Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Erdoğan, Putin ve Berlusconi'yi bir araya getiren nedir
    Güven Sak, Dr. 08 Ağustos 2009
    Bugüne kadar her 'Nabucco' diyene 'Orayı neyle dolduracaklarmış?', 'o da ne ki?' diye soruyla cevap veren Putin ilk kez Nabucco'dan alternatif bir yol olarak Ankara'da bahsetti. Hem de pek iyi etti. Bugünlerde kenara not edilecek gün sayısı giderek artıyor. Geçenlerde size kötü bir gün olarak ağustosun dördünü not edin demiştik. Hatırlayalım. O gün, ikincil piyasada devlet iç borçlanma faizi yüzde 9,92 olmuştu. Biz ise, "bütçesi çakma olanın faizi normal şartlarda burada olmaz, bu ekonomik durgunluk işaretidir" demiştik. Bakın bu kez ağustosun altısını olumlu bir tarih olarak bir kenara not etmekte fayda var. Dün Nabucco, bugün ikinci Mavi Akım projesi, Samsun-Ceyhan boru hattı inşaatı ve de Yunanistan üzerinden İtalya'ya uzanacak Güney Akım Projesi, Ceyhan - Aşkelon projele [Devamı]
    Tek haneli DİBS faizi hayra alamet değildir
    Güven Sak, Dr. 06 Ağustos 2009
    Ağustosun dördünü bir kenara not edin. Ağustosun dördünde, ikinci el piyasada, gösterge devlet iç borçlanma senedi (DİBS) yüzde 9,92'den işlem gördü. DİBS faizi tek haneye indi. Şimdi normal şartlar altında hayırlara vesile olması gereken bu durum bugün öyle değildir. İçinde bulunduğumuz şartlarda tek haneli DİBS faizi ekonomimizin depresyonda olduğunun göstergesidir. Ağustosun dördündeki tek haneli DİBS faizinin gösterdiği iktisadi toparlanmanın başlangıcı filan değil düpedüz ekonomik durgunluktur. Göstergeleri birbirine karıştırmamakta fayda vardır. Gelin önce şuradan başlayalım: 2009 yılının ağustos ayının dördü itibariyle Türkiye'nin "evet evet, vardır ve manalıdır" diyebileceğiniz bir bütçesi var mıdır? Yoktur. Memleketin 2009 yılı bütçesi çakmadır. 2008 yılının sonunda [Devamı]
    Azalan ithalat talebi nasıl değerli liraya yol açar?
    Güven Sak, Dr. 04 Ağustos 2009
    Bu günler işte öyle günler. Bu günler ilk aklınıza gelen açıklamanın doğru olmama ihtimalinin yüksek olduğu günler. Bu günler hiçbir şeyin göründüğü gibi olmama olasılığının dikkate alınması gereken günler. Çünkü bu günler bizim alıştığımız günler değil. Böyle günlerde işe baştan başlamaktan başka bir çare yok. İlmek ilmek işlerin nasıl yürüdüğüne dair bir yeni yaklaşım örmek gerekiyor. İktisatla ilgili olarak yapılması gereken de bu. Biz daha önce böyle iktisadi kriz görmedik. Tedavinin başlangıç noktası hastanın hasta olduğunu kabul etmesidir. Ekonomide yeni olanın kavranmasının başlangıç noktası, dinamiklerine daha önceden alışmadığımız bir dönemin içinde olduğumuzu kabul etmektir. Çareyi bulmanın başlangıç noktası yeni bir çareyi aramaya başlamaktır. Ekonomide çareyi araman [Devamı]
    Değerli Türk Lirası işsizliği daha da artırır
    Güven Sak, Dr. 30 Temmuz 2009
    Hafta başı "Türk Lirası'ndaki değerlenmenin nedeni artan işsizliktir" diye başladık, bugün "değerli Türk Lirası işsizliği daha da artırır" diyerek devam edelim. Türkiye benzeri ülkeler açısından içinde bulunduğumuz ekonomik duraklama döneminin dinamiklerini anlamaya çalışalım. Anlamaya çalışalım ki, tedbir alabilelim. Hayat işte böyledir. Dünün en anlamsız argümanını bugün sizin ağzınıza yerleştiriverir. Zaman değişir, kavramlar mana değiştirir. Olan olur. Hatırlayacaksınız dün o içi boş "yüksek faiz düşük kur politikası" lafını gerine gerine tekrarlayanları. Oradan "değerli Türk Lirası sanayimizi bitiriyor" diye boş yere konuşurlardı. Bu arada Türkiye otomotiv ihracatçısı oluvermişti. Buyurun bakalım. Şimdi aynı laf artık bu sütundadır. Zaman değişmiştir. Dün yanlış olan bugün [Devamı]
    Değerli Türk Lirası'nın nedeni artan işsizliktir
    Güven Sak, Dr. 28 Temmuz 2009
    Ekonomide resesyon dönemlerine alışık değiliz. Hâlâ hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı tam olarak idrak edilebilmiş değil. Herkes, "Bir fırtınaydı, geldi ve gitti. Azıcık ıslandık" demek için umutla bekliyor. Ama bu arada değişeni fark edemiyor. Bakın, mesela bugünlerde Türk Lirası değerleniyor. Türk Lirası eskiden, Türkiye ekonomisine duyulan güven nedeniyle değerlenirdi. Hükümet politikalarının kredibilitesi arttıkça, Türk Lirası yabancı paralar karşısında değer kazanırdı. Bugünlerde Türk Lirası yine değer kazanıyor. Şimdi ne oluyor? Hükümetimizin uyguladığı politikalara duyulan güven mi artıyor? Yok canım, nereden çıkardınız? Bu olsa olsa bir oxymoron (içinde anlamı, çelişkili iki sözcük bulunan ifade) olurdu. Olmayan politikanın kredibilitesi mi olurmuş? Bugünlerde Türk Liras [Devamı]
    IMF varsa tasarruf problemi nitelik değiştirir
    Güven Sak, Dr. 23 Temmuz 2009
    "Daha çok tasarruf etmemiz lazım" tartışmasını izliyor musunuz? Geçenlerde Kemal Derviş buralardayken konuyu ortaya arttı. Hasan Ersel, Referans'ta konuyla ilgili güzel bir çerçeve çizdi. Bu tartışma, yakın geleceğimiz için önem taşıyor. IMF'nin geçen gün gelişmiş ülkelere destek açıklaması tam da aynı meseleyle örtüşüyor. Bir geçiş dönemi problemine, bir geçiş dönemi çözümü öneriliyor. Kabul edelim ki ortada son derece kötümser bir tartışma var. Ancak geçiş dönemi dinamikleriyle bundan sonra şekillenecek yeni küresel düzeni birbirinden ayırarak düşünmekte fayda varmış gibi duruyor. O ayrımı yapmazsak, Türkiye'nin uzun süre büyüme sorunları yaşayacağı bir döneme hazırlıklı olmakta fayda var. Ya IMF gibi kurumları doğru kullanmayı öğreneceğiz. Oradaki değişimi fark edeceğiz, hat [Devamı]
    Zorunlu askerlik işsizlikle mücadele için bir şans olabilir mi
    Güven Sak, Dr. 18 Temmuz 2009
    Geçen haftaya damgasını vuran iki gelişme oldu. Bunlardan ilki işsizlik rakamlarının tırmanmaya devam ettiğini gösteren Türkiye İstatistik Kurumu açıklamasıydı. İşsizlik rakamı, bu yılın başından beri, bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında, giderek artan bir ivmeyle yükseliyor. Siz gazetelerde çıkan "işsizlik bu ay azaldı" başlıklarına bakmayın. Doğru değiller. İkinci gelişmeyse lise eğitimimizin hali pürmelalini ortaya koyan Öğrenci Seçme Sınavı sonuçlarıydı. Sınav sonuçları, Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK), Türkiye'nin eğitim gerçeğiyle pek bir alakası olmadığını bir kere daha ortaya koydu. Öyle ya, YÖK bu yıl üniversite kontenjanlarını artırmayı temel meselesi haline getirmişti ama sınav sonuçları "Bu öğrencileri üniversiteye yerleştirsen ne olacak?" sorusunu sordu [Devamı]
    Bu zamlar işsizliği artırır, büyümeyi yavaşlatır
    Güven Sak, Dr. 17 Temmuz 2009
    Evvelki gün Ankara'da açıklanan zam kararları, olsa olsa bir panik havasını yansıtmaktadır. Benzinde Özel Tüketim Vergisi'ne zam yapıldı. Aynı biçimde otellerde yiyecek ve içecekten alınan Katma Değer Vergisi de zamlandı. Bu yapılan bir "Ben bunu daha önce nerede gördüm" hissi yaratıyor. Sanki biri giderek bozulan bütçe rakamlarına bakmış ve "Biz eskiden böyle olunca ne yapardık" diye sormuş; hemen cevabı yapıştırmışlar, "Akaryakıttan alınan vergilere zam yapardık efendim". İşte şimdi de öyle yapmışlar. Hâlbuki dün öyle yaptığımız zamanla, şimdiki zamanın hiç ama hiç alakası yok. Aradaki fark okyanuslar kadar. Gelin bu zamların olası sonuçlarına bakalım: Birincisi, bugünlerin, bu krizin derdi olmayan enflasyon açısından baktığınızda, elbette fiyatlara yaklaşık yüzde 10 yansıyac [Devamı]
    Artan Amerikan hanehalkı tasarrufları kötüye işarettir
    Güven Sak, Dr. 16 Temmuz 2009
    Buyurun buradan yakın bakalım. Mayıs 2009'da Amerikan halkının tasarrufları rekor kırdı. Herkes, harcasınlar, iç tüketim genişlesin, Amerikan ekonomisi büyüsün diye gözlerinin içine bakarken 1980'lerin başından beri tasarruf etmeyi unutmuş Amerikalılar, tasarruf etmeye başladılar. Biz burada iki günlük vergi indirimi olunca koşarak gidip otomobil alıyoruz. Onlar orada evde oturup, tasarruf ediyorlar. Bu nedir? Bu, olsa olsa önümüzdeki dönemde, toparlanmanın son derece yavaş olacağına işarettir. Peki, Amerikalıların görüp de bizim daha göremediğimiz nedir? [Devamı]
    Nabucco için atılan imzalar ne anlama geliyor
    Güven Sak, Dr. 14 Temmuz 2009
    Nabucco projesi için ilk imzalar Ankara'da atıldı. Bu amaçla Avrupa Birliği(AB), Avusturya, Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Macaristan temsilcileri Ankara'da biraraya geldi. Nabucco ilginç bir proje görünümünde. Türkiye'nin adının böyle bir projeyle birlikte anılması ise kesinlikle olumlu. Şimdi olup bitene bakıp ne denebilir? İlk bakışta, "ortada daha taşınacak mal ve de bu malı taşıyacak boru hattının nasıl finanse edileceği yok" diye meseleye bakarak, "iş kaldı üç nalla bir ata" demek elbette mümkün. Ama bakın bu anlaşmanın varlığı, o üç nalla bir atı bulmayı kolaylaştırıcıdır. Bu anlaşma tek başına yeter mi? Neden olmasın diye merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Öncelikle ne olduğundan başlayalım. Nabucco, Avrupa'nın doğalgaza olan bağımlılığını çeşitlendirme projesidi [Devamı]