Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Amerika nasıl büyüdü? Türkiye neyi teğet geçti?
    Güven Sak, Dr. 03 Kasım 2009
    Amerikan ekonomisi 2009 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 3,5 oranında büyüdü. Böylece ekonomide serbest düşüş dönemi sona erdi. Toparlanma dönemi başladı. Peki, artık iş bitti mi? Hayır. Amerikan ekonomisindeki düşüşün sona ermesi ile birlikte, en hızlı Türkiye'nin büyüyeceği o merakla beklenen dönem başlamış mı oldu? Yok canım. Ekonomide sapla samanın birbirinden ayrılması gereken bir dönemin başındayız. Öncelikle neyi kaçırmış olduğumuzun bir muhasebesini çıkarmaya başlayalım. [Devamı]
    Çevre artık merkezdir: Apple, Amerikan Ticaret Odası'nı neden terk etti
    Güven Sak, Dr. 31 Ekim 2009
    Çevreci hareketler bugüne kadar sistemin kıyısındaydılar. Muhaliftiler. Öyle anlaşılıyor ki artık sistemin ta merkezinde olacaklar. 21. yüzyıl kapitalizmini çevreci hareketlerin on yıllar süren muhalefeti belirleyecek. Biz hep birlikte "Ne olacak bu iktisadi krizin sonu?" diye düşünürken, kapitalizm bir yeşillenme telaşında görünüyor. Bekleyin, yakında en koyu muhafazakârlar çevreci olup çıkacaklar. Çevre artık merkez oluyor. Bunu nereden mi çıkarıyorum? Duymadınız mı? Apple şirketi Amerikan Ticaret Odası'ndan ayrıldı. Gerekçe? Amerikan Ticaret Odası iklim değişikliği düzenlemeleri karşısında yeterince ilerici ve yapıcı bir tavır alamıyormuş. Kapitalizm artık yeşilleniyor. Gelin bakın ne oluyor? Önce bir olayı kafamızda canlandıralım. Nasıl Kıta Avrupası hukuk sistemi, Anglo Sa [Devamı]
    1980 kurumlarını gözden geçirme zamanı çoktan geldi
    Güven Sak, Dr. 24 Ekim 2009
    1980 kurumları yaşamımızda derin bir yer tutuyor. Bilmem farkında mısınız? Halbuki onları bundan yaklaşık 30 yıl önce kurmuştuk. Daha önceleri yoktular. Yirmi dokuz yıl bir insan hayatında bile çok değil. O gün onların bir işlevleri vardı. İşlevlerini yerine de getirdiler ama artık onları yeniden düşünmemiz gerekiyor. 1980 kurumları denildiğinde, bunların ekonomi ile alakalı olanlarını ekonomi ile doğrudan alakalı değilmiş gibi görünenlerinden ayırmak gerekiyor. Bugün kısmi bir değerlendirmeye ne dersiniz? Aslında Türkiye'nin askeri müdahale ürünü tüm kurumlarını birbir elden geçirmesi gerekiyor. Ama şu son zamanlarda âdet olduğu üzere, "şöyle bir elden geçirelim, hareket olsun" laubaliliği ve hazırlıksızlığı ile değil, ciddiyetle kurumsal altyapımızı elden geçirmek gerekiyor. B [Devamı]
    Harcama çeki zamanında işe yaramış gözüküyor
    Güven Sak, Dr. 22 Ekim 2009
    Yok canım burada değil orada. TEPAV, Türkiye için bu yılın başında, harcama çeki önerisini gündeme getirdiğinde hükümetimiz pek oralı olmamıştı. Hatırlayın lütfen, "canım zaten onlar işe yaramıyor" gibi, "yerim dar, yenim dar" kabilinden yanıtlar hemen yetiştirilmişti. Halbuki işi ciddiye alan, kendi ülkelerindeki küçülmeyi sınırlandırmaya çalışan ülkelerde bu tür tedbirler o dönemde denendi. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) bu sürekli denemeler çağında, iktisat politikası aktivizmi açısından en hareketli ülkelerden biriydi. ABD'de 2008 krizi tedbirleri arasında ilk sırayı alanlardan biri de hanehalkına doğrudan tüketim desteği dağıtılmasıydı. Benzer bir tedbir aynı zamanda örneğin Şili'de de uygulamaya konulmuştu. Bakın şimdi ABD deneyimi ile ilgili akademik raporlar gündeme [Devamı]
    Türkiye, 2008'den 2009'a 10 sıra gerilemiş
    Güven Sak, Dr. 20 Ekim 2009
    Dünya Bankası'nın 2010 yılı "İş Ortamı" (Doing Business) raporu eylül ayında yayımlandı. Ama ortadaki keşmekeşten konu fazlaca tartışılmadı. Rapor, 2008 yılından 2009'a Türkiye'nin yalnızca küçülmediğine, ülkede iş yapma ortamının da göreli olarak kötüleştiğine işaret ediyor. Bunun ne anlama geldiği üzerinde durmaya ne dersiniz? Dilerseniz aşağıya bekleriz. Önce ne olduğunu bir belirleyelim: Türkiye'nin 2009 raporunda 63'üncüyken 2010 raporunda 73'üncülüğe gerilediği İş Ortamı Raporu, dünya ekonomilerini yatırım yapılabilirlik açısından sıralayan en kapsamlı çalışma niteliğinde. Çalışma, 2009 ve 2010 raporları itibariyle 183 ülkeyi içeriyor. Daha Birleşmiş Milletler kadar olmadı, ama bekleyin olacak. Rapor, 2004 yılından beri yayımlandığı için uzun soluklu. Sonuçta ülke ekonom [Devamı]
    2009 Nobel iktisat ödülleri faydalı iktisatçılara gitmiştir
    Güven Sak, Dr. 17 Ekim 2009
    Nobel iktisat ödülleri bu yıl "kurumsal iktisat" alanına gitti. 2009 yılının Nobel İktisat Ödülü'nü Elinor Ostrom ve Oliver E. Williamson paylaştılar. 2008 krizi sonrasının temel meselesi böylece gündeme oturmuş oldu. Rekabetin yerini işbirliğinin alacağı bir yeni dönemin başlangıcında gibi duruyoruz. Nasıl olsa buraya doğru gidecektik. 2008 krizi süreci yalnızca hızlandıracak gibi duruyor. Gelin bugün Nobel İktisat Ödülü'nün çağrıştırdıkları üzerinde duralım. Birinci nokta şudur: Nobel İktisat Ödülü homoekonomikus ile uğraşanlara değil, homosapiens'in hayatını nasıl organize ettiğini araştıranlara gitmiştir. Bu ayrımı bir süre önce bir hafta sonu Referans'ında yapmıştık. İktisatçıların bir bölümü "her şeyden anlayan, her konuda tam malumata sahip olan, tercihlerini rasyonel o [Devamı]
    IMF ne kadar değişmiştir
    Güven Sak, Dr. 15 Ekim 2009
    Biliyorum IMF'den, yurtdışında olup bitenlerden sıkıldınız. Gelin görün ki içeride olup da şöyle keyifle anlatacak yeni bir gelişme yok. Hemen "ama ya o çok beğendiğin kredi garanti fonu düzenlemesi" demeyin. Bu sütunda o düzenlemeyi yaraya bir parmak merhem mealinde anlatırken takvim ne zamanı gösteriyordu? 2008 yılının eylül ayı filandı. Şimdi tarih nedir? 2009 yılının ekim ayındayız. Daha ne diyeyim? Elbette o yapılan düzenlemenin niteliğine de geliriz. Olumlu yanının da altını çizeriz. Ama müsaadenizle bugün "IMF, ne kadar değişti?" dizisine devam edelim. İnanın bunu takip etmek yakın gelecekte neler olabileceğini değerlendirmek için çok daha faydalıdır. Siz o kocaman kocaman isimlerin dediklerine bakmayın. Yakın gelecekte IMF'siz hayat yoktur. Nerede kalmıştık? "Sosyalis [Devamı]
    Kahn sosyalist olmasa, IMF böyle olur muydu?
    Güven Sak, Dr. 13 Ekim 2009
    Ne dersiniz IMF'nin başında Dominique Strauss-Kahn olmasa, IMF krize bu kadar çabuk ve bu kadar radikal bir tepki verebilir miydi? Doğrusu ya, bu kadar çabuk ve bu kadar radikal olmayabilirdi ortadaki tepki. IMF bu kadar öne çıkmayabilirdi. Kurum içi çalışmalardaki zihin karışıklığı ile IMF Başkanı'nın zihin açıklığı bu çerçevede son derece dikkat çekicidir. Tarihte bireyin rolünün görünür hale geldiği bir dönemden mi geçiyoruz nedir? Bu dönemde soru şudur: İzlediğimiz değişim eğilimi ne kadar kalıcıdır? Kahn, Sarkozy ile uğraşmaya memleketine dönerse IMF eski haline mi döner? Bu soruya yekten "Yok, canım öyle olmaz" demek zordur. Teşhisi nasıl koyarsanız, tedaviyi öyle yaparsınız. Teşhis, tedaviyi belirler. Son dönemde tedavinin hızlı olmasının nedeni, teşhis konusundaki zihin [Devamı]
    IMF programı Türkiye'yi krizin etkilerinden korumuştur.
    Güven Sak, Dr. 10 Ekim 2009
    İstanbul'da yapılan 2009 IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları vesilesiyle, bu haftanın başında HAK-İŞ tarafından düzenlenen bir toplantının konusu, "IMF programlarının dünya ekonomilerine etkisi"ydi. Toplantı, Türkiye'de ve ağırlıklı olarak Türkçe konuşan bir topluluk için düzenlendiğinden, konuyu Türkiye'ye getirmemek olmazdı. Bakın, ben de öyle yaptım. Toplantıda bir soru geldi: "IMF programlarının Türkiye ekonomisinin kriz performansına etkisi nedir? Hiç düşündünüz mü, bu dönemde, IMF programlarının Türkiye ekonomisinin kriz performansına nasıl bir etkisi oldu?" Bakın ben düşünmeye başladım. Bu soruyu cevaplarken öncelikle durumun tespit edilmesi gerekir. Türkiye, "el kesesinden düğün bayram anlayışı"nın yönetiminde, küresel ekonomik krize karşı dişe dokunur hiçbir tedbir a [Devamı]
    Küresel dengesizliklerin giderilmesi tartışması
    Güven Sak, Dr. 06 Ekim 2009
    IMF ve Dünya Bankası 2009 yıllık toplantısının İstanbul'da yapılması, küresel tartışmaları kapımıza kadar getirdi. Şimdi bundan yararlanma zamanıdır. İstanbul'daki açıklamalardan anladığımız kadarıyla, ortada bir "küresel dengesizliklerin giderilmesi" tartışması vardır. Gördüğümüz şudur: Biçimlenmekte olan "küresel dengesizliklerin giderilmesi" tartışması, Türkiye için iyi haber değildir. Yalnızca Türkiye için değil, ekonomileri yakınsama sürecinde olan herkes için bu tartışma kötüdür. Yavaş büyüme habercisidir. Sosyal sorunların zamana yayılması, Avrupa Birliği'nin kişi başı milli gelirine ulaşmanın gecikmesi anlamına gelmektedir. Türkiye'nin G-20 bünyesinde gündeme getirmeye hazırlanması gereken temel noktalardan bir tanesini bu yeni başlayan tartışma oluşturmaktadır. Bugün m [Devamı]