 4.8 olmuş ve ancak böylelikle zengin ülkelerle aramızdaki büyük kişi başı gelir farklılığının değişmeden kalmasını sağlayabilmiştik. Yılın ilk yarısında bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla yüzde 3.3 oranında büyüdük. Bu oranın, yılın ikinci yarısında yükselmediğine hatta düşmüş olabileceğine dair emareler var. Dolayısıyla, yüzde 3’ün altında bile kalabilir 2014 büyüme oranımız.
[Devamı]
Faize ve enflasyona bir de böyle bakın
29 Ekim 2014
Bir ülkenin zengin ülkelerin kişi başına gelir düzeyine yaklaşabilmesi sadece makroekonomik istikrarı sağlayarak mümkün olmuyor. İstikrar olmazsa olmaz koşul ama yeterli değil. Daha önce defalarca değindim. Orta gelir düzeyinde olup da zengin ülkelerin kişi başına gelir düzeyine ulaşan az sayıda ülke var. Bu ülkelerin üç ortak özelliğine dikkat çekiyor araştırmacılar: 1) Milli gelirlerine kıyasla yüksek bir oranda yatırım yapıyorlar. 2) Eğitim düzeyleri yüksek. 3) Toplam ihracat içinde yüksek teknolojili ürünlerin payı yüksek.
[Devamı]
Boşuna kırılgan olunmuyor (2)
22 Ekim 2014
Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının 2008 sonundan itibaren uygulamaya başladıkları bol kepçe para saçma politikası Türkiye ve benzeri ülkelerde önemli sorunlar yarattı. Bunların elbette başında bu ülkelere yüksek miktarda sermaye (dış kaynak) girişi var. Dış ‘kaynak’ sözcüğü, ‘sorun’ ile birlikte kullanıldığında pek de uygun kaçmayabiliyor. ‘Dış kaynak’ olumlu bir çağrışım yapıyor çünkü.
[Devamı]
Boşuna kırılgan olunmuyor
08 Ekim 2014
Geçenlerde G20 grubunda yer alan yükselen piyasa ekonomilerindeki kredi hareketlerine değinmiştim. 2010-2013 dönemi incelendiğinde kredi-milli gelir oranının bir yıl öncesine kıyasla yüksek oranda arttığı beş ülke vardı. Bu dönemdeki ortalama artışın büyüklüğüne göre şunlardı: Çin, Türkiye, Brezilya, Endonezya ve Rusya. Çin ve Rusya cari işlemler fazlası veren ülkeler. Oysa diğer üçü öyle değil.
[Devamı]