Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    İkinci çeyrek ilkinden farklı mı (2)?
    Fatih Özatay, Dr. 21 Haziran 2012
    Endeksteki aşağıya gidiş süreci ekonomik toparlanmanın ikinci çeyrekte başlamış olabileceği için kanıt mı? İlk çeyrekte yıllık büyüme oranımız yüzde 2’nin altında kalacak gibi duruyor. Kredi hacminin artış hızı nisan ayından itibaren yükselmeye başladı; ilk bakışta, ikinci çeyreğin büyüme açısından birincisinden farklı olabileceğini düşündürebilir. Derine inince, böyle bir yorumun çok da doğru olmadığı anlaşılıyor. İki nedenle: Birincisi, kredi hacmindeki artışın yatırım ve tüketim harcamalarına dönüşerek üretimi canlandırmasının belli bir gecikmeyle olması beklenir. İkinci neden, Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı öncü göstergeler endeksinin hareketi. [Devamı]
    Ekonomimizde toparlanma başlıyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 20 Haziran 2012
    Geçen yılın ilk çeyreğinde çok yüksek bir düzeye ulaşan büyüme oranımız giderek düştü ve bu yılın ilk üç ayında ekonomimizdeki çarklar oldukça yavaş döndü. Muhtemelen ilk çeyrekteki yıllık büyüme oranı yüzde 2'nin altında kalacak. 2011'in son çeyreğindeki yıllık büyüme oranının yüzde 5.2 olduğu hatırlanınca, yüzde 2'nin altının bayağı düşük olduğu ortaya çıkıyor. Çoğu veri, yılın ikinci çeyreğindeki faaliyet hacminin ilk çeyrektekinden çok da farklı olmadığını ima ediyor. [Devamı]
    İkinci çeyrek ilkinden farklı mı?
    Fatih Özatay, Dr. 19 Haziran 2012
    2012'nin ilk çeyreğinde yüzde 2'nin altı büyüme şaşırtıcı olmayacak. Daha önemlisi, ikinci çeyrekte de durum farklı olmayabilir. Temmuz ayının başında yılın ilk çeyreğine ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) verileri açıklanacak. GSYH yıllık artış hızı 2011’in ilk çeyreğinde yüzde 11,9 gibi çok yüksek bir değere ulaşmıştı. Sonra sürekli düştü ve 2011’in son çeyreğinde yüzde 5,2 olarak gerçekleşti. 2012’nin ilk çeyreğinde çok daha düşük bir değer alması bekleniyor. Yılın ikinci çeyreğini tamamlamak üzereyiz. Bugüne kadar açıklanan verileri son yazılarımda ele alıp değerlendirdim. Bugün, bu verilerin yılın ilk yarısındaki büyüme açısından neler ima ettiklerini ele almak istiyorum. [Devamı]
    İşsizlik yine yapıştı kaldı
    Fatih Özatay, Dr. 16 Haziran 2012
    Küresel krizden önce işsizlik oranı yüzde 10,3'e yapışıp kalmıştı. Şimdi yapışkanlık gösterdiği düzey 1 puan daha düşük. Mart dönemine ait işgücü verileri dün açıklandı. İşsizlik oranı yüzde 9,9, işgücüne katılım oranı yüzde 48,6 ve istihdam oranı yüzde 43,8 olarak açıklandı. Bu rakamlar bir anlam ifade etsin diye, 2011’in aynı dönemindeki değerleri de vereyim: İşsizlik oranı yüzde 10,8, işgücüne katılım oranı yüzde 49,0 ve istihdam oranı yüzde 43,7. Dikkat çeken bazı gelişmeler şöyle:  Yerinde sayıyor [Devamı]
    Cari açıktaki iyileşme sürmeyebilir
    Fatih Özatay, Dr. 14 Haziran 2012
    Avrupa'daki durum dikkate alındığında, bu pazara ihracatımızın artış hızının yükselmesini beklemek gerçekçi değil. Cari işlemler açığı hâlâ oldukça yüksek bir düzeyde olsa da bir süredir belirgin biçimde düşüyor. 2011’in ekim ayında 78.6 milyar dolarla rekor düzeye çıkan son on iki aylık cari açık, nisan ayında 69.2 milyar dolara düştü. Neredeyse 10 milyar dolarlık bir azalış var. Kısa vadede Türkiye’nin en büyük kırılganlık kaynağının cari işlemler açığı olduğu hatırlandığında, olumlu bir gelişme bu. Hafta başında açıklanan nisan ayı ödemeler dengesi verilerindeki tek olumlu gelişme cari işlemler açığının azalması değildi. 2011’in ikinci yarısında giderek derinleşen Avrupa krizi bu açığın finanse edilebilirliği açısından çok büyük soru işaretleri oluşturmuştu. Zaten yüksek cari [Devamı]
    Kredi gelişmeleri önemli olacak
    Fatih Özatay, Dr. 13 Haziran 2012
    Hafta başında nisan ayı ödemeler dengesi verileri açıklandı. Cari işlemler açığındaki iyileşme devam ediyor. 2011'in Ekim ayında 78.6 milyar dolar ile rekor düzeye çıkan son on iki aylık cari açık, nisan ayında 69.2 milyar dolara düştü. Vurgulanması gereken bir diğer gelişme de dış 'kaynak' girişinin cari açıktan doğan finansman gereksiniminin oldukça üzerinde gerçekleşmesi oldu. Mayıs 2011'den Mart 2012'ye kadar bu iki kez gerçekleşmiş, o aylarda da her iki büyüklük arasındaki fark çok az bir düzeyde kalmıştı. Oysa nisan ayında 5 milyar dolar cari açığa karşın, dış finansman 6.2 milyar dolar oldu. [Devamı]
    Kredi gelişmeleri
    Fatih Özatay, Dr. 12 Haziran 2012
    Son iki ayda hem tüketici kredilerinin hem de toplam lira cinsinden kredilerin dönemsel değişim hızında önemli bir artış var. Bu satırlar 26 Nisan günü yayımlanan yılın ikinci enflasyon raporunun ‘1.3’ numaralı bölümünden alınma: “Tahminler üretilirken, önümüzdeki dönemde ek parasal sıkılaştırmanın daha sık yapılacağı ve buna bağlı olarak kredilerin yıllık büyüme oranının yüzde 14 civarında seyredeceği varsayılmıştır. Söz konusu varsayımlar altında enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2012 yılı sonunda yüzde 5,3 ile yüzde 7,7 aralığında (orta noktası yüzde 6,5), 2013 yılı sonunda ise yüzde 3,4 ile yüzde 7,0 aralığında (orta noktası yüzde 5,2) gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.”  Kredi arzı artıyor [Devamı]
    Yılın ilk dört ayında çarklar yavaş döndü
    Fatih Özatay, Dr. 09 Haziran 2012
    2011'de çok ısınan ekonomiyi soğutma çabalarının aşırıya kaçmış olmasından ürkülmeye başlandığına dair belirtiler var. Geçenlerde ithalat verileri açıklanmış, ben de bu köşede bir değerlendirme yapmıştım. Hem toplam ithalatın hem de enerji dışı ithalatın artış hızı Eylül 2011’den bu yana azalıyordu. Dahası, son aylarda bu iki değişkenin sadece artış hızları düşmüyordu, bir yıl öncesinin aynı dönemine göre daha az ithalat yapıyorduk; ithalat artış hızları eksiye dönmüştü. İthalat ile büyüme oranımız arasında yakın bir ilişki var. Dolayısıyla, en son nisan ayı değerleri mevcut olan ithalat verileri, yılın ilk dört ayında ekonomimizdeki çarkların çok yavaş döndüğünü gösteriyordu. [Devamı]
    Para politikasında yeni arayışlar
    Fatih Özatay, Dr. 07 Haziran 2012
    TCMB'nin, uygulamaya koyduğu yeni para politikasıyla ulaşmak istediği amaçlara uygun araçlara sahip olmadığı belirtiliyor. Hem finansal istikrara hem de fiyat istikrarına odaklanan bir para politikası nasıl uygulanabilir? Dünyanın çeşitli köşelerinde, parasal iktisat konusunda çalışanlar ve merkez bankacıları yoğun bir şekilde bu sorunun yanıtını arıyorlar. İktisat İşletme ve Finans dergisinin haziran sayısı bu sorunun yanıtının peşine düşen makalelere ayrıldı. Bu çerçevede, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB’nin) yeni para politikası da değerlendiriliyor. Salı günü, dergide yer alan beş makalenin ikisini tanıtmıştım. Bugün kalan üç çalışmayı özetleyeceğim. [Devamı]
    İthalat, kredi ve büyüme
    Fatih Özatay, Dr. 06 Haziran 2012
    Artık klişe haline geldi: Hızla büyüdüğümüz dönemlerde ithalatımız çok artıyor ve cari işlemler açığımız yükseliyor. Diğer uçta ise ekonomimizin küçüldüğü dönemler var. Bu dönemlerde ithalatımız azalıyor. Bu klişeyi daha değişik bir klişeye dönüştürmek de mümkün: Dışarıdan borçlanabildiğimiz ölçüde hızlı büyüyoruz. Yeteri kadar borçlanamazsak, ya büyüme hızımız son derece düşük oluyor ya da ekonomimiz küçülüyor. Bazen de olan şu: Dışarıdan borçlanma olanaklarının uzunca bir süre için belirsizleşmesi karşısında, borçlanamayıp, hatta dışarıya net borç ödeyicisi olmak zorunda kalıp büyüme hızımız pat diye düşmesin diye, yani 'sert iniş' olmasın diye, bir kendimiz frene basmaya çalışıyoruz; büyüme hızımız yine düşüyor. Buna paralel olarak ithalatımızın artış hızı da. Tıpkı 2012'nin [Devamı]