Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Yol yaptıkça yolsuzluk artar
    Güven Sak, Dr. 22 Temmuz 2014
    Geçenlerde küresel altyapı yatırımları ihtiyacı ile ilgili bir toplantıdaydım, orada duydum. Konuşmacı şöyle dedi: “Yolsuzluk eğer bir sanayi olarak kabul görüyor olsaydı, gelir akımı açısından dünyanın üçüncü büyük sanayisi olurdu.” Yapılan çalışmalar, yıllık toplam gelir akımını 3 trilyon doların hemen altında bir yerlere yerleştiriyor. Böyle bakarsanız, yıllık gelir akımı 4 trilyon doların üzerinde en büyük küresel sanayi dalı gıda ve tarım oluyor. İkincisi, ulaştırma (kara-deniz-hava) ve küresel tedarik zinciri yönetimi. Üçüncü büyük sanayi dalı da küresel yolsuzluklar. Yıllık büyüme hızı da fena değilmiş. Bilenler, bu sanayi dalının büyüme hızının yüzde 5’ler seviyesinde olduğunu anlatıyordu. Ortalama olarak elbette. Yoksa bir dizi ülkede bu oran çok daha yüksek. [Devamı]
    Tüm nehirlere boru döşeseniz bile enerji ihtiyacımıza yetmez
    Güven Sak, Dr. 21 Temmuz 2014
    Almanlar geçen hafta futbolda dünya kupasını Berlin’e getirdiler. Futbolda listenin başına yeniden yerleştiler. Bu, Almanya’nın birleştikten sonra kazandığı ilk dünya kupası sayılır. Öncekileri Batı Almanya almıştı. Türkiye, dünya kupasında yoktu. Bu hafta ise Almanya, dünyada “enerjiyi en verimli kullanan” ülke seçildi. Enerji verimliliğinde de liste başına yerleşti. Amerika ancak 13’üncü olabildi. Kore daha aşağıda kaldı. Bir Amerikan düşünce kuruluşunun yayımladığı liste böyleydi. Almanya, dünyanın enerjiyi en verimli kullanan ülkesi seçilirken, Türkiye o listede de yoktu. İnsanın morali bozuluyor. Nedir Türkiye’nin sorunu? Bana kalırsa Türkiye, enerjiyi daha verimli kullanmanın, en ucuz enerji kaynağı olduğunu hala anlayabilmiş değildir. [Devamı]
    Şimdi biz bu TTIP işinden ne kazanmak istiyoruz?
    Güven Sak, Dr. 17 Temmuz 2014
    Bir süredir Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri kendi aralarındaki ticareti serbestleştirmek için Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması (TTIP) görüşmeleri yürütüyorlar. Şimdi hemen “neyin serbestleştirilmesi, bunlar zaten serbest değil mi?” demeyin. Evvelki günkü International New York Times gazetesinde pek güzel bir örneği vardı. Amerikalılar, Avrupa’dan hafif ticari araç ithalini zorlaştırıcı bir dizi karar almışlar. Hafif ticari aracı ancak parçalar halinde gönderip Amerika’da birleştirmek suretiyle satabilmek mümkün. Ne zaman gelmiş bu engel? Avrupa, Amerika’dan tavuk eti ithalini zorlaştırınca elbette. O dönem bunu yapanlar şimdi oturup ne yapacaklarına bakıyorlar. Engeller, zamanında bazı sektörleri korumak için getirilmiş. Şimdi o sektörü açarken, herkes nereden nası [Devamı]
    Liseli stajyerlerin sayısı neden artıyor?
    Güven Sak, Dr. 15 Temmuz 2014
    Haber, geçen gün Bloomberg Businessweek dergisindeydi. Facebook, geçen Kasım ayında, çalışanlarından Michael Sayman’ı şirketin kurucusu Mark Zuckerberg ile bir araya getirmişti. Sayman’ın 4 Snaps isimli oyun programı ilk 1 ayda tam 500 bin kullanıcıya ulaşmıştı. Michael Florida’ya giderken yanında annesi de vardı. Neden mi? Çünkü Nayman henüz 17 yaşında bir lise öğrencisiydi. Haberde ayrıca liseli stajyerlere ödenen yüksek tutarlardan da söz ediliyordu. Peki, neler oluyor? Şirketler neden liseli gençlerin peşine düşüyor? [Devamı]
    Erzurum neden böyle büzüldü kaldı?
    Güven Sak, Dr. 14 Temmuz 2014
    Bundan bir süre önce Kırgızistan’da duydum sanırım. Kırgızlar, Türkiye’nin ‘varsa yoksa Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ odaklı dış politika yaklaşımından hoşnut değillerdi. ‘Azıcık da buralara, ata memleketine doğru, baksanız’ diye en üst düzeyde yakınıyorlardı. Onlara göre, Türkiye, bir nevi aslını inkar ediyordu. En anlamadıkları nokta ise şuydu: Ticaret yolları Çin’den Avrupa’ya doğru yeniden tasarlanırken, Türkler geldikleri yere doğru her nedense bakmıyorlardı. Garipti yani. Ben dış politikada Ortadoğu ve Kuzey Afrika odaklı düşündüğümüz için, Erzurum’un Türkiye’nin iktisadi dönüşüm sürecinden yeterince faydalanamadığı kanaatindeyim. Anlatmak isterim. [Devamı]
    Amerikan doları olmadan olmaz
    Güven Sak, Dr. 11 Temmuz 2014
    Ben bu hafta Vaşington’dayım. Evvelki hafta ise San Diego’daydım. Amerika ile ilgili üç izlenimimi paylaşmak isterim. Üçü de daha önce olmamış işlerle alakalı. Gelin izah edeyim. Birincisi doğrudan futbolla ilgili. Dünya Kupası’nda bu yıl Türkiye yok ama Amerika Birleşik Devletleri var. Amerika’da bu aralar kimin ofisine gitseniz, kupa maçını gösteren bir televizyon mutlaka açık oluyor. Dışişleri Bakanlığı’nda öyle. Amerikan Ticaret Temsilciliği’nde öyle. Kongre’de öyle. Beyaz Saray’da bile öyle. Hangi ofise giderseniz gidin, köşede televizyon mırıl mırıl bir şeyler gösteriyor. Bar ve lokantaları ise hiç saymıyorum. Her yerde futbol maçı izleyen bir grup mutlaka var. Yorumlar mutlaka yapılıyor. Bu arada, New York Valisi, taraftarlar Amerikan Milli Takımı’nı rahat rahat destekleyebilsinler [Devamı]
    Enflasyonu takmazsan, küme düşersin
    Güven Sak, Dr. 10 Temmuz 2014
    Avrupa Birliği Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi yüzde 2, Avrupa’da gerçekleşen enflasyon yüzde 0,05. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi yüzde 5, Türkiye’de gerçekleşen enflasyon oranı yüzde 10 sınırında. Avrupa’da faiz düşse mi diye bir tartışma var. Türkiye’de faizi indiriyoruz. Ben bu son günlerde enflasyonu fazla takmadığımız kanaatindeyim. Zaten başka ülkelerle kıyasladığınızda da, Türkiye’de enflasyon oranı düşük değil, yüksek görünüyor. Geçenlerde Economist Intelligence Unit (EIU) tam da böyle bir tablo yayınladı. Tabloya bakınca, ‘Enflasyonu takmazsan, küme düşersin.’ diye düşündüm. Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan evvelki gün, ‘Doğrusu neyse siz onu yapacaksınız ve söylenenlere aldırış etmeyeceksiniz.’ dedi ya, gelin bir kez daha altını çizeyim. [Devamı]
    Marquez’den sonra, Eduardo Galeano’yu da kaybettik.
    Güven Sak, Dr. 08 Temmuz 2014
    2009’da Chavez, Galeano’nun kitabını Obama’ya vermişti. Okuyup da sömürüyü öğrensin diye. Geçen ay bir nevi Latin Amerikalı kayıplar ayıydı. Önce Gabriel Garcia Marquez’i kaybettik. Ben, Yüzyıllık Yalnızlık’ı ilk okuduğumda lise öğrencisiydim. Büyüleyiciydi. Bu ara yeniden okusam diyorum. Ardından Eduardo Galeano’yu da kaybettik Ama fiziken değil manen. Sakın yanlış anlamayın, Galeano şimdilerde 73 yaşında. En son Arjantin’de bir kitap fuarındaydı ve orada o hepimizi şok eden açıklamayı yaptı. 2014 yılı Galeano’nun başyapıtı sayılan  “Latin Amerika'nın Kesik Damarları”nın ilk basımının 43’üncü yıl dönümüydü. İlk basımı 1971’de yapılan kitap, Türkçe dahil pek çok dile çevrildi ve 1 milyondan fazla satıldı. Galeano’ya o kitap hakkında ne düşündüğünü sordular, “Ben artık o kitabı açıp bakamıy [Devamı]
    2013 yılında yer değiştiren öğretmenlerin yüzde 47’si neden batıya doğru gidiyor?
    Güven Sak, Dr. 07 Temmuz 2014
    Sabancı Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Eğitim Reformu Girişimi (ERG), eğitim sistemimizin performansını sağlıklı bir biçimde değerlendirmemize imkân sağlayacak veriler üretiyor. Doğrusu ben bir OECD raporlarına bir de ERG raporlarına bakıyorum. Bizim memlekette politika kararları veriye dayalı analizler sonucunda verilmez, ezbere verilir. Bizim burada siyasetçi dediğiniz zaten doğuştan her konuyu ayrıntıları ile bildiği için, öyle rakamlara filan bakmaya ihtiyaç duymaz. Türkiye’de politika tasarımı dediğiniz, baştakinin aklına geliverenlere ilk bakışta mantıklı görünen gerekçeler uydurmak için rakamları eğip bükmektir. Hal böyleyken de rakamlara gereken özen gösterilmez. İşte ERG, eğitim politikaları alanında alışkanlıklarımızı değiştiriyor, ezberimizi bozuyor. Pek de iyi ediyor [Devamı]
    Canlı iç talep, KOBİ’lerin uluslararasılaşmasını engelliyor.
    Güven Sak, Dr. 03 Temmuz 2014
    Dünya Bankası geçenlerde dış ticaret ile ilgili güzel bir rapor yayımladı. Adı “Yüksek Gelir Statüsüne Geçişte Dış Ticaretin Rolü”. Okumadıysanız edinip şöyle bir bakın derim. 2000’li yılların başında Türkiye’nin dünya ticareti içindeki payı binde 5 mertebesindeydi. 2012 itibariyle bu oran binde 8'lere doğru ilerledi. Bu ne demek? Türkiye’nin dünya ticareti içindeki payı son on yılda artmış demek. Yani şirketlerimizin rekabet gücü artmış ve dünya ticareti içindeki payımız yükselmiş. Bu da fena değil elbette. 1980’lerde başlayan ihracat hamlemiz bir sonuç vermiş gibi görünüyor. Ama rakamlara daha dikkatli baktıkça ortaya problemli bir resim çıkıyor. Türkiye, özellikle son on yıldır, memleketin ihracat kapasitesini bir üst aşamaya sıçratacak yapısal tedbirleri almamış gibi duruyor. İhracatım [Devamı]