Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Banka kredileri artarken neden bir tek KOBİ kredileri düşüyor?
    Güven Sak, Dr. 11 Mart 2010
    Bir süredir iktisadi toparlanma sürecinin ikili yapısına dikkat çekmeye çalışıyorum. Büyüme ilk bakışta artık pozitif alana geçmiş gibi duruyor. İktisadi aktivite, 2009'daki hızlı daralmadan sonra, şimdilerde son derece zayıf toparlanma belirtileri gösteriyor. Banka kredileri toplamına baktığınızda artış görüyorsunuz. Ama hepsi "ilk bakışta". Ortada bir bereketsiz büyüme atmosferi var. Sanayideki istihdam kaybı halen ortada duruyor. İş, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ) alanına geldiğinde ise rivayet, şimdilik muhtelif görünüyor. Banka kredileri için açıklanan 2009 sonu rakamlarına baktığınızda, bütün krediler artarken KOBİ kredileri baş aşağı gidiyor. Halbuki KOBİ'ler istihdam açısından önem taşıyor. ABD'de 2008 krizinde istihdam kayıplarının yüzde 45'i KOBİ'lerden k [Devamı]
    Yoksa Stiglitz başından beri zaten haklı mıydı?
    Güven Sak, Dr. 06 Mart 2010
    Joseph Stiglitz eskiden, Başkan Clinton döneminde Beyaz Saray'daydı. Sonra Dünya Bankası'nın Başiktisatçısı olarak çalıştı. En kızgın olduğu dönem 1997 Güneydoğu Asya Krizi dönemiydi. Hatırlayın o dönemde, uygulanacak reçete konusunda, dönemin Hazine Bakanı Rubin, Merkez Bankası Başkanı Greenspan ve de Larry Summers'la görüş ayrılığına düştü. Stiglitz, finansal piyasa çalışanlarının yaptıkları hatalar için bedel ödemeleri gerektiğini düşünüyordu. Bu çerçevede, o dönemde, zora düşen gelişmekte olan ülkelere önerilen "kemer sıkma" tedbirlerinin bir tür salaklık olduğu kanaatindeydi. Zaten daralmakta olan bir ekonomiyi daha da daraltmanın ne anlama geldiğini hep sordu. Ben o vakit karşı tarafın argümanlarının doğru olduğunu düşünen taraftaydım. Doğrusu ya, hâlâ da azıcık öyleyim. [Devamı]
    Bu şirketler kurumsallaşmadan bankadan zor kredi alırlar'
    Güven Sak, Dr. 04 Mart 2010
    Hafta başı "ben esasen bu krizden pek memnunum" diyenlerin neden öyle dediğine bir bakmıştık. Öyle ya, memleketimizde böyle bir grup işadamı var. Neydi onların ayırıcı özellikleri? Ya şirketlerinin işletme sermayesi tabanı zaten genişti, ya da işletme sermayesi tabanı genişleme kapasitesine sahipti. Kayıran Allah'ın işlerini döndürmek için elinde yeterince nakdi olmayan işletmelerle, gerektiğinde nakde ulaşma imkânı kısıtlı olanları kayırması gerekiyordu. O vakit, günün sorusu şöyleydi: Şirketler kesiminin işletme sermayesine erişim imkânları nasıl arttırılabilir? İşte bakın bu noktadan itibaren rivayet muhtelif. İşletme sermayesine erişebilmenin en kolay yolu bankacılık sistemine kolaylıkla erişebilmek elbette. Peki, bankacılık sistemimiz, bugüne kadar, finansal piyasalara eri [Devamı]
    'Ben esasen bu krizden pek memnunum'
    Güven Sak, Dr. 02 Mart 2010
    Geçenlerde memleketin Güneydoğu'ya düşen taraflarından gelen genç bir işadamı tam da başlıktaki gibi söyledi: "Ben" dedi, "esasen bu krizden pek memnunum." Ben öyle "Yahu bu ne diyor böyle" diye bakarken o ekledi: "Bu kriz bizi hakikaten teğet geçti." Anlatan genç ve de başarılı bir işadamıydı. Son derece samimi bir biçimde anlatıyordu. Hiç de öyle, ismi lazım değil, öfkesi ile ünlü bir siyasetçiye dert anlatıyor pozisyonda da değildi. Dolayısıyla hani öyle Nasrettin Hoca sendromundan mustarip olmasına gerek yoktu. Hatırlarsınız canım, Nasrettin Hoca sendromunu. Timur, ordusunun bakım için kendi köylerine bıraktığı fili beslemekten bıkan Akşehir halkı, Hoca'yı önlerine koyup, şikâyette bulunmak üzere Timur'un huzuruna gider. Filin yiyip içtikleri halkı canından bezdirmiştir. Fi [Devamı]
    Obama neden medyaya bağırmıyor
    Güven Sak, Dr. 27 Şubat 2010
    Geçen hafta olup bitenler bir ülkede mutabakat zemininin ortadan kalkmasının işleri nasıl içinden çıkılmaz hale getirdiğine delil olarak alınmalıdır. Mutabakat zemininin ortadan kalkması, herkesi birbirine kuşku ile bakmaya yöneltmekte ve de ülkede bir nevi "Kavgada yumruk sayılmaz" atmosferinin oluşmasına neden olmaktadır. Bu, kötüdür. Bu hava zehirlidir. Su getirme iddiasında olanların, testinin kırılmamasının önemini bilenlerin, icraatı kendisine dert edinmiş olanların bu ortamda mesuliyetleri azalmaz artar. Mesulün, tüm kurumları bir araya getirerek sistemin işlemesini temin etmesi gerekir. Yoksa millet zaten testiyi kıranla suyu getireni ayırt etmeyi bilir. Hep bilmiştir zaten. Bu ülkede, mevcut idare sisteminde, ortadaki mesuliyetin sahibi Sayın Başbakanımızdır. ABD'de, on [Devamı]
    Kemerleri bağlayalım, lütfen
    Güven Sak, Dr. 25 Şubat 2010
    Herkesin kendine göre bir derdi var. Ortada itişen tarafların, hele bir dinlerseniz, acayip iddiaları var. Sorarsanız hepsi de haklılar. Şehvetle anlatıyorlar kendilerinin uğradığı haksızlıkları. Halbuki ortada tam bir "Kavgada yumruk sayılmaz" atmosferi var. "Kavgada yumruk sayılmaz" atmosferinde her şey mubahtır. Marifet, memleketi öncelikle bu havaya sokmamaktır. Kurumlar arasında uyumdan mesul olanlar, taraf olunca, bu kavga kaçınılmaz. Biz bu havayı, 1980 öncesinde, bir kez solumuştuk. Hoş değildi. Ama yapacak bir şey yok. Madem atmosferi bir bütün olarak değiştirmek mümkün değil, gelin bugün önümüzdeki dönemde, iktisadi istikrar için yapılabilecek olanla ilgilenelim. Kurallı maliye politikası bahsi bugün artık dünden daha önemli hale geldi. Hem içerideki hem dışarıdaki hav [Devamı]
    Mali kural neden görünenden daha farklı olmalı
    Güven Sak, Dr. 23 Şubat 2010
    Bundan birkaç yıl önceydi herhalde. O vakit, ben, "Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı olmayabilir. IMF'den kurtulmanın yolu, kurallı maliye politikası yolunda, hızlı adımlar atmaktır" düşüncesindeydim. Ama o vakit, daha 2008 global krizi yoktu. Biz seçim yolunda ve de 2008-2009 arasındaki gibi bütçedeki paraları çarçur etmemiştik. Hele hele şimdilerde ortada dolaşan bu PIGS meselesi hiç mi hiç yoktu. O vakit, ben bu sütunlarda konu ile ilgili pek çok yazı yazdım. TEPAV konu ile ilgili politika notları yayımladı. Geldik bugüne. Bugün isterseniz "Mali kural nasıl olmalıdır?" tartışmasına güncel bir katkı sağlayalım. Gelin bakın, bence, Hazine'nin üzerinde çalıştığı mali kural çerçevesi neden yanlıştır? Kural, neden bütçe dengesi üzerine değil de kamu harcamaları toplamı üzerine konulmalı [Devamı]
    2154'te dünya nasıl olur? Bölüm 1: Bir Madagaskar hikâyesi
    Güven Sak, Dr. 20 Şubat 2010
    Daha Oscar ödül töreni yapılmadı. James Cameron'un "Avatar" filmi bu yıl Oscar'ı silip süpürmeye aday filmlerden biri. Tören günü ne olacağını bilmem ama filmin bugün itibariyle ne kadar para kazandığı, kitlelere ne kadar uzanabildiği ortada. Sinema bir endüstriyse, oylamayı bu endüstrinin çalışanları yapacaksa, Avatar elbette Oscar'lık olur. Film, bütün gişe başarısı hikâyelerini altüst etti. Avatar, şubat ayı itibariyle sinema gişelerinden yaklaşık 2.5 milyar Amerikan Doları topladı. Ama bugünün konusu Avatar'ın gişe performansı filan değil, hatta Avatar filmi de değil. Siz hiç düşündünüz mü? 2154 yılında dünya acaba nasıl olur? Hani Avatar'daki gibi "Pandora"yı hayal etmeyelim. Gelin dünya nasıl olur diye bir düşünelim. Merak edenleri, düşünmek isteyenleri aşağıya bekleriz e [Devamı]
    İstanbul Sanayi Odası'nın anketine hiç baktınız mı
    Güven Sak, Dr. 18 Şubat 2010
    Türkiye ekonomisinde bir süredir ikili bir yapı gözlemleniyor. Bir yanda "tuzu kuru olan firmalar", öte yanda ise "dayanma güçleri her gün imtihana tabi tutulan şirketler" var. Bu "biri yer bir bakar" atmosferi, yakın gelecek için iyi değildir. Tedbir almak gerekir. Ayrıca İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Sayın Tanıl Küçük son derece haklıdır. Hükümetimiz, tedbir bahsinde çoktan sınıfta kalmıştır. 2008 ve 2009'dan sonra 2010 yılını da heba etmek üzeredir. Bugün isterseniz öncelikle ekonomimizdeki ikili yapıya işaret eden İSO ekonomik durum tespiti anket çalışmasına bir bakalım. Bakalım ki, zayıf bir toparlanma ışığı verdiği için analistleri sevince vuran veriler doğru bir perspektife oturtulabilsin. Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Hasan Ersel Hocamız, Tuncay Bulutay [Devamı]
    Bu yaşıma geldim, bu kadar düşük banka faizi görmedim
    Güven Sak, Dr. 16 Şubat 2010
    Geçenlerde "Ben sizin üç ay sonra rakamlara bakarak göreceğinizi şimdiden yaşıyorum" ekolünden biri tam da böyle diyordu: "Altmış yaşındayım. Bu yaşıma geldim, bu kadar düşük faiz görmedim. Bu ortam acaba böyle devam eder mi" diye soruyordu. Bir yanda bu, öte yanda ise bankaların bir türlü artmayan kredi portföyleri ile azalmakta olan bir istihdam patikasının yan yana olduğu bir dönemden geçiyoruz. Heyecan yaratması gereken unsurlar, kuşku ifade ediyor. İleriye doğru bakanlar, girişimciliğin giderek zorlaştığını düşünüyorlar. Geçenlerde Rusya Devlet Başkanı Medvedev'in Meclis'te yaptığı bir konuşmayı okurken, benim aklıma bu takıldı. Hiç düşündünüz mü, "Memlekette bugün eksik olan nedir" diye... En büyük eksiklik, memleketin hedefsiz kalmış olmasıdır. İleriye doğru güvenle bakam [Devamı]