Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Daha yüksek ve daha hızlı
    Fatih Özatay, Dr. 06 Temmuz 2022
    Yılın yarısını geride bıraktık. Açıklanan ekonomik verilerin –hadi neredeyse tamamının demeyim, çok ama çok büyük bir çoğunluğunun sevimsiz olduğu bir altı ay oldu. “En sevimsiz gösterge hangisi?” diye sorarsanız, yanıtım enflasyon olur. Toplumun büyük kısmını, özellikle de dar gelirliyi etkiliyor çünkü. Olumsuz yönde ve derinden. [Devamı]
    Kar suyu
    Fatih Özatay, Dr. 29 Haziran 2022
    Son yazım “acilen düzgün bir ekonomi programına ihtiyaç var” malumunun ilanı ile bitiyordu. Cuma günü açıklanan BDDK kararından sonra artık ‘acilen’ yerine ‘çok acilen’ demek gerekiyor herhalde. ‘Çok acilen’, çünkü bu gidişle ilginç karar sayısı giderek artacak gibi duruyor. [Devamı]
    Selman ve 40-50 milyar dolar
    Fatih Özatay, Dr. 24 Haziran 2022
    Salı sabahı birkaç gazetenin internet sayfasına baktım. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman Ankara’ya geliyormuş. Salı günü resmi görüşmeler varmış. Haberlerin ezici çoğunluğu, Selman’ın gelişini Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz rezervleri ile ilişkilendirilmiş. Selman’ın döviz rezervlerimize katkı vermesi bekleniyormuş. [Devamı]
    İtibar açığı
    Fatih Özatay, Dr. 22 Haziran 2022
    Merkez bankaları büyümenin potansiyel düzeyinden sapması (çıktı açığı) ve gerçekleşmesini tahmin ettikleri enflasyonun hedeften sapması ile yakından ilgililer. Ölçmeye çalıştıkları üçüncü bir sapma (açık) daha var. Şu: Merkez Bankası dışındaki kesimlerin bekledikleri yılsonu enflasyon gerçekleşmesi ile yılın başında ilgili merkez bankasının (çoğu ülkede hükümet ile birlikte) belirlediği enflasyon hedefi arasındaki fark. Bu, enflasyon hedefine ne ölçüde inanıldığının bir göstergesi ve bir anlamda itibar açığını ölçüyor. Fark ne kadar yüksekse enflasyon hedefinin ve elbette uygulanan para politikasının itibarı o kadar az oluyor. [Devamı]
    Fren zamanı
    Fatih Özatay, Dr. 15 Haziran 2022
    Dün iki önemli veri açıklandı. Nisan ayı ödemeler dengesi ve sanayi üretimi. Ödemeler dengesindeki gelişmeler iç açıcı değil. Son on iki ayın cari işlemler açığı 25,7 milyar dolar düzeyindeyken, bu yılın ilk dört ayında 21,1 milyar dolar açık verdik. Çok yüksek. Önemli ölçüde enerji faturasının artması ve dış ticaret hadlerinin aleyhimize gelişmesi ile ilgili. Ama sonuçta enerji ithalatçısı bir ülkeyiz ve gerçek de bu: İlk dört aydaki açık çok yüksek. [Devamı]
    Büyüme ve enflasyon
    Fatih Özatay, Dr. 10 Haziran 2022
    En son Hazine ve Maliye Bakanı dile getirdi. Basında çıkan haberlere göre şöyle demiş: “Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik.” [Devamı]
    Asgari ücrete bir de böyle bakın
    Fatih Özatay, Dr. 08 Haziran 2022
    Bu yıl, her enflasyon verisi açıklandıktan sonra net asgari ücretin enflasyondan arındırılmış (reel) düzeyini geçmiş aylarla karşılaştırdım. Reel asgari ücret, sonuçta asgari ücretlinin tükettiği mal sepeti ayısındaki değişimi gösteriyor. Belli bir tarihte bir sepet mal tüketirken acaba bu ay tükettiği mal sepeti sayısı ne oldu? Bir sepetin altında mı üstünde mi? Bu sorulara yanıt verebilmek için hep tüketici fiyat endeksini kullanageldim. Oysa tüketici fiyat endeksinde yer alan malların bir kısmını asgari ücretli satın alamıyor. Mesela onu otomobil fiyatı ya da tatil fiyatı ilgilendirmiyor. Bu nedenle, bu yazıda gıda fiyatlarını kullanacağım. [Devamı]
    İşgücünün GSYH’den aldığı pay serbest düşüşte
    Fatih Özatay, Dr. 03 Haziran 2022
    Geçen yıl yüzde 11 oranında büyüdük. Bu yılın ilk çeyreğinde ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla GSYH yüzde 7,3 oranında arttı. Yüksek büyüme oranları oldukları çok açık. Sevinmeli miyiz? GSYH büyümesinin tek başına fazla bir anlam taşımadığı çoğu iktisatçının bildiği bir gerçek. Ekonomi büyürken çevre kirliliği artıyor ve gelecek nesillere yaşanılmaz bir ‘doğa’ mı bırakıyoruz? Kadına şiddet artıyor mu? Adalet mumla mı aranıyor yoksa adil bir yargı mı var? İnsanlar mutlu mu? Gençler bir an önce başka ülkelere kapağı atmak mı istiyorlar yoksa ülkelerinde yaşamaktan çok mu keyif alıyorlar? Peki, GSYH büyüyorken, yani toplumun toplam geliri artıyorken, bu artıştan herkes kabul edilebilir düzeyde yararlanıyor mu? Yoksa bir azınlığın geliri hızla yükselirken, çoğunluğun geliri azalıyor ya da [Devamı]
    Şok faiz artışına gerek var mı?
    Fatih Özatay, Dr. 01 Haziran 2022
    Yaşananların nedeni açık: Enflasyonun sıçradığı bir ülkede enflasyonun en önemli panzehirlerinin başında gelen faiz ilacının kullanılmamasında ısrarcı olununca, bir de üstelik artık politika faizinin bir öneminin kalmadığı ilan edilince, döviz kuru tekrar yükselmeye başladı. Enflasyon da. İlk yanlış karar -yüksek enflasyona ve uluslararası piyasalarda artma eğiliminde olan emtia fiyatlarına rağmen politika faizinin beş puan düşürülmesi- bir dizi yanlış kararı arkasından getirdi. Kur korumalı mevduat (KKM) sistemi bunlardan ilki. İkincisi ise, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin erimesinin göze alınarak, piyasaya döviz satılması. [Devamı]
    ‘1’ yüksek derken 4’e razı olmak zorunda kalmak
    Fatih Özatay, Dr. 27 Mayıs 2022
    Bugün sırada geçmişten kısa bir ‘faiz takıntısı’ öyküsü var. Mart 1993’te Cumhurbaşkanı Özal yaşamını yitirdi. Demirel Cumhurbaşkanı seçildi. Yerine de konuşmalarında sık sık yüksek faizden şikâyet eden Çiller Başbakan oldu. Çiller, yeni hükümetin önemli amaçlarının başında faizlerin düşürülmesinin geldiğini belirtiyordu. Gerçekten de Hazine’nin borçlanma faizleri kriz öncesi yüksek düzeylerdeydi (%80-90). Faizin enflasyonun çok üzerinde olması elbette arzu edilir bir şey değil. Düşürmeye çalışmak gerekir. Ama ufak bir hata yapılıyordu: Başımızın beladan kurtulması isteniyorsa, yüksek faize yol açan nedenlerin azaltılması, zamanla da ortadan kaldırılması gerekiyordu. Bunlar kaldırılmadan ‘cin’ uygulamalarla faiz düşmüyordu. Düşmediği gibi sıçrayabiliyordu da. [Devamı]