Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Herkes kendi tecrübesini kendisi edinir
    Güven Sak, Dr. 11 Temmuz 2009
    Türkiye hızlı bir dönüşüm süreci içinde. Değişim için altı çizilmesi gereken nokta şu: Değişim askeri bir disipline bağlı kalarak, her adımı önceden tasarlanmış bir biçimde olmuyor. İşin içinde bir sürpriz tadının mutlaka kalması gerekiyor. İstenmeyen sonuçlar olmadan değişim ne yazık ki mümkün değil. Her an, geriye ve ileriye aynı anda bakıp, "şimdi planın dördüncü aşamasına geldik" diyebilmek sosyal bilimlerde hiç mümkün değil. İşin içinde insan olunca başlangıç koşullarında yaptığınız ufak bir hata sistemi yoldan çıkarabiliyor. Peki, bu durumda ne yapmak gerekiyor? Gayet basit; her an ne olduğuna takılmamak gerekiyor. Değerlendirmeyi sürecin bütününe bakarak yapmakta fayda bulunuyor. Bir nevi "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır" yaklaşımı yani. Gelin bugün ehem ile m [Devamı]
    Bildiğimiz dünyada risk iştahı nasıl artar
    Güven Sak, Dr. 09 Temmuz 2009
    Adam Smith bu günlerde kısa süreliğine aramıza dönseydi, bundan yaklaşık iki yüzyıl önce ortaya koyduğu kehanetin gerçekleşmekte olduğunu düşünmez miydi? Düşünürdü. Ne demişti? Batı'nın Doğu'ya doğru uzanan ve Doğu için bir talihsizlik gibi duran ilerlemesinin sonunda Doğu'nun güçlenmesi ile sonuçlanacağını öngörmüştü. Netice kuvvetlerin eşitlemesi olacaktı. Bu günlerde yoksa tam da bunlar mı oluyor? Ne oluyor; ayaklar baş, başlar ayak mı oluyor? Aman Allahım, yoksa bildiğimiz dünyanın sonu mu geliyor? Belki de günün sorusu şu olmalıdır: Bildiğimiz dünyada risk iştahı nasıl artar? Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Nedir dünyanın problemi? Doğu'da, Çin'de ve Hindistan'da işler hiç de o kadar kötü gitmiyor. Özellikle Çin'le ilgili yapılan çalışmalar, çıkan haberler şunu [Devamı]
    Neden şimdi daha kötümserler
    Güven Sak, Dr. 07 Temmuz 2009
    Rüzgârın daha sert esmesinden midir? Yoksa birdenbire etrafı bulutların kaplamasından mı? Gelen haberlerin kötüleşmesinden mi? Yoksa analistlerin içini bir anda bir karamsarlığın kaplayıvermesinden midir? Ya da "atılan adımların akim kalmasından mıdır?" Daha bilinmez. Ama görünen şudur: Son bir aydır hava dönüyor. Etrafı daha negatif haberler sarıyor. Dünün "her şey yarın aniden iyi olacakmış gibi yapan" yeşil filiz muhabbeti yerini daha karamsar bir ortama bırakıyor. Daha bunun Türkiye ile doğrudan bir alakası yok elbette. Ama bakın bir alakası var. Çünkü yapılacak işler var. Gelin bugün neredeyiz diye bir durum tespiti yapalım. Önce Türkiye'deki durumu kataloglayalım, müsaadenizle. Biz şimdilik iktisadi kriz ile ilgilenmiyoruz buralarda. Dedik ya, biz galiba bu krizin kontrol [Devamı]
    Seçimi hemen yaparsak, işimize odaklanabilir miyiz
    Güven Sak, Dr. 02 Temmuz 2009
    Bir küresel "başarı" öyküsüne daha imza attık. Türkiye ekonomisi 2009 yılının ilk çeyreğinde dünya küçülme rekorunu kırdı. Küçülme bu dönemde bütün dünyanın problemi ama bu kadar çok küçüleni yok. Üstelik yılın ilk çeyreğinde utanmadan büyüyen ekonomiler de var. Neden biz böyle olduk? 2001 krizinden sonra uygulanan programın getirdiği, göreli istikrar ile Gümrük Birliği anlaşmasının birleşmesi bizi hızla küresel ekonominin daha entegre bir parçası yapmıştı. Şimdi oradaki daralmayı şiddetle hissediyoruz. Biz istedik, daha fazla dünyalı olduk, şimdi ise ceremesini çekiyoruz. Parçası olduğumuz Avrupa pazarının hızla daralması da elbette bunda etkili. Ama bakın bir neden daha var: İktidar kavgasının getirdiği bir hareketsizlik de etkili, yerlerde sürünen performansımızda. Yöneticil [Devamı]
    Çin'deki gelin kıtlığını çözemezsek küresel büyüme zor
    Güven Sak, Dr. 27 Haziran 2009
    Bu hafta Dünya Bankası'nın 2009 yılı Küresel Kalkınma Finansmanı raporu TEPAV'da tartışıldı. Buyurun size üç adet tespit: Birincisi, 2010 yılı 2009 yılından daha iyi olacak. İkincisi, 2010 yılının iyileşmesi 2009 yılının hasarını telafi edemeyecek. Üçüncüsü, küresel büyümenin kaynağı iç pazarlar olacak, özellikle Çin ve Amerikan iç pazarları. İsterseniz tam da bu noktadan daha eğlenceli bir konuya geçelim. Büyümenin kaynağı iç pazar olacak, bunun için geniş iç pazara sahip ülkelerin, başta Çin'deki tüketicilerin, daha fazla tüketmesi ve de daha az tasarruf etmesi gerekecek. Ama Haziran 2009'da yayımlanan bir çalışma, Çin'in yüksek iç tasarruf oranının son derece yapısal bir faktörden kaynaklandığını duyuruyordu. Çin'in yüksek tasarruf oranı giderek yükselen cinsiyet (erkek/kad [Devamı]
    2010'da neden temkini elden bırakmamak lazım
    Güven Sak, Dr. 25 Haziran 2009
    Bu hafta "2010 küresel anlamda bakıldığında nasıl bir yıl olur" sorusu üzerinde duruyorduk. Konuya, geçen hafta Reuters'a düşen bir haberle başlamıştık: IMF 2010 yılı küresel büyüme tahminini yukarıya doğru revize etmişti. Bu, IMF'nin beşinci 2010 yılı büyüme tahmini revizyonuydu. Nisan 2008'den beri tahminler, tam üç kez, hep aşağıya doğru gözden geçirilmişti. Şimdi ilk kez revizyon yukarıya doğruydu. Revizyonun boyutu son derece temkinliydi. IMF, 2010 için bir süre önce 1.89 diyordu. Şimdi yüzde 2,4 demeye başlayacak, ayrıca Dünya Bankası da yüzde 2 dedi. (Bu arada Dünya Bankası 2009 için Türkiye tahminini yüzde 5,5 küçülme olarak değiştirdi. Hatırlayın; TEPAV'ın Mart 2009'da açıkladığı 2009 yılı Türkiye büyüme tahmini de böyleydi.) Şimdi bu duruma göre, IMF'ye temkinli iyims [Devamı]
    2010 nasıl olur
    Güven Sak, Dr. 23 Haziran 2009
    Herkes iktisatçıları sevmemeye devam ediyor. Kabul edin kimse daha buradan nasıl çıkacağımızı bilmiyor. Bize bunu bir türlü söyleyemeyen iktisatçıları elbette sevmiyoruz. Ama bugünlerde havada yaygın bir umut kokusu var. Bakın bunu sağlam bir biçimde değerlendirmekte fayda var. 2010 yılına bakıp daha umutlu olunca ne demek isteniyor? Geçenlerde Reuters ekranına IMF'nin G-8 toplantısında açıklayacağı yeni 2010 büyüme tahmini düştü. Buna göre dünya milli geliri 2010 yılında yüzde 2,4 artacaktı. Gelin bugün bu rakamın ne anlama geldiğine bir bakalım ve 2010 yılı ile ilgili bir değerlendirme daha yapalım. [Devamı]
    Anketler ekonomi yönetimine yön verirse ne olur?
    Güven Sak, Dr. 20 Haziran 2009
    Siz ne dersiniz? Kamuoyu yoklamaları ekonominin nasıl yönetileceği konusunda yön gösterici olursa ne olur? Amerika Birleşik Devletleri Ekonomi Danışmanları Konseyi (Council of Economic Advisers) Başkanı Profesör Christina Romer'ın bu hafta İngiliz The Economist dergisinde yazdığına göre kötü olur. Üstelik Romer'e göre bunun yapılmışı zaten var: 1937 Amerikası. Sonuç kötü. 1932'den sonra düzelmeye başlayan işsizlik zamansız başlayan kemer sıkma politikası "yanlış"ı ile yeniden artmış. Düzelme II. Dünya Savaşı sonrasına kalmış. Profesör Paul Krugman'a göre ise o kadar geriye gitmeye gerek yok: Bakınız 1996 yılı Japonyası'na ve de depresyon döneminin "yanlış" kararlar ile uzaması hadisesine. Peki, biz buraya nereden geldik? Bu tartışma nereden çıktı? Haziran ayının 17'sinde hem New [Devamı]
    Çakma bütçe yegâne mali kuralımızı da yutuyor
    Güven Sak, Dr. 16 Haziran 2009
    Aynen şaka gibi. Vaziyet aynı o Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi cereyan ediyor. Biz 2009 yılı bütçesindeki hızlı bozulmaya bakıp, "Bugünkü açıkların nasıl telafi edileceğini ortaya koyan bir mali kural gerekir" derken buyurun buradan yakın bakalım: Hükümetimiz yürürlükteki tek mali kuralı da delmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) bir yasa taslağı gönderdi. "Torba yasa" olarak anılan kanun tasarısının 31. maddesi uyarınca, 4749 Sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Kanunu ile getirilen "borçlanma limiti"nin beş katına kadar yükseltilmesi gündemde. Tasarı TBMM Bütçe Plan Komisyonu'ndan genel kurula doğru ilerliyor. Şaka hazır genel kurula doğru gelirken gelin ne düşündüğümüzü söyleyelim: Bu yaklaşım iyi değildir. Gelin bakın neden kötüdür? "4749 Sayılı Kamu Finans [Devamı]
    Pakistan anormal değil ama talihsiz bir ülkedir
    Güven Sak, Dr. 13 Haziran 2009
    Pakistan'ın Peşaver kentindeki Peshawar Continental Oteli; Balahisar Kalesi'ne komşu, Hayber Geçidi'ne yakındı. Pakistan en son haberlerde yine baş sıradaydı. Peshawar Continental bir intihar saldırısına sahne olmuştu. Ölü sayısı 10'u, yaralı sayısı ise 75'i aşmıştı en son. Otelden geriye ise sadece bir yıkıntı kalmıştı. Halbuki Peşaver yakınlarındaki Svat Vadisi eskiden bölgenin İsviçresi olarak bilinir ve doğal güzelliği ile anılırdı. Şimdi doğal güzellik ve turizm konuşulmaz oldu. Bırakın ülke dışından gelen turistleri, iç turizm bile yüzde 85 oranında azaldı. Şimdi artık bölgenin otel ve kulüpleri sıfır rezervasyonla çalışıyor. Pakistan'da yaşanan dramı hiç izliyor musunuz? İzlemekte ve anlamaya çalışmakta fayda var. Pakistan'ın Afganistan sınırında olup bitenler hepimizi [Devamı]