Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Dördüncü sanayi devrimini öncekilerden ayıran nedir?
    Güven Sak, Dr. 24 Aralık 2015
    Dünya baş döndürücü bir hızla değişiyor. Teknolojik değişim, hayatlarımızın örgütlenme biçimini, iş yapma yöntemlerimizi alt üst ediyor. Bilenler, torunlarımızın bizim bugünlerde hayal edemeyeceğimiz mesleklere sahip olacaklarını söylüyorlar. Bu, aynı zamanda bugün bildiğimiz, eğitim sistemini etrafına ördüğümüz mesleklerin önemli bir bölümünün çok değil, 20-25 yıl sonra ortadan kalkması demek. Yeni dünya bugün alıştığımız gibi olmayacak demek. Peki, hazırlık yapmak hiç mi mümkün değil? Aslında bugünkü eğilimleri takip ederek gelenin nasıl bir şey olduğunu kestirmeye çalışmak mümkün. [Devamı]
    Çin gümbür gümbür geliyor
    Güven Sak, Dr. 21 Aralık 2015
    Yine öyle oldu. Yine çok şaşırdım. Bir kez daha, her gün şaşırmama neden olacak bir gözlemim oldu. Çin’e her gittiğimde böyle oluyor. Biliyorsunuz biz bu aralar teşvik sistemimizi yeniden gözden geçireceğiz. Vergi kanunlarını yeniden ele alacağız. Bir nevi, teşvik sistemi ile Dönüşüm Eylem Programları ve 10’uncu Plan arasındaki ilişkiyi tesis edeceğiz. Böylece dönüşüm vizyonumuzu operasyonel hale getireceğiz. Bana sorarsanız, daha ne yapacağımızdan nasıl yapacağımıza pek gelemedik. Tartışıyoruz. Ama bakın Çin’de bunların hepsinin yapılmışı var. Hem ne yapacaklarına hem de nasıl yapacaklarına pek güzel karar vermişler. [Devamı]
    Her yerde Uber, Çin’de de Uber
    Güven Sak, Dr. 17 Aralık 2015
    Ben bu aralar Çin’in başkenti Pekin’deyim. Geldiğimden beri etrafta bir Uber muhabbetidir gidiyor. Sanki sürekli bu şirketin adını duyuyorum. Hani şu taksicilerin nefret ettiği, taksiciliğin manasını değiştiren, her otomobil sahibine taksici olabilme imkanı sağlayan, bir kendiliğinden örgütlenme modeli olan Uber. Doğrusu ya, geleneksel bir sektörün bilgi ve iletişim teknolojisi ile nasıl değişebileceğini hepimize öğretti Uber. Üstelik o, artık piyasa değeri Amerikan devi General Motors’u (GM) geçen bir Amerikan şirketi. Evet, Uber’in değeri artık 62,5 milyar dolara ulaştı. GM ise 55,6 milyar dolarda kaldı. Halbuki GM, Uber’den 100 yıl önce kurulmuştu. Uber 2009 doğumlu, GM ise 1908. Artık 21’inci yüzyıl şirketleri 20’nci yüzyıl şirketlerini büyük bir hızla sollamaya başladı. Amerika’da her [Devamı]
    Pekin’de nefes alırken insanın genzi yanıyor
    Güven Sak, Dr. 15 Aralık 2015
    Pekin, bu aralar Ankara’nın eski haline benziyor. Nefes almak insanın genzini yakıyor. Bilenler, havadaki bu dumanlı halin kış mevsimi için son derece normal olduğunu söylüyorlar. Pekin’in nüfusu daha 1990’da 10 milyon civarındaymış. Sonra 2013’te bu rakam 20 milyonu aşmış. Eskiden Ankara’da da ısınmak için herkes kömür yakarken aynen böyle olurdu, hava insanın genzini yakardı. Hızlı kentleşme, otomobil sayısındaki artış ve ısınmak için kömür kullanımı işte böyle yapıyor sanırım. Pekin’de de durum şimdi öyle. Biz Ankara’nın problemini kömür yerine doğal gazla ısınmaya başlayarak çözdük. Kömürden doğal gaza geçerken Rus doğal gazına bağımlılık yaratmak gerekmezdi ama herhalde acelemiz vardı ki onun üzerinde pek durmadık. Bu yıl tedirgin bir biçimde bekliyoruz. Ama bu arada hava insanın genz [Devamı]
    Beceri sahibi olan Suriyeliler, bilin bakalım artık neredeler?
    Güven Sak, Dr. 14 Aralık 2015
    Dünyada bugün yaklaşık 60 milyon mülteci var. Bu, dünya tarihindeki en yüksek rakam. İnsanlığın bu sorunla baş etmek için kurduğu örgütlerin zorluk çekiyor olmasının bir sebebi de bu rekor sayı aslında. Geçtiğimiz yıllarda bu sayının artmasının temel nedeni ise Suriye iç savaşı. Yerinden yurdundan olmuş insanların dörtte birini Suriyeliler oluşturuyor. Bunlardan yurt dışına gidenlerin yüzde 95’i, Suriye’ye komşu ülkelerde yaşıyorlar. Lübnan’da her üç Lübnan vatandaşına bir Suriyeli mülteci düşüyor. Bu oran, Ürdün’de yüzde 10 civarına ulaştı. Türkiye’de ise yüzde 3 civarında. Toplam rakama baktığınızda ise şu anda dünyada en çok mülteci Türkiye’de. Sayıları artık 2,2 milyonu geçti. Biz hala onlara geçici olarak buraya gelmişler gibi davranıyoruz. Artık bu tavrı değiştirmenin, hakikati kabul [Devamı]
    2016 büyüme oranı, yüzde 3’ün ne kadar altına iner?
    Güven Sak, Dr. 11 Aralık 2015
    Türkiye, Rusya’ya ait bir savaş uçağını, Suriye semalarında düşürdü. NATO kurulduğundan beri, hiç böyle bir hadise olmamıştı. Rusya, Türkiye’den özür ve tazminat beklediğini açıkladı. Türkiye, özür dilemedi. Rusya, Türkiye’ye karşı ekonomik yaptırımlar uygulamaya başladı. Ruslar bize hala çok kızgınlar. Her gün bunu kanıtlayan bir emare görmek mümkün doğrusu. [Devamı]
    Paris’te eriyen buzullar tehlikenin farkına varmamızı sağlar mı?
    Güven Sak, Dr. 07 Aralık 2015
    Geçen gün Paris’te Sorbonne Üniversitesi civarında yürürken, kendimi bir enstalasyonun içinde buldum. Danimarkalı-İzlandalı sanatçı Olafur Eliasson, Paris’teki Pantheon Meydanı’na, tam Pantheon’un girişine, Grönland’dan toplanan, 12 adet kopmuş buzul parçasını bir daire şeklinde dizmiş. Serginin adı Ice Watch Paris. Aralarında dolaşıp, elinizi eriyen buzul parçalarının üzerinde dolaştırabiliyorsunuz; tadına bakmak da mümkün : tuzlu değiller.  Bir yandan hem soğuğu hissedip, hem de bu buzulların kimbilir hangi yüzyıldan kalma olduklarını düşünüp ürperiyor, öte yandan da erimekte olduklarına bakıp üzülüyorsunuz. Üzüntü, alıştığımız dünyanın erimekte olmasına herhalde. Zaten buzullar da alıştıkları yerde değiller. Grönland’dan buraya getirilmişler. Bir nevi bağlamından kopartılmış alıntı gibi [Devamı]
    Türkiye artık nüfusu 80 milyonu aşkın yeni bir ülkedir
    Güven Sak, Dr. 04 Aralık 2015
    Suriye meselesi, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında uzun bir süredir kapalı olan iletişim kanallarını yeniden açtı. Sayın Başbakanımız en son Brüksel’de aile fotoğrafına davet edildi. Ortaya yeni bir durum çıktı. Ben Türkiye’den bu duruma gösterilen tepkileri manasız buluyorum. Gördüğüm kadarıyla ortada iki tür tepki var: Kimileri, “Bakın milyonlarca Suriyeli mülteci oraya gitmesin, burada kalsın diye bize para veriyorlar. Türkiye, Avrupa’nın sınır bekçiliğini üstleniyor” diyor; kimileri de“ Avrupa Birliği hatasını anladı. Avrupa’nın kapıları, Türklere açıldı.” Ben her iki tepkiyi de yersiz buluyorum. Bugün derdimi anlatmak isterim. Ne yapacağınıza karar vermenin ilk aşaması, herhangi bir değerlendirmenin ilk adımı, ortadaki vakıayı anlamaya çalışmaktır. Durumu anlamadan analiz yapılmaz. [Devamı]
    Turgut Özal reformları olmasa Türkiye bugün nasıl olurdu?
    Güven Sak, Dr. 03 Aralık 2015
    Türkiye’nin kişi başına milli geliri 1980 yılında 1500 dolar civarındaydı. 2002’de 3300 dolara ancak varmıştık. 2007’den beri 10 bin dolar etrafında dolanıp duruyoruz. Bir tek Türkiye’ye bakınca önemli bir mesafe aldığımız açık. Ama bugün isterseniz meseleye daha geniş bir açıdan bakalım. Yandaki ilk grafik, Türkiye, Güney Kore, Mısır ve İran’ın cari dolar bazında kişi başına milli gelirlerinin 1960’dan günümüze nasıl seyrettiğini gösteriyor. Bugün buradan başlayayım müsaadenizle ve hemen aklımdaki soruyu sorayım: Turgut Özal reformları olmasa Türkiye bugün nasıl olurdu? Gelin birlikte düşünelim. [Devamı]
    Nedir bu Paris’teki COP21 toplantısı?
    Güven Sak, Dr. 01 Aralık 2015
    Ben 2014 yılında Pekin’deyken gökyüzü mavi, hava pırıl pırıl ve güneşliydi. Etrafta hafif bir esinti vardı. Trafik pek rahattı. Tahmin edersiniz ki o havada Çin Seddi’nde dolaşmak büyük bir zevkti. Geçenlerde bir Çinli dostuma Pekin izlenimlerimi anlatıyordum. “Ya evet” dedi nazik bir biçimde, “biz ona Pekin’de APEC mavisi diyoruz.” Haklıydı. Ben Pekin’deyken orada APEC Zirvesi toplanmıştı. Geçenlerdeki G20 Antalya Zirvesi’nin Asya ve Pasifik için olanı. Toplantı dumanlı bir havada geçmesin, her gelen Pekin’i pek bir sevsin diye kamu daireleri kapatılmış, çalışanlara izin verilmiş, fabrikalar durdurulmuş, kente girişlerde tek-çift plaka uygulamasına geçilmişti. Yoksa Pekin’de değil mavi gökyüzü görmek, caddenin karşısındaki binanın siluetini seçebilmek bile mümkün olmazmış. Ben, ilk o vaki [Devamı]