Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Üçüncü bir pencere ihtiyacı
    Fatih Özatay, Dr. 15 Ağustos 2012
    Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) ikinci çeyreğe ilişkin 'İhracatçı Eğilim Araştırması' sonuçları hafta başında yayınlandı. İhracatçılara sorulan çok sayıda sorudan bir tanesi 'ihracat sektörünün öncelikli sorunları'. Ankete katılanlar birden fazla seçeneği işaretleyebiliyorlar. En fazla işaretlenen seçenek yüzde 61.1 ile enerji maliyetleri. İkinci sırada ise yüzde 57.8 ile döviz kuru var. Ankete ilişkin olarak yayınlanan Basın Bülteni'nde TİM Başkanı döviz kuru için 'kırmızı çizgi'den söz etmiş. Yarısı dolar yarısı eurodan oluşan döviz sepeti için TİM'in kırmızı çizgisi 2 lira imiş. Ankete gelen yanıtlara göre ise rekabetçi kurlar şöyle: Bir dolar 1.84 lira ve bir euro 2.31 lira. Bu durumda döviz sepetinin değeri 2.08 lira oluyor. [Devamı]
    Hangi pencereden baksak?
    Fatih Özatay, Dr. 14 Ağustos 2012
    Cari işlemler açığındaki düşüşü, yani dış kaynak ihtiyacımızdaki azalmayı 'iyileşme' olarak nitelemek gerekir. Haziran ayına ait ödemeler dengesi verileri açıklandı. Beklendiği gibi cari işlemler açığındaki azalma sürüyor. Son on iki ayın cari işlemler açığı 63.5 milyar dolar oldu. Bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla on milyar dolarlık bir azalmaya işaret ediyor bu rakam. En dikkat çekici gelişme ise enerji dışı cari dengede gerçekleşti. Yirmi yedi aydır enerji dışı cari açık veriyorduk. Haziran ayında bu sefer küçük de olsa fazla verdik. Böylelikle son on iki ayın enerji dışı cari açığı on iki milyar dolara düştü: Bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasa yaklaşık yirmi milyar dolarlık bir azalma anlamına geliyor. Çarklar yavaş dönüyor [Devamı]
    Çin'in ihracat performansının düşündürdükleri
    Fatih Özatay, Dr. 11 Ağustos 2012
    İhracatımıza destek olmak için uyguladığımız politika, üretim maliyetlerimizi arttırarak ihracata köstek olur hale geldi. Çin’in temmuz ayındaki kötü ihracat performansı, olumsuz haberler zincirinin son halkasını oluşturdu. Çin’in temmuz ayı ihracatı bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla sadece yüzde 1 arttı ve beklenen artışın belirgin biçimde altında kaldı. Temel nedeni belli: ABD’deki toparlanmanın son derece yavaş gerçekleşmesi, Avrupa Birliği’nin ise toparlanamaması. [Devamı]
    Üçüncü çeyreğe ilişkin ilk sinyaller
    Fatih Özatay, Dr. 09 Ağustos 2012
    Üçüncü çeyreğe ilişkin ilk sinyaller, ekonomik büyüme oranımızın ilk yarıdakinden çok farklı olmadığına işaret ediyor. Dün, 2012’nin ikinci çeyreğindeki büyüme oranının ilk çeyrektekinden farklı olmadığı yargısını güçlendiren bir veri daha yayınlandı. Sanayi üretimi haziran ayında bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla yüzde 2,7 oranında arttı. Aylık oynamalardan kurtulmak için yine üçer aylık üretim verilerini incelemekte yarar var. Buna göre, geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, ilk çeyrekte yüzde 2,8 oranında artan sanayi üretiminin, ikinci çeyrekte yüzde 3,4 oranında arttığı belirleniyor. Büyüme düşüyor [Devamı]
    Geçen haftaya bakış
    Fatih Özatay, Dr. 08 Ağustos 2012
    Geçen haftaki yazımı Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'nin Londra'da yaptığı ve finansal piyasalarda son derece olumlu karşılanan açıklamalarına ayırmış ve başlıkta "Nihayet bitiyor mu?" diye sormuştum. Açıklamaların neden olumlu karşılandığını tartıştıktan sonra, durumun olumsuz taraflarına dikkat çekmiştim. Yazı, "henüz en kötünün geride kalıp kalmadığını bilmiyoruz" yargısıyla bitmişti. [Devamı]
    Büyüme ikinci çeyrekte yatay mı?
    Fatih Özatay, Dr. 07 Ağustos 2012
    2011'in ilk çeyreğinden itibaren devam eden yavaş büyüme dönemi ilk çeyrekte sona ermiş olsa bile toparlanma henüz başlamadı. Geride bıraktığımız hafta içinde haziran ayı dış ticaret verileri açıklandı. İçinde bulunduğumuz dönemde hem ithalatın hem de ihracatın gelişimi özel bir önem taşıyor. Ekonomimiz 2011’in ilk çeyreğinden itibaren giderek yavaşlayan bir tempoda büyüyor. Bu yavaşlamanın sürüp sürmediğini merak ediyoruz. Yavaşlama bittiyse bir süre yatay bir seyir mi göreceğiz yoksa toparlanma başlayacak mı? Bu soruların yanıtları hem 2012’de büyüme oranımızın nasıl şekilleneceğini kestirmek açısından önemli hem de bir süredir yüzde 9 dolaylarında çakılıp kalan işsizlik oranındaki ataletin devam edip etmeyeceğini öğrenmek açısından belirleyici. [Devamı]
    6,5'ten emin miyiz?
    Fatih Özatay, Dr. 04 Ağustos 2012
    Enflasyon yüzde 6,5'e düşse bile bu düzey Türkiye'nin dış pazarlardaki rakiplerinden yüksek bir düzey olacak. Temmuz ayı enflasyonu yanıltmadı. Haziran ayında yüzde 8,9 olan yıllık tüketici enflasyonu yüzde 9,1’e çıktı. Bu gelişme hem Merkez Bankası’nın hem de iktisatçıların büyük bir kısmının tahminleri ile uyumlu. Çok olmamakla birlikte can sıkabilecek bir gelişme, (I) temel enflasyon göstergesinde bir katılığın gözlenmeye başlamış olması. Son on ayın ortalaması yüzde 7,9, son beş ayınki ise yüzde 7,7. Geçen ay yüzde 7,4 idi, bu ay ise yüzde 7,5 oldu.  Rakiplerden yüksek Enflasyona ilişkin asıl can sıkıcı nokta şu: Enflasyonun yüzde 9,1 düzeyinde olması olumlu olarak değerlendiriliyor. Zira belki biraz daha yükselse de yılın son çeyreğinde düşerek Merkez Bankası’nın yıl sonu [Devamı]
    En kötü geride mi kalıyor? (2)
    Fatih Özatay, Dr. 02 Ağustos 2012
    Almanya uzun bir süredir ECB'nin para basarak yüklü miktarda sorunlu ülke tahvili almasına karşı çıkıyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanı (ECB) Draghi’nin açıklamalarına finansal piyasalardan olumlu tepki gelmesi üzerine, salı günü “En kötü geride mi kalıyor?” sorusunun yanıtının peşine düşmüştüm. Olumlu tepkilerin nedenlerini o yazıda ele almıştım. Bugün sıra, bu olumlu havanın neden geçici olabileceği ihtimali olduğunu tartışmakta. [Devamı]
    Nihayet bitiyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 01 Ağustos 2012
    DÜNYA'nın pazartesi günkü sayısında, TEPAV'ın ilkini günyüzüne çıkardığı ve bundan sonra iki ayda bir yayınlayacağı 'Ekonomide Durum' raporunun son bölümünde yer alan senaryolar manşetten verilmişti. İki senaryo vardı; bu senaryoları biribirinden ayıran temel fark Avrupa'daki olayların nasıl gelişeceğiydi. Kötü senaryoda Avrupa'da işler daha da karışıyordu. İyi senaryoda ise İspanya en kötüyü geride bırakıyor ve sorunlu ülkelerin Euro Bölgesi'nden çıkışları gündemden düşüyordu. İyi senaryoyu daha da iyi kılacak temel gelişme ABD Merkez Bankası'nın (FED) yeni bir parasal genişlemeye gitmesiydi. [Devamı]
    En kötü geride mi kalıyor?
    Fatih Özatay, Dr. 31 Temmuz 2012
    Artan bütçe açıkları ve yükselen borç nedeniyle mevcut maliye politikalarının sürdürülebilir olmadığı algısı yaygınlaştı. Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, bazı Avrupa ülkelerinin devlet tahvillerinin faizlerinin oldukça yüksek düzeylere gelmesinin, para politikasının ekonomi üzerine etkilerini zayıflattığını belirtti. ECB’nin görevleri arasında para politikasının ekonomiyi etkileme kanallarını açık tutmanın da olduğunu hatırlattı. Mesajı netti: “Yükselen tahvil faizleri para politikasının etkisini ortadan kaldırıyorsa, tahvil faizlerini düşürmek üzere harekete geçerim. Meali; ikincil piyasada o tahvillerden faizleri kabul edilebilir bir düzeye düşene kadar satın alırım.” Avrupa’daki gelişmeleri yakından izleyen bazı uzmanlar bu açıklamayı gayet olum [Devamı]