Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Türkiye, Asya'dan pek negatif ayrışıyor
    Güven Sak, Dr. 11 Mayıs 2012
    Türkiye, Asya-Pasifik civarında, büyüme oranı yüzde 50 azalırken enflasyon oranı yüzde 50 oranında artacak tek ülke olacak. Bu ara biliyorsunuz Standard and Poor’s’a kızgınız. Önce Karadenizli Başbakanımız “Ben de seni tanımayrum” demişti. Hani aynı o fıkradaki gibiydi vaziyet: “Temel, Dursun’a borç vermiş. Bekle bekle geri gelmemiş. İma ederek, açıkça söyleyerek hatırlatmış. Yine tık yok. Sonunda dayanamamış. Bizim mahkemeler herhalde o vakit böyle değilmiş, mahkemeye başvurmuş. Şimdi olsa mahkemeye başvurmak alacağı alamamak için en garantili yol olduğu için hiç düşünmezdi tabii ki. Neyse, mahkeme günü gelmiş. Hâkim, Dursun’a ‘Utanmıyor musun?’ demiş, “Bak, bu arkadaşından borç almışsın, şimdi de paranın üstüne yatıyormuşsun. Üstelik çocukluktan beri arkadaşmışsınız”. “Yok canım” demiş D [Devamı]
    Yıkımdan yapıma nasıl geçilir?
    Güven Sak, Dr. 08 Mayıs 2012
    Yıkım için küçük bir ekiple, tek sesli bir icraat yeterliydi. Yapım için küçük ekip ve tek sesli icraat yetmez. Paul Krugman’ın yeni kitabı ‘Depresyonu hemen sona erdirin’ daha geçen hafta kitapçılara ulaştı. Osman Ulagay’ın yeni kitabı ‘Türkiye kime kalacak?’ ise evvelki hafta kitapçılara ulaşmıştı. İlkini pazar günü Kindle’ıma indirip, ikincisini ise hafta sonu alıp, okudum. Her iki kitap da buraya nasıl geldiğimizle değil, buradan nasıl çıkacağımızla ilgileniyor. Krugman, 2008 krizinden nasıl çıkacağımız meselesini dert edinmiş. Ulagay ise 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara gelmesiyle vites yükselten dönüşüm sürecinin, bundan sonraki evresine nasıl geçebileceğimizle ilgileniyor. Krugman da Ulagay da bugünle değil, yarınla ilgileniyorlar. Kâh bugün olup bitenl [Devamı]
    Yunanistan’ın notu artarken Türkiye’ninki nasıl düşmüştür?
    Güven Sak, Dr. 05 Mayıs 2012
    Standard & Poor’s (S&P) Türkiye’nin “pozitif” olan kredi notu görünümünü “durağan” olarak revize etti. Kredi notu her düşürüldüğünde olduğu gibi bu konu da ulusal onur meselesi haline getirildi. Notun görünümünün aşağı yönlü revize edilmesi kendi başına pek bir şey ifade etmemektedir, Türkiye’nin görünümü ancak Sırbistan’ın seviyesine düşmüştür. Sorun olan, Türkiye’nin görünümü düşerken Yunanistan’ın görünümünün yukarıya doğru revize edilmiş olmasıdır. Bu kadarı da fazladır. Türkiye oyunu kuralına göre ve başarıyla oynuyorken, IMF de dahil herkes sorumsuz ve savurgan Yunanistan’ı kurtarmak için birbirleriyle yarışmaktadır. [Devamı]
    Dani Rodrik yine haklı çıktı
    Güven Sak, Dr. 04 Mayıs 2012
    Ulus devlet ya da milli karar alma süreci ile demokrasi ve küreselleşmenin aynı anda olabilmesi mümkün değil. Dani Rodrik bir Türk iktisatçısıdır. Harvard Üniversitesi’nde Kennedy School of Government’ta profesördür. Birinci sınıf bir araştırmacıdır. Eskiden çokça sanayi politikaları üzerine yazardı. TEPAV’ın sanayi politikası üzerine çalışmalarının fikir babasıdır. Ayrıca uzunca bir süredir küreselleşme sürecinin dinamikleri üzerine de kafa yoruyor. Avrupa’nın bitmeyen iktisadi krizine baktıkça, Dani Rodrik’in yine haklı çıktığını düşünüyorum. Gelin bakın neden öyle düşünüyorum. [Devamı]
    Orada tam on saattir ne yapıyorlar bunlar yahu?
    Güven Sak, Dr. 02 Mayıs 2012
    Yeni anayasa sürecinin, Türkiye tarihinin en büyük müzakereci demokrasi etkinliği olan Anayasa Vatandaş Toplantıları ile başlaması önemli. Birbirini hiç tanımayan, birbirine asla benzemeyen yüzlerce kişi bir salonun içinde tam on saat kalırsa içeride ne yaptıklarını merak etmez misiniz? Bence etmelisiniz. Sonuncusu İstanbul’da yapılan Anayasa Vatandaş Toplantıları (AVT) işte tam böyleydi. İstanbul’da salonda yaklaşık bin kişi vardı. Akşama kadar anayasal meseleleri müzakere ettiler. Ben, Türkiye’de yeni anayasa sürecinin alışık olmadığımız bir biçimde başladığını düşünüyorum. Bu ülkede bir alışık olduklarımız var, bir de olmadıklarımız. Alışık olduklarımızı her akşam haber bültenlerinde izliyoruz. Ben bugün size farklı olanı anlatayım müsaadenizle. Farklı olanın, yeni dönemin h [Devamı]
    Türklerin banka hesapları vardır, ancak tasarrufları yoktur
    Güven Sak, Dr. 28 Nisan 2012
    Banka hesapları var, ancak tasarruf etmiyorlar. Küresel Finansal Erişim Veritabanı (Global Findex)’nın son verilerine göre Türkler böyledir. Türkiye’nin 2011 sonuçlarını çok ilgi çekici buldum. Geçen hafta bu köşede Türkiye’nin yurtiçi tasarruf oranının 1980’lerdeki yüzde 25 seviyesinden 2010’da yüzde 12’lere düştüğünü belirtmiştim. Bu çok ciddi bir düşüştür ve açıklama gerektirmektedir. Sorulması gereken soru oldukça basittir: “Türkler neden tasarruf etmemektedir?”Global Findex’in 2011 sonuçları bizi ikinci mantıklı soruya götürmektedir: Türkler neden bankaların mevduat hesaplarını değil de kredi kartlarını tercih etmektedir? [Devamı]
    Ankara-İstanbul hızlı treni lazım mıdır?
    Güven Sak, Dr. 27 Nisan 2012
    Konya'yı Ankara'ya daha sıkı bağlamak için atılacak adımlar, İstanbul'u Ankara'ya bağlamaktan daha önemlidir. Türkiye’nin ulaştırma alanındaki önceliği, hızlı yolcu taşımak mıdır? Bu ilk sorudur. Türkiye’nin ulaştırma alanındaki önceliği, İstanbul ile Ankara arasında hızlı yolcu taşımak mıdır? Bu da ikinci sorudur. Her iki soru için de cevabım kocaman bir hayırdır. Türkiye’nin ulaştırma alanındaki önceliği, hızlı yolcu taşımak değildir. İstanbul ile Ankara arasında hızlı yolcu taşımak ise öncelikli bir mesele hiç değildir. Türkiye’nin derdi, yolcuları bir yerden bir yere hızla götürebilmekte değil, malları bir yerden bir yere hızlı teslim edebilmektedir. Memleketin derdi, İstanbul’u Ankara’ya bağlamak değil, doğuyu batıya bağlamaktır. Peki, bu durumda, Avrupa Birliği desteğiyle y [Devamı]
    Ruslar, Everest'e ne zaman çıktı?
    Güven Sak, Dr. 24 Nisan 2012
    Girişimcilik söz konusu olduğunda, biz bir nevi, 'Hele bir başarılı olun, sonra görüşürüz' kültürüne sahibiz. Çin-Nepal sınırındaki Everest Dağı’nın yüksekliği 8848 metredir. Everest’e çıkmak her dağcının rüyasıdır. Bugüne kadar, bu amaçla, pek çok zirve çıkışı denemesi yapılmıştır. Bugüne kadar, zirve çıkışı denemelerinin bazıları başarılı olmuş, bazıları da başarısız kalmıştır. Everest çıkışları önemlidir ki, bunlar hakkında kitaplar ve filmler vardır. Başarılar kutlanır. Başarısız denemelerdeki çaba ise uzun uzun anlatılır. Biri hariç. Kimse 1952 yılındaki başarısız Rus çıkış denemesinden bahsetmez. Bugün, buralarda ve oralarda girişimcilik kültürü üzerine bir tespit yapayım, müsaadenizle. Sorum şudur: Neden yurt dışında son derece başarılı Ar-Ge çalışmaları yürüten Türkler me [Devamı]
    Neden Türkler bir türlü tasarruf edememektedir?
    Güven Sak, Dr. 21 Nisan 2012
    Sizce Türkiye ile Çin arasındaki temel fark nedir? Sorunun cevabı gayet basittir: Çin hem tasarruf oranı hem büyüme oranı yüksek olan bir ülkedir. Türkiye ise büyüme oranı yüksek, tasarruf oranı düşük bir ülkedir. Bu konudaki rakamlar oldukça açıktır. Peki, sonuç nedir? Şudur: Çin’in büyümesi yüksek cari işlemler fazlasına yol açmakta, Türkiye’nin büyümesi ise halihazırda rekor seviyede olan cari işlemler açığını daha da artırmaktadır. Dünya Bankası’nın son dönemde yayımladığı raporlardan biri bu konuyu ele almaktadır: Neden Türkler bir türlü tasarruf edememektedir? [Devamı]
    Sağlıkta da kıyakçılığın sonu ayakçılıktır
    Güven Sak, Dr. 20 Nisan 2012
    İdare'nin sağlık çalışanlarını hastaların önüne atan sorumsuz tavrı Dr. Ersin Aslan'ın hayatına mal olmuştur. Her tür popülizmin sonu felakettir. Sağlık sektöründe de iş böyledir. Türkiye’de sağlık sektöründe hizmet yelpazesinin kontrolsüz bir biçimde genişletilmesinin ben bir nevi popülizm olduğu kanaatindeyim. Gaziantep’te Doktor Ersin Aslan’ın hayatını kaybetmesine neden olan saldırı, sağlık sektöründeki popülizmde endazeyi kaçırmış olduğumuzun bir nişanesidir. Gelin bakın neden öyledir? [Devamı]