Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Açığın kaynağı enerji ithalatıysa Türkiye'nin işsizlik oranı da % 35'tir
    Güven Sak, Dr. 05 Mart 2013
    'Enerji faturası yükselmese açık kalmaz' diye düşünenin Türkiye'nin işsizlik oranının yüzde 10 değil, %35 olduğunu savunması da gerekir. Türkiye ekonomisi ile yaygın kabul gören ahir zaman hurafelerinin sayısı çoktur. Benim son zamanlarda en çok beğeni ile izlediklerimden bir tanesi de “Cari açığımızın temel nedeni, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığıdır” tezidir. Sağda solda ciddi ciddi söylüyorlar. Duyuyorum. Rakamları alt alta koyduğunuzda ilk bakışta öyle geliyor olabilir. Ama buradaki akıl yürütme biçimi külliyen yanlıştır. Ham hum şaraloptur. Eğer o tezi doğru kabul ediyorsanız, benzer bir yaklaşımla, bu günlerde Türkiye’de işsizlik oranının Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı gibi %10 değil de %35 olduğunu iddia edebilmek de mümkündür. Demek ki neymiş: Cari açığın [Devamı]
    İtalya’nın sorunu nedir?
    Güven Sak, Dr. 02 Mart 2013
    2011 yılında, Davos’tan yeni dönmüş bir arkadaşımla Londra’da buluştuk. Başbakanları için görüşme ayarlamaya çalışan İtalyan memurlara acıyordu. Zira kimse Silvio Berlusconi ile görülmek istemiyordu. [Devamı]
    Kaesong Sanayi Bölgesi çalışırken Jenin Sanayi Bölgesi hâlâ bekliyor
    Güven Sak, Dr. 01 Mart 2013
    Kuzey ve Güney Kore'nin anlaşması İsrail, Filistin ve Türkiye'nin orta yolu bulmasından çok daha kısa sürüyor. Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’dan güneye doğru yola çıkarsanız, yaklaşık iki saat sonra, askerden arındırılmış bölgeye daha varmadan, Kaesong Sanayi Bölgesi’ne ulaşırsınız. Yok Seul’den, kuzeye doğru yola çıkarsanız, yaklaşık bir saat sonra, askerden arındırılmış bölgeyi hemen geçince, yine Kaesong’a varmış olursunuz. Kuzey Kore ile Güney Kore birbirlerini hiç ama hiç sevmiyorlar. Arada birbirlerinin gemilerini batırıp uçaklarını düşürüyorlar. Ama buna rağmen her gün yaklaşık 50 bin Kuzey Koreli, Güney Koreli şirketlerin fabrikalarında çalışmak için Kaesong Sanayi Bölgesi’ne gidiyorlar. Bölgede her gün çalışmaya giden yaklaşık bin de Güney Kore vatandaşı var. Kim Jon [Devamı]
    155 bin kişilik ders olur mu?
    Güven Sak, Dr. 26 Şubat 2013
    Sen madeni işletemiyorsan işleyecek bulunuyor. Ne olur? Çocuklarımızın hayatı kurtulur. Geçen yıldan aklımda kalan düşüncelerden biri de şudur: 155 bin kişilik bir sınıfta ders olur mu? Ama bakın oluyor. Geçen yıl Amerikan üniversiteleri Harvard ve MIT birlikte bir çevrimiçi (online) eğitim platformu kurdular. Bedava ders izlenebilecek eğitim platformunun adı edX. edX’in ilk dersine dünyanın her tarafından kayıt yaptıranların sayısı tam 155 bin kişiydi. Mısır’dan Moğolistan’a pek çok genç, Nobel ödüllü değerli bilim insanlarının derslerine katılmak için kayıt yaptırdı. Dünyamız büyük bir hızla değişiyor. Öyle anlaşılıyor ki bu değişim daha da hızlanacak. Sıra artık üniversitelere de geliyor. Bunlar daha ilk denemeler. Daha şu işe bir baksam diyordum ki çevrimiçi eğitim platforml [Devamı]
    Türkiye’ye dair iki bakış açısı
    Güven Sak, Dr. 23 Şubat 2013
    Geçenlerde iki ayrı gazetede iki röportaj okudum. Röportajlar, Türkiye hakkında birbirinden tamamen farklı ancak birbirini tamamlayıcı iki farklı bakış açısını yansıtıyordu. İlki, Habertürk’ün Brezilyalı futbol yıldızı Alexsandro de Souza ile diğeriyse Hürriyet’in Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile röportajı... İkisi de yabancı olsa da, bakış açılarının yabancı gözüyle olduğunu düşünmüyorum. Alex, Fenerbahçe’de sekiz yıl futbol oynadı. Necip Mikati de neticede Doğu Akdenizli… İkisine de Türkiye izlenimleri sorulmuş. İki röportajı arka arkaya okumak gerçekten kafa karıştırıcı olabiliyor. Türkiye, bir yandan bir dizi dönüşümün gerçekleştiği, geçmişiyle ipleri koparmayı birden fazla kez başarmış bir ülke. Ancak bazı konularda, özellikle de ortalama genç vatandaşların hayatına baktığımızda deği [Devamı]
    Dünyanın tersine, Türkiye'de e-kitap basılı kitaptan daha pahalıdır
    Güven Sak, Dr. 22 Şubat 2013
    Tüm dünyada elektronik kitap basılı kitaptan daha ucuzken Türkiye'de elektronik kitap basılı kitaptan daha pahalı. Dünyada elektronik kitap basılı kitaptan daha ucuzdur. Türkiye’de ise basılı kitap elektronik kitaptan daha ucuzdur. Vardır bu Türklerin bir bildiği. Koskoca Maliye Bakanlığı şimdi. Ben anlamadım ama herhalde vardır. Neme lazım. Bu günlerde favori yazarlar listeme Haruki Murakami’yi de ekledim. Geçen yıl 1Q84’ü okudum. Dün D&R’ın internet sitesinde Murakami’nin harikalar dolu romanının Türkçeye de çevrildiğini gördüm. Hem basılı versiyonunu eve teslim için ısmarlayabilmek hem de elektronik versiyonunu anında indirebilmek mümkündü. Türkiye birden gözüme çok gelişmiş göründü. Ama ortada bir sorun vardı: 1Q84’ün basılı kitap versiyonu 35,49 lira, elektronik versiy [Devamı]
    BAE bizim coğrafyamızın en yeni sanayi ülkesi oluyor
    Güven Sak, Dr. 19 Şubat 2013
    Hatalı yatırımlar yapabiliyorlar. Ama rakamlar da ortada, BAE artık bir sanayi ülkesi oluyor. Arap baharının kazananlarından biri Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi görünüyor. Geçen hafta BAE’nin başbakanı ve Dubai’nin yöneticisi Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum, ülkesine, Yemen, Mısır, Suriye ve Tunus’tan, son iki yılda, 8,2 milyar dolarlık bir fon girişi olduğunu açıkladı. Şimdi diyeceksiniz ki, BAE zaten bu paraları alıp, Batı’da bir yere yatırıyordur, neden oraya gidiyorlar? Eski inanış böyleydi. Ama bakın şimdi pek de öyle değil. Biz buralarda bazı şeyleri hala eskisi gibi devam ediyor zannediyoruz. Halbuki dünya değişiyor. Hem de son derece süratli bir biçimde değişiyor. Daha 1995 yılında BAE’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 90’ı petrol, doğalgaz ve bunlara dayalı [Devamı]
    Türk dizilerinin sorunu nedir?
    Güven Sak, Dr. 16 Şubat 2013
    Türkiye’nin bölgesel bir güç olup olmadığıyla ilgili pek çok soru akla gelebilir. Ancak, tartışmasız bir gerçek var ki, Türkiye’nin “televizyon dizisi” gücü bölgede hızla yayılıyor. Peki ya Türkiye’nin yumuşak gücü? Onu bilmem ama Türk televizyon dizilerinin bölgede bayağı güçlü olduğu kesin… Dizilerin gücü, Mısır’dan, Yunanistan’a, Irak’tan Sırbistan’a her yere yayılıyor. İstanbul’un hiç sönmeyen ışıltısı ve çeşitliliği bölge insanın ilgisini çekiyor.  Türk dizilerinin bölgesel anlamına dair hiçbir fikrim yok. Ama, içeriden bakan bir göz olarak Türk dizilerinin sorunu hakkında birkaç kelam edebilirim. Eğer diziler ortalama bir Türk vatandaşının özlem duyduklarını yansıtan bir aynaysa, “Houston, büyük bir sorunumuz var” diyorum. Bakın bence Türk dizilerindeki sorun nedir. [Devamı]
    İlaç ihracatında Türkiye neden nal topluyor?
    Güven Sak, Dr. 15 Şubat 2013
    Dünya ihracatındaki payımız binde birlerdedir. Türkiye, son on yılda sağlık endüstrisini dönüştürmekte başarısız kalmıştır. Sağlıkta dönüşüm programı 2003 yılında başladı. Geldik 2013 yılına. Bu süre içinde sağlık göstergelerinde göreli bir iyileşme oldu ama sağlık endüstrilerinde bununla uyumlu bir gelişme olmadı. 1930 model devletçilik anlayışı özel sektörün yaratıcı enerjisini harekete geçirmekte başarısız oldu. Bakın nasıl? Türkiye, dünyanın on altıncı büyük ilaç pazarı ama otuz üçüncü ilaç ihracatçısı. Dünya ilaç ihracatının binde birini yapabiliyoruz sadece. Meksika’nın payı bile binde 4, bizimki binde bir. Üretim yapmıyor muyuz? Yapıyoruz. İlaç ihtiyacımızın yüzde 65’ini kendimiz üretiyoruz. Ama oradan dışarıya bir şey satamıyoruz. Aynı durum, mesela medikal ürün ihracat [Devamı]
    Geçmişi didikleyerek zengin olunmaz
    Güven Sak, Dr. 12 Şubat 2013
    2013 itibariyle Türkiye'de bir fizikçi, yurtdışına kapağı atmak veya ÖSS'ye girenlere ders vermek dışında ne yapabilir? Ancak geleceğini düşünen, geleceğini tasarlayabilir. Durmadan arkasına bakıp geçmişini didikleyen, kafasını kaldırıp etrafa bakmaya başlayıncaya kadar iş işten geçer. Ben son zamanlarda Türkiye’nin temel sorununun ileriye değil, geriye bakmak olduğunu düşünüyorum. Geçenlerde Nature dergisinde yayımlanan bir makale konuyu benim için yeniden canlandırdı. Buna göre dünya üzerinde ülkeler ikiye ayrılıyor: Geleceğe odaklananlar ile geçmişe takılanlar. Çalışma bir geleceğe odaklanma endeksi tarif ediyor. Merak edenler için söyleyeyim, biz halen geçmişe odaklananlar grubunda yer alıyoruz. Buyurun size gelecekten endişelenmek için bir neden daha. Makale, Google Trends v [Devamı]