Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Okullarda garip bir şey oluyor
    Güven Sak, Dr. 09 Mayıs 2014
    Okullarda garip bir şey oluyor ve öğrenme hevesi ile sınıfları dolduran çocuklarımız sonunda mutsuz oluyorlar. Türkiye’nin eğitim sisteminde bir problem var. Okullarda garip bir şey oluyor. Önce sanırım bunun üzerinde bir mutabakata varmamız lazım. Teşhis, tedavinin başlangıç noktası değildir. Tedavinin başlangıç noktası, hastanın hasta olduğunu kabul etmesidir. Evvelki gün, TEPAV iktisatçılarından Efşan Nas Özen, British Council ve TEPAV’ın, Milli Eğitim Bakanlığımızın desteğiyle yaptıkları bir çalışmanın sonuçlarını anlatırken aklıma bunlar takıldı. Çalışma, memleketteki İngilizce eğitimine ilişkin bir ihtiyaç analiziydi. Benim gördüğüm en temel sonuç şöyleydi: Çocuklarımız, bizim okullarda, sanki öğrenmekten soğuyorlardı. Okullarda bir şey, galiba bizim memleketteki ders yapma biçimi, s [Devamı]
    Türkiye bu çağın kıyısında köşesinde bile yoktur
    Güven Sak, Dr. 08 Mayıs 2014
    Biz Türkiye’de dünyanın bizim etrafımızda döndüğünü zannetme eğilimindeyizdir.  Zaten bu kadar çok komplo teorisinin başka türlü yeşerebilmesi asla mümkün olmazdı. Zannedersiniz ki, dünyanın her ülkesinde “ne yapsak da, Türkiye’nin ayağını kaydırsak” diyen onbinlerce insan bulunmaktadır. Ben size söyleyeyim: İş, teknolojik gelişmeye, bilimsel başarılara geldiğinde, Türkiye, dünyanın umurunda değildir. Türkiye daha 21. yüzyılın kıyısında köşesinde bile yoktur.  Nasıl yoktur? Gelin anlatayım. Anlatayım ki, bugüne kadar nasıl bir çıkmazda debelenmekte olduğumuzu görün. Anlatayım ki, çağdaş Türkiye hikayesinin artık nasıl bir genleşme hikayesi değil, tam bir büzüşme, kendi içine devrilme hikayesi olduğu ayan beyan görünsün. [Devamı]
    Amazon'da Piketty stokları tükendi
    Güven Sak, Dr. 06 Mayıs 2014
    Pikketty unuttuğumuz kadim kavramları hatırlatıyor. Marksist kavramlarla konuştuğu için değil, planlama kavramları ile konuştuğu için. Thomas Piketty bir kitap yazdı. Kitap bu yıl Mart ayında İngilizce olarak yayımlandı. Marx’ın “Kapital”i 1867 yılında yayımlanmıştı. İngiliz The Economist dergisi ilk kez 1907 yılında, yayımlanışından tam 40 yıl sonra, Marx’ın “Kapital”inden bahsetmişti. Pikketty’nin “21’inci Yüzyılda Kapital” kitabı ise evvelki hafta The Economist’teydi. Dün baktığımda dünyanın en büyük sanal kitapçısı Amazon “21’inci Yüzyılda Kapital” için “stoklarımız geçici olarak tükenmiştir” diyordu. Elektronik okuma aracı Kindle’ınız varsa, kitabı Amazon’dan hemen edinmek mümkün ama elinizde tutup, kokusunu alıp, altını çizmek istiyorsanız artık eskisinden bir [Devamı]
    Türkiye böyle büzüşüp kalırsa, içinden boru hattı geçen ülke bile olamaz.
    Güven Sak, Dr. 05 Mayıs 2014
    Ben ülkeleri ikiye ayırıyorum: İçinden boru hattı geçen ülkeler ve içinden değer zinciri geçen ülkeler. İçinden değer zinciri geçen ülke olmanın, içinden boru hattı geçen ülke olmaktan daha zor olduğu kanaatindeyim. İçinden boru hattı geçen ülke olmanın ön koşulu doğru coğrafyada yer alıyor olmaktan geçiyor. Açıktır ki, atalarınız ülkenizi doğru bir yere kurmuşsa, tarihten gelen bir nedenle şans sahibi oluyorsunuz. Halbuki içinden değer zinciri geçen ülke olmak için ülke sınırları içinde yaşayanların yeterli organizasyon kapasitesi ve beceri setine sahip olmaları gerekiyor. Allah’ın verdiği coğrafyanın üzerine, sizin bir şeyler eklemiş olmanız gerekiyor. Türkiye, tarihin bir lütfu ile bugün hem içinden boru hattı geçen ülke hem de içinde değer zinciri geçen ülke olabilir. Birincisi için do [Devamı]
    Ankara'nın kapıları ya da inşaat için inşaat üzerine
    Güven Sak, Dr. 02 Mayıs 2014
    Ankara'nın beş giriş noktasında artık beş ayrı kapı var. Kapı diyorsam, bir nevi tak yani. Hazine garantileri tartışması açıldığından beri, “keşke bu garantilerle uçak filan yapacak olsaydık” diyorum. O vakit, elbette havaalanı inşaatı için de kaynak ayırmak gerekiyor. Ama biz havacılık endüstrisi büyüsün diye inşaat yapmıyoruz, inşaatı inşaat için yapıyoruz. Ne demek inşaat için inşaat? Anlatmak isterim. Ankara’nın beş giriş noktasında artık beş ayrı kapı var. Kapı diyorsam, bir nevi tak yani. Ankara’nın kemerleri demek de mümkün aslında. Yapılanlar, eskiden bayramlarda filan caddelere kurulan, yolu kaplayan kemerlere benziyor. Nasıl Paris’te Champs Elysees’nin batısında bir tane Arc de Triomphe (Zafer Takı) varsa, Yeni Delhi’de bir India Gate (Hindistan Kapısı) varsa, şimdi bizim Ankara’ [Devamı]
    Çandarlı Limanı, 3'üncü köprüden daha fazla önemlidir
    Güven Sak, Dr. 01 Mayıs 2014
    Ben bu hafta başı İzmir’deydim. Bana, “Türkiye’nin şehirleri arasında kent ismini en çok hak eden hangisidir?” diye sorsalar, tereddütsüz İzmir derim. İzmir’in yaşanabilir bir şehir olduğunu düşünüyorum. Yaşanabilir şehir tanımım son derece basit: Bir bebek arabası ile sokaklarında şöyle yaklaşık bir kilometre dertsiz tasasız dolaşabileceğiniz şehri ben yaşanabilir bir şehir olarak görüyorum. İzmir bana işte öyle bir yer gibi geliyor. Sokaklarında dolaşılabilecek çocuk dostu bir kent olduğu kanaatindeyim. İzmirliler böyle bir şehirde yaşadıkları için hepimizden daha fazla mutlu olmalılar. Peki, İzmirliler mutlu mu? Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayımladığı, mutluluk anketi sonuçlarına göre İzmirliler Türkiye ortalaması kadar mutlu. Ne bir eksik, ne bir fazla. Önce bana garip gel [Devamı]
    150 yıl sonra Piketty'den bir yeni Das Kapital
    Güven Sak, Dr. 29 Nisan 2014
    Piketty'nin gündeme getirdiği tartışmada üç hususun altını çizmek istiyorum bugün. En azından havası öyle. İlk Kapital basıldığında sene 1867’ydi. Yenisi daha bu yıl Mart ayında kitapçılarda göründü. İlk Kapital’i bir Alman, Karl Marx, yazmıştı. İkincisini, bir Fransız, Thomas Piketty, yazdı. Bu ara herkes onu tartışıyor. Kitap, amacına ulaşmış, gelir eşitsizliğini gündeme yerleştirmiş bulunuyor. Bir nevi 1980’lerden beri unuttuklarımızı bize hatırlatıyor. 1980’den beri ortalığı saran, “bölüşmek için önce üretmek gerekir” paradigmasının yerine “iyi üretimin ön koşulu iyi bölüşümdür” yaklaşımını yerleştiriyor. Hatta “iyi bölüşüm olmadan bundan böyle iyi üretim olmaz” da diyor. İkinci kitabın ismi de ilkine gönderme yapıyor: 21. Yüzyıl’da Kapital. Açtığı tartışma ve gündeme getirdiği tespitl [Devamı]
    Kârı bana kalsın, zararı millet üstlensin
    Güven Sak, Dr. 28 Nisan 2014
    Geçen hafta İsmet Özkul hazine garantilerinin kapsamının nasıl birdenbire genişletildiğini yazdı. Ben şimdi hiç ayrıntısına değinmeyeyim. Hükümetimiz, yap-işlet-devret (YİD) kapsamında başlattığı ve de başlatacağı projelerde, projeyi gerçekleştirmek için alınacak borçlara sınırsız-sorumsuz hazine garantisi vermeye karar erdi. Hazine düzenlemeyi geçenlerde yaptı. Aslında ben sosyal getirisi finansal getirisinden fazla olan YİD projelerinde kamu garantileri verilebileceğini düşünüyorum. Problem nerede? Siz bu üçüncü köprü, üçüncü havaalanı için yapılmış bir iktisadi ya da sosyal getiri hesabı gördünüz mü? Hani o, “üzerinden şunlar-bunlar geçecek çok yararı olacak çok”un ötesinde somut bir hesap yani. Ben görmedim. Zaten hesapsızdılar, şimdi daha da hesapsız olacaklar. Ben bu son [Devamı]
    Keşke bu hazine garantileri ile uçak filan yapacak olsaydık
    Güven Sak, Dr. 25 Nisan 2014
    Çin'de kamu büyük inşaat da yapıyor, ama havacılık endüstrisi gelişsin diye inşaat yapıyor. Biz inşaat olsun diye inşaat yapıyoruz. Kamu-özel sektör ortaklığı projelerini yürüten şirketlerin borçlarının herhangi bir limite tabi olmaksızın Hazine tarafından üstlenilebileceğine ilişkin bir düzenleme yapıldı. Öncelikle ben Hazine Garantisi işinden korkarım. Böyle şarta bağlı yükümlülükler benim kuşağım için, aynı Almanların enflasyon korkusu gibidir. Ama doğrusu ya, bu konudaki düzenlemeyi duyduğumdan beri, bir başka açıdan daha üzüntü duyuyorum. Şimdi sorayım size: Biz bu hazine garantileri ile ne yapacağız? Keşke uçak filan yapacak olsaydık. Havacılık endüstrisini geliştirecek olsaydık. Ama öyle olmayacak. Ne yapacağız? İnşaat. Öyle inovasyon sürecine, sanayinin gelişmesine katkıda bulunaca [Devamı]
    Avrupa, Türkiye’nin kaderidir
    Güven Sak, Dr. 24 Nisan 2014
    Ben, kurucu atalarımıza büyük bir teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyorum. İyi ki, Türklerin gözü hep Avrupa’ya, batı sınırlarına dönük olmuş. İyi ki, hep Batı’ya doğru ilerlemişiz. İyi ki, Bosna imparatorluğa Kayseri’den önce katılmış. Kurucu atalarımızın hep bir bildiği varmış. Coğrafya, bir ülkenin kaderidir. Türkiye’nin de kaderi olmuştur. Türkiye, Avrupa’nın parçasıdır. Siz şimdi heyecana kapılıp, “Atalarımızın izinden gitmeyi sürdürelim, Batıya doğru yola devam edip, Amerika’ya ulaşalım” diyenlere bakmayın. Avrupa, Türkiye’nin kaderidir. Türkiye’yi Amerika’ya taşımak mümkün değildir. Kanaatim şudur: Türkiye, Avrupa’da olmasaydı, bugün orta teknolojili bir sanayi ülkesi olamazdı. Bugün dert ettiğimize benzer dertlerimiz olmazdı. Nasıl yüksek teknolojili bir sanayi ülkesi ol [Devamı]