Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Müjde, filimize kardeş geldi
    Güven Sak, Dr. 21 Mayıs 2013
    Bu günlerde parası olanların ortak problemi 'Şimdi ben paramı nereye yatırsam?' meselesidir. Türkiye, IMF’ye borcunu ödedi. İyi mi oldu? Cevap: Nereden baktığınıza bağlıdır. Siyaseten bakarsanız, seçmene satacak yeni bir konu çıktı. Teknik olarak bakarsanız, toplam dış borç stoku 85 milyar dolar olan bir ülkenin önce en ucuz maliyetli borcunu geri ödemesi tedbirli bir tüccar tavrı değildir. Fitch’in kasımdaki kararını takip eden Moody’s de Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye çıkardı. Bu iyi midir? Cevap: Nereden baktığınıza bağlıdır. Doğrudan yabancı yatırımlar için bir oyun planınız, stratejik sektör seçimleriniz varsa iyidir. Yok, mahkeme sistemi aynı, patent koruması sınırlı olmaya devam edecekse o vakit, “Şimdi ben paramı nereye yatırayım?” derdindeki portfö [Devamı]
    Biz Mısır Devrimi’ni çok sevmiştik
    Güven Sak, Dr. 18 Mayıs 2013
    Moody’s bu hafta Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyesine yükseltti. Mart ayındaysa Mısır’ın notunu devrimin başladığı 2011 Ocak ayından bu yana ilk kez düşürmüştü. Tam da bu nedenle Mısır devrimi bugünlerde bana Daniel Cohn-Bendit’in biyografisinin başlığını hatırlatıyor: Kabaca tercümesiyle “Biz devrimi çok sevmiştik.” Cohn-Bendit, siyasi konum olarak merkeze kayışını anlatırken 1968 Paris öğrenci ayaklanmalarında oynadığı rolü inkar etmiyordu. Merak ediyorum, Mısırlılar da kendi devrimleri hakkında aynısını düşünüyor mudur? Evet, her şey güzel olabilirdi. Ama belki de devrim coşkusunu geçmişte bırakmak daha doğru. Ocak 2011’den bu yana eğlendiler, artık tekrar işe koyulma vakti. [Devamı]
    Manhattan'da Central Park nasıl hâlâ duruyor?
    Güven Sak, Dr. 17 Mayıs 2013
    Türkiye, aynı Amerika'nın iki yüzyıl önce tamamladığı gibi, sermaye birikim sürecinin o ilk aşamasını tamamlamıştır. Bu günlerde Helene Wecker’in, yeni çıkan, ilk ve tek romanı The Golem and the Jinni’yi okuyorum. Son derece zevkli bir okuma serüveni olduğunu hemen söyleyeyim. Hikâye, 19. yüzyılın ikinci yarısında bir zamanda geçiyor. New York’un ilk göçmenlerinin hikâyeleri diyelim. Okurken, New York’taki devasa Central Park’ın, bir nevi roman kahramanı gibi, hikâyeye durmadan girip çıktığını fark ettim. Sonra doğal olarak, merak ettim: Bu Amerikalılar, New York’un göbeğinde, Manhattan Adası’nda bu devasa parkı nasıl olmuş da kurmuşlardı? Daha önemlisi, bugüne kadar nasıl korumuşlardı? Öyle ya, dünyanın en pahalı arazisi, Amerika’nın New York kentindeki Manhattan Adası üzerinde [Devamı]
    Dilek Özçelik'in derdini unutmayalım lütfen
    Güven Sak, Dr. 14 Mayıs 2013
    Sizce kimler Türkiye'nin yüksek teknolojili bir ülke olmasını istemiyor? Merak edenler Meclis zabıtlarından izleyebilir. Bir devlet büyüğümüzün sözü hep aklımdadır. Devletin bir işi şimdilik iyi yapıyor olması, o işin doğru yapıldığı anlamına gelmez. Kokusu orta vadede mutlaka ortaya çıkar. Görünmeyen yanı görünür. Sağlık politikamız ve kamunun ilaç fiyatlama politikası ortada. Ben boşuna 1930 model sağlık politikası demiyorum. Bugün size bir örnek üzerinden anlatayım. Siz karar verin. Bulunamayan ilaçlar ile ilgili meseleyi, Türkiye, geçenlerde, kanser tedavisi gören, Dilek Özçelik sayesinde öğrendi. Ama sonra unuttu. Gerçi meseleyi büyüten, Dilek Hanım’ın, Çevre ve Şehircilik Bakanı’ndan yardım istemesi olmadı. Sayın Bakan’ın “İlaç bulunmuyor” talebine, ne olduğunu anlamadan, [Devamı]
    Kürt açılımında başlangıcın sonu
    Güven Sak, Dr. 11 Mayıs 2013
    Winston Churchill’in 1942 Mısır El Alamein Muharebesi’nde Nazi Almanya’sına karşı kazanılan ilk zaferden sonraki meşhur sözünü hatırlar mısınız? 10 Kasım 1942’de Mansion House’da konuşurken sesindeki rahatlık seziliyordu. Bir yandan da kararlılıkla mutluluğunu bastırıyordu. “Bu bir son değil,” diyordu. “Sonun başlangıcı bile değil. Ama bu başlangıcın sonu olabilir.”  Kürdistan İşçi Partisi PKK’nın silahlı kuvvetlerinin Türkiye’den çekilmesiyle sonuçlanan askeri geri çekilme süreci de Kürt açılımında olsa olsa başlangıcın başı yahut başlangıcın sonudur. Sonun kendisi değildir. [Devamı]
    İzmir neden bir Barcelona olamıyor?
    Güven Sak, Dr. 10 Mayıs 2013
    İzmir'in azalan çekim gücünün nedeni İzmirliler değildir, Ankara'dır. Ankara'da alınan, İzmir için hatalı kararlardır.   [Devamı]
    Bakanlıkların şehir merkezi dışına taşınması iyi fikir değil
    Güven Sak, Dr. 07 Mayıs 2013
    Çevre etkisinin yanında bir de bakanlıkları şehir dışına taşımanın demokratik manasını es geçmemek gerekiyor. Hiç Türklerin davranış özellikleri üzerine düşündünüz mü? Bugün ben size bir başlangıç yapayım. Etnik kökeni ne olursa olsun, Türkler, komşuları ile bir araya geldiklerinde, mahallenin sorunları yerine memleketin sorunlarını tartışmayı tercih ederler. Bu, memleketin kurumsal altyapısındaki bozukluğun mahalledeki sorundan hep daha büyük olmasından mı kaynaklanıyor? Bilmiyorum. Ama bir bakın hep böyle oluyor. Bugün müsaadenizle ben size son günlerde Ankara’da gördüğüm bir eğilimden bahsedeyim. Sözü bizim mahalleye getireyim. Çalışma odamın camından, ağaçlar arasındaki dev inşaatın hızla ilerlediğini günbegün takip edebiliyorum. Başbakanlık yeni binasının inşaatı Ankara Sö [Devamı]
    Kıbrıslı Türklerin vizyona ihtiyacı vardır
    Güven Sak, Dr. 04 Mayıs 2013
    Kıbrıslı Türkler pek çok açıdan bize benziyorlar. Yine de bizden farklılar. Geçen gün Girne’deydim. Arabayı otoparktan almakta biraz gecikmişim. Öyle çok da geç değil, saat daha 23.30’du. Ama otopark kapalıydı. Tabii, kapalı biraz göreceli bir kavram. Otopark çalışanları evlerine gitmişti ama benim gibi geç kalanları zor durumda bırakmamak için giriş kapılarını açık bırakmışlardı. Otopark, adanın ücra köşelerinde falan değil, Girne’nin ortasında, restoran ve casinoların çok yakınında. Turizm Girne’nin en önemli geçim kaynağı. Buna rağmen otopark sahipleri saatin sizin için değil ama kendileri için geç olduğunu düşünüyorlarsa, sizin otoparktan ücretsiz yararlanmanıza izin veriyorlar. Günün hangi saatinde para kazanmayı bekliyorlar, merak ediyorum. Size bir şey söyleyeyim mi? Türkiye’de böyl [Devamı]
    Türkiye'nin geleceğini görmek için Kıbrıs'a bakın
    Güven Sak, Dr. 03 Mayıs 2013
    Türkiye'nin ya cumhurbaşkanının ya da başbakanın yetkilerini azaltması gerekmektedir. Yoksa 'ada'da olan burada da olur. Bugün 1 Mayıs’ta İstanbul’u dünya âleme Şam ve Halep gibi gösteren idari beceriksizlikten bahsetmeyeceğim. Dünün siniri ile tepki yazısı yazmayayım dedim. Size bir başka duygusal tepkiyi, cumhurbaşkanını halkın seçmesi düzenlemesini hatırlatırım. O madde başımıza beladır. Türkiye’nin bir cumhurbaşkanlığı sistemi meselesi vardır. Gelin bakın nasıl vardır? Aslında hep tersi olurdu. Kıbrıs’ta olan, Türkiye’nin kötü bir kopyası gibi olurdu. Ama iş başkanlık sistemine geldiğinde, bana kalırsa Kıbrıs, Türkiye’ye yol gösteriyor. Kuzey Kıbrıs’ın yönetim sistemini biliyor musunuz? Sistemde, halkın seçtiği vekillerden oluşan bir meclis ve o meclise karşı sorumlu bir ba [Devamı]
    Kıbrıs'ın problemi Türkiye'yi rol modeli almış olmasıdır
    Güven Sak, Dr. 30 Nisan 2013
    Kuzey Kıbrıs'ta kamu bütçesi demek, Türkiye'den mali yardım alıp Kıbrıslı Türklere dağıtmak demek esas olarak. Doğu Akdeniz’de Kıbrıs adası hâlâ ikiye bölünmüş durumda. Adada hâlâ iki ayrı seçimle iki ayrı yönetim seçiliyor. Aklınıza gelebilecek her tür kamu hizmeti için iki ayrı idare teşkil edilmiş bulunuyor. Bir süre önce, Bosna Hersek’te, her etnik grubun ayrı belediye otobüsleri olmasına hayret etmiştim. Herhalde Kıbrıs’ı unutmuşum o vakit. Her etnik çatışma bu tür manasız sonuçlara yol açıyor. Etnik çatışma başlayınca, akıl kapının dışında kalıyor. Adanın kuzeyinde Kıbrıslı Türkler, güneyinde ise Kıbrıslı Rumlar var. Ortaklaşa kurdukları devleti yıllar önce elbirliğiyle batırdılar. Şimdilerde Rumlar o eski devlet hâlâ varmış gibi yapıyorlar. Bir yalanı devam ettirme telaşın [Devamı]