Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Yoksa Karatay Diyeti'ne mi başlıyoruz?
    Güven Sak, Dr. 25 Ekim 2013
    OVP'de kamu tasarrufları artmamaktadır. Kamu gelirleri az da olsa artarken kamu tasarrufu neden artmaz? Kamu harcamaları arttığı için. Geçenlerde “Orta Vadeli Program’ı okudum. Aklımda bir hem yiyelim hem de zayıflayalım televizyon programı tadı kaldı” diye yazdım. Öyle ya, metne göre hem daha fazla harcayıp, iç talebe dayalı olarak büyüyecek hem de daha çok tasarruf edecektik. Sohbetin sonunda, onun için, “Galiba okurken, bir şeyleri kaçırdım. Ben en iyisi bu metni bir daha okuyayım” dedim. Hani kenarda köşede bir reform programı var ama ben mi göremedim kabilinden. Metni yeniden okudum. Bu arada Meclis’teki Gelir Vergisi Kanunu tasarısını gördüm. 2014 yılı bütçe kanunu tasarısı da açıklandı. Onu da okudum. Önce bir reform havası sezinledim ve “Yoksa Karatay Diyeti’ne mi başlı [Devamı]
    Bir insansız hava aracını kaç insan uçurur?
    Güven Sak, Dr. 22 Ekim 2013
    2013 yılı itibariyle, Amerikan ordusunda, 1300 adet İHA pilotu çalışıyor. Toplam pilotların yüzde 8,5'i kadar İHA pilotu var artık. Türkiye’de, burnumuzun ucunda da olsa, değişeni anlayamadığımız kanaatindeyim. En azından, etraftaki meddah atışmaları bana böyle düşündürüyor. Amerikalılar, bu günlerde, Vaşington hakkında ne düşünüyorlarsa, sanırım biz Türkler de aynısını Ankara hakkında düşünmeliyiz. Ankara, ehem ile mühimi birbirinden ayırt edemiyor. Gelin bugün esasa dönelim ve yukarıdaki soruya bir cevap arayalım. Sizce bir insansız hava aracını (İHA) 24 saat havada tutmak için kaç kişi gerekir? Bir F16’yı 24 saat havada tutmak için kaç kişi gerekirdi? F16’dan İHA’ya değişenin gelecek açısından anlamı nedir? Bununla Edward Snowden hadisesi arasında bir bağlantı var mıdır? Bu [Devamı]
    Hayrola, petrol filan mı buluyoruz?
    Güven Sak, Dr. 18 Ekim 2013
    Türkiye ile ilgili üç tespitimden birincisi, ben Türkiye'nin konuşmaya değil, yaptığı işe odaklanmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Avrupa Birliği ile ilişkilerden sorumlu bakanımız bir ay kadar önce galiba Yalta’da Türkiye’nin Avrupa Birliği serüvenini anlatırken “Avrupa böyle önyargılı olursa, Türkiye sonunda Norveç gibi olur herhalde” demiş. Nasıl Norveç Avrupa ile ekonomik olarak iç içe ama Avrupa Birliği üyesi değilse aynen öyle yani. Bana bunu anlatan dostum, “Hele önce bir Norveç gibi olalım, sonra bakarız” dedi. İşte ben ondan sonra bu Norveç işini merak ettim. Tam bir aydır aklımda, hazır Avrupa Birliği İlerleme Raporu açıklanmışken, bari şimdi sorayım: “Hayrola, petrol filan mı buluyoruz?” Eğer öyleyse tamam. Yoksa boğaz neden dokuz boğum? Sekiz düşünelim, bir söyley [Devamı]
    Türkiye'de devlet interneti bilmiyor
    Güven Sak, Dr. 15 Ekim 2013
    Türkiye'de devlet interneti bilmiyor. İnternet ekonomisinin nereye doğru gittiği ile ilgilenmiyor. 2013 yılı için Nobel Kimya ödülleri daha yeni açıklandı. Değerlendirme komitesi, Martin Karpluss, Michael Levitt ve Arieh Warshel’e kimya deneylerini bilgi işlem ortamına başarılı bir biçimde aktardıkları için ödül verdi. Ödül sahipleri, karmaşık kimyasal işlemlerin bilgisayar ortamında modellenmesi konusunda öncülük yapmışlardı. Nobel ödülünü dün alanlar, kâğıt-kalem ile masa başında, olmadı kara tahtanın önünde tebeşirle çalışırlardı. Teknolojik değişim bilimin önünü süratle açıyor. Yalnızca bilimsel çalışmaları değil, bilgi işlem teknolojisi (BİT) hayatın her alanını değiştiriyor. Bundan sonra hızlanarak değiştirecek. Ama işe bakın ki Türkiye’de devlet interneti hâlâ bilmiyor. [Devamı]
    Hem yiyelim hem de zayıflayalım
    Güven Sak, Dr. 11 Ekim 2013
    Türkiye'nin bir orta vadeli programı olması iyidir. Ama hem iç talebe dayalı olarak büyüyüp hem de yurtiçi ta-sarruf oranımızı nasıl arttıracağımızı tam bilemedim. Orta Vadeli Program (OVP) geçen gün açıklandı. OVP, kamu kesimi için disiplindir. Üç yıllık bir perspektiftir. İyidir. Okudum. Aklımda bir “hem yiyelim hem de zayıflayalım” televizyon programı tadı kaldı. İnsan bir hoş oluyor doğrusu. Hem kendinize bir limit koymayıp yemeye devam ediyorsunuz hem de Allah’ın bir hikmeti olarak zayıflayıveriyorsunuz. Aynı zamanda bütün test değerleriniz normal seviyelere iniveriyor. Olsa ne güzel olurdu değil mi? İnsan kesin olarak inanmak istiyor. Hem çaba harcamıyorsunuz hem de zayıflıyorsunuz. Gelin bakın neden böyle oldum. Bundan birkaç yıl önce Türkiye ile Çin büyümede dünya reko [Devamı]
    Obama da haddini bilecek
    Güven Sak, Dr. 08 Ekim 2013
    Dünyanın en güçlü ülkesinin iki kez seçilmiş lideri de olsa Başkan Obama haddini bilecek, ne yapalım. Orada Amerikan hükümeti, bütçe hakkını kullanan Amerikan Kongresi hükümetin bütçesini onaylamadığı için kilitleniyor. Burada bütçe hakkının sahibi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sayıştay’ın kamu kurumları hakkında hazırladığı denetim raporlarını göremiyor. Neden? Raporlar bir süreden beri Meclis’e gelmiyor. Size hangisi daha demokratik geliyor? Ben Amerika’da olup biteni daha demokratik buluyorum. Gelin size meseleyi nasıl gördüğümü anlatayım. Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Amerikan Temsilciler Meclisi, Demokrat Başkan Obama hükümetinin bütçesini onaylamadı. Bütçe onaylanmayınca, yetkisi meclisten alınmayan bir harcama yapılamayacağına göre, Amerikan hükümeti de çares [Devamı]
    YÖK'ten hiçbir şey olmaz
    Güven Sak, Dr. 04 Ekim 2013
    YÖK, yükseköğretimle alakası olmayan bir siyasi vesayet organıdır. Sıkıyönetim uygulamasını üniversitelere yaygınlaştırmak için kurulmuştur. Ben bu aralar pek çok hadisede yanlış yere baktığımızı düşünmeye başladım. Aynı eski panayırlardaki “Cambaza bak cambaza” numarası gibi. Hani yankesici, çarpmak istediklerini önce “Cambaza bak cambaza, aman düşmek üzere” diye bir tarafa baktırıp bu arada cüzdanını götürürmüş. İşte aynen öyle. Kalabalık içinde cüzdana sahip olmak yerine dikkati başka bir yere yöneltmek iyi değildir. Müsaadenizle bugün Yüksek Öğretim Kurulu’ndan (YÖK) neden hiç hazzetmediğimi size anlatmaya çalışayım. Özellikle şimdilerde değil, kurulduğu 1980 askeri darbesi günlerinden beri. Hem de şöyle örnekli filan anlatayım: 1995 yılında Türkiye’de üniversiteye gençler [Devamı]
    Geri dönüşü kırk yıl sürecek bir yatırıma girişir misiniz?
    Güven Sak, Dr. 01 Ekim 2013
    21. asır bu yolla asla bir Türk asrı olmaz. Kore mucizesi gibi bir Türk mucizesi olmaz. Böyle çer çöp üreterek, kargadan başka kuş bilmeden asla olmaz. Herkes çocuğunun kendisinden daha iyi olmasını ister. Çocuğuna daha iyi bir hayat kurmak ister. Geçenlerde bu çerçevede “Türkiye’de çocuğunuza iyi bir gelecek kurmak için iyi bir eğitim vermeyi mi tercih edersiniz yoksa güzel bir ev almayı mı” diye sormuştum. Amacım, Türkiye’nin gidişatında temel bir yanlışlık olduğunun altını çizmekti. Artık niteliğin önemli olduğu bir çağın içindeyiz. İşgücünün beceri seti bugün dünkünden daha önemli ama ortada bir icraat yok. Baas Partisi usulü, parti meclis grubu toplantılarında mangalda kül bırakılmasa da vaziyet, gören gözler, duyan kalpler için ortada. Vaziyet, Türkiye Odalar ve Borsalar B [Devamı]
    Türkiye’de temel bir yanlışlık var
    Güven Sak, Dr. 28 Eylül 2013
    Türkiye’nin dönüşümü artık bir başarı hikayesi değildir. 1980’lerde Türkiye’nin toplam 3 milyar dolarlık ihracatının yüzde 90’ını tarım ürünleri oluşturuyordu. 2012’de ihracat 150 milyar dolara, sanayinin ihracat içerisindeki payı da yüzde 90’a yükseldi. Yani, 1980’lerden bugüne Türkiye düşük teknolojili üretimden orta teknolojili üretime geçmeyi başardı. Ancak bugün Türkiye orta teknolojide takılıp kalmış gibi görünmektedir. Yüksek teknolojili üretime geçişe dair herhangi bir emare yoktur. Bugün Türkiye’nin elektronik sektörü devi yenilik temelli büyüme yerine inşaat sektörünü tercih ediyor. Türkiye artık böyle bir ülkedir. Çünkü inşaattan para kazanmak çok daha kolaydır. Peki, Türkiye’de temel bir yanlışlık mı vardır? Galiba öyledir. [Devamı]
    İkinci rant ekonomisi dönemi bitmeden olmaz
    Güven Sak, Dr. 27 Eylül 2013
    Bir arsaya beton döküp arsanın rantı ile hiçbir katma değer ortaya koymadan garanti para kazanmak varken kimse teknoloji yatırımlarına girişmez. Dünyanın en büyük 100 şirketi listesi yayımlandı. PwC Danışmanlık, şirketleri borsada oluşan piyasa değerlerine göre sıralamış. Size hemen üç adet tespit yapayım. Birincisi, listede hiç Türk şirketi yoktu. Liste 70 milyar dolarlık piyasa değeri ile bitiyordu. Bizim en baba şirketimiz 20 milyar dolarlık piyasa değerine sahip. İkincisi, dünyada, 2008’den 2013’e ilk 100 şirket listesi üçte bir oranında değişmiş. Aşağılardan yukarılara bir dizi yeni iş yapan şirket çıkmış. Bizde ise işler öyle yürümüyor. Türkiye’de Forbes 2000 listesinde yer alan şirketlerimize bakıyorum. 1950’lerden kalma holdingler ve de bankalar ağırlıkta. Üçüncüsü, dün [Devamı]