Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Tekel ile üniversite sınavına girecek öğrencilerin ortak yanı
    Güven Sak, Dr. 11 Şubat 2010
    Bu hafta Tekel işçileri meselesi ile ilgili ne düşündüğümü sizlerle paylaşmıştım. Bu arada üniversite sınavına bu yıl girecek öğrencilerin katsayı derdi de ortalığı kapladı. Hiç düşündünüz mü, üniversite sınavına bu yıl girecek öğrencilerle Tekel'in tütün işleme tesislerinin kapatılması ile 4-C statüsüne aktarılacak işçilerin ortak yanı nedir? "Hadi canım" demeyin, gelin bir dinleyin: İkisinin ortak yanı da kamuda sürekli değişen kararlar nedeniyle yakın geleceği öngörememektir. Öngörülemezlik karar almayı zorlaştırır. Yatırım ortamını da bozar. Geleceğini tasarlamak isteyenleri zora koşar. İç karartır. Kötüdür. Türkiye, kamu kararları ile bireylerin hayatlarının karartılması, geleceklerinin belirsizleştirilmesi konusunda dünya rekortmeni sayılır. Sıralamaya kalksak, şu son birk [Devamı]
    Tekel, maliye politikasızlığı sorunu
    Güven Sak, Dr. 09 Şubat 2010
    Tekel işçileri bu saatten sonra elbette son derece haklıdır. Lafı eğip bükmeye de gerek yoktur. Ortada küresel krizin getirdiği derin bir sosyal felaket ihtimali vardır. Hükümet ise sosyal barışı korumak için ne yaptığını biliyor gibi görünmemektedir. Yaklaşık iki aydan beri, ülkemizin gündeminde yer bulmaya çalışan Tekel işçileri meselesine, ülkenin değişen koşullarını tespit ederek yaklaşmakta fayda vardır. Mesele esasen Tekel işçileri meselesi filan değildir. Mesele "küresel kriz sonrasında" kamu maliyesi, özelleştirme ve sosyal politika arasındaki etkileşime nasıl bakılacağı meselesidir. Hükümetimizin, Tekel işçileri özelinde bakıldığında, her zamanki gibi, değişenin farkında olmadığı ve de belirgin bir politika çerçevesine sahip olmadığı dikkati çekmektedir. İsterseniz önc [Devamı]
    Yunanistan, kesinlikle Avrupa Birliği'nin meselesidir
    Güven Sak, Dr. 04 Şubat 2010
    Yunanistan'ın kamu maliyesine ilişkin sorunları yalnızca Yunanistan'ın meselesi değildir. Bu çerçevede, Yunanistan Maliye Bakanı Papaconstantinou'nun açıklaması doğrudur. Almanya ve Fransa'dan gelen açıklamalar ise tam da doğruyu yansıtmamaktadır. Yunanistan, Avrupa Birliği'nin meselesidir. Yunanistan'ın yaratıcı muhasebe teknikleri kullanarak, bütçe performansını olduğundan daha iyi göstermiş olması elbette kötüdür. Ancak Avrupa Birliği'ne yakınsama sürecinin, geriden gelen üyelerin iç tasarruf oranlarını düşürüyor olması yapısal bir mesele olarak ele alınmalıdır. Konu Türkiye ile de yakından alakalıdır. Yunanistan olayından sonra Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği tartışması artık yeni bir düzlemde yapılacaktır. Geçen pazartesi Radikal'in ekinde yer alan demeçler, Avrupa Birl [Devamı]
    Türkiye'nin büyüme stratejisi nedir
    Güven Sak, Dr. 02 Şubat 2010
    Türkiye ekonomisinin dinamikleri üzerinde düşünmeye başlamıştık. İlk önce, geçen hafta, düşük tasarruf oranı meselesine değindik. Orada yapılması gereken güçlü bir mali kural ve de onun güvenilirliğini garanti altına alacak bir izleme mekanizmasıydı. Bu hafta konumuz ise ekonomimizin bir başka meselesi olsun istedim. Sizce Türkiye'nin büyük bir ekonomi olması, burada büyüme sürecinin yeniliklere ve icatlara dayalı olması ihtimalini olumsuz etkiler mi? El cevap: Etkiler. Ya da daha temkinli ifade etmek gerekirse etkileyebilir. Gelin bir bakalım. Ortadaki problemi görelim. Önce isterseniz ne demek istediğimi daha açıklıkla ifade edeyim. Çin'in yükselişinin bize ve herhalde pek çok ülkeye daha şöyle bir mesaj vermiş olması gerekir: "İşçilik maliyetlerini düşük tutarak ayakta kalmak [Devamı]
    Büyüme kirli olmak zorunda mıdır?
    Güven Sak, Dr. 30 Ocak 2010
    Türkiye, 2002'den beri etkileyici bir biçimde değişiyor. Bir yandan yüksek büyüme oranları, öte yandan ise hızla değişen bir iktisadi yapı. Türkiye giderek artan bir hızla dünyalı bir ekonomiye sahip oldu bu dönemde. Tam da o nedenle 2008 küresel krizinden en çok etkilenen ülkelerden biri de Türkiye oldu. Bunu söylemek için herhalde "füzelerin nasıl uçabildiğini" bilmek filan da gerekmiyor. Küresel ekonominin ayrılmaz bir parçası olanın, küresel krizden en çok etkilenmesi de kaçınılmaz. Kalanı boş laftan başka bir şey değil. Türkiye, 2002 yılından beri hem niceliksel hem de niteliksel göstergeler açısından hızlı bir değişim sergiliyor. Şimdi bunların harikulade bir dönüşüm resmi olarak alt alta yerleştirilebilmesi esasen mümkün. Ama bakın tam da öyle olmuyor. Peki, neden hızlı [Devamı]
    Balyozsuz reform olmaz mı
    Güven Sak, Dr. 28 Ocak 2010
    Türkiye'nin bir geniş siyasi mutabakat zeminine ihtiyacı vardır. Yalnızca anayasasını değiştirmek için değil, bütçesini sağlam ilkelerle yapabilmek için de. Türkiye'nin demokratik siyasi tarihi mali disiplinsizlikler geçidi gibidir. Gün geçmez ki, biri "Onlar ne verirse, beş lira fazlası" demesin. Hep ceremesini çekeriz ama biz onu yine de hep yaparız. Bugünkü IMF'den gelecek üç kuruşa muhtaç halimiz tam da mali disiplinsizlik eseridir. Peki, kamu maliyesindeki reformlara hiç baktınız mı? Bakın, mesela, ülkemiz bugüne kadar demokratik dönemlerde kapsamlı vergi reformu yapabilmiş değildir. Gelir Vergisi Kanunu 1947 yılında yürürlüğe girmiştir. Değişiklikleri, 1960 darbesi ve 1971 muhtırasına rastlamaktadır. 1980 darbesi ise KDV dahil bir dizi reform çabasını gündeme getirmiştir. [Devamı]
    2010 yılının makul ve mantıklı hikâyesi nedir
    Güven Sak, Dr. 26 Ocak 2010
    Hiç düşündünüz mü? İşiniz, yabancı yatırımcılara Türkiye'ye yatırım yapmanın faziletlerini anlatmak olsaydı. Acaba 2010 yılında onlara ne anlatırdınız? Hayır, adamlar yerkürenin her tarafında zaten yatırım yapıyor olmasalardı o kadar da mesele olmayabilirdi. "Efendim, krizden en hızla toparlanarak çıkmakta olan ülke Türkiye'dir ve de öyle olacaktır" derdiniz. Bu lafa başlayınca kaşları kalkıyorsa, "Biliyorsunuz, acayip bir Orta Vadeli Programımız var. Kendisi son derece güvenilir. Hükümetimizin ne yapacağı daha şimdiden belli" derdiniz. Cesaretiniz daha da iyiyse, hani iki tek de atmışsanız, "Zaten biliyorsunuz, bu küresel kriz de bizi teğet geçti. En az hasarı bizim memleket gördü" diyebilirdiniz. Hatta hatta, "Vallahi, esasen IMF ile anlaşmak mecburiyetimiz yok ama asla gerek [Devamı]
    Hadi bizimki saçmadır, ya onlarınki?
    Güven Sak, Dr. 21 Ocak 2010
    Geçen hafta bankalara getirileceği söylenen "kelle vergisi"ni (poll tax) dilimize dolamıştık. Bu hafta, müsaadenizle devam edelim. Konu son derece verimli, aklımıza takılanlar, aklımızda kalmasın. Sonra "Madem biliyordun, neden konuşmadın" demesinler. Bankalardan her yıl şube başına vergi alınmasının, tasarım itibariyle pek de akıllıca olmadığının altını sanırım yeterince açıklıkla çizdik. Üstelik üslup da azıcık Magna Carta öncesine aitti. Onu da vurguladık. "Kardeşim, öyle, 'Benim filanca işi finanse etmem lazım' diye sıkıştıkça vergi icat edilmez". Vergi politikası alanı, öyle sabahtan akşama, icat çıkarmaya müsait değildir. İlkinde müsaade ederseniz, sonra hep yaparlar. Sıkıştıkça vergi icat edilmesi, öngörülebilirliği sıfıra doğru yaklaştıracağı için, yatırım ortamının ist [Devamı]
    Eugene Fama, The Economist aboneliğini neden iptal etti
    Güven Sak, Dr. 19 Ocak 2010
    Yirmi birinci yüzyılı tanımlarken ilk küresel finansal krizimizi ihmal etmek mümkün olmayacak. İktisatçıların ve hepimizin dünyaya ve hayat tarzımıza ilişkin bakış açısı bu krizle birlikte kapsamlı bir değişikliğe uğruyor. Uğramak zorunda. Daha önce hiç alışık olmadığımız bir sürecin içinden geçiyoruz. Yarının nasıl olacağını bugünün tartışmaları belirleyecek. Bugünün tartışmaları ise esasen komik. Son günlerde hiç piyasa ekonomisinin yılmaz savunucularının neler söylediğine bakıyor musunuz? Geçen hafta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kongresi'nde, ilk küresel finansal krizimize ilişkin, ilk resmi soruşturma yürütülmeye başlandı. İlk olarak, dört finansal kurumun üst düzey yöneticileri sorgulandı. Sorgu, muhteşem bir komedi kıvamında devam ediyor. Gelin bakın bu günlerde nele [Devamı]
    Şimdi bu kelle vergisinin manası nedir
    Güven Sak, Dr. 16 Ocak 2010
    Bankalardan şube başına yıllık belli bir tutarın alınmasına başlanacakmış. Perşembe günü basın toplantısı düzenleyen Sayın Ali Babacan "SSK prim desteğinin uzatılması ve emeklilere yapılan intibak zammının finansmanı için bütçede kaynak gösterilmediğine göre ne yapılacağı"na ilişkin ısrarlı sorulara karşılık olarak bu yeni vergiyi açıkladı. Radikal gazetesi cuma günü haberi "Bankalara kelle vergisi geldi" diye verdi. Olan da esasen buydu. Peki, oldu da iyi mi oldu? Şimdi bu kelle vergisinin bir manası var mıdır? Hayır, yoktur. Tek manası ortadaki maliye politikası felaketine şahitlik etmektir. Nokta. Gelin bakın mesele azıcık düşünülünce neye benzemektedir? Merak edenleri, aşağıya bekleriz efendim. Şimdi hemen "Adamlar biz ağlarken gülüyorlardı, şimdi azıcık da onların canı yan [Devamı]