Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Yolsuzlukla mücadelede başladığımız yere döndük
    Güven Sak, Dr. 01 Mart 2016
    Transparency International (Türkiye’deki adıyla Uluslararası Şeffaflık Derneği) her yıl Yolsuzluk Algı Endeksi açıklıyor. Üstelik bu işi 1995 yılından beri yapıyor. 1995 yılında 41 ülke içinde Türkiye, 27'inci sıradaymış. Şimdi 168 ülke içinde 66’ıncı sıradayız. Ülke sayısı arttıkça biz geriliyoruz sanki. Ama geçen gün, TEPAV ve Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin düzenlediği toplantıda Başkan Oya Özarslan Yolsuzluk Algı Endeksi’ni anlatırken, “aslında, ülkenin sıralamasına değil,  endeks değerine bakın, orada son derece ilginç bir gelişme var” dedi. Ben de baktım. Hakikaten Türkiye, yolsuzlukta mücadelede başladığı yere dönmüş gibi duruyor. Ne denir? Az gitmişiz, uz gitmişiz, sonunda başladığımız noktaya geri dönmüşüz. Bakın nasıl? [Devamı]
    Göçmen Bakanlığı kurmanın vakti geldi de geçiyor
    Güven Sak, Dr. 29 Şubat 2016
    Suriye’de iç savaş çıktı. Suriye nüfusunun neredeyse yüzde 15’i Türkiye’ye geldi. Türkiye’nin nüfusu birden yüzde 4 civarında arttı. Türkiye’nin ana dili Arapça olan nüfusu artık yaklaşık 3 milyon daha fazla. Üstelik daha da artacak gibi duruyor. Neden? Suriye’de kamu düzeni yeniden tesis edilmeden, gelenlerin gitmesini beklemek gerçekçi değil. Suriye’de kamu düzeninin yeniden tesisi için en az bir 15-20 yıl beklemek lazım. Nereden mi çıkarıyorum? Alın Lübnan İç Savaşı’nı. 1975’te başladı, 1990’da Suriye duruma el koydu. Kamu düzeni bir biçimde yeniden kuruldu. Arada tam 15 yıl geçti. [Devamı]
    Peki, ya yandaş şirketlerin hisselerine ne oluyor?
    Güven Sak, Dr. 26 Şubat 2016
    Mısır devlet başkanı Hüsnü Mübarek, 11 Şubat 2011’de, yoğun sokak gösterileri nedeniyle istifa etti. O zamandan bu yana tam 5 yıl geçti. 5 yıl önce Arap Baharı ile bozulan eski statükonun yerine hiçbir yerde yeni bir statüko inşa edilemedi. Tunus’ta ve Mısır’da olmadı, Suriye’de de olmadı. Neden? “Belki onlar eski hali istiyorlar.” diyebilirsiniz. Ben de size cevaben kısa bir söz söyleyeyim; ezber edebilirsiniz: “İşte, eski hal mûhal, ya yeni hal veya izmihlal.” Eski hal gidince, yeni hal otomatik olarak çıkamazsa, hakikaten bir çöküş dönemi başlıyor ve dengeler yerine oturmuyor. [Devamı]
    Türkiye’de işler neden hep böyle tersine gidiyor?
    Güven Sak, Dr. 25 Şubat 2016
    Petrol fiyatlarını arada izliyor musunuz? Varil başına ham petrol fiyatı, 2014 yılının ortalarında 112 dolar civarında bir zirvedeydi. 2015 yılı tamamlandığında, 40 dolar civarına gerilemişti. Şimdilerde ise 30 dolar civarında yatay seyir izliyor. Ne oldu? 2014 yılında neredeyse yarı yarıya azalmıştı. 2015 yılında yine yarı yarıya azaldı. 2014 ortasından bugüne gerileme, oran olarak bakarsanız yüzde 70’i geçti. Ne oldu? Ham petrolün varil başına fiyatı yüzde 70 azaldı. [Devamı]
    Türkiye’de reform yapmak neden bu kadar zor?
    Güven Sak, Dr. 22 Şubat 2016
    1980’de Türkiye’de kişi başına gelir 1500 dolar civarındaydı. 2010’da 10 bin dolara ulaştık. Hala aynı yerdeyiz. Neden? 1500 dolardan 10 bin dolara her ne yaparak geldiysek, buradan 25 bin dolara aynı işleri, aynı biçimde yaparak çıkamayız. Nitekim çıkamıyoruz da. Bu ne demek? 10 bin dolardan 25 bin dolara çıkabilmek için Türkiye’nin reform yapması lazım. İş yapma biçimimizi radikal bir biçimde elden geçirmemiz lazım. Her sektörde aynı anda verimlilik artışlarına yol açacak bir teknolojik yenilenmenin kapısını aralamamız lazım. Eğitim sistemimizi, vergi sistemimizi ve de adalet sistemimizi gözden geçirmemiz lazım. Dün 1500 dolardan 10 bin dolara işgücünü ucuzlatarak geldik. Şimdi adaleti ucuzlatmamız, eğitimi ucuzlatmamız, yolsuzluk yapmayı pahalılaştırmamız lazım. Bütün bunları biliyoruz. [Devamı]
    Türkiye sosyal uyum endeksinde 155 ülke arasında 120’nci.
    Güven Sak, Dr. 19 Şubat 2016
    Türkiye OECD’nin sosyal uyum (social cohesion) endeksinde 155 ülke arasında 120’nci sırada yer alıyor. Bu endeksle ülkelerin barındırdığı farklı sosyal kimlikler arası uzlaşı, farklı kimliklerin topluma dahli, toplumsal kutuplaşma gibi veriler ölçülüyor. Sıralama, Türkiye’nin sosyal sermayesinin hayli zayıf olduğunu gösteriyor. Türkiye bölünmüş bir toplum. Diyeceksiniz ki, biliyoruz. Ama ben bugün bu eksikliğin, Türkiye’nin başına dünden daha fazla dert olacağını düşünüyorum. Neden? [Devamı]
    Venezuela’yı gördükten sonra, şikayetimi geri alıyorum
    Güven Sak, Dr. 18 Şubat 2016
    Geçenlerde OECD’nin Governance At A Glance 2015 (Bir Bakışta Devlet 2015) raporuna bakmıştım. Metinde “Türkiye” kelimesinin geçtiği yerleri aratmaya başladığınızda, karşınıza hep “bu konuda Türkiye’ye ait veri bulunamamıştır” çıkıyordu. Benim de moralim bozulmuştu ve “Nedir bu Türkiye’nin kamudan çektiği” demiştim. Şimdi, Venezuela’yı görünce halimize şükretmemiz gerektiğine karar verdim ve şikayetimi geri alıyorum [Devamı]
    Dördüncü sanayi devrimini kaçırmamak lazım, derim ben
    Güven Sak, Dr. 16 Şubat 2016
    Torunlarımız, bizim bilmediğimiz, hatta tahayyül edemediğimiz mesleklerin erbabı olacaklar. Ben çocukken Bursa’da mahalle aralarında dolaşan hallaçlar vardı. Yatak teknolojisi o zamanlar böyle değildi. Bir torbanın içine doldurulmuş pamuğun üzerinde yatılırdı. Her yıl bahar temizliğinde, o pamuk dışarı çıkarılıp yıkanırdı. Yıkanan pamuk birbirine yapışır ve iyice katılaşırdı. Bu nedenle, pamuğu atmak, birbirine dolaşan lifleri ayırmak gerekirdi. Yatak, böylece ilk günkü gibi yumuşak olurdu yeniden. Sonra yatak teknolojisi değişti. Hallaçlar yok oldu. Bugün bildiğimiz mesleklerin önemli bir bölümü de önümüzdeki 20 yılda ortadan kalkacak. [Devamı]
    Milli araba geyiğini bırakın, dijital devrime odaklanın
    Güven Sak, Dr. 15 Şubat 2016
    Buhar gemisinin Endonezya’ya gelmesi için tam 160 yıl gerekmiş. Elektriğin Kenya’ya gelmesi tam 60 yıl sürmüş. Bilgisayarların Vietnam’a gelişine 15 yıl yetmiş. Cep telefonları ve İnternetin dünyaya yayılması ise birkaç yılda olmuş. Dijital devrim bir anda dünyanın her tarafını sarmış. Rakamlar öyle söylüyor. Bütün bu malumat, Dünya Bankası’nın 2016 yılına ait Dünya Kalkınma Raporu’ndan. Raporun adı “Dijital Temettü.” [Devamı]
    Bankalar batmıyor, getiriler zaten artarken yatırımcı, CoCo’nun riskini çok buluyor
    Güven Sak, Dr. 12 Şubat 2016
    “Paran mı var derdin var” dedikleri böyle bir şey olsa gerek. Paran mı var, Amerika’nın krize girmesi bir dert. Hop bir parasal genişleme, faiz oranları yerlerde sürünüyor. Getiriler düşüyor. Siz paranızı değerlendirecek bir yol arıyorsunuz. Mesela daha 2012 yılında etrafı sarmaya başlayan CoCo’lardan alıyorsunuz. CoCo (Contingent Convertible Bond ya da Debt), “şarta bağlı olarak hisse senedi ile değiştirilebilir tahvil” demek. Faiz ödemesi gayet iyi. Başkaları yüzde 1 öderken burada dolara yüzde 7 veriyorlar. Ne oluyor? Faiz yerlerde sürününce öyle kimse, gidip katma değeri yüksek, yüksek teknolojili ürün üretmeye başlamıyor. CoCo alıp bankaları finanse ediyorlar. CoCo, bir nevi sermaye sayılıyor. Herkes zaten bankaları sermayelendirmeye çalışıyor. Getiri çokken riskler az gibi geliyor ya [Devamı]